By David Kenyon – Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de serbest oyuncu pazarı, en çok hayal kurulan dönemlerden bir tanesi. Yeni sözleşmelere imza tan oyuncuların büyük kısmı kariyerleri boyunca şampiyonluk kazanamıyor ya da MVP seviyesine çıkamıyor. Ancak bu takımların geleceğe daha umutla bakmasını engelleyen bir durum değil.
Birazcık şansın da etkisiyle bu umudun zaman zaman gerçek hayata yansıdığını gördük. 2000 yılından beri verilen bazı kontratlar, takımlara şampiyonluk yüzükleri, MVP ödülleri olarak geri döndü. Bu isimlerin arasında Steve Nash, LeBron James, Kevin Durant gibi yıldızlar bulunuyor.
Bu yazının başlığını kolaylıkla “LeBron James 3 kez takım değiştirdi.” de yapabilirdik. Gittiği her takımda şampiyonluk kazanan LeBron’un her imzasına ayrı ayrı değinmek gerekiyor.
Bu liste hazırlanırken imzalardan sonra takımın elde ettiği başarılar ve bireysel ödüller göz önünde bulunduruldu.
Play-off Kahramanları:
Robert Horry, San Antonio Spurs (2003)
2003 yılında NBA şampiyonluğuna ulaşan San Antonio Spurs, aynı yaz döneminde sonraki 2 şampiyonluklarında çok önemli rol oynayacak bir ismi kadrosuna kattı. Los Angeles’tan ayrılan Horry ile 2 yıl – 9.5 milyon dolar değerinde bir kontrat imzalayan Horry, kısa süre içerisinde Spurs taraftarlarının gönlünü kazandı. 2005 NBA Finallerinin 5. maçında tarihin en ikonik şutlarından birisini kaydeden Horry, San Antonio’nun şampiyonluğunda çok önemli bir rol oynadı. Horry, kontratını uzattıktan sonra 2007 yılında Spurs ile bir yüzük daha kazandı.
Ray Allen, Miami Heat (2012)
Robert Horry’den sonra Ray Allen’a geçmek biraz ikonik olabilir. Spurs’ün 2003 yılında attığı imza, 2005’te kazanılan şampiyonluğun en önemli faktörlerinden birisi haline gelirken benzeri 2013 yılında Miami Heat‘te yaşandı. Boston Celtics‘ten ayrılıp Heat ile 2 yıl 6 milyon dolarlık bir kontrat imzalayan Allen, ilk sezonunda Miami formasıyla çıktığı NBA Finallerinin 6. maçında tarihin en unutulmaz şutlarından birisini atarak şampiyonluk kupasının Florida’da kalmasını sağlamıştı.
Andre Iguodala, Golden State Warriors (2013)
Heat’in şampiyonluğunu kutladığı günlerde Golden State Warriors, ilerleyen yıllarda ilan edeceği hanedanlığın en önemli parçalarından birisini kadrosuna katıyordu. Denver Nuggets ile geçirdiği 1 sezonun ardından Warriors ile 4 yıl 48 milyon dolarlık bir kontrat imzalayan Igoudala, ilerleyen yıllarda Warriors’ın “Ölüm Beşi” ismi verilen beşinin görünmez kahramanıydı. Warriors formasıyla 3 kez şampiyonluk sevinci yaşayan Igoudala, 2015 yılında da Finaller MVP’si seçilmişti.
Ligin Kaderini Değiştiren İmzalar
Steve Nash, Phoenix Suns (2004)
2 kez All-Star seçilen Steve Nash’in sözleşmesini 2004 yazında uzatmamak, Dallas Mavericks‘in başarılı takım sahibi Mark Cuban’ın kariyerinin en büyük hatalarından birisi olarak gözüküyor. Cuban, daha sonra bu kararı hakkında açıklama yaparken “Nash’in performansının düşmesini bekliyorduk. Ancak beklentilerimiz gerçekleşmedi.” ifadelerini kullanmıştı.
Bunun yerine Nash, Phoenix Suns formasıyla “7 saniye ya da daha çabuk” sistemiyle ligin en heyecan verici hücumlarından birisine liderlik etti.
2004-05 ve 2005-06 sezonlarında MVP ödülünü kazanan Nash, iki sezonda da ligin asist kralıydı. Bu 2 sezonda da Phoenix, konferans finallerinde boy göstermeyi başardı.
