by Mike Schmitz – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 28 Nisan 2021 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Nikola Jokic’in 2014 NBA Draftı’nda 41. sıradan seçilmesinin en büyük sebeplerinden biri, savunmadaki potansiyeli, mobil hareketliliği ve ağır oyun yapısıydı. 30 takımın tamamı 2,11’lik devin bakmadan attığı pasları, savunmacıları geçtiği dönüşlerini ve Karl-Anthony Towns ile Clint Capela gibi uzunlara karşı bitirişlerini Nike Hoop Summit idmanlarında bir hafta boyunca görmüş olsa da gözlemciler, Jokic’in oyun tarzının ve vücut yapısının NBA’de nasıl olacağını kestiremedi.
Aradan geçen yedi yılın ardından Jokic, MVP ödülünü kazanma yolunda NBA’i kasıp kavuruyor ve o soru işaretleri şimdi bakınca gülünç geliyor. Jokic, 2014’te yaptığı hareketleri Joel Embiid ve Rudy Gobert gibi elit NBA uzunlarına karşı yapadursun, gözlemciler ve yöneticiler benzer zayıf yönlere sahip yabancı uzunları eleme konusunda daha temkinli davranmaya başladılar.
Bir gözlemcinin de dediği gibi “Kimse, başka bir Jokic’i kaçırmak istemiyor.”
Burada devreye Alperen Şengün giriyor.
Şengün’ün yeni Jokic olacağını söylemek, lotaryadan seçilmesi beklenen, 18 yaşındaki aşırı verimli Türk uzuna haksızlık olur. Jokic’in basketbol hassasiyeti ve yaratıcılığı, nadir görülen türden. Ayrıca Sırbistan’da draft sonrası gelişimini sürdürebileceği bir yıllık bir süresi oldu ve topun kendi eline verileceği, setleri yönetebileceği muazzam bir ortam buldu Nuggets‘ta. Aynı aşamada Şengün’den daha büyük, daha uzun ve daha modern bir oyun tarzına sahipti Jokic. Fakat 2,08’lik Şengün, Türkiye Ligi’nde Beşiktaş formasıyla rekorlar kırdığı bu sezonda fiziği, boyalı bölgeye dayalı oyunu ve ayak yavaşlığı ile Jokic’e benzer soru işaretleri ile karşı karşıya. Bununla birlikte Şengün’ün çabuk dönüşleri, post oyunundaki ayak hareketleri ve sırtı dönük pasları; Jokic’in yakaladığı başarı ile bir araya geldiğinde Şengün için iyiye işaret zira NBA’deki gözlem süreci, genelde son dönemdeki moda ve oyuncu kıyasları ile ilerliyor.
“Jokic’i izliyorum ve gerçekten onunla aynı tarzda oynamak istiyorum” diyor Şengün, İstanbul’daki antrenmanı sonrasında ESPN’e. “Fadeaway, post hareketler… Genelde onun hareketlerini inceliyorum. Bazı insanlar, benim tarzımın onun hareketlerine benzediğini söylüyor.”
Daha önce görülmemiş verimlilik
Geçen yıl bu zamanlar, Giresun doğumlu Şengün, NBA’de oynamasına kesin gözüyle bakılan bir isim değildi. Bir noktada 121 kilograma kadar çıkmış, savunmada ayakları ağır, genelde potanın beş metre çevresinde oynayabilen bir oyuncuydu. 2018’deki U16 Avrupa Şampiyonası’nda onu ilk izlediğimde ondan ne beklenebileceği konusunda pek emin değildim. Sahada oradan oraya sürüklenirken yine de kendi yaşının çok ötesinde bir yetenek seviyesi ile istediği zaman sayı buluyordu.
COVID-19 pandemisi başlayıp da basketbola ara verildiğinde Şengün, tatlı yemeyi bırakmış, daha ciddi bir şekilde antrenman yapmaya başlamış ve 109 kilograma kadar düşmüş. Yaklaşık 2,08’lik boyu ve 2,13’lük kanat genişliği ile Kevin Love’ın UCLA’dan mezun olduğu dönemdeki fiziğine sahip fakat Şengün, yeni fiziği ile çok daha patlayıcı bir sıçrama kabiliyetine sahip.
ALPEREN ŞENGÜN’ÜN FİZİĞİNE BENZER FİZİĞE SAHİP OYUNCULAR
“Şu anda daha atletik bir vücuda sahibim” diyor Şengün, birkaç yıl önce yapmayı hayal bile etmeyeceği 360 derecelik smacı yaptığı pozisyonu izledikten sonra. “Bu yüzden smaç yapmayı denemeliyim, her şeyi deniyorum.”
Asla mücadeleden çekinmeyen Şengün, bu sezon birçok poster smaca imza attı ve gösterişli ayak hareketleri, agresif oyun yapısı ve muazzam el hassasiyetinin yanında geliştirdiği sıçrama kabiliyetini de gösterdi. Beşiktaş‘taki ilk sezonunda 19,4 sayı, 9,4 ribaund, 2,5 asist, 1,4 top çalma ve 1,6 blok ortalamaları ile Türkiye Ligi’ni domine etti; %67 ile ikilik isabet oranı buldu ve takımı, şu anda puan tablosunda beşinci sırada.
