Kevin Garnett: Minnesota’nın Kaderini Değiştiren Adam

By Britt Robson, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Mayıs 2021 TheRinger’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

21. yüzyılda NBA’deki basketbol çok yönlü oyuncular, maaş bütçesini disiplinli olarak düzenleme ve genç yaşta NBA’e gelerek ligde boy gösteren oyuncular etrafına çevirili. Bu üç faktörün günümüzde bu kadar önemli olmasının sebeplerine baktığınızda geçtiğimiz günlerde Basketbol Şöhretler Müzesi’ne giren Kevin Garnett karşımıza çıkıyor.

Garnett NBA’e geldiğinde 20 yıllık bir dönem boyunca koleji pas geçerek NBA’e gelen ilk oyuncu olmuştu. 1995 yılında lige giren Garnett, kısa sürede özel bir oyuncu olduğunu herkese gösterdi. Genç yıldız, tüm pozisyonlardaki oyuncuları savunabiliyordu. 2 yıl içerisinde Garnett, Timberwolves’un galibiyet sayısını 21’den 40’a çıkarmayı başardı ve henüz 20 yaşındayken kariyeirnde ilk kez All-Star seçildi. Timberwolves’un sahibi Glen Taylor da buna karşılık olarak Garnett’e profesyonel spor tarihinin o güne kadarki en büyük kontratı olan 6 yıl 126 milyon dolarlık bir sözlleşme verdi. Daha 20’li yaşlarına gelmemiş ve bir küçük markette oynayan bir oyuncunun böyle bir kontrat alması diğer takım sahipleri tarafından pek hoş karşılanmamıştı. Bu sözleşmenin ardından oyuncuların alacağı maaşların çok tartışılması, 1998-99 sezonunda lokavta gidilmesine bile sebep oldu.

Sonuç olarak Garnett, profesyonel basketbolu değiştiren bir oyuncuydu. Garnett’in sahaya getirdiği öfkeyle karışık keyif de basketbolu değiştiren bir başka faktör oldu. Garnett, daha önce hiç görmediğimiz bir azimle basketbol oynuyordu ve bu da bizim oyunu izlerken çok daha fazla keyif almamızı sağladı.

Garnett, tam anlamıyla sıra dışı bir oyuncuydu. Yıldız oyuncunun adeta basketbol tanrıları tarafından özellikle tasarlanmış bir fiziği vardı. Garnett, NBA tarihinin en çok savunma ribaundu alan oyuncusu olmasına rağmen oynadığı dönemde çok nadir box-out yapardı. Timberwolves’un eski koçu Flip Saunders’ın da söylediği gibi Garnett, sık sık “Müfettiş Gadget” kollarını kullanarak rakiplerinin üzerinden ribauntları çekiyordu.

Yatay çabukluğu ve dikey patlayıcılığı sayesinde pick and roll hücumlarını mükemmel savunan Garnett, rakip oyuncular topu karşı yarı sahaya taşırken iyice savunma pozisyonuna oturuyordu. Çember savunması kavramına bambaşka bir anlam kazandıran Garnett, Hakeem Olajuwon ile birlikte NBA tarihinde blok ve top çalma istatistiklerinde ilk 20 sırada bulunan tek oyuncu.

Garnett, parkeye adım attığı anda adeta çıldırmış birisine dönüyordu. Sık sık rakiplerine trash-talk yapan Garnett, sahada duygularını genellikle göğsünü yumruklayarak ya da elinde tuttuğu topa kafa atarak gösterirdi. Tüm bunlara ek olarak efsane uzun, inanılmaz bir basketbol IQ’suna da sahipti. Her maçtan sonra Garnett duştan çıktığında onun dolabının önünde oynadıkları maçın kaseti onu hazır beklerdi. Garnett de hemen evine gidip koçu Flip Saunders ile telefonda konuşarak maçı değerlendirirdi.

Minnesota’da geçirdiği 12 sezon boyunca Timberwolves’un bir şekilde play-off’larda istediği başarıyı elde edememesi KG’nin üzerindeki baskıyı ve hissettiği hayal kırıklığını arttırdı. Timberwolves’un o dönemdeki başarısız performansları yüzünden Garnett’in NBA tarihindeki yerini benimseyemeyen pek çok insan var. Yıldız oyuncunun, henüz çok gençken imzaladığı dev kontrat da onun için bir başka dezavantaj oldu.

