NBA Draftı: Tarihin En Kötü 1. Sıra Seçimleri

20/Haz/23 11:00 Haziran 20, 2023

admin69

20/Haz/23 11:00

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, NBA tarihi boyunca draftlarda 1. sıradan seçildikten sonra en büyük hayal kırıklığını yaratan oyuncuları huzurlarınıza taşıyor…

by Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA Draftları takımların kadrolarını güçlendirebilmek adına sahip olduklar en önemli fırsatlardan bir tanesi. Takımlar, kadrolarına uygun yetenekleri  bulabilmek adına sene boyunca genç yetenekleri yakından takip ederek olabilecek en doğru seçimi yapmaya çalışıyorlar.

Draftın 1. sırasından seçim yapacak takımlar da bu açıdan bakınca en büyük fırsata sahip ekipler oluyor. Diğer takımlardan daha önce seçim yaparak istediği oyuncuyu seçebilme hakkında sahip olan takımlar da bu avantajını kullanabilmek için ince eleyip sık dokuyorlar. Ancak 1. sıradan seçim yapmanın beraberinde getirdiği baskı, takımlar için her zaman olumlu sonuç doğurmuyor.

Bu yazımızda sizleri tarihin en kötü 1. sıra seçimleriyle buluşturuyoruz:

Andrew Wiggins

Andrew Wiggins, ligde geçirdiği ilk 9 sezonda 3 kez 20 sayı ortalamasının üzerine çıkmayı başardı ve 2014-15 sezonunda da Yılın Çaylağı ödülünün sahibi oldu. 2022’de Warriors‘ın şampiyonluğunda harika bir tamamlayıcı parçaydı. Bunlar göz ardı edilecek başarılar değil. Ancak takımlar 1. sıradan seçim yaparken genellikle yıllar boyunca takımlarını taşıyabilecek kalibrede oyuncular arıyorlar.

Wiggins, kariyerine 1. sıra seçimi etiketiyle başlamasaydı onun hakkındaki algı çok daha farklı olabilirdi. Ancak süper yıldız beklentilerini karşılama konusunda bir türlü başarılı olamadı ve ayrıca Warriors‘ta başarılı bir yan parça olsa da, ilk takımı olan Timberwolves‘a pek bir katkıda bulunamadı.

Timberwolves, Wiggins’i seçerken Joel Embiid gibi bir süperstarı da pas geçti. Eğer kadrolarına Wiggins yerine Embiid’i katsalardı çok daha farklı bir Minnesota takımı izliyor olabilirdik.

Markelle Fultz

Markelle Fultz’un NBA Draftına girmeden önceki sezon boyunca tüm basketbolseverlerin heyecanla beklediği bir yetenekti. Birçokları tarafından son yılların en büyük potansiyeli olarak kabul edilen Fultz, muhteşem bir hücum repertuarına sahipti ve 1. sıradan seçilmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu.

Üstüne üstlük onu kadrosuna katacak takımın uzun yıllar boyunca guard pozisyonunda kafasının rahat olacağı de düşünülüyordu. Bu yüzden 1. sıra seçimine sahip olan Boston Celtics, bu hakkını 3. sıradan seçim yapacak Sixers ile ekstra birinci tur hakkı karşılığında takas ettiğinde herkes çok büyük bir hata yaptıklarını düşünüyordu.

Ancak yetenekli oyuncu, Draftın ardından yaz döneminde yaşadığı omuz sakatlığı sebebiyle hiçbir zaman beklenen seviyelere çıkamadı. Şut yeteneğini büyük ölçüde kaybeden Fultz, Sixers’ta geçirdiği kısa sürenin ardından Orlando Magic’e takas edildi. Magic’te yine bazı sakatlık sorunları yaşadı ama yavaş yavaş kendisini bulmaya başladı.

Özellikle 2022-23 sezonunda yetenekli bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Ancak onu 1. sıradan seçen Sixers’ın yıldız beklentilerini karşılayamadığı da aşikar.

LaRue Martin

LaRue Martin Didn't Deliver in the NBA, but He Spent Years Rising the Ranks at UPS

Portland Trail Blazers, bu yazıda adından en çok bahsettiğimiz takımlardan birisi olacak. Blazers ekibi, 1972 yılında Loyola çıkışlı LaRue Martin’i 1. sıradan draft etmişti.

NBA kariyeri boyunca toplam 271 maça çıkan uzun oyuncu, sadece 5.3 sayı ortalaması yakalayabildi ve hiçbir zaman 1. sıradan seçilmeyi hak eden bir oyuncu profili çizemedi.

İşin daha da kötüsü Martin, Bob McAdoo ve Julius Erving gibi Hall of Fame seviyesinde yeteneklerin önünden seçilmişti. Portland’da geçirdiği 4 sezonun ardından 1976 yazında Seattle Supersonics’e takas e dilen Martin, sezon başlamadan hemen önce takımdan kesildi ve bu gelişmeden kısa bir süre sonra da emekliliğini açıkladı.

