By Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Playoff öncesinde pek çok kritik, genellikle yıldızların sahaya neler koyabileceğine dair olur ve eşleşmeler hep bu değişkenler üzerinde durularak okunur.
Fakat playoff başladıktan sonra karşımıza hep bir x-faktör hikayesi de çıkar.
İsimleri o dönemden önce belki de anılmayan türden oyuncular playoff turunda çılgına dönebiliyorlar. Bu beklenmedik katkılar da genellikle üzerine çok çalışılmayan profillerin üzerinde duracağız bugün.
Eurohoops Fırın da 8 playoff serisinde x-faktör olabilecek birer oyuncu çıkardı.
X-faktör olabileceğini düşündüğümüz isimlerin hiçbiri bir yıldız değil ama seride kritik katkılar verip, takımının bir eksiğini kapatabilecek isimler…
Philadelphia 76ers – Washington Wizards: Davis Bertans
NBA Play-off’larında 1-8 eşleşmeleri genellikle çok heyecan uyandıran seriler olmaz. Sonuçta konferansı 1. sırada tamamlayan takımların, son sıradan play-off’a giren ekipleri rahatlıkla geride bırakması beklenir. Fakat Russell Westbrook ve Bradley Beal gibi iki süper stara sahip olan Wizards da kolay kolay teslim olmayacaktır.
Yıldız gücü açısından Sixers’ın da Wizards’tan aşağı kalır yanı yok. Normal sezonu MVP seviyesinde geçiren Joel Embiid’in yanı sıra Philadlephia kadrosunda Ben Simmons, Tobias Harris ve Seth Curry gibi önemli yan parçalar da bulunuyor.
Bu noktada eğer Wizards, Sixers’ın geniş kadrosunu zorlamak istiyorsa sene başında sözleşmesini uzatığı Davis Bertans’tan normal sezona kıyasla çok daha fazla verim alması gerekiyor. Sene başında yeni sözleşmesini aldıktan sonra performans olarak pek de bekleneni veremedi.
Bertans, sezon boyunca üç sayı çizgisinin gerisinden %39.5 gibi fena olmayan bir yüzdeyle üçlük atsa da Wizards’ın keskin şutörden beklentisi maç başına 10 sayıdan çok daha fazlasıydı. Bertans’ın normal sezonda 4 veya daha fazla üçlük isabeti bulduğu maçlarda Washington ekibi, 12-7’lik bir dereceye sahipti.
Wizards’ın Sixers’a her an zorluk çıkartabilecek 2 tane süperstarı var. Ancak seriyi cidden rekabetçi bir ortama taşımak istiyorlarsa Bertans’ın seri boyunca iyi şut atmasına çok ihtiyaç duyacaklar.
Brooklyn Nets – Boston Celtics: Robert Williams
Doğu Konferansı’nın en büyük şampiyonluk adaylarından birisi olan Brooklyn Nets, play-off’lara takımın en önemli 2. yıldızı Jaylen Brown’ı kaybederek giren Boston Celtics ile karşı karşıya gelecek.
Kağıt üstünde baktığınız zaman Nets’in sahip olduğu yetenek bütününün, Celtics’i rahatlıkla geride bırakması gerekiyor. Eğer Celtics, bu seriyi biraz olsun rekabetçi hale getirmek istiyorsa bunun için takımın uzun oyuncusu Robert Williams’ın sağlıklı kalmasına çok ihtiyaç duyacak.
Boston’ın atletik pivotu, parmağından yaşadığı sakatlık sebebiyle son dönemde forma giyemedi. Son olarak Celtics’in oynadığı play-in maçında parmağından yaşadığı sakatlık sebebiyle maçı bırakan Williams, o günden beri antrenmanlarda da yer almıyor.
Williams’ın sağlığı, Celtics için birçok sebepten dolayı önem taşıyor. Takımın boyalı alandaki en büyük skor tehdidi olan Williams, aynı zamanda çember savunması konusunda da takımdaki kimsenin yerini dolduramayacağı bir isim.
Buna ek olarak Williams; PER istatistiği, true shooting yüzdesi, hücum ribaundu yüzdesi ve 48 dakikaya düşen win shares istatistiğinde de takım lideri. Williams’ın seri boyunca oynayıp oynamayacağı, Celtics’in ne kadar direnç gösterebileceği adına çok önemli olacak.
