Sertaç Komsuoğlu: “Igor Kokoskov ile Şubat’tan Beri Gelecek Yılı Planlıyoruz!”

09/May/21 18:02 Mayıs 9, 2021

Can Bedel

09/May/21 18:02

Eurohoops.net

Fenerbahçe’de Sertaç Komsuoğlu birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

By Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’da basketbol takımından sorumlu yönetici Sertaç Komsuoğlu, FB TV’ye açıklamalarda bulundu. Sertaç Komşuoğlu takımın bu sezon ki bütçesinden, gelecek sezonun çalışmalarına kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.

Sertaç Komsuoğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“Öncelikle başta annem ve eşim olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. Bununla birlikte annelerini kaybetmiş olan tüm seyircilerimize, tüm izleyenlerimize de bir kez daha rahmet diliyorum. Onları da saygı ve rahmetle anıyorum”

“Sosyal medyadan hocamız ile Yönetim arasında problem olup olmadığına yönelik çeşitli mesajlar geliyor. Bu tip mesajlara alışık olmamız lazım. Dün Yunanlı bir gazeteci bu konuyu gündeme getirdi. Koçumuzla, Fenerbahçeli bir yöneticinin arasının kötü olduğu doğrultusunda, ki o yönetici de benim sanıyorum. Ama böyle bir şey yok. Ama doğaldır, şu anlamda doğaldır, transfer sezonu geliyor. Örneğin dün de ‘Vesely’i Milano alıyor’ dendi, sonra bu konuyla ilgili menajeri bir açıklama yaptı, ‘yok böyle bir şey’ diye. Geçtiğimiz hafta ‘Dyshawn Pierre CKSA’ya gitti’ gibi haberler çıktı. Ama doğaldır. Hocamızla biz şubat ayından bu yana gelecek yılın planlarını yapıyoruz ki geç kalmayalım, gelecek yıl nasıl bir takımla, nasıl bir sistemle mücadele edeceğiz.. Şu anda da play-off’lara hazırlanıyoruz. Bu tip haberler çıkabilir ama taraftarlarımızın bu tip haberlere çok inanmamasını tavsiye ediyorum. Ancak daha da çıkacaktır bu tip haberler çünkü Fenerbahçe, iddialı bir takım. Ben de önümüzdeki yıllar için iddialı demeçler veriyorum çünkü bu doğrultuda çalışıyoruz. İddialı demeçler derken altı boş demeçler vermiyorum. Hakikaten biz, şubat ayından beri gelecek yıl ne yapmamız lazım, nasıl daha güçlü oluruz, elimizdeki bütçeyi en iyi şekilde nasıl kullanırız… bunların çalışmalarını yapıyoruz. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki ben Maurizio Gherardini ile haftanın 5 günü, 6 günü toplantılar yapıyoruz. Bu toplantıların bir bölümüne sevgili hocamız Igor da katılıyor, bazılarına teknik ekibimiz, bazılarına da profesyonellerimiz katılıyor. Biz, Fenerbahçe’yi gelecek yıllar için planlarken sadece oyuncuyla, başarıyla değil; Fenerbahçe’nin kurumsal anlamda yapılanmasıyla da planlıyoruz. O nedenle çok ciddi çalışıyoruz. Hocamız takımının başında ve bu tip dedikodulara söyleyebileceğim tek şey perşembe günü play-off’lara başlıyoruz. Gönül isterdi ki taraftarlarımız da gelsin ama hazırız. Bunlar dedikodu diyeceğim ama bunların önüne geçmemiz mümkün değil. Özellikle EuroLeague’de normal sezon bittikten sonra bu haberler çok artıyor. Ağırlıklı olarak da Fenerbahçe’den gidenler olduğu gibi gelen isimlerin olduğuna dair haberler de çıkıyor.”

