By Eurohoops team / info@eurohoops.net
1997 yılında oyuncu olarak, 2012 ve 2013 senelerinde ise Olympiacos‘ta asistan koç olarak EuroLeague şampiyonluğu yaşayan Milan Tomic, Eurohoops için dün gece oynanan Anadolu Efes – Barcelona finalini değerlendirdi. Anadolu Efes‘in zafere taşıyan neydi? Barcelona neyi yanlış yaptı? “Vasilije” ve “Vassilis” arasındaki benzerlikler neler?
2019 yılında Kızılyıldız’ın koçu olarak ABA ve Sırbistan Ligi’nde de şampiyonluk yaşayan Tomic, temsilcimizin zaferinin şifrelerini şöyle çözdü:
Barcelona’nın maç planı:
Oyunun ilk kısmında Barcelona tamamen kontrolde gözüküyordu. Vasilije Micic’i Victor Claver ile savunan Barcelona, maçın ilk kısmında bu planın meyvelerini topladı. Daha önce diğer takımlar Micic’i daha kısa ve hızlı bir oyuncuyla savunmaya çalıştığında bunun ters teptiğini görmüştük. Saras ise Claver gibi fizikli bir oyuncuyu Micic’in savunmasında tercih ederek yıldız ismin verimliliğini ilk çeyrekte fazlasıyla düşürdü. Micic, çok zor bir şut soktu ve ilk yarıda başka isabeti yoktu.
Bir guardın etkinliğini azaltmak için forvet oyuncusuyla savunma karşımıza çık çık sıkan bir yöntem.
Öte yandan Brandon Davies’in varlığıyla birlikte Barca’nın perdelemelerde adam değiştirme savunması yapması da baya işe yaradı. Claver, toplu oyuncunun üzerinde yarattığı baskı ile önemli bir rol oynnuyordu. Barcelona, genel olarak Efes‘in bütün oyun yönlendiricilerine baskı yapmayı tercih etti. İspanyol ekibi; sert, enerjisi yüksek bir savunma yaptı.
Barcelona’nın savunma planının devamlılığı ve Efes‘in hamlesi:
Barcelolna’nın bu savunma stratejisini 40 dakika boyunca devam ettirebilirdi. Onlarınki gibi derin rotasyona sahip bir kadro, böyle bir maç planını hayata geçirebilirdi. Ancak diğer tarafta skor üretmediğiniz sürece savunmada yaptıklarınızın pek bir anlamı kalmıyor. Sadece savunmanızla bir şampiyonluk maçını kazanmayı bekleyemezsiniz. Basketbolu, sahanın iki tarafında da doğru oynamanız gerekiyor.
Evet, Barceona ilk çeyreğe harika bir savunmayla başladı ancak maç ilerledikçe Efes, bu stratejiye cevap vermekte daha iyi iş çıkardı.
Özellikle maça iyi başlamayan Larkin ve Micic, Barcelona’nın savunmasına cezayı kesmenin yolunu çok iyi buldu. Bu seviyede bir savunma yapmaya 40 dakika boyunca devam etmek çok zor. Bir noktada savunmanın verimliliğinin düşmesi çok normaldi.
Barcelona’nın hücumdaki sorunu:
Hücumda Barcelona’nın birkaç sorun yaşadığına inanıyorum. Örnek olarak Cory Higgins, Kyle Kuric ve Alex Abrines gibi oyuncuları perdelemelerden çıkartarak daha fazla pozisyon yaratabilirlerdi. Bu isimlerin hepsi perdeden çıktıktan sonra şut atabilen isimler.
Bunun yerine Barcelona ikili oyunları ve Nikola Mirotic – Brandon Davies ikilisinin post-up’larını tercih etti. Mirotic harika bir oyuncu, kötü bir maç geçirmesi bunu değiştirmiyor. Ancak Efes savunmada çok ekstrem yöntemler de izlemedi.
Barcelona, maça yaptıkları harika başlangıcın avantajını kullanamadı ve maçı kazanmalarını sağlayacak hücum gücüne sahip olmadıkları da ortadaydı. Final Four’da bu ekstra katkılara ihtiyacınız oluyor. Efes, bu ekstra katkılara sahipti. Kadrosunda Barcelona’nın kadrosunda bulunmayan ayarda oyuncular vardı. Bunu söylerken de Vasilije Micic ve Shane Larkin’in maçın ikinci yarısındaki halini kastediyorum.