Milwaukee Bucks – Miami Heat: Duncan Robinson
Geçen sezon Miami Heat, Milwaukee Bucks’ı eleyerek sezonun en büyük sürprizlerinden birisine imza atarken Duncan Robinson’dan çok önemli katkı almıştı. Eğer Heat, benzer bir şekilde Bucks’ın bileğini bükmek istiyorsa bir kez daha Robinson’ın iyi bir seri oynamasına ihtiyaç duyacaklar.
Geçen sezonu 13.1 sayı – 3.5 ribaunt – 1.8 asist ortalamalarıyla tamamlayan Robinson, üçlük çizgisinin gerisinden %40.8 ile şut atmıştı. Geçen sene Robinson, Bucks ile oynadıkları seride %39.7 ile isabet sağlamıştı. Eğer Robinson, aynı seviyede şut atabilirse Miami’nin bir şansı olacaktır.
Buna ek olarak Robinson’ın savunma tarafında yapacakları da Heat adına büyük önem taşıyor. Büyük olasılıkla Milwaukee hücumu, ters eşleşmelerde Robinson’ı karşısına alarak Miami savunmasına zor anlar yaşatmak isteyecektir. Robinson’ın Bucks’ın kalıplı forvetlerine karşı ne kadar sağlam durabileceği, Heat’in serideki şansını doğrudan etkileyecek.
New York Knicks – Atlanta Hawks: Clint Capela
New York Knicks ile Atlanta Hawks’ın normal sezonda oynadığı maçlarda Julius Randle, adeta Atlanta savunmasını domine etmişti. Randle, oynadıkları 3 karşılaşmada toplam 113 sayıya imza atarken Atlanta yıldız oyuncuya fiziksel anlamda karşı koyabilecek birisini bir türlü bulamamıştı.
Hawks’ın Randle’ı yavaşlatabilmek için yıldız oyununun potaya gitmesini engellemeli ve onu mümkün olduğu kadar üç sayı çizgisinin dışına zorlamalı. Bu noktada Clint Capela’nın boyalı alandaki varlığı, Hawks adına çok kritik bir rol oynuyor.
İşin hücum tarafında da Hawks, koç Nate McMillan’ın Clint Capela ile John Collins ikilisini beraber kullanmaya başladığı dönemde önemli bir atak yakaladı. Topu eline çok istemeden 15.2 sayı – 14.3 ribaunt – 2.0 blok ortalamaları yakalayan Capela, Hawks’ın sezonun ikinci kısmında gösterdiği yükselişte önemli rol oynadı.
Eğer Capela, iyi bir seri oynar ve Randle’ı biraz olsun yavaşlatmayı başarırsa Hawks, Knicks’i eleme yolunda çok önemli bir adım atmış olacaktır.
Utah Jazz – Memphis Grizzlies: Jarren Jackson Jr.
Geride bıraktığımız sezonda Jonas Valanciunas, 17.1 sayı – 12.5 ribaunt ortalamalarıyla kariyer rekorlarını kırdı. Valanciunas’ın boyalı alandaki varlığı, Grizzlies’in bu sezonki başarısının en önemli faktörlerinden birisiydi. Bunun sonucu olarak da Grizzlies normal sezonu boyalı alanda en çok sayı bulan takım olarak tamamladı.
Ancak bu seride 2 kez Yılın Savunmacısı ödülünü kazanmış Rudy Gobert’e karşı oynamak, boyalı alanda böylesine bir üstünlük kurmayı çok daha zor hale getirecektir. Bu yüzden normal sezonda olduğu gibi sürekli olarak Valanciunas’ı kullanmaya çalışmak, Grizzlies’ten çok Jazz’in işine gelebilir.
Tam da bu noktada Jaren Jackson Jr.’ın Grizzlies için ne kadar önemli bir parça olduğu devreye giriyor. 2018 Draftı’nda seçilen Jackson, 4 numara pozisyonunda Jazz için eşleşmesi çok zor bir oyuncu haline gelebilir. Utah’ın kısa beşi için çok fizikli kalan Jackson, Jazz iki uzuna dönmeye karar verirse ikinci uzun için hızlı ve atik kalabilir.
Jackson’ın dış şut kullanma konusunda istekli olması ve Rudy Gobert’i boyalı alandan mümkün olduğu kadar uzaklaştırması da Memphis’in işine gelecektir. Jackson’ın genel performansı, serinin ne kadar uzun süreceğini belirleyen faktörlerden birisi olacak.