Pervis Ellison

FROM “NEVER NERVOUS PERVIS” To “Out of Service Pervis” | Basketball Network

NBA takımlarının 1. sıradan seçim yaparken yıllar boyunca organizasyonlarını taşıyacak oyuncuları aradığını söylemiştik. 1989 yılında 1. sıradan Pervis Ellison’ı seçen Sacramento Kings de benzer bir amacın peşindeydi.

Ancak Ellison, Kings formasıyla sadece 1 sezon sahaya çıkabildi. O sezonda sadece 8 sayı ortalamasıyla oynayan Ellison, daha sonra Washington Bullets formasını sırtına geçirdi ve 1991-92 sezonunda En Çok Gelişim Gösteren Oyuncu ödülünü de kazanmayı başardı. Kariyeri boyunca iyi bir ribauntçu ve blokçu olmayı başaran Ellison, iyi bir rotasyon parçası olsa da hiçbir zaman süperstar seviyesine yaklaşamadı.

Ellison’ın Tim Hardaway ve Vlade Divac gibi efsane isimlerin önünden seçildiği düşünülünce bu durum daha da dramatik bir hale geliyor.

Joe Smith

Golden State Warriors: A look back at when the Dubs picked Joe Smith No. 1 at the 1995 NBA Draft - Golden State Of Mind

Joe Smith, uzun ve saygı duyulabilecek bir NBA kariyerine sahipti. 15 yıllık kariyeri boyunca tam 12 farklı takımın formasını giyen Smith, buna rağmen hiçbir takımda kalıcı olmayı başaramadı.

Kariyeri boyunca oynadığı 1030 maçtaki en iyi dönemini Golden State Warriors formasıyla geçiren Smith, daha sonra Minnesota Timberwolves formasıyla da fena performanslara imza atmadı. Ancak hiçbir zaman 1. sıradan seçilen bir oyuncudan beklenen seviyeye de çıkamadı. Bunu zaten kariyeri boyunca birçok kez takım değiştirmesinden de net olarak anlayabiliyoruz.

Warriors, Smith’i kadrosuna kattığı Draftta Kevin Garnett, Andonio McDyess, Jerry Stackhouse, Rasheed Wallace gibi isimleri pas geçiyordu. Bu da yaptıkları seçimin daha acı verici bir hale gelmesine sebebiyet veriyor.

Andrea Bargnani

İtalya’da Benetton Treviso forması giyen 2.13 boyundaki Andrea Bargnani, 2006 NBA Draftı’nda 1. sıradan seçildiğinde NBA tarihinin ilk Avrupalı 1. sıra seçimi olmuştu.

Topu yere vurabilen, şut tehdidi olan 2.13 boyundaki bir pivot, NBA takımlarını heyecanlandırmayı başarmıştı. Ancak bunun İtalyan oyuncunun işine gelen bir durum olduğunu söylemek pek doğru olmaz.

Eğer Bargnani, pivot yerine bir forvet olarak görülseydi ya da 1. sıradan seçilmeseydi çok daha farklı bir kariyere sahip olabilirdi. Ancak ilk sıradan seçildikten sonra Raptors’ta bir yıldıza dönüşmesi beklenen Bargnani, hiçbir zaman beklenen gelişimi gösteremedi ve bu beklentilerin altından kalkamadı.

İtalyan forvetin seçildiği Draftın çok daha parlak olmadığını söylemek lazım. Ancak Raptors, aynı sene Drafta katlan LaMarcus Aldridge, Rajon Rondo, Kyle Lowry ya da Paul Millsap gibi isimlerden birisini tercih etseydi çok daha mantıklı bir işe imza atmış olabilirdi.

Greg Oden

Yazımızda daha önce bahsettiğimiz Markelle Fultz gibi Greg Oden da sakatlık şanssızlığı sebebiyle bu listede yer alan oyunculardan bir tanesi. Lige geldiği dönemde son yılların en önemli uzun oyuncu potansiyellerinden birisi olarak görülen Oden, daha ligde 1 maça bile çıkmadan dizinden bir ameliyat geçirmek zorunda kaldı.

Parkeye adım attıktan sonra 105 maçlık bir NBA kariyerine sahip olan Oden, bu karşılaşmalarda 19.3 dakika sahada kalabildi ve 8 sayı – 6.2 ribaunt ortalamaları yakaladı. Sahada kaldığı süreye oranla bunlar gayet etkileyici istatistikler ve Oden’ın ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu da onu izlerken görebiliyordunuz. Ancak yetenekli uzun, sakatlıkların da etkisiyle hiçbir zaman beklenen kadar etkili bir oyuncu olmayı başaramadı.

