Anadolu Efes – CSKA Moskova: Mücadele Var Ancak Sorunlar da Var

2021-10-09T12:00:01+00:00 2021-10-09T12:00:01+00:00.

admin69

09/Eki/21 12:00

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Anadolu Efes’in CSKA Moskova yenilgisinin şifrelerini çözdü.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Turkish Airlines EuroLeague’de 2. hafta maçları oynandı. Anadolu Efes ise CSKA Moskova’yı Sinan Erdem Spor Salonu’nda konuk etti.

Mücadelenin sonucu son yıllarda oynanan EfesCSKA maçlarına benzer türdendi. Bol skorlu maçtan 96-100‘lük CSKA galibiyeti çıktı.

Ergin Ataman’ın komutasındaki Anadolu Efes‘te Vasilije Micic 32 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. Adrien Moerman 14 sayı, Shane Larkin 12 sayı üretti.

Dimitris Itoudis’in yönettiği CSKA Moskova’da Tornike Shengelia 23 sayı, Will Clyburn 18 sayı, Johannes Voigtmann ve Iffe Lundberg 17 sayıyla çift haneye çıkan isimler oldu.

Eurohoops Fırın olarak bu karşılaşmaya da mercek tutuyoruz.

Panathinaikos – Fenerbahçe Beko: OAKA’da Kalp Kıran Gece

Aynı Sorunlar

Efes maça Vasilije Micic – Shane Larkin – James Anderson – Chris Singleton – Filip Petrusev beşiyle başlarken CSKA, Iffe Lundberg – Alexey Shved – Nikita Kurbanov – Toko Shengelia – Johannes Voigtmann beşlisiyle sahadaydı.

Efes’in tribünüyle iç içe geçerek yaptığı maç başlangıçlarını bilen Itoudis herhalde Kurbanov’la başlayarak o tempoyu kırmayı hayal etti. Zaten Clyburn’ü genelde benchten getiriyor ancak Kurbanov maçın başında savunmada önemli bir sorumluluk sahibiydi.

100 sayı yenilen bir mücadelenin ardından savunmayı elbette biraz konuşmak gerekecek. Efes yine kırılgan ve durağan bir görüntü çizerek CSKA’ya davetiyeler çıkardı. Yani genel itibarıyla bazı isimler haricinde bir zahmet verme durumu olmadı.

Geçen hafta Filip Petrusev’in Real Madrid deplasmanında savunmada ne kadar aksadığından ve fiziksel bir varlık koyamadığından söz etmiştik. Bu hafta da çok farklı bir durum yoktu ancak problem yalnızca Petrusev’lik bir kapsamdan çıkalı çok oldu.

Petrusev’in ikili oyun savunmasında veya Shengelia’nın içeri drive’larında aksadığı yine görüldü ve bu kısa vadede çözülecek bir sorun gibi görünmüyor. Ancak onun haricinde maçın başında Chris Singleton da tanınacak hâlde değildi.

Bu süreçte Toko Shengelia’nın belki de kariyerindeki en rahat maçlardan birisini oynaması kaçınılmaz oldu. Hiçbir direnç görünmedi o dönemde. Hatta Bryant Dunston oyuna girdiğinde dahi Shengelia oradan sürekli bir şeyler çıkardı.

Aynı şekilde Petrusev’in yardımları, kaçırdıkları vesaire derken arkasının -bu genellikle Johannes Voigtmann oluyor- toplanamaması da CSKA’yı çok rahatlattı. Hatta Voigtmann da tıpkı Shengelia gibi Petrusev’in sahada olmadığı dakikalarda çok etkili oldu. İstediği gibi adımlarını attı, köşeden/forvetten, her yerden yolladı.

Yani Efes’in dünkü meselesi yalnızca Filip’in zaaflarıyla açıklanacak bir mesele değildi.

Shengelia ve Voigtmann dedik, Clyburn de boş durmayacaktı. O da olabildiğince işledi. O genellikle Efes’in ters taraftaki zaafiyetini değerlendirdi; zaman zaman da posttan üretti, oradan oyunu yönlendirdi. Bunlara karşı hiçbir önlemi yok gibiydi Efes’in. Clyburn bu kadar başıboş bırakılacak bir oyuncu hiçbir zaman olmadı. Devrede yenilen 51 sayı da zaten tüm bu aksaklıkların yansıması gibiydi.

Durum böyleyken Ergin Ataman’ın savunma sahasında yaptığı ve ısrar ettiği bir müdahale belki de maçı ortada tutan hamlelerden oldu. James Anderson’ın dün 28 dakikaya yakın oynamış olması Ataman’ın oyunu okuması ve maçı elde tutma yönündeki en büyük çabası oldu.

5 sayı – 7 ribaund – 2 asist – 4 top çalma. Üzerine düşeni yaparak Krunoslav Simon‘un yokluğunu neredeyse aratmadı. Efes’in son yıllarda oynadığı klasik Ergin Ataman basketbolunun en önemli detaylarından birisi kanattan alınan ribaund katkısı oldu ve bunu sağlayan isim de çoğunlukla Anderson oluyordu.

Anderson her topa elini soktu, CSKA’nın alçak posta top indirme çabalarını iyi okudu ancak tüm bunlar tek başına yeterli değildi elbette.

