by Çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı SportsIlustrated’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
15 Ocak tarihinde Karl Anthony Towns, annesinin vefatından yaklaşık 9 ay sonra Covid-19’a yakalandığını öğrendi. Karl’ın annesi Jacqueline Towns, amcası ve diğer 5 akrabası bu hastalık yüzünden hayata gözlerini yummuştu.
Towns, ilerleyen günlerde bölgedeki hastanede tedavi oldu ve daha sonra kendi evinde birkaç hafta karantinada kaldı. Basketbol, Towns’ın hayatındaki bir kaçışa en yakın olan şeydi. Ancak karantina döneminde tek başına kalan yıldız ismin annesinin vefatının getirdiği acıyla yüzleşmekten başka çaresi yoktu.
“Bu yıl, bana çok ağır gelen birçok şeyle karşılaştım.” diyor Towns. “Karantina döneminde evde kaldığım dönemi hatırlıyorum. Hissettiklerimi sadece Covid ile açıklayamazsınız. Adeta bütünsel bir deneyim yaşamıştım.”
1 Şubat tarihinde Towns, takımın Cleveland deplasmanında oynayacağı karşılaşma için tekrar parkelere dönüyordu. Ancak hastalık geçirdiği dönemde yıldız uzun, fazlasıyla kilo vermişti. “D’Angelo Russell kadar kalmıştım.” diyerek şaka yapıyor Towns. “Takımdaki guardlar kadardım. Bir pivot olarak bu hiç de iyi bir şey değildi.”
Yüksek kalorili bir diyet ile beslenmeye başlayan Towns, bu sorunu çözmeyi başardı. Ancak evinde tek başına geçirdiği günlerden sonra Quicken Loans Arena’da yaşadığı o akşam hissettiği anksiyete çok daha farklıydı. İlk çeyrek sona erdikten sonra Towns, menajerine attığı mesajda “Burada duramıyorum, bunu daha fazla yapamam.” demişti. Daha sonra Towns hızlıca soyunma odasına döndüğünde takımın malzeme sorumlusu Peter Warden durumun farkına varıp ona iyi olup olmadığını soruyordu.
Towns, panik atak semptomları gösteriyordu. Terliyordu ve göğsünde bir sıkışma vardı. Salondan ayrılmayı, otele dönmeyi ya da tek başına Minnesota’ya uçmayı düşünüyordu. Ama yine de maç bitene kadar salonda kalmayı tercih etti. Towns, hayatı boyunca ilk kez basketbolun yakınlarındayken kendisini böyle hissetmişti. “Benim için çok fazlaydı.” diyor Towns. “Her yerim kaşınıyordu.”
9 gün sonra Towns, Clippers ile kendi evlerinde oynadıkları maçta formasına kavuştu. Ancak bugün bile yıldız oyuncu, duygularının tekrar parkeye dönmesine nasıl izin verdiğini bilmiyor.
Salgın esnasında binlerce insan sevdiği insanları kaybetti. Ancak bu insanlardan farklı olarak Towns’ın acısını herkesin gözü önünde yaşaması gerekiyordu. Towns’ın kendi içinde çözmesi gereken bu acı, herkesin merak ettiği bir konu haline gelmişti. Maçlardan sonraki basın toplantılarında, Paskalya gününden önceki ve sonraki maçta, annesinin ölüm yıl dönümü yaklaştığında ya da Anneler Günü’nde Orlando’da oynadığı maçtan sonra herkes Towns’ın bu konu hakkında konuşmasını bekliyordu. Towns, mümkün olduğu kadar dürüst davranmaya çıksa da ağzından çıkan sözler belki de buzdağının görülen kısmı bile değildi.
“Her şeyin yarım kaldığını hissediyordum. Bir kapanış bulamadım.” diyor Towns. “Sürekli olarak çabalıyordum ama bir türlü bu konuyu kapatamıyordum.”
Takım arkadaşlarının etrafında olmanın onu günü geçirmesini sağlayan zamanlar çok olmuştu. Basketbol oynarken Towns, biraz olsun rahatladığını hissedebiliyordu. Diğer zamanlarında basketboldan uzaklaştığında ise yasını tutuyordu. “Annem hayatı boyunca basketbolu benim için keyifli hale getirmişti.” diyor Towns. “Basketbol oynamamın sebebi de buydu. Ancak bazı şeyler bana fazla gelmeye başlamıştı. Kafam bu kadar doluyken bunu daha fazla yapamazdım.”
