By Brendan Quinn – Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 9 Haziran 2021 The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
26 Haziran 2014 tarihi, Denver Nuggets’ın modern dönemdeki yönünü tamamen değiştirdi. Çünkü o gün NBA Draftı’nın 41. sırasında Nikola Jokic’i seçmişlerdi. İlerleyen günlerde bu seçimi yapan kişi dahil kimsenin neler yaşanacağına dair haberi yoktu. Jokic’in kadroya katılması, Carmelo Anthony’nin takımdan ayrılışının ardından tekrar ayağa kalkmaya çalışan Nuggets için değişimin başlangıcı oldu. Artık Denver’da Nikola Jokic dönemi başlıyordu. Yıldız oyuncu, geride bıraktığımız günlerde NBA’in MVP’si seçilerek Nuggets tarihinde bu ödülü kazanan ilk kişi oldu.
“Onu seçtiğimiz için hepimiz hak etmediğimiz bir övgü alıyoruz aslında.” diyor Denver’ın basketbol operasyonları başkanı Tim Connelly. “Daha önce 2 seçim hakkımız daha vardı. Jokic’i daha erken seçebilirdik. Ancak 41. sıraya kadar bekledik.
Dürüst olmak gerekirse şansımız çok yaver gitti.”
Bu doğru olsa da aynı zamanda kendi şansınızı yaratırsınız. Denver’ın Jokic’i seçmesinden 10 gün önce Nuggets’ın yeniden yapılanması için çok önemli bir olay daha yaşanmıştı. Ancak bu hikayenin önemini anlayabilmek için bu olayın parçası olan kişiler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanız gerekiyor.
Misko Raznatovic, Avrupa basketbolunun en etkili isimlerinden birisi. Jokic’in ana vatanı Sırbistan’da yaşayan Raznatovic, menajerlik şirketi BeoBasket ile Avrupa kıtasının çok önemli genç oyuncularını temsil ediyor. Drafttan önce de Jokic’i temsil eden kişi Raznatovic’ti. 16 Haziran 2014 tarihinde Jokic’in drafttan çekileceğine dair bir tweet atmıştı.
“Jokic’in herhangi bir takım tarafından draft edileceğinin garantisi yoktu. Bu yüzden ben de risk almak istemedim ve böyle bir tweet attım.” diyerek o günü anlatıyor Raznatovic.
Amerika’da gün başladıktan sonra basketbol dünyası, ilk 40 sıradan seçilmeyen bir oyuncunun drafttan çekilmesine verilecek olağan tepkilerden çok daha farklıydı. Hemen Raznatovic’in ve şirketinin Amerika’daki ortağı olan firma Excel’in telefonları çalmaya başladı. Fakat Raznatovic, Jokic’in resmi olarak drafttan çekilesi için gereken evrak işlerini gerçekleştirmemişti.
“Bunu gerçekten yapmadım.” diyor Raznatovic. “Sadece insanların bu konu hakkında biraz daha fazla düşünmesini istedim. Kulüp çalışanları uyandıktan sonra ilk önce bu karara tepki gösterdiler ve bizi vazgeçirmeye çalıştılar. Sadece Denver’dan bahsetmiyorum, başka takımlar da bunu yaptı. Birkaç takımın böyle davrandığını gördükten sonra birisinin onu seçeceğini düşündüm. Bu yüzden Jokic’in drafta katılmasına karar verdim.”
Jokic, Raznatovic’in kendisine yanlış yapmayacağına dair büyük güveni vardı. Raznatovic daha önce draft sürecini yaşamıştı ama Jokic’in işlerin nasıl ilerlediğine dair en ufak fikri yoktu. Denver açısından baktığımız zaman Raznatovic’i nasıl ikna ettikleri bir başka konu. Bu tamamen güvenle alaklıydı. Denver, önceki yıllarda Raznatovic ile güçlü bir ilişki geliştirmişti. Nuggets daha önce BeoBasket’in temsil ettiği oyunculardan Joffrey Lauvergne’i 2013 yılında kadrosuna katmıştı. Raznatovic’e ve işlerini yürütme şekline saygı duyuyorlardı. İki taraf da Denver’ın Jokic’i seçmesi durumunda Nuggets’ın Sırp uzunu hayal kırıklığına uğratmayacağını düşünüyordu.
