by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Genç basketbolcular ve 3 yabancıyla, sezonu beklenin üstünde bir performansla bitiren Beşiktaş Icrypex’de, başarının sırrını açıklayan Şenol, DHA’ya yaptığı açıklamalarda göreve geldiklerinde 2.75 milyon Dolar bütçesi olan ama oyuncuların maaşını ödeyemeyen bir şube bulduklarını söyledi.
Şenol, hayata geçirdikleri proje ile bütçeyi 1.2 milyon Dolar’a düşürüp, kadın şubesi dahil tüm basketbolcuları alacaklı olmadan oynattıklarının altını çizerken, bu sayede önceki sezonlarda transfer yasağı dahi alan Beşiktaş‘ın FIBA nezdinde ve Avrupa’da imajını da düzelttiklerini ifade etti.
Yerli ve genç oyuncularla beraber, 3 yabancı basketçiyle harmanlanan kadronun, tecrübeli koç Ahmet Kandemir’in, disiplini yönetiminde başarıyı yakaladığını ifade eden Umut Şenol, 9 veya 10’uncu bitirmeyi düşündükleri sezonda Anadolu Efes‘le yarı final oynadıklarına da dikkat çekti.
Sezon içinde Tofaş ile oynadıkları ve kural hatası itirazında bulundukları maçın kararının çok geç verildiğini dile getiren Umut Şenol, “Federasyon da aslında bizim haklı olduğumuzu düşünüyordu ama sonucu tescil ettiler. Tahkim ise kararını çok geç verdi. Yani adalet gecikti. Biz play-off’ta Tofaş serisini kaybetseydik durum çok daha karışık bir hal alabilirdi. Federasyon yönetim kurulu üyelerinin ve merkez hakem komitesinin yatıp kalkıp Tofaş maçını kazanan Beşiktaşlı oyunculara ve Ahmet Kandemir’e dua etmeleri lazım” dedi.
Umut Şenol önümüzdeki sezonun planlaması için de, James Blackmon ile yola devam etmek istediklerini, NBA draftına katılacak olan Alperen Şengül’ün draftı kazanmasını çok istemelerine rağmen kazanamazsa Beşiktaş’la devam edeceğini belirtti.
Umut Şenol’un gerçekleştirdiği röportajdan öne çıkan satırbaşları şu şekilde:
“Beklentilerin Üstünde Bir Sezondu”
“Sezona aslında biraz kötü başladık. Tabi biz ilk baştaki fikstürümüzde özellikle ilk 6 maçı kaybettik, oradan bir iki tane maçı kazanmayı bekliyorduk. Tabii ki o kayıplardan sonra yeni bir proje yaptığımız için, sıkıntılı bir süreç geçirdik. Bu süreçten de teknik kadroda bir değişikliğe giderek bir çözüm ürettik ve teknik kadromuzu değiştirerek bu süreçten çıktık. Ondan sonra aslında ilk 6 maçı bir kenara bırakırsanız, Beşiktaş kalan 24 maçta 20 galibiyet 4 mağlubiyet aldı. Bu da aslında bir lig ikinciliği performansı. Son 24 maçta ligin ikincisi Beşiktaş. Tabi bu kadar genç bir kadroyla çıkmış bir takım için, bu aslında büyük bir başarı denebilir. Tabii ki normal şartlarda Beşiktaş, her zaman oynadığı yerlerde gelebileceği en üst seviyeye gelmeli ve uzun vadede bizim de hedefimiz böyle. Ama bir proje yaptık bir yola çıktık, o yüzden bu seneki hedefimizin üzerinde ligi bitirdik. Açıkçası bizim hedefimiz ya play-off’a girebilmek ya da, ligde rahat hissedebileceğimiz 9’uncu, 10’uncu sıralarda ligi bitirmekti. Tabi hem play-off’a girdik hem de kendimize göre dördüncü sıradan girdik play-off’a. Çünkü orada bir Tofaş maçımız var, sonucu tam olarak bizim kazandığımızı düşündüğümüz, ama Federasyonun açısından Tofaş lehine tescil edilmiş bir karşılaşma vardı. O da şimdi Tahkim Kurulu zaten Federasyonun kararını iptal etti. Baktığınız zaman biz normal sezonu dördüncü bitirdik. Play-off serisinde de o maçı kazanmayı hak ettiğimizi gösterecek bir performansla Tofaş’ı hem Bursa’da, hem de burada Akatlar’da yenerek yarı finale kaldık. Beklentilerimizin üstünde bir sezondu. Yarı finalde de ülkemizi gururlandıran Efes‘e elendik. Tabi bizim için iyi bir testti Efes maçları. Aslında ligin diğer ortalamasına göre iyi bir performans sergilerken, gideceğimiz çok yol olduğunu da o maçlarda gördük.”
