Devin Booker: Artılarıyla ve Eksileriyle Fenerbahçe Beko’nun Yeni Transferi

17/Jun/21 07:25 Juni 17, 2021

admin69

17/Jun/21 07:25

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun ilk resmiyete döktüğü transfer olan Devin Booker’ı Eurohoops Fırın analiz etti.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Fenerbahçe Beko dış transferde sezonu 2 yıllığına atılan imzayla Devin Booker hamlesiyle açtığını dün (16 Haziran) sosyal medya hesaplarından ve resmi internet sitesinden duyurdu.

Uzun rotasyonunda görev alacak olan Devin Booker, Sarı-Lacivertliler’in bu yaz sezonunda resmiyete kavuşturduğu ilk hamle olurken deneyimli oyuncu EuroLeague’de üst üste 4. sezonunu oynamak için Ataşehir’e ayak basacak.

Eurohoops Fırın olarak biz de her yaz sezonunda olduğu gibi EuroLeague’deki Türkiye ekiplerinin transferlerini analiz etmeye Fenerbahçe’nin yeni uzunu Booker’la başlıyoruz.

Öncelikle kendisini tanıyalım…

28 Şubat 1991 tarihinde Whitmire, South Carolina’da dünyaya gelen Devin Booker, kolej kariyeri boyunca (2009-13) Clemson’da forma giydi.

2013-14 sezonunda Avrupa’nın yolunu tutan Booker, Fransa’da ilk kontratını Sluc Nancy takımıyla yaparken, 2013’ün aralık ayında ise Bourg Basket’e transfer oldu. 2014-15 sezonunu da burada tamamlayan Booker, 2015-16’da ise yine Fransa temsilcisi ES Chalon-sur-Saone ekibine geçti. 2015-16 sezonunda gösterdiği performansla Fransa Ligi’nin en değerli oyuncusu seçildi.

Devin Booker, 2016-17 sezonunda ülke değiştirerek Almanya’ya geçti ve Bayern Münih ekibine katıldı. Burada 2018-19 sezonunun sonuna dek forma giyen Booker, 2019-20’de ise Khimki Moskova’ya transfer oldu.
Devin Booker, 2017-18 ve 2018-19 sezonlarında Bayern Münih ile Almanya Ligi’nde şampiyonluk yaşadı. Booker, 2018’de de Almanya Kupası’nı kazanan ekibin parçasıydı. 2017-18 sezonunda ise EuroCup’ın en iyi beşine seçildi.

(via; Fenerbahçe Spor Kulübü Resmi İnternet Sitesi)

Eski Deneyimlerle Bu Bir mi?

Özellikle Bayern Münih ve Khimki’deki ilk dönemini baz alırsak ikili oyun savunmasındaki zaafları açıkçası can sıkacak düzeydeydi. Bu da yarı saha oyununda uzun rotasyonundaki oyuncular açısından muhtemelen en istenmeyen negatif özelliklerden birisi. İkili oyun savunamamanın telafisi çoğunlukla çok zor mümkün oluyor.

Booker’ın bu noktadaki sorunları da daha çok alan tutma bağlamında yaşadığı ikilemlerin sahaya yansıması şeklinde ortaya çıkıyor. Bir pivot için rakip ikili oyunları sonrasında „eşleşmenin mi üstünde kalacağım yoksa topun mu üstünde kalacağım“ sorusunun cevabı savunma basketbolu açısından tahmin edilemeyecek kadar ciddiye alınması gereken bir mesele.

Çünkü yapılan her seçim rakibin o an oynadığı ikili oyunun dinamiklerine veya kendi takımınızın saha içindeki yerleşimi gibi pek çok faktörün göz önünde bulundurularak çabuk düşünme yetisinin de güçlendirilmesiyle ilgili bir olgu.

Fenerbahçe’nin yeni transferi Devin Booker’ın savunma kaynaklı problemleri genel itibarıyla oyuna odaklanma sorunuyla ilişkili. Bu da aslında bir yontulma sürecini beraberinde getirecek bir durum. 30 yaşındaki bir uzun olarak Booker’ın buna nasıl uyum sağlayacağı konusunda ise net bir fikir beyan etmek zor.

Hele ki, sarı-lacivertli ekibin yakın geçmişteki Jason Thompson, Joffrey Lauvergne ve Derrick Williams gibi deneyimlerini göz önüne alacak olursak işler burada biraz daha karmaşıklaşıyor. Ancak buraya bir „ama“ lazım.

Igor Kokoskov’un oyuncularıyla arasındaki iletişimin ve Jan Vesely’nin geçtiğimiz sezon nasıl bir oyuncuya dönüştüğünü de göz ardı etmemek gerekir. Deneyimli çalıştırıcıyla ilgili çıkan ayrılık söylentilerini bir kenara bırakacak ve yolların ayrılmayacağı ihtimaline göre çözümlemeler yapacak olursak; Booker’ın kariyeri için de bu bir şans olabilir.

Fenerbahçe’nin geçtiğimiz sezonki önemli defolarının yanı sıra Kokoskov’un iyi bir müdafaa koçu olduğunu gösterecek fırsatları bulması değerliydi. Devin da onun tedrisatında bu tarz bir ilerleme kaydedebilir mi? Bu bir tahminciliğe girer ve buranın konusu olmaktan çıkar.

