by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda uluslararası organizasyonlar oyun kalitesinin zirvede seyrettiği alanlar olarak kayıtlara geçer.
En büyük basketbol kültürlerini en büyük organizasyonlarda çarpıştırmak bu kaliteyi sağlayan başat etkenlerden birisidir.
Bu kültürleri çok değerli kılan öncelikle koçlar ve ardından gelen oyuncular her sezon birbirinden keyifli anlara tanıklık etmemizi sağlıyorlar.
Son 21 yıllık süreçte yaşananlar da bundan ibarettir.
Peki, bir takımı izlerken keyif alabilmek için o takımın başarılı olabilmesi şart mıdır? Elbette değildir. Bu liste hazırlanırken de başarılı takım ayrıştırıcılığı yapılmadı. Listede ligi domine etmiş takımlar yok değil; var. Ancak izleyicinin keyif alma kriterini de takımların ligi domine edip etmemiş olmasına göre ayarlamadık.
İzleyiciye gerçekten keyif veren takımları sıraladık. Siz de buyrun; izlerken büyük keyif aldığınız ve listeye eklenmiş olmasını dileyeceğiniz takımları bize iletin.
2003-2005 Maccabi Tel Aviv
EuroLeague’deki En İyi Derecesi: Şampiyon (2 kez)
Maccabi Tel Aviv basketbol şubesinin tarihi 1980’li yılların ikinci yarısında ve 2000’li yılların ilk yarısında 2 altın çağ yaşadı ve bu altın çağlar onları bir Avrupa basketbolu ekolü haline getiren dönemler olarak kayıtlara geçti.
2000’lerin başında Nate Huffman, Tal Burstein gibi oyuncuların bulunduğu kadro Zeljko Obradovic Panathinaikos‘u gibi engellere takılmış olsa da 2003’te Sarunas Jasikevicius’un Barcelona’dan ayrılığı ve aynı sezonda takıma geri getirilen Anthony Parker eklemesiyle tarihi baştan yazdılar.
Huffman sonrasında Yugoslavya’nın uzun ekolünün önemli parçalarından Nikola Vujcic gibi değerli bir uzunla yola devam etmeleri de tarihin baştan yazımı hadisesinde Pini Gershon’un elini güçlendiren işlerden birisiydi.
2004 ve 2005 yıllarında üst üste 2 şampiyonluk yaşayan o ekip Maceo Baston, Derrick Sharp ve Burstein gibi parçalarıyla böyle bir dominasyonu tarihe kazıdı. Üst üste 3 şampiyonluğa erişme şanslarını ise yine bu listede yer alan bir ekibe karşı yitirdiler.
2008-2010 Partizan
EuroLeague’deki En İyi Derecesi: Dördüncülük
2010’da EuroLeague Final Four’una kadar erişen Dusko Vujosevic Partizan’ı, EuroLeague’in modern tarihinin çok keyifli peri masallarından birisine imza attı.
2008-2009 sezonunda temelleri atılan bu hikaye şampiyonluk gibi o dönemin Partizan’ı açısından ütopik bir kazanımla sonuçlanmasa da Aleks Maric’in olağanüstü performanslara imza attığı o sezon Bo McCalebb, Lawrence Roberts, Jan Vesely ve Dusan Kecman gibi profillere sahip o takımın her zaman övgüyle anılmasına vesile oldu.
Olympiacos‘un tarihindeki en sansasyonel transferlerden birisi olan Josh Childress’ın 2010 yarı finalinde Partizan’a karşı bitime 2.6 saniye kala yaptığı takip smacıyla o ekibin final hayallerini burkması da EuroLeague tarihinin en ilginç anlarından birisine tanıklık etmemizi sağladı.
O takım o noktadan sonra bir devamlılık yaratamamış olsa da Barcelona’nın karşısında finalde yer almayı fazlasıyla hak etmişti.