Babası Karl Towns Sr., oğluna kendisine zaman ayırıp mental sağlığını diğer her şeyin önüne koyması gerektiğini söylüyordu. Süresiz şekilde basketboldan uzak kalmanın onun için işleri ne kadar zorlaştırabileceğini hatırlatıyordu. KAT da bunun üzerine oynamaya devam etti, ancak bu kararın arkasındaki kararın finansal sebeplerle de bir alakası yoktu.
“Para artık benim için bir b*k ifade etmiyor.” diyor Towns. “Her gün kaybettiğimiz gerçek şey zaman. NBA’de kendimi göstermek istediğim şekilde basketbol oynayabileceğimi düşünmüyordum. Bazen maçlardan sonra aynada kendime bakıyordum. Mental anlamda orada bile olmuyordum. 40 sayı atmama rağmen en ufak bir mutluluk hissetmiyordum. Hala aynada gördüğüm adamdan çok da memnun değilim. Hala birçok b*kla uğraşmam gerekiyor.”
Geçen sezon boyunca Towns, kendisini ve hissettiklerini ifade edecek kelimeleri bulamıyordu.
Bu konu hakkında bugüne kadar genellikle sessiz kalan Towns, sezon esnasında acısını yaşayabileceği bir fırsatı bulamadığını söylüyor. Etrafındaki insanlar hakkında endişelenerek çok fazla zaman geçiriyordu ve kimseyi de hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Özellikle de Target Center’a onu izlemeye gelen taraftarı… Ona mümkün olduğu kadar destek olmaya çalışan takım arkadaşlarını değil, yeni koçunu değil.
Ancak diğer insanların duygularını, kendilerinin önüne koyması adeta Towns’ı ikiye bölmüştü. Geçen sezon omuzlarına binen yükten bahsederken Towns hala duygusallaşıyor. Towns, şunu itiraf ediyor: “Asla tek başıma oturup, ‘Hey Karl, neye ihtiyacın var?’ diye soramadım bile.”
Geçen sezonki iç saha maçlarından önce Towns, elinde bir bardak latte ile koç Finch’in odasına girer ve onunla sohbet etmeye başlardı. Gerçekleştirdikleri sohbetler genellikle ikisinin de tutkuyla bağlı olduğu Philadelphia Eagles ya da beyzbol sezonu hakkında oluyordu. “
Birbirini daha yakından tanımaya başlayan Towns ve Finch, aynı zamanda basketbol sahasında yeteneklerini nasıl daha etkili kullanabileceklerini de tartışıyordu. Finch, Towns’ın çaylak sezonunda 73 maç kazanan Golden State Warriors’ı yendikleri mücadeledeki bir pozisyonu kendisine hatırlattığını söylüyor. Steph Curry ile karşı karşıya kalan Towns, “‘Bu adamı savunabilirim.” diye düşünüyormuş. Finch, “Daha sonra Towns’ın perde de adam değiştirme savunması yaptıktan sonraki istatistiklerine baktım. Gerçekten çok etkileyiciydi. Towns’ın baketbol sahasında yapamayacağını düşündüğü hiçbir şey yok. Bu da tam olarak en iyi oyuncunuzda görmek istediğiniz yaklaşım.”
2016-17 ve 2017-18 sezonlarında NBA GM’leri tarafında etrafına takım kurmak istedikleri oyuncu olarak seçilen Towns, son yıllarda bu popülerliğini biraz kaybetti. NBA’de geçirdiği 6 sezon boyunca hiç playoff serisi kazanamayan Towns, ilk ve tek playoff deneyimini 3 yıl önce Jimmy Butler ve Tom Thibodeau ile birlikte yaşamıştı.
“3. yılımda playoff oynadıktan sonra şu anda çok daha farklı bir durumda olacağımı düşünüyordum.” diyor Towns. “Artık o noktaya gelmek için ne gerektiğini, ne yapmak gerektiğini biliyordum. O playoff deneyiminden sonra burada bir kültür yaratabileceğimizi düşünüyordum. Ancak Minnesota’da işler çok değişti. Her yıl bir şeyler değişiyor. Bu kadar genç oyuncularla da yeni bir kültür yaratmak çok kolay bir şey değil. Her şeyin daha stabil olması gerekiyor.”
Towns’ın bu açıklamalarının üzerinden 3 hafta bile geçmeden Gersson Rosas görevinden alındı. Rosas’tan boşalan koltuğa Timberwolves’un başkan yardımcısı Sachin Gupta geçti.