Fenerbahçe’nin bütçesi ne? Neler yaptık? Neler ettik? Fenerbahçe şu anda EuroLeague için konuşuyorum; EuroLeague’de ilk 8’e giren yani play-off oynayan takımlar arasında en düşük bütçeye sahip. Yani başlangıçtaki takımlar CSKA ve Barcelona’nın bütçeleri 44-46 bandında, biz 18-20 bandındayız. Tabii bütçe derken taraftarlarımız hesaplar yapıyorlar, oyuncuları çarpıyorlar vs. bütçeye sadece böyle bakmamak lazım. Bunun yol masrafları var, konaklama masrafları var, teknik ekibin masrafları var… Yoksa şunu alıyoruz, 15 tane oyuncu var, çarpalım, rakamlar şöyle vs. bütçe, öyle bir bütçe değil. Bu bantta bir bütçemiz var. Bir detay daha vermek istiyorum; EuroLeague’i 18’inci tamamlayan Khimki Moskova’nın bandı da 30-32. Biz, play-off’a kalan takımlar arasındaki en düşük bütçeli takımız ki şunun altını çizmek istiyorum; sezon başındaki sakatlıkları kastetmeden söylüyorum biz Barcelona maçında başlayan Jan’ın ayağının sakatlanmasıyla başlayan arkasından gelen 3-4 Korona vakamız olmasaydı ben hala iddialı bir şekilde CSKA’yı elerdik diyorum. Öyle ki bu korona vakalarında hocamızın olmayışı, Dyshawn oynayamadı, Eddie oynayamadı, Ali Muhammed oynayamadı. Sizler daha iyi bilirsiniz ki o tip final maçlarında Ali Muhammed 3 dakika görev alır, maçı getirir. CSKA’yı çok kolay yenebileceğimiz ilk iki maç oynadık. Biz, üçüncü periyot sonunda yorulduk. Ama bizim kadromuz tam olsaydı oradan en kötü 1-1 ile dönerdik ve çok daha farklı olurdu. Fenerbahçe bu bütçeyle Final-Four yapar. Final-Four yaptıktan sonra da şampiyonun kim olacağını o bütçeler karar vermiyor; o ruh, o kalp, o bilekler karar veriyor. O bağlamda baktığımızda bütçeye takılmamamız lazım. Bütçeye takılmazken ‘gelecek sene bütçe ne olacak, sponsorlar ne olacak?’ diye sorulabilir. Öncelikle Fenerbahçe’nin sponsorlarına teşekkür etmemiz lazım. Bu pandemi koşullarında, bu zor şartlarda sponsorlarımız başta Beko olmak üzere tüm sponsorlarımız Fenerbahçe’ye desteğini sürdürdü. Bu bizim için çok önemli. Keza sponsorlarımızın imza attığı bazı projeler var ki Avrupa’da tekiz. Mesela bir mutfağımız var, Fenerbahçe Beko mutfağı… Oyuncular idmandan sonra, sabah geldiklerinde kahvaltılarını vs. sağlıklı bir şekilde yapabiliyorlar. Yani sponsorlarımız inanılmaz bir şekilde bizimle birlikte oldular, bize büyük destek sağladılar. Tabii ki bütçemizi artırmak için neler yapacağız, bunu ilerleyen bölümlerde konuşuruz ama Fenerbahçe’nin her anlamda çalışması devam ediyor derken bunu da kastettim. Gelecek senelerde gelirlerimizi artırmak için yeni gelir kaynakları yaratmamız lazım. Bunlar sponsorlar olur, başka formüller olur, bunlara da çalışıyoruz. Biz sadece ‘takımda point guardı ne yapacağız, 5 numara kim olacak, 4 numara kim olacak’ diye çalışmıyoruz; biz, nasıl olur da pazar günü 13.30’da oynayacağımız bir Türkiye Ligi maçında o tribünleri EuroLeague maçı gibi doldururuz kısmına da çalışıyoruz. Çok farklı bir şeye çalışıyoruz.”