Phoenix Suns – Los Angeles Lakers: Mikal Bridges
Phoenix Suns’ın bu sezon oynadığı 72 maçın hepsinde forma giyen Mikal Bridges, Arizona ekibi adına en istikrarlı performans sergileyen oyunculardan bir tanesiydi. Suns’ın Lakers ile oynadığı play-off serisinde de Bridges’ın çok önemli bir rolü oynayacak.
Takım olarak kimliğini savunma üzerinden tanımlayan Lakers, rakip takımların yıldızına hayatı zindan eden bir savunma anlayışına sahip. Bu seride de Devin Booker ve Chris Paul’ün üzerinde büyük bir baskı kurmaya çalışacaklardır. Bu şartlar altında Bridges’ın Suns için taşıdığı anlam daha da büyüyor.
Normal sezon boyunca üçlük çizgisinin gerisinden %42 ile şut atan ve 13.5 sayı ortalaması yakalayan Bridges, Lakers’ın CP3 ve Booker’ın üzerinde odaklanmasını mümkün olduğu kadar engelleyebilmek için bu seviyede üretim sergilemeye devam etmek zorunda.
Sene boyunca Suns’ın başarısında çok çok kritik rol oynayan Bridges, iyi bir seri geçirerek Phoenix zaferinin x-faktörü haline gelebilir.
Denver Nuggets – Portland Trail Blazers: Michael Porter Jr.
Sene içerisinde Jamal Murray’i sakatlık sebebiyle kaybeden Denver Nuggets’ın şampiyonluk umutları büyük ölçüde yara almıştı. Ancak Nuggets, 2020-21 play-off’larına girilirken Nikola Jokic’in önderliğinde ilerleyebildiği kadar ilerlemek istiyor.
Normal sezonu 3. sırada bitirerek Damian Lillard’ın önderliğindeki Portland Trail Blazers ile eşleşen Nuggets’ta Murray’nin boşluğunu doldurmak çok kolay olmayacaktır. Portland’ın elinde Damian Lillard ve CJ McCollum gibi çok önemli hücum silahları var. Murray’i kaybeden Nuggets’ta da Michael Porter Jr.’ın sorumluluk alarak Jokic’e yardımcı olması gerekiyor.
Murray’nin sakatlığından sonra birçokları Nuggets’ın sezonunun sona erdiğini düşünmeye başlamıştı. Ancak bu dönemde takımın iki numaralı skor opsiyonu olarak soumluluk alan Porter, takımın 3. sıraya kadar çıkmasında büyük rol oynadı.
Sezonun son 17 maçında 23.5 sayı ortalaması yakalayan ve %56.0 ile şut atan Porter, üçlük çizgisinin gerisinden de %48.9 ile oynadı. Eğer Porter, sezonun son kısmında yakaladığı form grafiğinde oynamaya devam ederse bu Nuggets’ın işini fazlasıyla kolaylaştıracaktır.
Los Angeles Clippers – Dallas Mavericks: Tim Hardaway Jr.
Los Angeles Clippers ve Dallas Mavericks geçen senenin play-off’larında karşı karşıya geldiklerinde bize ilk turun en heyecanlı eşleşmelerinden birisini izletmişlerdi. Luka Doncic’in harika performansına rağmen Clippers, Mavericks’e geçit vermemişti.
Serinin ilk maçında Kristaps Porzingis’in sakatlanmasının ardından açık konuşmak gerekirse Mavericks’in pek bir şansı kalmamıştı. Eğer bu sene, Clippers’ı eleyebilmek adına ufak da olsa bir şansa sahip olmak istiyorlarsa Doncic’i geçen seneki gibi yalnız bırakmayı göze alamazlar.
Bu noktada da denkleme Tim Hardaway Jr. dahil oluyor. Geride bıraktığımız sezon 70 maçta oynayan Hardway, bu karşılaşmalarda 16.6 sayı ortalaması yakaladı ve üç sayı çizgisinin gerisinden %40 civarında bir isabet oranı yakaladı. Clippers karşısında da Hardaway’in bu seviyede bir performans göstermesi şart.
Clippers, Luka Doncic’in ritmini ikili sıkıştırmalarla bozmaya çalışacaktır. Mavericks’in başarılı olabilmesi için Hardaway’in bu tarz pozisyonlarda boşa çıkarak cezayı kesmesi gerekiyor.
Eğer Dallas Mavericks, play-off’larda Clippers’ı eleyerek ses getirmek istiyorsa bunun için Hardaway’in iyi performansına çok ihtiyaç duyacak.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!