EuroLeague Final Four: Türk Takımlarının Maceraları

23/May/21 09:58 Mayıs 23, 2021

Mehmet Bahadır Akgün

23/May/21 09:58

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de temsilcilerimizin Final Four geleneği devam ediyor.

By Semih Tuna/ info@eurohoops.net

1987-88 sezonunda başlayan EuroLeague’de şu ana kadar Türk takımları daha önce sekiz kez Final Four’a yükseldi.

Köln’de ise Anadolu Efes, bir kez daha Final Four deneyimi yaşayacak. Peki daha önceki sekiz deneyim nasıl geçti?

1999-00 Sezonu Efes Pilsen (EuroLeague üçüncüsü)

Koraç Kupası’nın ana çekirdeklerinden Aydın Örs, Petar Naumouski, Volkan Aydın ve Ufuk Sarıca gibi isimlerle yollarını ayıran Efes Pilsen, takımın dümenini Ergin Ataman’a teslim etmişti. 2.turdaki grubunu 16 maçta 11 galibiyet ile birinci olarak tamamlayıp TOP 16 eşleşmesinde Alba Berlin ile eşleşen Lacivert Beyazlılar, Alman rakibini 90-81 ve 93-73’lük skorlarla eleyip çeyrek finale yükseldi. Koraç Kupası’nı kazandıktan sonraki 3 sezon boyunca sırasıyla Asvel, Benetton ve Zalgiris’e çeyrek finalde elenen Efes, bu sefer şanssızlığını kırdı ve Fransız Asvel’i 3 maç üzerinden oynanan çeyrek final serisinde 2-1 ile geçip Euroleague Final Four’una kaldı.

Naumoski’den sonra liderliği verdikleri Damir Mulaomerovic Asvel’e karşı harika bir seri çıkardı. Bireysel istatistiklerde Mulaomerovic sezonu asist sıralamasında üçüncü sırada bitirirken, Hüseyin Beşok ise ligin ribaunt kralıydı. İbrahim Kutluay, Hidayet Türkoğlu ve Predrag Drobnjak da çift haneli skor üretiyor ve takım bu beş oyuncunun üzerinden dönüyordu.

Final Four’un yapıldığı Atina’da Panathinaikos ile eşleşmek ise şanssızlık demekti. Hele ki, belki de Avrupa basketbolunun en büyük oyuncusu olan, Bodiroga’ya karşı oynamak (22 sayıyla en skorer oyuncu). Hidayet’in 15 sayıyla en skorer oyuncusu olduğu Efes Pilsen yarı final maçında sahadan 81-71 mağlubiyetle ayrılıp üçüncülük maçı oynadı.

Üçüncülük maçında ise rakip Barcelona’ydı. İlk yarısında yakaladığı kontrolü maç boyunca sürdüren Efes, maçı 75-69 ile kazandı ve ilk kez bir Türk takımının katıldığı Euroleague Final Four’unu 3. sırada bitirdi.

2000-01 Sezonu Efes Pilsen (SuproLeague 3.sü)

Euroleague ve FIBA, parasal konularda anlaşamadığından ötürü o sezon Avrupa’da 2 ayrı büyük kulüp organizasyonları yapıldı. FIBA’nın düzenlediği ve ömrü yalnızca 1 sezon olan Suproleague, katıldığı takımlar düşünüldüğünde o sezonun 1 numaralı kupası olarak kabul ediliyor.

Efes Pilsen’de 2000 yılında 16.sıradan draft edilen Hidayet Türkoğlu, Sacramento Kings’de oynamak üzere Amerika’ya gitmişti. Takımın en skorer ikinci ismi İbrahim Kutluay ise Avrupa kariyerine AEK forması ile başlamıştı. Takımın zaten lideri olan Mulaomerovic sayı ortalamasını 4 sayı yükseltmiş (Tüm ligin en skorer ikinci oyuncusu ve en asistçi üçüncü oyuncusu) ve takıma Buducnost’un skoreri Vlado Scepanovic katılmıştı (Scepanovic o sezon beklentileri pek karşılayamasa da Eurobasket 2001 finalinde Türkiye’ye karşı maçın en skorer oyuncusu olup Yugoslavya’ya altın madalyayı kazandırdı).

