by Jackie MacMullan & Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 11 Mayıs 2021 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
O son mesaj telefonunda hâlâ duruyor.
Yasını tazelese, en baştan itibaren yeniden birçoklarının yaptığını “Neden” diye sorgulatmaya başlasa bile Michael Jordan, zaman zaman o mesajı açıyor.
Kobe Bryant, 13 yaşındaki kızı Gianna ve altı diğer yolcu ile pilotun helikopter kazasında hayatlarını kaybetmelerinin üzerinden geçen yaklaşık 16 aylık sürenin ardından Kobe’nin akıl hocası, sırdaşı ve dostu olan Jordan, Bryant’ın hayatını nasıl anlatabileceği üzerine kafa yormakla meşgul. Zira Bryant’ın ismini Naismith Memorial Basketball Hall of Fame’e yazdıran kişi o olacak. Hem büyük bir eşsizlik hissi, hem de büyük bir korku yaratıyor bu sorumluluk.
Jordan, hâlâ sesinde ufak bir çatallaşma, yüreğinde Şubat ayında Bryant’ın cenazesinde yaptığı konuşmadan beri geçmeyen bir sızı ve “kardeşini” kaybetmenin getirdiği gözyaşları olmadan Kobe’den bahsedemiyor. Yaşlar gözlerinden süzülürken Jordan, sosyal medyanın mizahşörlerini yeni bir “ağlayan Jordan” görseli sunduğuna dair şaka yapmıştı.
“Eşime bunu yapmayacağımı söyledim. Çünkü önümüzdeki 3-4 yıl bunu görmek istemiyordum” diyordu Jordan, o gün yaptığı konuşmada. “Kobe Bryant beni böyle yapıyor. Tam baş belası olsa da sizi kişisel olarak nasıl etkileyeceğini biliyor.”
Zaman geçti ama acısı yüzeyde kaldı. Jordan, Hall of Fame töreninde sükunetini nasıl koruyacağına dair endişeleri olduğunu kabul ediyor.
“Başta biraz gergin olabileceğimi düşünüyordum ama sonra kesinlikle sevdiğim birisi için duygularımı gösterirken gergin olmayacağımı fark ettim” diyor Jordan. “Benim insani yanım bu. İnsanlar, böyle bir yanım olduğunu unutabiliyor.”
Genç insanların hayatını kaybetmesi insanın yüreğini acıtan bir şey. O kazada çocuk yaşta üç insan ile onların genç ebeveynleri vefat etti. Hepsi de artlarında aileler bıraktılar. Henüz 41 yaşındaki Bryant, Jordan’a göre emekliliği sonrası daha sakin bir hayat kurmuş ve kendisini eşi Vanessa ve dört kızı ile vakit geçirmeye; edebiyat, eğlence, koçluk ve basketbolla ilgili yatırımlarıyla farklı maceraların tohumlarını atmaya başlamıştı.
“Çok mutluydu” diyor Jordan. “Keyfi çok yerindeydi.”
Bunu kanıtlayan o son mesajın tarihi 8 Aralık. Kobe, tam da öğle vaktinde, 12:18’de Jordan’a o mesajı yazmıştı.
“Tekila muazzam” yazmıştı Kobe, Jordan tarafından Bryant’a öğle yemeği için gönderilen Cincoro Tequila’yı tattıktan sonra.
“Teşekkürler kardeşim” diye yanıtlamıştı Jordan.
“Ben teşekkür ederim. Ailen nasıl?” cevabını verdi Kobe.
“Çok iyiler. Sende ne var ne yok?”
“Her şey yolunda.”
Jordan gülümsedi, sonra biraz keyif almaya baktı. “Gigi’ye koçluk yapmayı çok seviyordu” diyor MJ. “Ben de ona takıldım.”
“İyi tatiller” diye yanıtladı Jordan o mesajı, “Umarım yakında görüşürüz. Koç Kobe??!”
“Sonra da o gülmekten ağlayan emojiyi ekledim” diyor Jordan kıkırdayarak.
“Sen kendine bak” yazmış Kobe. “Koç, şu an benchte oturuyorum ve rakibi dağıtıyoruz. 45-8.”
Bu konuşmadan 11 gün sonra Bryant, Hall of Fame’e ilk torbadan gireceğini resmen öğrenmişti. 49 gün sonra o artık yoktu…
“O mesajı çok seviyorum” diyor Jordan, “Çünkü Kobe’nin rekabetçi yapısını gösteriyor.”
İkilinin birçok ortak yönünden biri de buydu. İkisi de kazanma tutkusu konusunda acımasızdı ve zaman zaman takım arkadaşları ile bile araları bunun için açılmıştı. Şöhretin tuzaklarından, başkalarının kıskançlığından ve mükemmellik yolunda bitmek bilmeyen iştahlarından konuşuyorlardı.
“Oyun tarzı benimkinin aynısıydı” diyor Jordan. “O, yoluna sadık kaldı. Bunu saygım var.”
17 Aralık 1997 günü, United Center’da 19 yaşındaki Kobe Bryant, Lakers formasıyla kenardan gelip 29 dakikada 33 sayı atmıştı. Jordan, buna uygun olarak etkilenmiş, maçtan sonra ligde henüz ikinci yılını geçiren Kobe’yi tebrik etmeye gitmişti. Bryant, oracıkta onu şut mekaniği ile ilgili soru bombardımanına tutmaya başlamıştı. Konuşma kısa ama sıcak geçmişti: “Bir şeye ihtiyacın olursa” diyordu Jordan, “beni araman yeter.”
Kobe aradı. Tekrar tekrar. Bazen gece 2’de arıyordu. Bazen gün doğmadan. Bryant; Jordan’ın dönerek attığı şutları, yönünü nasıl değiştirmesi gerektiğini, daha büyük fizikli ve daha güçlü oyunculara karşı post’ta nasıl oynaması gerektiğini merak ediyordu. Daha sonraki yıllarda bu sorulara sponsorluk anlaşmaları, özel hayat konuları, birini yenmekle kalmayıp onları mahvetme konusundaki ortak ilgileri de dahil oldu. Kobe, hedefini gizlemiyordu: Mike gibi olmak. Hatta mümkünse daha da iyi olmak.
“Zihinsel olarak çok sağlam bir çocuktu. Belki benden de sağlamdı” diyor Jordan. “Beni takip eden insanlar, sevenlerim onun beni taklit etmeye çalışmasını sevmezdi.”