“Beşiktaş’ın FIBA Nezdinde İmajını Düzelttik”
“Bu konuda bizim kararlılığımız açısından hiç bir sorun yok. Biz yine benzer, gençlere fırsat veren, az yabancıyla oynayan felsefemizi devam ettirmeye çalışacağız. Tabi dediğiniz gibi ekonomik sürdürülebilirlik basketbolda çok zor. Bir sürü takım zarar ediyor, bu endüstride kar eden takım nerdeyse yok gibi. Herhalde Beşiktaş basketbol, yani bir oyuncumuzun NBA’de draft edilme ihtimali var, draft edilirse Beşiktaş bu seneyi basketbol açısından toplamda pozitifle kapatan belki de tek kulüp olacak. Biz buraya geldiğimizde 2.8 milyon Euro bütçesi olan bir takım vardı. Geçen sene biz göreve başladığımızda Eurolig seviyesinde, şimdi de Baskonia‘nın hocası olan bir hocamız vardı, ama maaşları ödeyemiyorduk. Çünkü bütçe ona göre yapılmamış, sponsordan alınan para yaklaşık 1 milyon dolar, federasyonun ödediği para belli, giderler belli. Yani Beşiktaş basketbolda, şöyle bir durum vardı; oyuncular geliyor, ilk bir iki ay maaşları ödeniyor, üçüncü, dördüncü ay ödenmiyor, beşinci ay bir maaş daha ödeniyor, işte 3 maaş ödenmiş oluyor. Ondan sonra antrenmana çıkmamalar, protestolar ve bu şekilde haberler yansıyordu, transfer yasakları oluyordu. Biz geldiğimizde bu tablonun üstümüze doğru geldiğini çok net gördük. Gelir gelmez bazı yüksek fiyattaki oyunculara (yanlış anlaşılmasın bu oyuncuların bu paraları hak etmediklerini söylemiyorum) Beşiktaş bu paraları verecek durumda değildi. Ben kiminin hak etmediğini de düşünebilirim yani, bu kontratların yanlış olduğunu, yüksek seviyede olduğunu düşünebilirim, ama bizim o anki bakış açımızda, bu oyuncular kötü, bu oyuncular tu kaka gibi bir bakış açımız yoktu. Biz sadece verebileceğimiz bir paraya kadroya odaklandık. Bazı oyuncularla ve hocamızla yollarımız ayırdık. Tabii ki bizim şansımıza hocamıza o an teklif geldi Baskonia‘dan. O da hak edişini alıp ayrılmayı kabul etti. Biz de bu kontratlardan kurtulunca geçen sen 2 milyon 750 bin Dolar olan bütçemizi 1.2 milyon Dolar’a düşürdük bir anda. Bu sene de hem o borçlarımızı bitirdik, hem de oyuncularımıza bütün maaşlarını tam zamanında ödedik. Beşiktaş’ın gerek kadın takımında, orada da Serhan Çetinsaya’ya çok teşekkür etmek gerekiyor, çok iyi yönetti. Sportif başarı olmasa da bizim kadın takımında hedefimiz ligde kalıp ondan sonra yine onlarda da benzer bir projeyi bu sene uygulamaktı. Gerek kadın takımımıza, gerek erkek takımımıza bir maaş bile borcumuz yok, bütün paralarımızı ödedik. Beşiktaş’ın hem Avrupa’da FIBA nezdinde basketboldaki imajını düzelttik, hem de sportif başarıyı aynı anda yakaladık ve bunlar tabi çok önemli. Burada tabi başkanımızın gösterdiği irade, destek, Ahmet Kandemir hocamızın elini taşın altına koyması. Yine, Beşiktaş kurtuluşu Beşiktaşlılarda buldu diyebilirim.”