1999 yılında imzalanan Toplu İş Sözleşmesiyle birlikte oyuncu maaşlarının en fazla 9-14 milyon dolar seviyesinde kalmasına ve çok para harcayan takımların lüks vergisi ödemesine karar verildi. Bu sınırlamayı Garnett ile birlikte aşan tek oyuncu Shaquille O’Neal’dı. Ancak Shaq, ligin en görkemli ve en çok kar getiren organizasyonu olan Lakers’ta oynuyordu. İlerleyen yıllarda Kobe Bryant ile birlikte üst üste 3 şampiyonluk yaşayacaklardı. Takımın halihazırda Kobe ile devam eden bir kontratı vardı ve ilerleyen yıllarda lüks vergisi ödemeyi göze alabilirlerdi.

Ancak Timberwolves’un böyle bir lüksü yoktu. Stephon Marbury, memleketini özlemeye başlamıştı ve çaylak kontratı bittikten sonra Garnett’inkine benzer bir sözleşme alamadığı için adeta çıldırmıştı. Bu yüzden Marbury, takımdan New Jersey Nets’e takasını istedi. Bu esnada takımın önemli isimlerinden birisi olan Tom Gugliotta’yı Phoenix’e kaybeden Timberwolves, maaş bütçesi kurallarından kaçabilmek için masa altından Joe Smith ile gizli bir anlaşma yapmaya çalıştı. Ancak bu gizli anlaşma ortaya çıkınca NBA Başkanı David Stern, Minnesota ekibinin 2001 yılından 2005 yılına kadar olan ilk tur haklarını elinden aldı. Daha sonra Timberwolves 2003 yılında ilk turdan bir seçim yapsa da bu dönemde büyük bir zarar görmüşlerdi.

Yani Kevin Garnett’in dev kontratı başladığında yıldız oyuncu en yetenekli takım arkadaşlarından 2’sini kaybetmişti ve Minnesota ekibi 5 sene boyunca ilk turdan seçim yapamayacaktı. Garnett’in Minnesota’da geçirdiği son 2 yılda en iyi takım arkadaşı Terrell Brandon ya da Wally Szczerbiak gibi isimlerdi. Garnett ile aynı gece Basketbol Şöhretler Müzesine katılan Tim Duncan ve Kobe Bryant; David Robinson, Tony Parker, Manu Ginobili, Shaquille O’Neal gibi isimlerle beraber oynuyordu.

Buna rağmen Garnett, 1997’den 2004’e kadar zayıf Minnesota takımlarını play-off’lara taşımayı başardı. Bu sezonların yarısında 50 galibiyet barajını aşan Timberwolves’un ilk 7 play-off macerası ise ilk turdan öteye gidemiyordu. Garnett, bu dönemde takımdan takasını istemek yerine Minnesota’ya sadık kalmayı tercih etmişti. Charles Barkley ve Magic Johnson gibi televizyon yorumculuğu yapan eski efsane oyuncular, Garnett’in daha fazla sorumluluk almasını söylerken ünlü basketbol yazarı Sam Smith de Minnesota’dan ayrılmadığı için yıldız uzunun gerçekten kazanmak istemediğini bile iddia ediyordu.

Timberwolves’un takım sahibi Taylor, sonunda lüks vergisi ödemeyi göze alarak Sam Cassell ve Latrell Sprewell’ı 2003 yazında kadroya kattı. Sonraki sezonda Garnett, MVP ödülünü kazanarak Timberolves’u konferans finallerine taşımayı başardı. Minnesota’nın ikinci turda Sacramento Kings’i devirdiği 7. karşılaşmada takımının 83 sayısının 32’sine imza atan Garnett, istatistik kağıdına 21 ribaunt – 4 top çalma ve 5 blok ekleyerek tarihi bir performansa imza atmıştı.

Sprewell’ın Timberwolves ile bir türlü yeni kontratında alacağı maaş üzerine anlaşamaması, Minnesota ekibinin bir kez daha yeniden yapılanma sürecine girmesine sebep olmuştu. Ancak buna rağmen Garnett, hala Minnesota’dan ayrılmak istemiyordu. Tabii ki daha sonra yaşananları herkes biliyor. Garnett, Boston Celtics’e takas oldu ve Paul Pierce ile Ray Allen’la beraber geçirdiği ilk sezonda MVP oylamasını 3. sırada tamamladı, Yılın Savunmacısı seçildi ve kariyerinin tek şampiyonluğunu kazandı.