“Bizim için 17 kişilik kadrodaki herkes aynı değerde. Tarık da bunlardan biri. Ama Tarık’ın şöyle bir şansı oldu; CSKA serisinde gerek sakatlıklar gerek koronadan dolayı çok süre aldı. Ben buna çok inanırım, oyuncuların kaderinde şans varsa o gelir. Tarık’a da o şekilde CSKA maçında bu şans geldi. Çok iyi değerlendirdi. Üzerine koymaya devam ederse Fenerbahçe basketbolu çok önemli bir değer kazanmış olacak. Ben koyacağına inanıyorum çünkü çok çalışkan. Çok iyi örnekler var önünde. Bu tempo çalışırsa, bu tempo idman bittikten sonra 200-250 tane daha şut atayım, 300 tane daha faul atayım ruh haline devam ederse Tarık çok daha iyi yerlere gelir. Bir de Tarık basketbolcu bir aile çocuğu. Kardeşi de bizim altyapımızda oynuyor. İnşallah o da ileride Tarık gibi başarılara imza atacak.”

Fenerbahçe marka olarak şu anda basketbolda Avrupa’nın en önemli markası. Bunu da şuna istinaden söylüyorum; tabii ki başka markalar da var ama etkileşim alma, değer katma, taraftarın arkasında durması, taraftarın ilgisi anlamında Avrupa’nın en büyük markası. Zaten bunu ölçen firmalar var. Birinci sırada Lakers var, ikinci sırada Warriors’la çekişiyoruz. 2 ay önce Zenit sosyal medyada kutlamalar falan yaptı. Ne oldu? 10 bin takipçiye erişmiş. Biz Fenerbahçe olarak bir mesaj atsak 10 binden fazla etkileşim aşlıyor. EuroLeague bunun bilincinde. Biz de EuroLeague ile konuşuyoruz”

“Tabii ki hakemlerle ilgili söylemlerinize katılıyorum. Biz de bunları iletiyoruz. Bazen sessiz kalmayın diye tepkiler alıyoruz. Sessiz kalmıyoruz. Hiçbir zaman sessiz kalmıyoruz. EuroLeague’in bir marka değeri var. Bu markaya zarar vermemeniz gerekiyor. Ne kadar iyi bir marka olarak devam ederse bizlere de o faydayı sağlıyor. Geçen sene yaşadıklarımız var. Hatta EuroLeague’in bize gönderdiği bazı özür yazıları var. Bu sene yaşadığımız bazı sıkıntılar var. Bunları EuroLeague yönetimiyle, hakemlerin bağlı olduğu yapıyla görüşüyoruz. Hatta geçtiğimiz günlerde günübirlik de olsa İspanya’ya gittik. Derdimizi anlatıyoruz. Çok klasik söylem olacak ama önümüzdeki yıllarda ben bu sorunların daha da azalacağına inanıyorum. Tuzak varsa o tuzağa düşmememiz lazım. Demek ki bizim bu konuda eğitimleri arttırmamız gerekiyor. Biz bu konuda gerekli her türlü girişimi yapıyoruz. Biz Fenerbahçe’yi kimse kollasın istemiyoruz. Biz eşit şartlar istiyoruz. Hakem de pozisyonu göremeyebilir. Bu tip hatalar olabilir. İyi niyetinden şüphe etmediğin sürece bu konuda tepkiniz bir yere kadar oluyor. Bazen Türkiye Ligi’nde de oluyor. Bazı hakemlere tepki gösteriyorum, maç bitiyor ‘özür dilerim’ diyorum. O anın gerginliği. Bakıyorum maça, art niyetli değil. Art niyetli değilse itirazım yok. Bazen hissediyorsun onu. Bunu EuroLeague, Türkiye Ligi bazında ele almayalım, resme genel olarak bakalım. Şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Fenerbahçe bu konuda yapılacak her şeyi yapıyor.”

“Sadece oyuncu bazında bakmamak lazım. Hakemin de oyuncu psikolojisini anlaması lazım. O adam deli gibi koşuyor. Oksijen harcıyor. Bir turnikesinde blok yapılıyor, sinirleniyor. Hakemlerin de oyuncu psikolojisinden anlaması lazım. Yere düşüyor, ayağı ağrıyor. İki tarafın da empati yaparak yaklaşması lazım.”