“Bu Başarıda Ahmet Kandemir’in Özel Bir Etkisi Var”
“Hocanın özel bir etkisi kesinlikle var. Biz oyuncularımızın iyi olduğunu biliyorduk, takımımızın iyi olduğun biliyorduk. Zaten Ahmet hocamız biz yenilirken de sürekli şeyi söylüyordu ‘bu takım iyi bir takım, bu takım mutlaka iyi bir noktaya gelecek’ diye hep onu söyledi bize. Takıma güvenmemiz gerektiğini, oyuncularımızın iyi olduğunu hep bize söyledi. Geldikten sonra da hoca sadece bir tane oyuncu aldı. Yani Ahmet hoca sahaya indikten sonra bir ve iki numara pozisyonunda oynayan Joel Berry diye bir tane oyuncu aldık başka oyuncu almadık. Aslında bu takımın başlarılı olacağını bekliyorduk ama bu seviyede başarılı olmasını belki bu yıl (2021-2022 sezonu) bekliyorduk. Bu seviyeye gelmesi daha erken oldu. Tabii ki burada hocanın ciddiyeti, disiplini ve oynattığı basketbolun tarzı ve bu tarz oyuncuları, özellikle genç oyuncuları daha iyi yönetmesi bu konuda çok etken oldu. Yani hocanın antrenman temposu, disiplini, bir de tabi yardımcılarıyla teknik kadrosuyla uyumu, bizim için pozitif bir netice verdi. Sezon başında ‘yarı final oynayacak mıyız’ deseler ben çok umutlu konuşmazdım. Benim beklediğim ya sekizinci, yedinci sıradan play-off’a girmek ya da ligi dokuzuncu, onuncu sırada bitirmek olabilirdi. O yüzden bu başarı hem bize, hem taraftara, hem sürpriz oldu, hem de moral motivasyon kaynağı oldu. Yaptığımız işin arkasında durmanın meyvesini topladık ve daha da durmamız gerektiğini anladık. O açıdan bakıldığında bu projenin başarıya ulaştığını ya da başarılı bir yoluculuk yaptığını söyleyebiliriz.”
“3 Yabancıyla Devam Etmek İstiyoruz”
“Önümüzdeki sezon 3 yabancıyla devam etmek istiyoruz. Türkiye’deki basketbol ortamının da buna izin vermesi önemli. Bizim kaliteli yerli oyuncuları, (altyapımızda var ama ) zaman zaman bulmamız, transfer etmemiz gerekiyor. Bu ortamı yakalayabilirsek, bizim tercihimiz 3 yabancıyla devam etmek.”
“TOFAŞ Maçından Sonra Adalet Gecikti”
“Özellikle orada Genel Sekreterimiz Mesuy Urgancılar’a da çok teşekkür etmemiz lazım. Bizim bu konuyu takip etmemiz konusunda çok destek oldu, biz de bu konuyu ısrarla takip ettik. Aslında yine maçların oynanmaması için biz başvurumuzu da yaptık, çünkü Tahkimin kararının beklenmesi gerektiğini söyledik. Federasyonumuz oynatmayı tercih etti. Zaten Federasyona ilk başvurumuz, burada kural hatasının olduğu ve maçın Beşiktaş lehine tescil edilmesi gerektiği şeklindeydi. Federasyon da aslında bizim haklı olduğumuzu düşünüyordu. Federasyon yönetim kurulumuzdan niye böyle bir karar çıktı, biz anlayamadık, üzüldük. Çünkü bire bir konuşmalarımızda, gerek yöneticilerle, gerek oradaki profesyonel çalışanlarla hepsi bizim haklı olduğumuzu, yapılanın net bir kural hatası olduğunu, nerdeyse hepsi bizle bu konuda mutabıktı. Ama karar böyle çıktı. Tabii ki biz de böyle bir durumda kulübümüzün hakkını savunmak zorundayız, bunu Tahkime götürdük. Gönül isterdi ki Tahkim bu kararı biraz daha önce versin ama, Federasyonun savunması, Tofaş kulübünün savunması, pandemi ortamında 17 Mayıs’a kadar tam yasakların konması, o sırada Tahkim Kurulu’nun yeterince toplanamaması, araya bayramın girmesi derken, kararlar alındığında biz zaten adaleti kendimiz tecelli ettirmiştik. Adalet gecikti ama yine de gecikse de adaletin yerini bulması, bizim bu kararı duymamız önemliydi. Tahkim Kurulu’na da verdiği karar sebebiyle kendilerine teşekkür ediyorum. Hiç değilse biz de Tofaş’ı eleyip bu sorunu ortadan kaldırmış olsak da, adaletin yerini bulduğunu görmek bizi mutlu etti. Tabi burada biz Tofaş serisini kaybetseydik durum çok daha karışık bir hal alabilirdi. İlk maçı 22 sayıdan gelip 2 sayıyla kazandık, buradaki maçı da 3 ya da 4 sayıyla kazandık. Yani Federasyonun büyük şansı. Federasyon yönetim kurulu üyeleri, merkez hakem komitesi yatıp kalkıp Tofaş maçını kazanan Beşiktaşlı oyunculara ve Ahmet Kandemir’e dua etmeleri lazım.”