Daha da kötüsü Blazers’ın Oden’ı Kevin Durant’in üzerinden tercih etmiş olmasıydı. Haftalar boyunca Portland’ın hangi oyuncuyu 1. sıradan seçileceği tartışılmıştı ve Blazers, tercihini şu anda NBA tarihinin en yetenekli birkaç skorerinden birisi olarak görülen Durant’ten değil Oden’dan yana kullanmıştı.

Blazers, Oden tercihini yaparken Al Horford ve Mike Conley gibi diğer önemli oyuncuları da pas geçmişti. Evet, sakatlıklar sporun bir parçası ve kimse ileride neler yaşanacağını bilemez. Ancak Blazers cephesinin fırsatı olsa bu seçimi değiştirmek için elinden geleni yapardı.

Kwame Brown

Liseden çıktıktan sonra direkt olarak NBA Draft’ına katılan Kwame Brown, Washington Wizards tarafından 1. sırada seçilmişti. Washington ekibi, NCAA seviyesinde basketbol oynamamış olmasına rağmen Brown’ın potansiyeline fazlasıyla inanıyordu. Ancak Brown, bu potansiyelini sahaya yansıtmayı başaramadı.

Wizards kariyeri boyunca oynadığı maçlarda sadece 7.7 sayı ve 5.5 ribaunt ortalamaları yakalayan Brown, daha sonra Los Angeles Lakers’a takas edildi. Daha sonra kariyeri boyunca birçok takımın da formasını giyen Brown, Philadelphia formasıyla kariyerini noktaladı.

Brown seçimi için genellikle sık sık o dönem Washington Wizards bünyesinde çok güçlü bir figür olan Michael Jordan suçlanır. Efsane oyuncunun, liseden direkt olarak NBA’e gelen Brown’a karşı takındığı sert tavrın da genç oyuncuya pek yardımcı olmadığı sık sık dile getirilir.

Buna rağmen Wizards’ın Brown’ı Tyson Chandler, Pau Gasol, Joe Johnson, Shane Battier ve Tony Parker gibi isimlerin önünden seçerken bir hata yapmadığını söylemek pek de doğru olmaz.

Michael Olowokandi

Los Angeles Clippers, Michael Olowokandi’yi 1. sıradan seçerken kadrolarında çözmeleri gereken birçok sorun vardı. Olowokandi seçimi, bu sorunları çözmek adına pek de başarılı bir tercih olmadı.

10 yıllık NBA kariyeri boyunca sadece 2 sezonda çift haneli skor üreten Olowokandi, onu seçen Clippers formasıyla da sadece 5 sezon geçirdi. 23 yaşında kolejden çıkan ve çok da güçlü bir okul olmayan University of Pacific’te oynayan Olowokandi’nin NBA seviyesinde başarılı olamaması pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

Olowokandi’nin arkasından seçilen isimlerin de listesi bir hayli kabarık. Clippers, Olowokandi seçimini yaparken Mike Bibby, Antawn Jamison, Vince Carter, Dirk Nowitzki ve Paul Pierce gibi yıldızları pas geçmişti. Olowokandi, bu yazıda yer alan oyuncular arasındaki en uzun kariyerlerden birisine sahip olabilir. Ancak hiçbir zaman 1. sıradan seçilmenin karşılığını verebilecek seviyede bir oyuncu olmadı.

Anthony Bennett

2013 Draft’ında Anthony Bennett’ın Cleveland Cavaliers tarafından 1. sırada seçilmesi pek de beklenen bir hareket değildi. Cleveland’ta geçirdiği ilk sezonda toplam 52 maça çıkan Bennett, bu karşılaşmaların hiçbirine ilk beşte başlamadı ve 4.2 sayı ortalaması yakalayarak beklentilerin çok uzağında kaldı.

İlerleyen dönemde de Bennett için işler pek de parlak değildi. Bir sonraki yaz döneminde Minnesota Timberwolves’a takas edilen Bennett, burada da sadece 5.2 sayı ortalaması yakalayabildi. 4 yıl süren ve Raptors ile Nets formalarını da terlettiği kariyeri boyunca Bennett, sadece 15.7 dakika sahada kalabildi ve bu maçlarda 4.4 sayı ortalaması yakaladı.

4  yıllık NBA macerası sona erdikten sonra 2017 yılında temsilcimiz Fenerbahçe’nin EuroLeague şampiyonluğu yaşayan kadrosunda da bulunan Bennett, sadece 10 maçta süre aldı ve ortalama 6.4 dakika sahada kalırken 1.2 sayı – 0.9 ribaunt – 0.2 asist ortalamaları yakaladı.

EuroLeague şampiyonluğundan kısa bir süre sonra Fenerbahçe tarafından serbest bırakılan Bennett, daha sonra G-League’te de forma giydi. 2019-20 sezonundan sonra bir daha takım bulamayan ve Draft’ta Giannis Antetokounmpo, Rudy Gobert, Victor Oladipo ve CJ McCollum gibi isimlerin önünden seçilen Bennett, uzun yıllar boyunca tarihin en kötü 1. sıra seçimi olarak anılacak.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!