Şöyle de bir durum var; Devin Booker’ın oyunu geçtiğimiz sezon, diğer EuroLeague sezonlarında izlediğimiz Booker’ın oyununa göre çok daha olgun görüntüdeydi. Artık alan tutma işinde daha iyi gözüktü; kısa savunmasında daha iyi gözüktüğü anlar oldu ve savunmada daha hareketli kalmayı bir şekilde öğrenebildi. Sanki artık show-up’ta daha katı kalıyor, kalamasa da çabuk yeniden dönüş yapabiliyor gibi.

Ama bunlar bir çeşit iyimserliğin yansıması olabilir ya da gerçekten kimi yönlerini geliştirmiş gibi görünmesini sağlayabilir. Aslında Booker’ı görünce „Aa, evet ya‘. Gerçekten çözmüş şunları şunları“ şeklinde bir diyaloga girmenin imkanı yok.

Tüm sorunlarının ivedi biçimde çözüldüğü söylenemez ancak oyununu artık daha olgun bir noktaya taşımış olması ve fundamental bağlamında seviye atlamış görüntüsü gelecek açısından umut vadeden bir gelişme olarak değerlendirmeye alınabilecek bir olgu.

Savunmasında gözüken iyi yönlerden birisiyse eşleşmesinde sırtı dönük kaldığı vakitlerde top aldırmamak adına sergilediği efor. Önden savunma işini güzel kıvırabilen bir oyuncu. Ribaundlarda ise öyle aman aman öne çıktığını söylemek fazla gerçekçi olmaz. İyi box ettiği zamanlar oluyor fakat genellikle ribaund alanından epey uzakta oluyor.

Boyalı alan bu sezon Fenerbahçe için çok daha önemli hale gelebilir. Buna takım içerisinde bazı sorunlar getirip dış savunmayı tehlikeye atmışlardı ancak artık bu riske giremezler. Bu nedenle Booker’ın ardından boyalı alan savunmasını toparlayacak isimler şart.

EuroLeague seviyesinde oynanan basketbolda kurnaz uzun bulmamak çok zor. Bu bakımdan Vesely’nin de savunma performansının bundan 3-4 yıl öncesi kadar yoğun olamayacağını düşününce Booker transferiyle ilgili bakış açılarının değişmesi çok normal.

Ters

Savunmada eleştiriye muhtaç pek çok yönünün tam tersinden hücum sahasında bahsedebiliyoruz. Devin Booker gerçekten kullanmasını bilene çok değerli bir ofansif silah. EuroLeague’deki kariyerinin ilk dönemlerinde çok daha içe bağımlı bir oyuncuyken daha sonraları içeride fiziksel mücadele bakımından yaşadığı zorluğun da getirisiyle dışarılara daha da bir yönelmeye başladı.

Tehditleri kuvvetli ve zaten skorer oyun yapısına sahip bir uzun olduğunun bilincini korumak lazım. Fenerbahçe hem Khimki’ye hem de daha önceki Bayern’e göre daha çeşitli bir kadro kurmayı hedefliyor. Devin bu bakımdan kendini ön plana çıkaracaksa ki hele bunu bir de savunmadaki o defolarıyla yapmaya çalışacaksa; bu sezon onu çok ciddi bir efor bekliyor olacaktır.

Dışarılara daha da yöneldi, evet. Bunun onun kariyerini hücumsal anlamda ne kadar iyi etkilediğini anlatmak gerek. Bunun aynısı Vesely‚ye de olmadı mı zaten? Oldu. Booker da tepede topla buluşunca artık ne yapması gerektiğini bilen bir isim oldu.

Bununla birlikte tepeden oynadığı ikili oyunları gerek içeride atletizmiyle bitirebiliyor oluşu; gerekse pick and pop’a çıkabiliyor olması önemli veriler. Fenerbahçe artık çizginin gerisinden ve orta mesafeden iyi iş çıkarabilen, mekaniği temiz bir pivota sahip.

E tabii, bu noktada alan açma gibi kıymetli bir özelliğinin varlığından söz etmeden de Devin Booker’ın hücumunu anlatmaya çalışmamalıyım. Pozisyon bilgisi ve kendisi hakkındaki oyunsal farkındalığı son dönemlerde epeyce artış gösterdi. Alanı açma konusunda da bu birikimlerin bir dışavurum haline yol açmış olabileceğine inanıyorum.

Belki de çok keskin sayılabilecek bir dış şutör/orta mesafe oyuncusu değil; fakat her iki alanda da takımına değer katabilecek ve aynı zamanda içeride iyi bir iş bitirici olarak görev yapabileceğini hafızalara kaydetmek gerekir. Ayrıca hand-off oyunlarına da ısındırıldığında o noktada dahi önemli bir potansiyel. İkili oyun bitiriciliği zaten kendiliğinden güçlü noktada.

Elbette bu bağlamda Jan Vesely ve Achille Polonara gibi diğer yıldız isimlerin de varlığından söz edilecekse Booker yerini mutlak suretle Khimki’deki kadar sağlamlaştıramayacaktır. Hiç değilse bu ilk sezonunda böyle olur.

Geçtiğimiz sezon sırtı dönük oynayabilen fazlaca opsiyonu olan Fenerbahçe’de ABD’li oyuncunun bu noktada yeni bir silah kazandırıp kazandırmaması noktasında çok açık çizgileri olan bir fikir sunmaktan kaçınmak gerek. Tabii ki, o fizikten postta bir yıldırıcılık beklenir; fakat ona çok da şahitlik ettiğimiz olmadı gibi.