by Arma Kaynar / info@eurohoops.net
NBA’de son yılların en sıra dışı normal sezonlarından birisini geride bıraktık. Sene boyunca Covid-19 salgınının getirdiği kısıtlamaların ve zorlukların da etkisiyle birçok sürpriz sonuca ve beklenmedik performanslara da şahit olduk.
Bu performanslar esnasında da takımların daha iyi oldukları ve zafiyet yaşadıkları alanlar da net şekilde önümüze serilmeye başladı. Bu gece Doğu Konferansı’nda oynanacak Play-in maçlarıyla birlikte başlayacak Play-off heyecanı öncesinde biz de takımları değerlendirmeye başlıyoruz.
Bunun için ilk olarak Play-off mücadelelerinde boy gösterecek takımların başarılı olabilmek için mutlaka yanıtlaması gereken 1’er soruyu inceleyeceğiz. 2 bölümden oluşacak yazımızın ilk bölümünde ise Doğu Konferansı var.
Philadelphia 76ers
Rotasyon eksiklerinin ne kadar üstesinden gelebilecekler?
Philadelphia 76ers’ın geçirdiği sezona dair fazla endişe verici nokta olduğunu söylemek pek mümkün değil. Önceki yaz dönemini hem teknik kadroda hem de oyuncu grubunda önemli değişiklikler yaparak geçiren Sixers, Joel Embiid ve Ben Simmons gibi yıldızların yeteneklerini daha optimum kullanabilecek bir kadro kurdu.
Bunun meyvesini normal sezonda Ben Simmons ile Joel Embiid’in beraber oynadığı dakikalarda 100 pozisyon başına rakiplerine 16 sayı atarak aldı. Sezonun başından itibaren Doğu Konferansı’nın zirvesine kurulan Sixers, 1. sırayı kaparak Play-off’lar boyunca saha avantajına sahip olma imkanını da cebine koydu.
Sixers kadrosundaki sınırlı sayıdaki zafiyet ise bench derinliği ve perimetrede yaratıcılık yapabilecek oyuncu noktasında ortaya çıkıyor. Kadrosunda Seth Curry ve Shake Milton dışında perimetrede kendi şutunu yaratabilen oyuncu bulunmayan Sixers, özellikle play-off ortamında benchinin çok derin olmamasıyla alakalı sorun yaşayabilir.
Bununla birlikte sezonu 1. sırada bitiren Sixers’ın ev sahipliği dışında önemli bir avantajı daha var. Play-off ağacında Sixers, Milwaukee Bucks, Brooklyn Nets ve Miami Heat gibi iddialı takımlarla konferans finaline kadar karşılaşmayacak.
Önceki yıllarda özellikle Play-off’larda Embiid’in omuzlarına çok fazla yük bindiğini ve yorgunluğun etkisiyle yıldız oyuncunun performansının düştüğünü görmüştük. Bu seneki görece dar rotasyonun Sixers’ın Play-off performansını nasıl etkileyeceğini ise önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Brooklyn Nets
Oyun ezberine sahip olmamak sorun yaratacak mı?
Geride bıraktığımız Cumartesi günü Chicago Bulls’u 105-91’lik skorla yenen Brooklyn Nets’te Kevin Durant – Kyrie Irving – James Harden üçlüsü Şubat ayından beri ilk kez bir maçta beraber oynadı.
Normal sezon boyunca Nets ile ilgili en çok konuşulan konu yıldız oyuncularının sağlıklı bir şekilde bir arada oynayıp oynamayacağıydı. Brooklyn’in yıldızlarının normal sezonda mümkün olduğu kadar çok bir arada oynayıp Play-off’lar öncesi oyun alışkanlıklarını oturtmasının kritik olduğu sık sık dile getiriliyordu. Play-off’lar geldi çattı ancak biz Nets’in büyük üçlüsünü yeteri kadar bir arada izleme şansı yakalayamadık.
Nets’in ne kadar yetenekli bir takım olduğunu ve özellikle işin hücum tarafında karşılarına çıkabilecek sorunları yetenekleriyle aşabilecekleri ortada. Kadroda Irving, Durant ve Harden gibi dünyanın en yetenekli basketbolcuları var.
Fakat yine de play-off ortamında işler kızıştığında sene boyunca beraber oynamamış olmanın sıkıntısını yaşamayacakları anlamına gelmiyor. Brooklyn’in kadrosunda yıl içerisinde de önemli değişiklikler oldu. Sezon ortasında takıma katılan Blake Griffin, Bulls maçında ilk kez büyük üçlüyle beraber oynama şansı yakaladı.