Yaşadığı yasa ve sakatlığa rağmen Towns, elinden gelenin en iyisini yaparak basketbol sahasında işleri düzeltmeye çalıştı. Çok maç kaybettikleri bir ortamda bile Towns, lige geldiği ilk günden beri oynanan basketbolun evrimleşmesinde katkı veren Towns, yeteneklerini dönem dönem net şekilde gösterebiliyordu. Bu anlar özellikle D’Angelo Russell ve çaylak Anthony Edwards ile beraber oynadığı dönemlerde geliyordu.
Towns, topu bir oyun kurucu gibi rakip yarı sahaya taşıyor ve setleri başlatıyordu. Perdelerden çıkıp lut atabiliyordu. Post up oynayabiliyordu, üç sayılık atışlarda isabet bulabiliyordu. “Yetenekli bir uzuna sahip olduğunuzda rakibiniz işinizi çok zorlaştırabiliyorsunuz.” diyor Finch. “Hücumda maç başlarında mümkün olduğu kadar Towns’ın topa fazla dokunmasını istiyoruz. Bunu sadece Towns’ın skor yaratması için değil, pas yetenekleri de elit seviyede olduğu için istiyoruz. Daha önce Nikola Jokic ile beraber çalışma şansı yakalamıştım. Yeteneklerinin birbirine çok benzediğini söyleyebilirim.”
Towns’ın yeteneklerinin kıymetini yeteri kadar bilmek çok da kolay bir şekilde değil. Sahip olduğu fiziğe rağmen bir oyun kurucunun içgüdülerine ve akıcılığına sahip. Towns, “Beni yanlış anlamayın. Jokic gerçekten konu özellikle pasörlüğe geldiğinde inanılmaz bir oyuncu. Takım arkadaşları onun nasıl oynadığını biliyor. Sahip oldukları sistem onun yeteneklerinin etrafında şekillenmiş durumda. Eğer MVP ödülünü kazanacak seviyeye çıkabiliyorsanız bunun olması da çok doğal. Ancak ben bunları bütün kariyerim boyunca yapıyordum.” diyor.
Bir savunmanın başına Towns kadar sorun çıkarabilecek belki de dünya genelinde 10 oyuncu vardır. Towns, “Yaz dönemlerinde oyunumu geliştirmek için üzerine çalıştığım ama değerlendirmediğimiz birçok yeteneğim var. Bir gün bu yeteneklerimi kullanmaya başlayacağız ve herkes ‘Nasıl yani? Bunları yapabiliyor muydu?’ demeye başlayacak. Ben de herkese bunu göstereceğim. Hala oyunumun çok büyük kısmını sergileme şansını yakalayamadım. Eğer bir gün şansım olursa bu durum diğer herkes için çok korkutucu olacak.”
Towns, NBA tarihinde 9000 sayı, 4000 ribaund, 1200 asist barajlarını ligde geçirdiği ilk 6 senede aşmayı başaran 17 oyuncudan bir tanesi. Şu andaki aktif oyuncular arasında ise bunu başarabilen tek isim. Son 2 sezonda oynadığı 85 maçta yıldız oyuncu maç başına 7 üçlük atışı kullandı ve %39.9 gibi bir yüzdeye sahipti.
“Ben bu ligdeki en yetenekli 5 oyuncudan birisi olduğuna inanıyorum.” diyor Finch. “Onun sağlıklı kalması, bizim de Towns’ın etrafını doğru oyuncularla süslememiz gerekiyor.”
Wolves, geçen sezonu 23-49’luk derecesiyle Batı Konferansı’nın 13. sırasında bitirmişti. Ancak Minnesota ekibi, Towns’ın süre aldığı dakikalarda Miami Heat ile aynı net ratinge sahipti. Towns, basketbol hakkında konuşurken sesinde hala gelecek hakkındaki heyecanı hissedebiliyorsunuz. Hayatının en zor dönemlerini yaşarken bile Towns, basketbolda kendisi için koyduğu hedeflerden vazgeçmemiş.
Sezon bittikten sonra Towns, kendini kaybolmuş hissetiğini dile getirmişti. Towns, annesinin vefatından önce sezon sonu için bir tatil planladılarını söylüyor. “Büyük bir dünya turu yapacaktık. 2. sınıfa gittiğim günlerden beri hiç ailecek tatil yapamamıştık. Ancak işler sizin de bildiğiniz gibi değişti.”