“Vizyonumuz çok netti.” diyor Connelly. “Menajerler o dönemde bize güveniyordu. Avrupalı oyuncuları gelip benchte oturmaları için seçmiyordu. Joffrey’nin temsilcileri Misko ve Excel’di. Bu yüzden biz Jokic’in drafta katılması için çaba gösterdiğimizde daha önce onlarla geliştirdiğimiz ilişki yardımcımız oldu.”
Peki Jokic, Denver ekibinin radarına ilk olarak nasıl girmişti? Bu, basketbol hikayesinde son yıllarda pek benzerine rastlamadığımız bir hikaye. Jokic’in de ötesinde bu hikayede NBA takımlarının sıradaki Avrupalı yıldızı bulmak için neler yapabileceğini net şekilde gösteriyor.
Rafal Juc, Nikola Jokic’in ismini ilk kez duyduğunda henüz Denver Nuggets’ta çalışmıyordu. O dönemde Utah Jazz’de ücretsiz olarak stajyerlik yapıyordu. Juc, basketbol dünyasında bir iş sahibi olmanın hayalini kuruyordu ve bunu gerçekleştirebilmek için takımların izleme şansı olmadığı Avrupalı oyuncular hakkında scouting raporları yazan bir gençti. Avrupa’dan çıkacak sıradaki cevheri bulmak için sürekli box scoreları takip ediyor ve maçları izliyordu. Bu esnada Sırbistan’dan bazı kişilerle kontak kurma şansı oldu.
Daha önce Jokic’in ismini birkaç kez duymuş, birkaç tane de maç kasedini izlemişti. Sonunda 2013 yılının Haziran ayında Jokic’i canlı izleme şansına sahip oldu. İşin komik yanı, Juc’in izlediği maç U19 Dünya Şampiyonası’nda Sırbistan’ın Amerika ile oynadığı maçtı. O karşılaşmada Jokic’in pota altındaki rakibi ise şu anda Nuggets’taki takım arkadaşı Aaron Gordon’dı. Peki Juc o maçı izlerken neler düşünmüştü? Nuggets’ın bir sene sonra Jokic’i kadrosuna kattığı düşünülünce Juc’un düşündükleri biraz şaşırtıcı gelebilir.
“Bu biraz abartı bir beyan olabilir ama Jokic, o seviyede oyun içerisinde bir faktör gibi gözükmüyordu.” diyor Juc. “Notlarımı kontrol ettiğimde onu Avrupa’da yüksek seviyelere çıkabilecek yetenekli bir oyuncu olduğunu yazmışım. Ancak ondan sadece 12 ay sonra ciddi ciddi NBA seviyesinde bir yetenek olarak bahsedeceğimizi hiç düşünmüyordum. Ancak o turnuva esnasında Jokic’i takip ederken bile onun hakkında çok bir bilgim yoktu. Her maç onun gelişim gösterdiğini görebiliyordunuz. Bu da benim dikkatimi çekmişti.”
Bundan yaklaşık 1 ay sonra Nuggets, Avrupa’daki scouting görevlerini sürdürmesi için Juc’u işe aldı. O dönemden beri Nuggets için çalışan Juc, o dönemde Avrupa’daki potansiyelli gençleri keşfetmek isteyen herkesin mutlaka izlemesi gereken bir takımı radarına aldı.
Belgrad ekiplerinden Mega Basket, tarihi çok görkemli olan bir ekip değil. Hatta takım, 1998 yılında fabrika çalışanları tarafından kurulmuştu ve hızlıca Sırbistan ikinci liginde üst sıralara tırmanmayı başardı. Daha sonra 2004-05 sezonunda BeoBasket ve Raznatovic ile stratejik bir işbirliğine giren Mega Basket, Sırbistan’ın en önemli ekiplerinden birisi haline geldi. Adriyatik Ligi’nde mücadele etmeye başladığı 2014 yılından beri Mega Basket’in toplam 11 oyuncusu NBA draftlarında seçildi. Bu herhangi bir Avrupa takımının bu dönemde NBA’e en fazla yolladığı oyuncu sayısı.