Pota altı rotasyonunda da DeAndre Jordan, Nic Claxton ve zaman zaman Jeff Green’i kullanan Brooklyn’in savunma anlamında da pek parlak bir görüntüye sahip olduğunu söylememiz zor. Nets’in kadro yapılanması olarak da belirli noktalarda zafiyeti olması, beraber oynama alışkanlığına sahip olmamayı daha büyük bir sorun haline getiriyor.
Evet, Nets kadrosu rahatlıkla şampiyon olabilecek kadar yetenekli bir kadro. Ama yetenekleriyle karşılarına çıkan bütün engelleri aşabilecekler mi sorusuna sadece zaman cevap verebilir.
Milwaukee Bucks
Play-off’larda savunmada vidaları sıkabilecekler mi?
Mike Budenholzer’ın yönetimindeki Milwaukee Bucks, son 2 sezonda MVP ödülünün sahibi Giannis Antetokounmpo’nun önderliğinde normal sezonu 1. sırada bitirirken savunma takım kimliklerinin önemli bir kısmını oluşturuyordu.
Bu 2 yılda da savunma verimliliğinde lig lideri olan Bucks, rakiplerini orta mesafe şutlarına yönlendiriyordu. Rakiplerinin orta seviyedeki şutörlerinin üçlük atışlarını riske eden Bucks, 2019-20 normal sezonunda Covid-19 salgını sebebiyle lige ara verilene kadar 100 pozisyon başına rakiplerine 101.4 sayı şansı veriyordu.
Daha sonra Orlando fanusunda oynanan karşılaşmalarda aynı ritmi yakalayamayan Bucks, bu 2020-21 normal sezonunu play-off’ta kullanabilecekleri savunma stratejileri üzerine çalışarak geçirdi. Sezonun ikinci yarısında Budenholzer’ı sık sık alan savunması kullanırken gördük. Ancak bu denemeler esnasında önceki 2 yılda savunma verimliliğinde ilk sırada yer alan Bucks, bu sezon 10. sıraya kadar geriledi.
Play-off’larda da sezona kötü başlasalar da ilerleyen dönemde ritim yakalayan Miami Heat ile karşı karşıya gelecekler. Onları kolay bir play-off serisinin beklemediği ortada. Bu yüzden savunmada bir an önce önceki yıllardaki seviyeye çıkmaları gerekiyor.
New York Knicks
Julius Randle takımı nereye kadar taşıyabilecek?
New York Knicks, son olarak play-off oynadığında takvim yaprakları 2014 yılını gösteriyordu. Yaz döneminde de kadrosuna çok ciddi eklemeler yapamayan Knicks’i yine başarısız bir sezonun beklediği düşünülüyordu.
Ancak koç Tom Thibodeau’nun yönetiminde muhteşem bir savunma takımına dönüşen Knicks, işin hücum tarafında Julius Randle’ın muhteşem performansıyla kendisini Doğu Konferansı’nın 4. sırasında buldu.
Play-off’ların ilk turunda Atlanta Hawks ile eşleşen Knicks’in dişine göre bir ilk tur eşleşmesine sahip olduğunu da söylemek mümkün. Play-off tecrübesi neredeyse 0 olan Hawks’ı elemeleri pek de uzak bir ihtimal değil. Ancak 2. turda büyük olasılıkla karşılarına çıkacak olan Sixers’a özellikle hücum tarafında diş geçirmeleri hiç de kolay değil.
Burada da şüphesiz ki sorumluluğun büyük kısmı Randle’a düşüyor. Bu sezon skor üretiminde ve üç sayı çizgisinin gerisinden çok önemli bir gelişim gösteren Randle, sorumluluğun iyice ona kalacağı play-off ortamında da aynı verimlilikte skor üretebilecek mi bu New York ekibinin tavanını belirleyecek.
Ancak Knicks’in play-off macerası nerede sonuçlanırsa sonuçlansın, bu sezonun onlar için çok başarılı olduğu ortada.
Atlanta Hawks
Play-off tecrübesizliği başlarını yakacak mı?
Sezon öncesi serbest oyuncu piyasasında kadrosuna Bogdan Bogdanovic ve Danilo Gallinari gibi isimleri katan Atlanta Hawks, yaz döneminin kadrosunu en çok güçlendiren takımı olarak görülüyordu.