Vassilis Spanoulis, 2013 – Vasilije Micic, 2021 benzerliği
Micic dün gece bana Olympiacos‘un 2013 yılında Real Madrid‘i yenerek EuroLeague şampiyonu olduğu dönemdeki Vassilis Spanoulis’i hatırlattı. Spanoulis, maçın ilk yarısında fazlasıyla zorlanmıştı. Ancak Spanoulis, ikinci yarıda 22 sayı kaydetmeyi başarmıştı. Dünkü maçın ikinci yarısında da Micic 21 sayıyla oynadı. İkisi de şampiyonluğu kazandı ve normal sezonda MVP ödülünü aldıkları sezonlarını Final Four MVP’si ödülüyle de süslediler.
2013’teki maçın devre arasında Giorgos Bartzokas (editör notu: Olympiacos‘un o dönemki koçu) Spanoulis’in performansını tartışıyorduk. Ona Spanoulis’in ikinci yarı çok daha iyi bir iş çıkaracağını söylemiştim. Özellikle yıldız oyuncularınızı ne olursa olsun desteklemeniz gerekiyor.
Ataman da bunun aynısını yaptı. Larkin, yarı finalde CSKA Moskova karşısında kötü bir maç çıkarmıştı ancak buna rağmen başarılı koç onu Barcelona karşısında 34 dakika sahada tuttu. Ataman, oyuncusuna güvendi ve Larkin de takımının EuroLeague şampiyonu olmasında çok kritik rol oynadı.
Yetenekli oyuncularınızla risk almanız gerekiyor. Günün sonunda bu riskin meyvesini toplama ihtimaliniz gayet yüksek.
Barcelona’nın şikayetleri:
Barcelona’nın hatası şu oldu: Maçın ilk kısmında hakem kararlarını kafalarına çok taktılar. Gerginlik arttığı zaman konsantrasyonunuzu kaybedersiniz. Benchte sürekli olarak bir rahatsızlık vardı. Evet, hatalar olabilir. Ancak bana kalırsa maça konsantre olmaya devam etmeleri gerekiyordu.
Efes’in az top kaybı (10) ve az asist sayısı (12) neden önemli değildi?
Şunları göz önünde bulundurmak gerekiyor: A) Efes’in Avrupa’nın en iyi savunma takımıyla karşılaştı. B) Bu bir şampiyonluk maçıydı ve bu tarz baskının çok yüksek olduğu karşılaşmalarda hata sayısı artar. Efes için bu sayılar gayet iyi seviyedeydi.
İki takım da maçta fazla asist yapmadı çünkü topu fazla dolaştırmadılar. Efes’in çok fazla asist yapmamasının ana sebebi ise Micic ile Larkin’in rakibin adam değiştirme savunmasını cezalandırmak için sık sık potaya gitmeyi tercih etmesiydi. Barcelona’nın ikili oyun savunmalarında Efes’in başka tercihi yoktu. Bu yüzden maçı kazanmak için de çok asist yapmalarına gerek olmadı.
Barcelona’nın yaratıcılık ihtiyacı:
Barcelona’nın ana sorunu bu değildi. Sezon boyunca Barcelona top dolaşımına ve boş şut fırsatları yaratmaya odaklandı. Finalde bunu yapamadılar ve çok fazla bire bir oynadılar. Maçı sadece 10 asistle bitirdiler. Bu Efes’in işine geldi.
Tabii ki Barcelona’nın çok fazla asist yapmamaış olmasının bir sebebi de oyun kurucu Nick Calathes’in sakatlığıydı.
Adam Hanga sadece 7 saniye oynadı:
Adam Hanga sahadaki her şeye katkı yapabilen bir oyuncu, sadece savunmaya değil. Ancak savunma onun en büyük özelliği. 1’den 4 numaralı pozisyona kadar savunabilen Hanga’nın özellikle Calathes’in sakatlığını da düşününce oynamaması benim için sürpriz oldu. Ancak maç bittikten sonra her şey belli olunca çok da yargılayıcı konuşmamak gerekiyor.
Barcelona’nın üzerinde EuroLeague’i kazanmak için çok büyük bir baskı olduğunu düşünüyorum. En azından gördüklerimden benim yaptığım çıkarım bu. Final maçlarının %70’ini takımların psikolojik olarak karşılaşmaya nasıl hazırlandığı belirliyor. Barcelona oyuncuları, olması gerekenden çok daha stresli gözüküyordu.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!