Bu yüzden Towns, yaz dönemini kendisini toparlamak için harcadı. Kendisine daha fazla dikkat etmesi gerekiyordu. Annesinin sorumluluklarının bazılarını üstlenmesi gerekiyordu. Bunlar arasında büyükannesi, teyzeleri, kız kardeşinin çocuğuna bakmak da vardı. Jackie, sadece çekirdek ailenin değil geniş ailenin de karar vericisiydi.
Towns, sadece evde kalıp antrenman yapmak dışında hiçbir şeyin içinden gelmediği günler de yaşamıştı. Bazı günler saate baktığında çoktan gece yarısı olduğunu ama bütün gün boyunca hiçbir şey yemediğini farkettiği oluyordu.
Ancak sezon arası aynı zamanda Towns’a biraz nefes alacak fırsatı da yaratmıştı. Sahadaki performansları hakkında endişelenmesine gerek yoktu. Takımın lideri olan Towns’ın her gece karşılaması gereken bazı beklentiler vardı. Ancak o yaz döneminde biraz rahatlama şansı bulmuştu. Bu dönemde babası ve yakın arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği sohbetler kafasının rahatlamasını sağlıyordu. Bu dönemde kendisini inancına veren Towns, kız arkadaşı Jordyn Woods’un evine de sık sık gidiyordu. Kız arkadaşı Towns’ı genellikle sahilde tek başına dua ederken ya da gökyüzüne doğru bakarak konuşurken buluyordu.
Haziran ayının başında Rosas ve Finch, Los Angeles’a giderek Towns ile bir yemeğe çıktı. 90 dakika süre sıradan bir buluşmadan fazlası değildi. Beraber oturup Lakers ile Suns’ın oynadığı serinin 6. maçını izlemişlerdi. Towns’ın yakın arkadaşı Booker, 47 sayıyla oynamıştı. Towns, maçı izlerken meslektaşlarının gölgesinde kalmaya başladığını bir kez daha hissetmişti. Maçı izledikten sonra bu üçlü tabii ki nasıl NBA Finallerine kalabiliriz diye tek gecelik bir tartışmaya girmemişlerdi fakat Suns’ın başardıklarından da ilham almışlardı.
“Phoenix hakkında kaç defa şakalar duyduğumu biliyor musunuz? Daha sonra takım olarak bir anda ‘Artık yeter’ dediler ve bir araya geldiler. Kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. İstatistiklerin, paranın hiçbir önemi yoktu. Bunun sonunda da finale gitmeyi başardılar.” diyor Towns. “Zihniyet bu olmalı. Yolun başı buradan geçiyor.”
Eğer Timberwovles, işleri yoluna koyup playofflara kalacaksa dengeli bir kadroya sahip olmak zorunda. Yaz döneminde Patrick Beverley ve Taurean Prince gibi isimler bu sebeple kadroya dahil edildi. Timberwolves, KAT’ın draft edildiği tarihten beri savunma ratingi sıralamasında lig genelinde sonuncu sırada olduğu düşünülünce bunun önemi daha net şekilde ortaya çıkıyor.
“KAT’ın faul problemine girmesinin önüne geçecek bir pick and roll savunması yaratmamız gerekiyor.” diyor Finch. “Takım olarak boyalı alanı koruyabilmeliyiz. Bu da Towns’ın işini fazlasıyla kolaylaştıracaktır. Takımın yaşadığı savunma sorununun Towns kaynaklı olduğunu düşünmüyorum.”
Yedinci sezonuna giren Towns, bir kırılma noktasıyla karşı karşıya olduğunu düşünüyor. “Ben ve Minnesota hakkındaki algıyı değiştirmemiz gerekiyor.” diyor Towns. “Başarısız olmayacağımı biliyorum. Bu yüzden yapmam gerekeni yapmalıyım. Ancak kazanmamız için üzerimizdeki baskının büyük olduğunu söyleyebilirim. Olması gereken de zaten bu.”
Towns yaz döneminin bir kısmını Los Angeles’ta asistan koç Kevin Hanson ile çalışarak geçirdi. İlk 3 sezonunda hiç maç kaçırmayan Towns, son 2 yılda yaşadığı diz ve bilek sakatlıklarıyla basketbol sahalarından fazlasıyla uzak kaldı. Towns’ın bu sezonki ilk odak noktası 82 maçın hepsinde oynamak olacaktır. Sağlıklı olmadan Towns’ın ne bireysel ne de takım için koyduğu hedeflerini hayata geçirmesinin pek şansı yok. Towns, şu anda fiziksel anlamda kariyerindeki en iyi durumda olduğunu düşünüyor.