2 ayrı grupta 10’ar takımın yer aldığı turnuvada B grubunu 13 galibiyet 5 mağlubiyet alarak kapatan Efes Pilsen, Sekizli Finallerde Litvanya temsilcisi Lietuvos Rytas ile oynadı. Avrupa Basketbolu’nun en temiz skorerlerinden olan Arvydas Macijauskas o sezon yeni yeni ismini duyuruyordu. Tüm seriyi harika oynayan Drobjnak ve Mulaomerovic’in yanına üçüncü maç Hüseyin Beşok (25 sayı 16 ribaunt) ve Vlado Scepanovic katılınca Efes seriyi 2-1 geçti.

Çeyrek finalde rakip Hırvat Split’ti. Seri yine 2-1 ile noktalandı ve üst üste ikinci kez Avrupa’da Final Four’a kalındı. Bu kez F4 Paris’te gerçekleşti fakat karşıdaki takım değişmedi. Yine rakip Bodiroga’lı Panathinaikos’tu. Sırp oyuncu, Efes Pilsen potalarına yine 22 sayı gönderip Efes Pilsen’i üçüncülük maçı oynamaya mahkum etti. Üçüncülük maçında Drobjnak’ın 25 sayısına Mulaomerovic’in 12 asisti eklenince Efes CSKA Moskova’yı 91-85 ile geçti ve üst üste ikinci kez Final Four’da üçüncü oldu.

2014-2015 Fenerbahçe Ülker (EuroLeague dördüncüsü)

Bir sezon önce Avrupa Basketbolu’nun gelmiş geçmiş en başarılı koçuyla sözleşme imzalayan ancak beklediği başarıya ulaşamayan Fenerbahçe, 2014-15 sezonu öncesi kadrosunda revizyona gitmiş ve Bojan Bogdanovic, Bo McCalebb, Linas Kleiza gibi isimlerle yollarını ayırıp Jan Vesely, Ricky Hickman ve Bogdan Bogdanovic’i kadrosuna katmıştı.

Normal sezonu Barcelona’nın ardından 8 galibiyet 2 mağlubiyet ile bitiren Sarı Lacivertliler, TOP 16’da ise 11 galibiyet 3 mağlubiyet ile bu kez CSKA Moskova’nın arkasında kaldı fakat playofflarda ev sahibi avantajına sahip olarak karşı grubun üçüncüsü Maccabi Tel Aviv ile eşleşti. İsrail ekibi evindeki 2 maçta mağlup eden Fenerbahçe, deplasmandaki maçta ise Andrew Goudelock’un son hücumda bulduğu basket ile karşılaşmayı 75-74 ile kazandı ve son şampiyonu 3-0 ile süpürerek Madrid’te oynanacak Final Four’a kalmayı başardı.

Obradovic’in takımında Nemanja Bjelica normal sezonun en değerli oyuncusu olurken, Bogdan Bogdanovic Yükselen Yıldız seçildi.

Yarı finalin ilk maçında ev sahibi Real Madrid ile karşılaşan Fenerbahçe, maça kötü başlamanın diyetini tüm maç boyunca geri gelmeye çalışarak ödedi fakat bunda başarılı olamayıp karşılaşmadan 96-87’lik mağlubiyetle ayrıldı.

Euroleague’de üçüncülük maçına atfedilen önem yıldan yıla azalıyor. Madrid mağlubiyetinin etkisini atlamayan Fenerbahçe, CSKA Moskova karşısında da maça konsantrasyon problemleriyle başladı ve henüz ilk yarıdan neredeyse 30 sayı geri düştü. İkinci yarı sahaya onur için çıkan Fenerbahçe, maçı ortaya getirdi fakat 86-80 kaybederek ilk kez katıldığı Final Four’u dördüncü sırada tamamladı.

2015-16 Fenerbahçe (EuroLeague ikincisi)

Artık ortada bir gerçek vardı. Geçen senenin Final Four takımı, bu sezonun contender’larından biri olacaktı.

Sezon istenildiği gibi başladı. Daha ikinci hafta Strasbourg gibi zayıf bir deplasmanda 20 yenildi. Sonra olacakları tahmin ediyorsunuz değil mi? Obradovic esti gürledi. Bu iyi oldu, takımın kendine gelmesi için bir silkinmeye ihtiyacı vardı. O gün, Sarı Lacivertli takım için milat oldu. Ardından Final Four’a kadar 25 maç oynandı, Fenerbahçe bu maçların 21’ini kazanarak Euroleague tarihinin en dominant sezonlarından birini geçirdi. Önceki sezon yarı finalde onları eleyen Madrid’i playoff esnasında tokat manyağına çevirip düşene de bir tekme onlar attı.