Phoenix’e döndükten sonra Suns formasıyla geçirdiği 8 sezonda Nash, 16.3 sayı – 10.9 asist ortalamaları yakaladı ve üç sayı çizgisinin gerisinden %43.9 ile şut attı. 6 kez All-Star seçilen Nash, hala organizasyon tarihinin asist, üç sayı isabeti ve offensive win shares istatistiklerindeki lideri.
Chauncey Billups, Detroit Pistons (2002)
Detroit’in meşhur “Bad Boys” günlerinden yaklaşık 10 yıl sonra Chauncey Billups, organizasyonu tekrar ayağa kaldırdı.
Açık konuşmak gerekirse kimse bunu gerçekten beklemiyordu. Kariyterinin ilk beş sezonunda Boston Celtics, Toronto Raptors, Denver Nuggets, Orlando Magic ve Minnesota Timberwolves formalarını terleten Billups, iyi performans gösterse de serbest oyuncu pazarının gözde isimlerinden birisi değildi. Bu yüzden Detroit ile 5 yıl 35 milyon dolarlık gayet hesaplı bir anlaşma imzaladı.
2002-03 sezonunda Pistons, Doğu Konferansı finallerinde sezonunu noktalıyordu. Çok değil, sadece 1 sezon sonra Pistons, Los Angeles Lakers‘ı finallerde 4-1’lik skorla geçerken Chauncey Billups bu sefer Finaller MVP’si ödülünü kazanan isim oluyordu. Bir sonraki sezon Pistons, tekrar NBA Finallerinde boy gösterdi.
Detroit’te kazandığı şampiyonluğun ardından Billups, Pistons formasıyla üst üste 5 kez All-Star seçildi. Billups, şu anda Pistons tarihinde maç başına düşen win shares istatistiğinde birinci sırada bulunuyor.
LeBron James, Miami Heat (2010)
2010 yazının NBA tarihinde özel bir yeri var.
LeBron James, serbest oyuncu pazarında takımından ayrılan ilk büyük yıldız değildi. Ancak LeBron, Chris Bosh ve Dwyane Wade ile Miami Heat forması altında buluşmasını sağlayan hamlelerin ilk adımını atmıştı.
LeBron’suz günlerde Cleveland Cavaliers, vasatın üstüne çıkamazken Miami Heat anında şampiyonluğun en büyük adayı haline geldi.
Miami’de 4 sezon geçiren LeBron, bu dönemdeki her sezon NBA’in en iyi beşine ve en iyi savunma beşlerine seçildi. 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında şampiyonluk kazanan Miami’de LeBron, 2 kez Finaller MVP’s ödülünü aldı.
2014 yazında LeBron James, tekrar Cleveland’a döndü. Ancak LeBron’un 2010 yılındaki kararı, ilerleyen yıllarda NBA yıldızlarının çok daha sık takım değiştirmesine ön ayak oldu.
Chris Bosh, Miami Heat (2010)
Genellikle 2010 yazında Miami Heat’in yaptığı hamlelerden bahsederken Chris Bosh’ın üstünde çok durulmaz. 2 oyuncunun Miami’ye katılmasının ardından gelen şampiyonluklar için kredinin büyük kısmı genellikle LeBron James’e verilir.
Heat kadrosu, büyük ölçüde LeBron ve Dwyane Wade’in eline baksa da Chris Bosh, Toronto Raptors‘taki alçak post tehdidine dayalı oyun tarzını değiştirerek bir duş şut tehdidine evrildi. Bu şampiyonluklarda Bosh’un oynadığı rolü küçümsemek imkansız. Miami’de görece daha küçük bir rolü kabul eden Bosh, şampiyonluklar için hayati rol oynadı.
Miami’de geçirdiği 6 sezon boyunca 18.0 sayı – 7.3 ribaund ortalamaları yakalayan Bosh, oynadığı her sezonda All-Star seçilmeyi başardı. Ancak yaşadığı sağlık sıkıntıları sebebiyle kariyerini 2016 yılında erken noktalamak zorunda kaldı.