Towns, ligdeki en iyi pivotlardan birisi olduğunu tekrar hatırlatmak istiyor. Geçen sezon Jokic ve Joel Embiid, harika performanslarıyla MVP yarışını ilk 2 sırada bitirmişti. Bu tartışmaya gören Towns, şampiyonluk yüzüğünün MVP’den daha etkili olacağını düşünüyor. “Daha onların hiçbiri şampiyonluk kazanmadı.” diyor Towns. “Hepimizin esas amacı o. Bizi özel kılacak olan şey şampiyonluk. Ben tamamen yüzüğe odaklanmış vaziyetteyim.”
Finch, Towns’ın önümüzdeki 10 yıl boyunca All-Star seviyesinde kalabileceğine inanıyor. Kontratının bitmesine 3 sene kalan Towns, bu yıl All-NBA takımlarından birisinde yer alması durumunda önümüzdeki yazdan itibaren süper maksimum kontrat imzalayabilecek. Bu durum, Towns’ın serbest kalma ihtimalinin takımın üzerinde yaratacağı baskının da önüne geçecektir.
Towns, daha önce birkaç defa kamu önünde Timberwolves’ta kalmak istediğini dile getirmişti. 2020-21 sezonu esnasında da Towns, Kobe Bryant ve Tim Duncan gibi isimlerin kariyerine benzer bir kariyere sahip olmak istediğini söylemişti. Towns, kariyeri boyunca tek bir takımda oynamak istiyor.
“Ben bütün kartlarımı açık oynuyorum.” diyor Towns. “Her şey Wolves’a bağlı. Eğer beni burada tutmak istiyorlarsa bana bu şansı verebilirler. Bu tamamen onların kararı.”
Jackie Towns, 13 Nisan 2020 tarihinde hayata gözlerini yumduğunda oğlunun hayatı sonsuza kadar değişti. Towns, artık eskisi kadar gülmediğini, daha farklı konuştuğunu ve birkaç yıl önceki kadar kendisini genç hissetmediğini söylüyor. “Artık tamamen başka bir insanım.” diyor Towns. Ancak insan hayatı, böyle hayat değiştiren anların etrafında şekilleniyor. Towns, bu zor durumun üzerinde yapabileceği olumlu etkilere odaklanmak istiyor.
Şubat 2020’de Towns’ın sol el bileğini kırdığı ortaya çıkmıştı. Bu sakatlık sayesinde yeğeninin doğumgünü partisine katılabilecekti. İşi sebebiyle bunu daha önce hiç yapamamıştı. O partide Towns, annesini bir hastane odası dışında son kez görüyordu. “Anneme dair aklımdan çıkmayan birçok anım var. Eğer sakatlanmasaydım, o gün çekildiğimiz güzel fotoğraflara asla sahip olamazdım.” diyor.
“Ben manevi tarafı kuvvetli bir adamım. Bunun biraz ironik olduğunu biliyorum ama olayların nasıl ilerlediğine bakarsanız o dönemde bir şeylere hazırlandığımı hissediyorum.”
Towns’ın hayatı, 2021-22 sezonunun başlangıç gecesiyle tamamen yoluna girmeyecek. Çünkü yas tutmanın sabit bir takvimi yok. Ancak zaman, biraz daha normale yaklaşmasını da sağlayabilir. Towns, geride bıraktığımız birkaç ay içerisinde bu yeni hayatına yavaş yavaş alışmaya başladığını söylüyor. “Bu dönemde bir insan olarak büyüdüğümü yolunda ilerliyorum.”
Eylül ayının başlarında Towns, kız arkadaşıyla zaman geçirirken ona basketbola dönmek için hazır olduğunu söylemiş.
Towns, “Eğer sezona bugün başlamamızı isteseler bile fazlasıyla hazırım. Minnesota’ya geri dönmeye, orada yaşamaya hazırım. Tekrar basketbol oynamaya hazırım. Yaz boyunca çok çalıştım. Sadece fiziğimi değil, kendimi de geliştirmeye çalıştım.” diyor.
Geçirdiği son 18 ayı anlatmak için uygun kelimeleri arayan Towns, son olarak “Sanırım hayatımın geldiği nokta ile barışmayı başardım.”