Yarı finalde rakip Baskonia‘ydı. Fenerbahçe’nin yabancı kadrosu göz kamaştırıcıydı, ama buraları oynamayı bilen bir takım değildi. Neyse ki Baskonia‘nın Bourousis haricindeki yönlendiricileri de tecrübesizdi. Maç ortada gitti, gitti… Sonunda ibre Obradovic‘in takıma döndü, sürpriz yaşanmadan finale çıkıldı.

Tarihinde ilk kez finale çıkan Fenerbahçe, ilk üç çeyrek tanınmaz haldeydi. CSKA Moskova farkı 20 sayıya kadar çıkartırken takımın yıldızı Jan Vesely faul atışları yüzünden sahaya bile giremiyordu. Herkes ümidini kesmişken son çeyrek inanılmaz bir geri dönüş izledik. Ekpe’nin savunmayı sertleştirmesiyle birlikte hücumda Dixon ile geri dönmeyi başaran Fenerbahçe, önce eşitliği yakaladı, sonra da bitime saniyeler kala skorda öne geçti.

Tam herkes sevinmeye başlamıştı ki son topta Viktor Khryapa, faul çizgisine yakın bir yerden ribaundu tamamladı ve maçı uzatmayı götürdü.

Sonrasını ise zaten biliyorsunuz…

2016-17 Fenerbahçe (EuroLeague Şampiyonu)

– İntikam istiyor mu?

– İstiyor dayı, her şeyden çok intikam istiyor!

2016’da Berlin’nde kaybedilen şampiyonluk sonrası aynısı Fenerbahçe için de geçerliydi.

NBA’e gitmeyi düşünen yıldızlar sadece bu yüzden kalmaya karar verirken tüm takım sadece intikam için bir arada kalmıştı. Fakat işleri hiç kolay değildi.

EuroLeague’in yeni düzeni zaten zordu fakat bunun üstüne yaşanan sakatlıklar Fenerbahçe’yi daha da zorladı. Obradovic‘in takımı normal sezonun sonunda ise kendini hiç beklemediği bir yerde buldu. 5. sıraya düşen Sarı-lacivertli ekip, ev sahibi avantajı olmadan Panathinaikos‘un karşısına çıkacaktı. Şu tarihte daha önce hiç deplasmanda yenemediği Panathinaikos‘un karşısına…

Fakat bir de iyi haber vardı; sezon boyunca sadece 4 maçta tam kadro oynayan Fenerbahçe’de tam playoff öncesi herkes geri dönmüştü. Tam kadro OAKA’ya giden Fenerbahçe, en güzel hayallerde bile abartı gelecek kadar harika bir performans sergiledi.

Her iki maçta da OAKA’da Panathinaikos’u mağlup eden Obradovic‘in takımı, tarihte ilk kez deplasmanda her iki maçı da kazanan takım oldu. Son maçta İstanbul’da da aynısını sergileyen Fenerbahçe, bir kez daha rakibini süpürerek Final Four’a kaldı.

İstanbul’da yapılan Final Four’da ilk rakip ise Real Madrid‘di. Ekpe Udoh’un hala hafızalarda yer eden triple-double’a yakın performansıyla İspanyol ekibini dağıtan Fenerbahçe, üst üstte 2. kez finale kalmıştı.

Herkes finalde CSKA‘yı istiyordu ama Rus ekibinin baş belası olan Olympiakos bu istekleri bozdu.

Olympiakos karşısında Fenerbahçe ilk yarıyı önde kapatsa da maç hala ortadaydı. Üstelik Bogdanovic’in çok erken 3. faulünü alması herkesi endişeye sürüklemişti ama her şey yolunda gitti.

Ekpe’yle pota altını çok iyi savunan Fenerbahçe, hücumda da Datome‘nin sayılarıyla kontrolü eline aldı ve farkı açarak Türk basketbol tarihinin ilk EuroLeague şampiyonluğunu getirdi!

2017-18 Fenerbahçe Doğuş (EuroLeague ikincisi)

Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe, tarihindeki üst üste dördüncü Final Four deneyiminde yarı finalde karşısında Zalgiris Kaunas’ı buldu.