“Biz EuroLeague sezonu oynanırken de Genel Menajerimiz Maurizio, sevgili hocamız Igor, teknik heyetimiz gelecek yılın planlamasına şubat ayında başladık. O doğrultuda çalışmalarımızı yaptık. Biz dersimize çok iyi çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Bizim planlarımız, stratejilerimiz kafamızda değil tamamen yazılı bir şekilde duruyor. Arada sosyal medyada da paylaşıyorum şunu yapıyoruz diye. O konuda taraftarımız hiç endişeli olmasın. Bu demek değildir ki, taraftarımız bazen sosyal medyada bize liste veriyor şunlar olmalı diye. Bu iş o kadar kolay değil. Ne anlamda kolay değil? Her şey parayla en iyi oyuncuları almakla bitecek yargısı yanlış bir yargı. Bir de oluşacak kimyaya bakmak lazım. Her türlü detayı değerlendiriyoruz. Takımın kimyası bazen harcayacağın 10-15 milyon bütçeden daha değerli olur. Onun için takımın kimyasına da çok önem veriyoruz. Taraftarımız ‘şunu al’ diyor. Şunu al dediği insanı tanımıyor bile. Attığı sayılara bakıyor. Belki o adam o takımda hiç sevilmeyen adam. Resmide görüldüğü gibi olmuyor. Biz gelecek senenin yapılanmalarını yaparken bir tarafta takımın ana temelini oluşturacak oyuncularını bulmamız lazım, bir tarafta da ileride daha iyi olabilecek genç oyuncuları almamız lazım ki kümülatif ortalamada daha mantıklı bütçemiz olsun. Yeni keşfedeceğimiz isimlere de ihtiyacımız var. Barcelona’da oynayan veya CSKA’da oynayan oyuncular Gaziantep’ten gitti, Türk Telekom’dan gitti, Giresun’dan gitti. Olaya böyle de bakmamız lazım. Burada risk var mı? Var. Aldığın daha yıldız olmamış 10 oyuncudan belki üçü tutacak. O üç ortalamayı çok iyi bir yere getirir. Gelecek senenin yapılanması bunu da dikkate alarak girişimlerimiz son hızla sürüyor.”

Fenerbahçe’nin ikinci bir takımı mı olacak? Bu konuda ciddi bir şekilde çalışıyoruz. Neden? Bizim genç oyuncularımız var. Bunlar çeşitli takımlarda oynuyorlar. Yerimiz olmadığı için veriyoruz. Çocukları göremiyoruz bile. Bu çocukları görmemi lazım, bizim kontrolümüz altında olmalı. Belki süre alsalar süpermiş diyeceğimiz insanlar olacak. Bizim gerek Türk gerek Amerikalı olmayan yabancıları –Afrikalı, Asyalı olabilir, Danimarkalı, İsveçli olabilir- gençleri alıp, bu ikinci takımda bakıp bir şey oluyorsa Fenerbahçe Beko’ya bir altyapı oluşturmamız lazım. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Fenerbahçe Beko’nun bir ekol olduğunu tartışmamıza bile gerek yok. Ekolsek bununla ilgili geleceğe yönelik yatırımlar yapmamız lazım. Bunlardan biri inşallah bu sene yetiştirebilirsek Fenerbahçe Akademi. Fenerbahçe Kolejimiz de var. Eğitimine kadar paket halinde yapacak çalışmalar yapıyoruz. Bunun altına scoutingle ilgili bir ekip oluşturuyoruz. Yeni nesil bazı arkadaşlar var. Hatta biri İtalya’dan çok talep gören bir arkadaş. Çok iyi Fenerbahçeli. O da ailemize katıldı, bu sezon başlayacak. Özellikle Afrika pazarı olsun çok uzman bir arkadaş. Genç de bir çocuk. Biliyorsunuz basketbol öyledir. Geleceğe bir şeyler yapmamız lazım. Basketbolda iş biraz futboldan daha kolay. Genci bulmak ve yetiştirmek daha kolay. Adam olacaksa olur. Oran biraz daha yüksek. Burada EuroLeague’in en popüler takımı da olsan NBA’in bütçesine göre mücadele etmek kolay değil. Tabii ki Final Four’a gideceğiz, 2023 yılında Final Four’u alacağız diyorum, hedefimizde sapma yok ama Final Four’u almak önemli değil, önemli olan her zaman oralarda gezmek. Kültürümüzü biraz arttırmamız lazım. Fenerbahçe’nin basketbol kültürü zaten var. Kurumsal anlamda ufak dokunuşlarla arttırmamız lazım.”