Sezona Lloyd Pierce yönetiminde başlayan Hawks, transfer döneminde yarattığı heyecanı karşılayacak bir performans sergilemekte zorlandı. Sezonun ilk kısmını sakatlık sorunlarının da etkisiyle fazlasıyla istikrarsız geçiren Atlanta ekibi, koç değişikliğine gidip koç Nate McMillan’ı göreve getirdikten sonra kendisine geldi.
McMillan’ın göreve gelmesinden sonra ligin en iyi 4. çeyrek takımına dönüşen Hawks, iç sahasında oynadığı 17 maçın 15’ini kazanmayı başardı. Ancak play-off’larda işleri hiç de kolay olmayacak. Clint Capela ve Danilo Gallinari dışındaki genç oyuncuların neredeyse hiç play-off tecrübesi yok. Bu da baskının arttığı play-off atmosferinin kurbanı olabilecekleri anlamına geliyor.
Yetenek anlamında iyi günlerinde ligdeki neredeyse herkesi yenebilecek güce sahip olan Hawks’ın play-off’larda nereye kadar gidebileceğini, kritik anlarda ne kadar sakin kalarak oynayabilecekleri belirleyecek.
Miami Heat
Hücum performansı sürdürülebilir mi?
2020 NBA Finalisti Miami Heat, 2020-21 sezonuna pek de istediği gibi bir başlangıç yapamamıştı. Kısa sezon arasının getirdiği yorgunluk, Covid-19 vakaları ve sakatlıklar gibi sebeplerle sezon başında çok uzun süre ritim bulamadı.
O dönemde Heat adına en büyük sorunlardan birisi Tyler Herro’nun da zayıf sezon başlangıcıyla hücumdaki verimsizlikti. Takım kimliğini her zaman savunması üzerinden şekillendiren Heat, Goran Dragic’in de sakatlık dönüşü esnasında Herro gibi hücumdaki önemli bir yaratıcısından yararlanamamak işleri çok zora soktu.
Ancak Nisan ayının başından beri Heat, hücumda çok daha iyi bir görüntü çiziyor. Herro ve Dragic’in daha verimli oynamaya başlamasıyla birlikte Heat, hücum verimliliğinde bu dönemde 5. sıraya kadar yükseldi.
Sezonun tam doğru noktasında vites arttıran Heat, eğer hücumda bu verimlilikte oynamaya devam ederse sahip olduğu savunma çeşitliliğiyle play-off’ta yine çok baş ağrıtabilir.
Boston Celtics
Takımın gençlerinden kendisini kanıtlayan olacak mı?
Boston Celtics adına 2020-21 sezonunun parlak geçmediğini söylemek yalan olmaz. Sezon boyunca bir türlü tam kadrosuna kavuşamayan; Covid-19 vakalarıyla boğuşan Celtics, istikrarlı olarak kaliteli basketbol oynamakta sezon boyunca zorlandı.
Bu saydığımız engellerin yanına Celtics’in mevcut kadro yapısında bulunan sorunlar da eklenince, geçen sezonun konferans finalisti kendisini play-in potasında buldu. Jaylen Brown’ın da yaşadığı sakatlık sebebiyle sezonu kapatmasıyla birlikte Celtics’in bu sezon için pek bir iddiasının kalmadığını söylemek mümkün.
Celtics’in takımın yıldızı Jayson Tatum’dan hangi seviyede verim alacağı üç aşağı beş yukarı belli. Ancak kadronun geri kalanındaki oyuncular sezon boyunca istikrar sorunları yaşadı. Kemba Walker, sezonun ilk kısmını diz sakatlığı sebebiyle kaçırdıktan sonra çok uzun süre kendisini bulamadı. Takas döneminin son gününde takıma katılan Evan Fournier bile Covid-19 geçirdiği için Boston’da geçirdiği dönemin büyük kısmında forma giyemedi.
Bu talihsizliklere ek olarak Celtics’in benchinin nitelik anlamında da yeterli olmadığını da denkleme ekleyince vaziyet daha da iç karartıcı hale geliyor. Bu yüzden Celtics’in önümüzdeki dönemde en çok odaklanacağı şey, mevcut kadrodan yapılanmanın ilerleyen yıllarında kimlerden faydalanabileceğini daha iyi anlamak olacaktır.