CSKA’nın Shved’e ritim tutturamadığı gecede diğer oyuncularından bu denli verim alması bu sezon daha fazla rastlayabileceğimiz bir şey çünkü Itoudis’in takımında Shved’in rolü Khimki’deki rolünden epey farklı. Ancak buna rağmen Efes’in CSKA’dan bu kadar fazla skor yemiş olması şu dönemde sezon başından mütevellit tolere edilebilir olsa da son şampiyondan beklenmeyecek bir şey.

Geceyi belki de daha büyük karanlığa sürmeyen olgu Ataman’ın Anderson ısrarı ve Vasilije Micic’in olağanüstü performansı oldu. Belki son dakikada Clyburn’ün Micic’e atak edip 5. faulünü aldırmaması sağlanabilseydi Efes adına çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.

Büyüleyici

Vasilije Micic’in dün akşamki performansı epey ekstra oldu. Dış şut olarak çok çok iyi akşamlar geçirdiği olur ancak odak noktası çoğunlukla bu değildir. Sanki Larkin’le rolleri değişmiş gibiydiler. Larkin daha çok çembere atak etti ve dış şut bakımından zorlu bir gece geçirdi.

Ancak maçın başlarında Efes sanki alıştığımız Efes’e biraz dönüyor gibiydi. İç sahada oynamanın etkisi olarak da görebiliriz. Larkin’in topsuz perdelerden çıktığı ve Micic’in de daha çok besleyen tarafta olduğu bir düzlem hakimdi. Shane’in ritim bulamamasıyla bu düzlem başarılı olamasa da Efes hücumda hep bir şekilde maçta kaldı.

Micic gerçekten takımın lideri olmasından bağımsız çok büyük insiyatifler aldığı bir geceyi geride bıraktı. Zaman zaman Simon’un yokluğu çok hissedildi ve Rodrigue Beaubois’nın Simon’un yaptıklarını taklit ettiği ve uzunları beslediği bir oyun söz konusu oldu. Öte yandan o da kendi skoruna bakmak zorundaydı.

Tibor Pleiss’ın hücum katkısı da o skorda geri dönüş sürecinde çok büyük paydaşlardan oldu.

Maçın sonunda Vasa’nın 5 faulle oyun dışı kalması Efes’in bu işleyen hücumunu çok derinden etkiledi. Aslında çok homojen bir dağılım söz konusu zaten değildi ama bir şekilde Vasa’nın eline bakılıyor olsa da hücum işliyordu.

Ancak ofansif kısımda en mutlu edici gelişmelerden birisi Adrien Moerman’ın performansıydı.

Moerman eskiye Efes deliye

Adrien Moerman’ın geçen sezonlarda Efes’in en kritik parçalarından birisi olmasını sağlayan olguları hatırlayalım. Dün gece CSKA Moskova karşısında bunların pek çoğunu gördük. Köşeden dipçizgiye inerek yarım drive üzerinden aldığı pasları bitirmesi, alan açması, ribaundlara girmesi gibi pek çok şeyden bahsedebiliriz.

Savunmada oyuncuların uyuduğu bir noktada Efes’in Micic – Larkin gibi katkı alması garanti olan büyük ikilisi haricinde katkı alabileceği herkesten maksimumu zorlaması bir zorunluluk. En azından uzun rotasyonuna bir transfer düşünülmüyorsa bu böyle.

Moerman’dan alınacak katkı da aynı şekilde ehemmiyetli. Hatta diğer takım arkadaşlarından bazı yönleriyle ayrılıyor. Mesela Singleton da Moerman’ın yaptığı şeyleri yapabilir ancak Moerman’ın geçen sezon sergilediği performansın hep sorgulanması ve bir yerel lig oyuncusu olduğu yönündeki yakıştırmalardan sonra CSKA maçında verdiği reaksiyon özeldi.

Bir reaksiyon de genel itibarıyla Efes’ten bekleniyor.

Reaksiyon Lazım

Şu aşamada Efes’in bir reaksiyon vermesi şart. Zorlayıcı bir fikstürle sezona girmeleri iyi olmadı. Real Madrid ve CSKA Moskova gibi 2 zorlu maçın üstüne 2 galibiyetle sezona giren ASVEL ve Milano gibi takımlarla karşılaşacakları bir çift maç haftası söz konusu olacak. CSKA, haftasonu lig maçı, haftaiçi 2 maç ve ertesi hafta tekrar lig maçını sayacak olursak 10 gün gibi bir süreçte 5 maç oynamış olacaklar.

Tabii EuroLeague’deki tüm takımlar böyle bir takvim geçirecek ancak Efes’in toparlanması için iyi bir fırsat veya onları daha da yıpratacak bir sürece giriyor olabiliriz.

Hücum kısmında takıma çok büyük katkı sağlama potansiyeline sahip Petrusev’in sezon içerisindeki gelişimini bekleyecek olurlarsa işleri biraz zor. Diğer taraftan Micic ve Larkin’in zamanla tekrar eski tempolarına oturduklarını görebiliyoruz. Elbette, Moerman ve Anderson’dan alınan katkı da ilerisi için iyiye işaret.

Tüm bu işaretlerin üzerine artık bu yoğun fikstürde bir reaksiyon lazım.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!