Elimizdeki verilere göre Avrupa’da daha önce 18 yaşındaki hiçbir oyuncu bir sezon boyunca 19+ sayı, 9+ ribaund ve 2+ asist ortalamaları yakaladı. Dario Saric, 2014 yılında 19 yaşındayken bu istatistikleri yakaladı fakat bunu, daha düşük seviyedeki Hırvatistan Ligi’nde daha düşük bir verimlilik oranı ile yaptı. Bununla birlikte bu istatistikler, Luka Doncic’in henüz o yaşlarda EuroLeague’i kasıp kavurması ile karıştırılmamalı. En büyük Şengün hayranları bile Türkiye Ligi’nin eskisi gibi olmadığını kabul edecektir. Beşiktaş‘ın da onu öne çıkarmak için bariz çaba göstermesi ile Şengün, büyük süreler alan 18 yaşındaki diğer yabancı oyunculardan daha fazla hata yapma lüksüne sahip.
Fakat genç kariyerindeki neredeyse her durağında olduğu gibi Şengün, Jan Vesely ve Fenerbahçe ile Kyle Wiltjer, Sam Dekker ve Türk Telekom karşısındaki maçları gibi yüksek verimlilik ile imzasını bıraktığı performanslara imza atıyor. Keza A Milli Takım karşılaşmasında İsveç karşısında da 24 sayı ve 12 ribaund ile oynadı. Türkiye Ligi’nin seviyesi düşük olsa da Şengün’ün verimliliği, onun önündeki yabancı uzunlarla kıyaslayınca öne çıkıyor.
DRAFT ÖNCESİ YABANCI UZUNLARIN İSTATİSTİKLERİ
Boyalı bölgedeki dominasyonu
Şengün, gerek post-up’lar, gerek potaya devrilmeler, gerekse hücum ribaundları ile hücumdaki verimliliğini genel olarak boyalı bölgede gösteriyor ve güçlü fiziği ile alan açabiliyor ya da harika zamanlaması ile kaçan şutları smaçla tamamlayabiliyor.
“Ribaundlar konusunda bir seziye sahibim” diyor Şengün. “Şut atıldığı zaman topun nereye düşeceğini biliyorum. Topu gerçekten iyi takip ediyorum, hissediyorum. İçgüdüsel oluyor bu.”
Şengün, 40 dakika başına 5,8 hücum ribaundu alıyor ve UCLA’deki Love veya Gonzaga’daki Domantas Sabonis ile benzer ribaund sezilerine sahip. 2021 sınıfında ribaund yüzdesi istatistiğinde 100 oyuncu arasında ikinci sırada yer alıyor ve önünde sadece North Carolina’dan Day’Ron Sharpe bulunuyor. Ribaundlarda topu ya takım arkadaşlarına kazandırıyor ya da Jokic’in yaptığı gibi tek elle bile ribaund çekebiliyor.
Ribaundlardaki meziyetlerinin ötesinde Şengün, en iyi performansını potaya beş metrelik mesafe içerisinde gösteriyor. Potaya yakın bir yerde postta pozisyon almak için savaşıyor ve rakibinin hangi tarafa yöneldiğini çok iyi sezerek potaya yüzünü dönüşlerde elit kabiliyetler gösterebiliyor. Topla fake atıyor, topu doğru açılarda kaldırıp indirebiliyor ve bloktan topu çok iyi kaçırıyor. Geleneksel anlamda çabuk olmasa da fiziğine oranla çok esnek ve dar alanlarda manevra yapabiliyor. Çabuk dönüşleri konusunda kendisi genelde Jokic’e benzetiliyor olsa da post-up hücumlarında Jahlil Okafor’un ilk yıllarına çok benziyor. Potaya yüzü dönük hücumlarda ve dönüşlerde, Okafor’un lise ve Duke yıllarındaki gibi oynayabiliyor ve neticede teması alıp hücumu bitirebiliyor. Şengün, aynı zamanda Embiid, Sabonis ve Jokic gibi isimlerin yanı sıra Shaquille O’Neal’ın eski maçlarını da izlediğini söylüyor.
Şengün, 18 yaşındaki bir oyuncudan gördüğüm en iyi el hassasiyetlerinden birine sahip ve fiziksel olarak potaya çok iyi devrilebiliyor. Kendisine atılan her pası yakalayabiliyor, diğer uzunların üzerinden smaç yapmaya korkmuyor ve NBA’de çok iyi blok yapan isimlerden kaçabilecek şekilde kısa devrilmelerde el hassasiyetini koruyabiliyor. Bununla birlikte 2,08’lik Şengün’ün boyalı bölgedeki bu dominasyonu, ondan önce lige girmiş 2,13’lük bazı oyuncular gibi NBA’de karşılık bulmayacak. Vladimir Stimac gibi 33 yaşındaki uzunlara karşı işe yarayan hareketler, Gobert, Embiid ve Giannis Antetokounmpo gibi oyuncular karşısında hiç kıymetli olmayacak. Şengün, ayrıca NBA’de muhtemelen bulamayacağı cömert düdükler sayesinde 40 dakika başına yaklaşık 10 serbest atış kullanıyor. En azından Şengün’ün bu sezon 2,03’lük Isaiah Stweart’tan gördüğümüz gibi fiziksel oyunu ve agresifliği ile benchten gelen oyuncuları domine edebileceğine dair iyimser bir bakış olmalı. Yaratıcı takımlar, onu kenardan gelen mini Jokic olarak deneyebilir ve NBA’de rahat oynamaya başladığında onu postta kullanabilir.