by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Uzun bekleyişlerimiz bugün son buldu ve Turkish Airlines EuroLeague heyecanı, hayatlarımıza geri döndü: Hem de bu kez yer yer dolu tribünleri bile görebileceğiz!
2020 Mart ayından bu yana hayatımızın orta yerine büyük bir ağırlık şeklinde çöken COVID-19 pandemisine yönelik yerel yönetimlerin izin verdiği ölçüde takımlar tribünlere taraftar alabilecekler ve bu da en azından şimdilik yeni sezonu, geride kalan bir buçuk sezondan daha heyecan verici kılmaya yetiyor.
Bu doğrultuda Eurohoops da sezon hazırlıklarını Fenerbahçe Beko ile analizi ile tamamlıyor.
Bu süreçte takımların yaz döneminde geçirdikleri yapılanmayı değerlendirip, transfer karnelerine göz attık. Hazırlık maçları performanslarını da göz önünde bulunarak yeni sezona dair beklentilerimizi sizlerle paylaşmaya çalıştık.
Geçen sezon çalkantılı bir performans sergileyen ve playofflarda şanssızlığının kurbanı olan Fenerbahçe‘yle kapanışı yapıyoruz.
Djordjevic Kaygıları Boşa Çıkaracak mı?
Meseleye direkt olarak en yoğun konuyla giriş yapıyoruz. Fenerbahçe’de Igor Kokoskov’un ayrılığı yaz aylarını çok büyük sarstı. Kokoskov’un ayrılığına yönelik tartışılabilecek noktalar var. Ayrılma talebini henüz sezon içerisinde yönetime bildirdiği ve aslında bu hazırlığı uzunca bir süre sürdürdüğü söyleniyor. Ancak bu söylentileri bir kenara bırakmak gerekirse geç bir ayrılık oldu ve Fenerbahçe’nin koç piyasasına tekrar girmek için çok kısıtlı bir zamanı vardı.
Bir tercih yapılacaktı ve o tercih Sasha Djordjevic’ten yana kullanıldı. Çok daha oturmuş, bildik bir opsiyonu es geçip yapılan Djordjevic seçimi ona duyulan güveni anlatmaya herhalde yeterli olur. Öyle veya böyle Fenerbahçe organizasyonu artık Djordjevic’e emanet.
Sale’nin oyunculuk kariyerinden bahsetmek safi zaman kaybı. Olağanüstü bir oyun kurucuydu ve onu genellikle 1992’de İstanbul’daki finalde Badalona potasına gönderdiği son saniye üçlüğüyle hatırlarız. Danilovic’in ekürisi, Avrupa’da bir dönemin en gözde oyun kurucusuydu.
90’ların başı Partizan’daki performansları, El Clasico’nun her 2 tarafında da 3’er yıl boy göstermesinin yarattığı sansasyon…
Gerçekten çok büyük bir Avrupa basketbolu figürü.
Koçluğu ise sallantılı. 2006 yılında başladığı kariyerinde en başarılı olduğu dönemler olarak Sırbistan Milli Takımı yıllarını ve Virtus Bologna’daki 2 buçuk sezonunu gösterebiliriz.
Özellikle geçen sezon -her ne kadar tanıdığımız Ettore Messina’dan artık çok uzak olsa da- Ettore Messina’nın o özene bezene kurulmuş Milano‘sunu finalde domine etmeleri büyük bir işti. Yalnızca Milano‘nun Final Four çıkışındaki psikolojisi veya yorgunluğuyla açıklanabilecek bir şey kesinlikle olamaz.
Djordjevic aman aman başarılı veya sürekli teknik anlamda övgülere mazhar olmuş bir antrenör değil. Oyunu elbette biliyor ve hepimizden iyi okuyor ancak yaz sezonunun neredeyse sonuna doğru tam anlamıyla kurulmuş bir kadronun patronunu seçerken kariyeri böylesine muallak bir çizgide ilerleyen bir antrenörle anlaşmak çok da sorgulanmayacak bir tutum değil. Seçimi yaptıktan sonra ise 3 yıllık sözleşmeye imza atmak koçun sergileyeceği performansı da göz önünde bulundurarak akıllarda bir soru işareti olarak kalacaktır.
Djordjevic’in şimdiye kadar görece başarılı olduğu takımların hep saf oyun kurucuları vardı. Milos Teodosic’inden Nick Calathes’ine, Stefan Markovic’ine kadar sayılır da sayılır.
2021-2022 Fenerbahçe Beko’sunda böyle bir profilin varlığı söz konusu değil. Bunu söylerken amaç Fenerbahçe’nin bir oyun kurucu ihtiyacı olduğunu vurgulamak değil. Bu ihtiyacı koçun yaratacağını vurgulamak.
Şu an Pablo Laso eğer Nigel Williams-Goss’la anlaşmamış olsa muhtemelen Pierria Henry gibi bir guard için can atabilirdi. Ancak Sale Djordjevic’in oyuna baktığı pencere için Henry’nin ne kadar uygun bir oyuncu olduğu sorusunu sormak gerekir.
Bu iş tekrardan Nando De Colo’nun sırtına binecekse genel itibarıyla bu kadar iyi kurgulanmış bir takımın yaz sezonunda ilerleme kaydetmediği düşünülür.
Fakat Sale’nin planı biraz daha farklı gibi. Elbette Şehmus’tan bir 30 dakikalık EuroLeague oyuncusu çıkarmak için henüz uygun zaman değil fakat onu oyun kurucu olarak deneyeceğini ifade etti ki bunu denemesi de aslında güncel şartlarda gayet makul bir motivasyon.
Takımın genel durumuyla ilgili olarak değerlendirmeleri de biraz yeni transferlere göre şekillendirmek gerekir. Çünkü Fenerbahçe geçtiğimiz yaz gerçekten hareketliydi ve çok transfer yaptı.