LeBron James, Cleveland Cavaliers (2014)
LeBron, Cleveland’dan kariyerinin ilk şampiyonluğunu kazanmak için ayrılmıştı. Miami’de geçirdiği 4 sezonda kazandığı 2 şampiyonluğun ardından Cleveland’a tek bir hedefle döndü: Cavaliers tarihinin ilk şampiyonluğunu kazanmak.
Aslına bakarsanız 2010 yılında LeBron’un Cavaliers’tan ayrılış şekli, 2016 yılında kazanılan şampiyonluğun en büyük sebeplerinden birisiydi. LeBron, takımdan ayrıldıktan sonra çok zayıf bir kadroya sahip olan Cavaliers, 2011 Draftı’nda 1. sıra seçiminin sahibi oldu. O seçim hakkıyla Cavalier’ın kadrosuna kattığı Kyrie Irving, 2016 NBA Finallerinin 7. maçında şampiyonluğu getiren şutu atan isimdi.
Cleveland’daki ikinci döneminde 4 sezon Cavaliers formasını giyen LeBron, her sezonunda NBA’in en iyi beşine seçildi. Cleveland bu 4 sezonun hepsinde NBA Finallerine çıkmayı başardı.
2010 yılında Cleveland’dan ayrılan LeBron, nefret edilen bir figüre dönüşmüştü. Ancak Cleveland’a şampiyonluk getirdikten sonra 2018 yılında takımdan Los Angeles Lakers‘a gitmek için ayrılırken herkes ona saygı duyuyordu.
Kevin Durant, Golden State Warriors (2016)
Golden State Warriors, 2016 yılında şampiyonluğu Final serisini 3-1 öne geçtikten sonra kaybedince yaz döneminde hiç zaman kaybetmedi. Yaz döneminin serbest oyuncu pazarındaki en iyi oyuncusu olan Kevin Durant’in peşine düştüler.
NBA’in geri kalanının itirazlarına rağmen Warriors, bu rüyasını gerçekleştirmeyi başardı. Doğal olarak Durant, Oklahoma City Thunder‘dan ayrılıp Golden State’e katıldığı için eleştirilerin odağına oturdu. Ancak Durant’in tek odağı şampiyonluk kaanmaktı. Stephen Curry, Klay Thompson, Draymond Green ve Andre Igoudala gibi isimlere katılan Durant, bu yolda çok büyük bir adım atmıştı.
Durant, Warriors’ın güçlü hücumuna rahatlıkla uyum sağladı ve Golden State’in üst üste 2 sezon şampiyon olmasında büyük rol oynadı. Bu 2 senede de Durant, Finaller MVP’sinin sahibi oldu.
Zaman içerisinde Durant ile Warriors arasındaki ilişki zayıfladı ve yıldız isim 2019 yazında Brooklyn Nets‘in yolunu tuttu. Ancak Durant, Golden State’e gelirkenki hedefini şampiyonluklar kazanarak gerçekleştirdi.
LeBron James, Los Angeles Lakers (2018)
Uzun yıllar boyunca LeBron James ile Los Angeles Lakers hakkında dedikodular çıkıyordu. Bu dedikodular, 2018 yazında gerçeğe dönüştü.
Miami ve Cleveland’a döndüğü ilk sezondakinin aksine LeBron, Los Angeles’taki ilk yılında takımını NBA Finallerine taşıyamadı. Hatta Los Angeles ekibi play-off’ları kaçırdı. Sakatlıkları yüzünden LeBron’un sadece 55 maçta forma giyebildiği sezonda Lakers, 37-45’lik bir dereceye sahipti.
Ancak sonraki sezon işler tamamen değişti. 2019 yazında kadroda önemli değişikliklere giden Lakers; Brandon Ingram, Lonzo Ball ve Josh Hart karşılığında New Orleans Pelicans‘tan Anthony Davis’i kadrosuna kattı. Bu hamle, anında sonuç verdi.
Takımın oyun kurucu rolünü üstlenen LeBron, maç başına yaptığı 10.2 asistle sezonu asist kralı olarak tamamladı. 2020 yazında Orlando’daki Disney World’de oynanan play-off’larda Lakers, Final serisinde Miami Heat’i yenerek organizasyon tarihinin 17. şampiyonluğunu kazanırken 4. yüzüğünü parmağına geçiren LeBron James, Finaller MVP’si seçildi.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!