“Bu doğrultuda salonda biraz değişikliğe gidiyoruz. Salonumuz çok güzel. Salona biraz daha Fenerbahçe basketbolun dokusunu koymak istiyoruz. İlk göreve geldim, salonu geziyorum, harika bir salon, duvarda konser resimleri var. ‘Basketçi resimleri göremedim’ dedim. İlk soyunma odası koridorlarına rakip takımdan başlamak üzere Fenerbahçeli oyuncuların kupalı resimlerini giydirdik. Sonra bizim oyunculardan giydirdik. Bizim oyuncular çıkarken sağa sola baksın, Fenerbahçe’yle ilgili bir şey görsün. Çıkıyoruz, Jennifer Lopez, konsere kim geldiyse… Bu bir ruhtur. Yabancı takım geldiğinde sadece EuroLeague kupası değil, tarihi görsün etkilensin. Salonu görmeye gelmiyor, Fenerbahçe’yle oynamaya geliyor. O nedenle onun dokularını katalım dedik. Fenerbahçe’nin bir tarihi var. Tarihinde yüzlerce oyuncu var. Bunları de tekrar gündeme getirmek için Wall of Fame yapmamız lazım. Resimlerini imzalatmaya başladık. Wall of Fame yapacağız bir yere. Yeni nesil birçok kişiyi bilmiyor. Gelsin görsün. Fayda var. Şu anda EuroLeague takımları arasında en estetik otobüs bizde. Ekranlı, WIFI’li her şeyi var. Rakip takım geldiğinde anlaşmalı olduğumuz için karşılıklı otobüs veriyoruz. İdari Menajer Cenk Renda’ya dedim ki, ‘Bundan sonra rakip takım geldiğinde otobüsü biz kullanmayacaksak bizim otobüsü gönder.’ ‘Neden?’ dedi. Oyuncuyu alırız falan etkilensin adam. Biz gidiyoruz, biniyoruz otobüslere hiçbir şey yok. Biz bizim otobüsü yollayalım. Hatta birer su koyalım, çikolata koyalım koltuklara. Oyuncu unutmaz böyle şeyleri. Bunlar ufak detaylar belki ama oyuncuyu buraya çekme anlamında önemli. Bizim oyuncularımızın hepsi inanın bana çok mutlu. İstanbul seçeneği insanlar için artı değer. Onun için Yellow Legacy’e çok önem veriyoruz. Adam geldiğinde görmeli, ‘Bogdan burada oynamış’ demeli.”

“Müzemiz yok. Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu’nda çok güzel bir müzesi var. EuroLeague kupamız da orada. Orada da duracak. ‘Bu kadar ekolü olan bir takımın salonda da müzesi olması lazım’ dedim. Bu doğrultuda müzemizi yapıyoruz. Türkiye’nin belki de en güzel müzelerinden biri olacak çünkü konsept müzesi yapıyoruz. Kupalar değil daha çok Fenerbahçe Beko’yu ışıklarla, tarihiyle anlatacak değişik bir müze yapıyoruz. Orada da EuroLeague kupamız olacak. EuroLeague’den istedik, birebir aynı kupayı gönderdiler. Salonumuzda da artık EuroLeague kupamız olacak. EuroLeague’i almış bir takımın salonunda o kupa olmalı. Çok güzel bir müze yapıyoruz, bu da yeni sezona yetişecek. Bununla birlikte salon içinde koltuk düzeninde bazı yenilikler yapıyoruz. Bu iş zamanla yenilik istiyor. Heyecan anlamında yenilik istiyor. Bazı şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Bazı yapıyı, oturma düzenini değiştirmemiz gerekiyor. Onları da yapıyoruz. Salonun da yaşayan bir yer olmasını istiyoruz.”