Tüm sezon bir peri masalının kahramanı olan Zalgiris Kaunas, Fenerbahçe Doğuş karşısında uzun bir süre maçın içinde kalsa da yetenek ve tecrübe farkıyla kendisini gösteren sarı-lacivertliler finale yükselen taraf oldu.

Finalde ise rakip Real Madrid‘di. Sezonun ciddi bir kısmını sakatlık sorunlarıyla boğuşarak geçiren İspanyol devi, sezonun son bölümüne ise tam kadro bir şekilde ve en iyi form durumuyla girdi.

Sergio Llull’un sakatlıktan döndüğü, Luka Doncic’in sezon boyu takımı taşıdığı Real Madrid, Fenerbahçe Doğuş karşısında farkı bir ara epey açtı ancak Nicolo Melli‘nin etkili oyunu ile sarı-lacivertliler geri döndü.

Real Madrid’in o maçtaki x-faktörü Fabien Causeur, bitime saniyeler kala fark 3 sayıyken serbest atışı kaçırdı ve belki de temsilcimiz o ribaundu alsa dönüşteki hücumdan bir üçlük ile maçı uzatmaya taşıyabilecekti.

Ancak Fenerbahçe adına maçın kahramanı Nicolo Melli, o ribaundda ufak bir zamanlama hatası yaptı ve Trey Thompkins’in “tip”lediği top sayıya dönüştü. Neticede kazanan Real Madrid olsa da Fenerbahçe bir kez daha “oraların takımı” olduğunu gösteriyor, başarılarına bir yenisini ekliyordu.

2018-19 Fenerbahçe Beko (EuroLeague dördüncüsü)

Fenerbahçe Beko, takvimler 2019 yılının Mayıs ayını gösterdiğinde geleneğini sürdürüp bir kez daha Final Four’da boy gösterdi.

Bu kez bir diğer temsilcimiz Anadolu Efes ile yarı final oynayan Fenerbahçe, normal sezon boyunca dominant bir oyun sergilemiş olsa da Final Four’da sakatlıkların kurbanı oldu.

Takımın çok kritik isimleri Nikola Kalinic, Gigi Datome, Joffrey Lauvergne, Kostas Sloukas ve Jan Vesely gibi yıldızların Final Four’dan hemen önce farklı farklı sakatlıklar yaşaması ile sezonun tüm yükü bir anda sağlıklı kalabilen oyuncuların omzuna bindi.

Ritmini kaybeden Fenerbahçe Beko, yarı finalde Anadolu Efes‘e farklı kaybetti. Daha sonrasında üçüncülük maçında Erick Green’i de sakatlığa kurban veren Fenerbahçe, Real Madrid karşısında da galip gelen taraf olamadı.

Fakat sarı-lacivertliler için Final Four’lara katılma, EuroLeague’in en iyi dört takımından biri olma geleneği ara verilmeden devam etmiş oldu. Fenerbahçe, kurduğu görkemli yapının başarısını bir kez daha yaşarken o kadronun bazı çekirdek yıldızlarının bir daha Fenerbahçe çatısı altında muhtemelen Final Four yaşamayacağını henüz bilmiyordu…

2018-19 Anadolu Efes (EuroLeague ikincisi)

Anadolu Efes‘in yaklaşık 20 yıl sonra gelen ilk Final Four deneyiminin ilk perdesinde neler yaşandığını biliyorsunuz.

Yarı finalde Fenerbahçe karşısında bilhassa süper yıldız guardları Vasilije Micic ve Shane Larkin ile çok etkili bir oyun oynayan Anadolu Efes, sarı-lacivertli takımı 92-73 mağlup edip Vitoria-Gasteiz’de ismini finale yazdıran taraf olmuştu.

Final maçında EuroLeague’in modern tarihinde Final Four oynamayı en iyi bilen takımlardan CSKA Moskova ile kozlarını paylaşan Anadolu Efes, karşılaşma boyunca mücadelenin içinde kaldı fakat eşiği kırıp CSKA‘yı alt edemedi.

Neticede CSKA Moskova, maçı 81-73 kazanıp şampiyonluğa uzanan taraf oldu fakat Anadolu Efes, bir önceki sezon son sırada tamamlanan EuroLeague’de artık hafife alınmayacak bir takım olduğunu, Avrupa’nın en güçlü ekiplerinden biri olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuş oldu.

O karşılaşmada Shane Larkin, 29 sayı ile oynarken EuroLeague’de bir final maçında en çok sayı atan oyuncu olmayı da başardı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!