Celtics’in koçu Doc Rivers, şampiyonluk sezonu boyunca egoları yok sayan ve ekip olarak gelişim göstermeyi öncelik kabul eden Ubuntu isimli bir Afrika felsefesini takıma adapte etmeye çalışıyordu. Bu felsefe, Garnett’in kariyeri boyunca sergilediği davranışlarla çok iyi örtüşüyordu. Garnett’in Timberwolves’taki eski koçu Flip Saunders, yıldızı hakkında daha önce “En iyi oyuncunuz soyunma odasını kontrol altına aldığında bir koç olarak işleriniz çok kolaylaşıyor. Garnett gibi bir oyuncuya sahip olmanın getirdiği sınırsız avantajlardan birisi de buydu.” ifadelerini kullanmıştı.

Garnett’in antrenmanlarda bile ne kadar hırslı şekilde mücadele ettiği zamanla bir şehir efsanesi haline geldi. Takımın sadece set çalıştığı taktik idmanlarında bile Garnett’i yavaşlatmak neredeyse imkansızdı. Takımın kendi arasında yaptığı hazırlık maçları bir noktadan sonra play-off gerginliğinde geçiyordu. Ancak Garnett’in sahip olduğu bu iş etiği, kadroda yer alan bütün oyuncuların kendisini geliştirmesine yardımcı oluyordu.

1997-98 sezonunun sonlarına doğru oynanan bir maçtan sonra Garnett, takım arkadaşlarına verdiği önemin en büyük örneklerinden birisini göstermişti. Maçın ardından duşa girmeyi geciktiren Garnett, medya mensuplarının soyunma odasına girmesini bekledi. O dönemde Timberwolves’ta forma giyen Bill Curley, zorlu diz ve ayak bileği sakatlıkları geçirmişti. Garnett daha sonra medya mensuplarına Curley’nin rehabilitasyon için ne kadar çaba gösterdiğini ve sürekli olarak egzersiz bisikletinde çalıştığını söyledi. Curley’nin performansının Timberwolves’un galibiyeti için çok kritik olduğunu söyleyen Garnett, bir yandan elindeki havluyu sallayarak soyunma odasında takım arkadaşı için tezahürat yapmaya başlamıştı. Curley, ilk anda kendisiyle dalga geçildiğinden şüphelense de bu şüphe kısa süre içerisinde yerini mutluluk göz yaşlarına bıraktı.

Garnett’in her maçtan önce sergilediği ritüel de yine bir takım arkadaşıyla alakalıydı. Garnett her maçtan önce şortunun iplerini bağlar, kolundaki plastik bilekliği düzeltir ve Wolves’un benchinden sahanın diğer tarafına doğru yürürken Target Center’ın tavanında yer alan hayatını talihsiz şekilde kaybetmiş Malik Sealy’nin formasını işaret ederdi. Garnett, gençlik yıllarından itibaren Sealy’nin oyunun hayranı olmuştu. İlerleyen yıllarda Sealy, Garnett’in mentörü haline gelmişti. Garnett’in 24. yaşını kutladığı gün Sealy, ters yöne girmiş sarhoş bir sürücüyle yaptığı kazada hayatını kaybetti.

Kevin Garnett, günahsız birisi değil. Szczerbiak ve Rick Rickert gibi takım arkadaşlarına yumruk attığı, trash talk işini abartarak sınırı aştığı zamanlar oldu. Timberwolves’un medya departmanında çalışan kişiler, yıldız oyuncuyla çalışmanın kolay olmadığından da defalarca şikayet etmişlerdi.

Ancak Timberwolves kariyeri boyunca oynadığı bütün maçları takip eden birisi olarak Garnett’in karakterine, dürüstlüğüne ve oyuna yaklaşımına her zaman saygı duydum. Maç haberi yetiştirmeye çalışmayan bir gazeteci olduğum için genellikle maçlardan sonra Garnett ile baş başa röportaj yapma şansı bulurdum.