2000-2002 Virtus Bologna
EuroLeague’deki En İyi Derecesi: Şampiyon (1 kez)
Ettore Messina kariyeri boyunca çok büyük takımlarda çalıştı ve çalışıyor fakat Virtus Bologna ve CSKA Moskova dönemleri onun kariyeri için bir zirve noktasıydı. Bologna’nın siyah-beyaz yakasında PalaDozza ve PalaMalaguti gibi atmosferlerde görev yapma fırsatını elde eden Messina 1997-2002 yılları arasında Avrupa’nın en büyük sahnesinde çok iddialı takımlara önderlik etti.
Manu Ginobili gibi bir yıldızı dünya basketboluna armağan eden o VirBo takımı 2001 yılında final serisi usulüyle oynanan Baskonia finalinde galip gelerek şampiyon olurken 2002’de tarihin en iyi final maçlarından birisinde Zeljko Obradovic‘in yönetimindeki Panathinaikos‘a ve İbrahim Kutluay’ın hançerine yenildi.
Antoine Rigaudeau, Matjaz Smodis, Rashard Griffith ve Marko Jaric gibi isimlerin de bulunduğu o müthiş ekip Avrupa’da dönemin en büyük süpergüçlerinden birisi olarak nam salmayı başardı ve izlemesi en keyifli takımlardan birisi oldu.
2020-2021 Bayern Münih
EuroLeague’deki En İyi Derecesi: Playoff
2020 yazını çok net biçimde hatırlıyoruz ve o yaza ilişkin en büyük özeleştirimiz olarak Bayern Münih’i huzurlarınıza sunuyoruz. Kadroların yavaş yavaş netleşmeye başladığı dönemde Bavyera ekibinin kadrosu için “EuroLeague’in en kötüsü” yorumu çok geniş çevrelerce yapıldı.
Ancak bu listede daha sonra bir takımıyla daha göreceğimiz Andrea Trinchieri resmen elit koçlar seviyesine göz kırptığı bir sezon geçirdi.
Bayern’in fiziksel olarak çok üst düzey bir ekip olmamasına rağmen oynadığı sert basketbol ve bünyelerine katıldığında kendini kanıtlayamamış isimler olan Wade Baldwin – Jalen Reynolds ikilisinin muhteşem performanslarıyla Vladimir Lucic’in enerjisi birleştiğinde nasıl bir potansiyele sahip olduklarını görmemiz pek uzun sürmedi.
Geçen sene büyük keyif veren o basketbol onları Final Four’un kapısından dönecek kadar iddialı bir organizasyon haline getirdi.
2015-2017 Fenerbahçe
EuroLeague’deki En İyi Derecesi: Şampiyon (1 kez)
Fenerbahçe‘nin en iyi basketbolunu ortaya koyduğu sezonların bu 2 sezon olduğu tartışmaya açılabilir. 2018-19 normal sezonundaki dominant Fenerbahçe‘nin daha keyifli bir basketbol ortaya koyduğunu düşünenlerin sayısı da çok az değildir.
Ancak bu noktada salt biçimde takım oyununun verdiği keyif yerine bir takımın parçalarının da efsaneleşerek işleri rayına oturtabileceğine tanıklık edişimizin verdiği hazza bir bakmak gerekir.
Zeljko Obradovic döneminin en unutulmaz sezonları olan 2015-16 ve 2016-17 sezonlarında Fenerbahçe’nin daha sonra kıta dışına uğurladığı Bogdan Bogdanovic ve Ekpe Udoh gibi değerlerin tekil özneler olarak parkeye yansıttıkları şey gerçekten çok başkaydı.
Bunun yanında öteki parçaları da teker teker saymanın, bahsi geçen dönemin Fenerbahçe’sini uzun uzadıya anlatmanın artık pek yararı yok. Destansılaşmış bu hikayeyi defalarca kez dinledik. Sarı-Lacivertliler’in o 2 sezon boyunca biriktirdiği hikayeler acıyı, hüsranı, mutluluğu, başarıyı ve kısaca her şeyi bünyesinde taşıyor.