by Arma Kaynar / info@eurohoops.net
NBA’de 2020-21 sezonunun başlamasına 1 haftadan kısa bir süre kaldı. Yeni sezona girerken her takımın farklı hedefleri var. Kimileri şampiyonluk için oynamak isterken kimileri yıllar sonra tekrar playofflara dönmenin peşinde. Bazı takımlar genç oyuncularını geliştirip organizasyonunun geleceğini kurtarmayı hedeflerken kimileri ise sezonu mümkün olduğu kadar düşük bir sıralamada bitirerek 2021 draftının lotaryasından iyi bir yer kapmayı hedefliyor.
Takımların hedefi ne olursa olsun, bu isteklerine ulaşabilmek için aşmaları gereken engeller, cevaplamaları gereken sorular var. Biz de Eurohoops olarak her takımın önümüzdeki sezon içerisinde kaderini belirleyecek soruları ve bu soruların cevaplarını sizler için iki bölüm olarak derlemeye karar verdik.
Atlanta Hawks
Dış savunma
Geçen sezona Lloyd Pierce’ın yönetiminde pek de parlak bir başlangıç yapamayan Atlanta Hawks, yaz döneminde kadrosuna kattığı Bogdan Bogdanovic, Danilo Gallinari gibi önemli eklemelerin potansiyelini sahaya yansıtamıyordu. İlk 34 maç geride kalırken sadece 14 maç kazanabilen Hawks, savunma verimliliğinde de 23. sırada yer alıyordu.
Sezon ortasında göreve koç Nate McMillan’ın getirilmesiyle birlikte savunmada önemli bir mesafe kat eden ve normal sezonun geri kalanında ligin en iyi 12. savunmasına sahip olan Hawks, play-off’lara kalmayı başarmakla kalmadı ve sürpriz bir şekilde konferans finaline kadar kalmayı başardı. Trae Young’ın liderliğinde play-off’larda New York Knicks ve Philadelphia 76ers‘ı elemeyi başaran Hawks’ın özellikle işin hücum tarafında gayet potansiyelli bir kadroya sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak Trae Young ve Bogdan Bogdanovic gibi fiziksel anlamda NBA seviyesinde dezavantajlı oyun kuruculardan oluşan bir ön alanın savunma zaafiyetini hala kapatabilmiş değiller. Trae Young dışında kadroda All-NBA seviyesinde bir potansiyel de bulunmadığı göz önünde bulundurulunca Hawks’ın savunmada çok daha sağlam bir takım haline gelmesi gerekiyor. Ancak Şu andaki guard rotasyonuyla arkada tarafta Clint Capela gibi bir savunmacı olsa da bu pek mümkün gözükmüyor.
Özellikle lig genelinde topu yönlendiren isimlerin son senelerde çok daha fizikli oyuncular arasından seçilmesi Hawks’ın ön alanında forma giyen oyunculara fiziksel anlamda sorun yaratabilir. Hawks’ın geçen sezon bile sürpriz olarak görülen başarısını tekrarlaması ya da yakınlaşabilmesi için Cam Reddish gibi isimlerin savunma tarafında önemli bir atılım yapması gerekiyor.
Boston Celtics
Oyun kurucu rotasyonu
Boston Celtics yaz döneminde idari ve kadro anlamında büyük değişiklikler yaşadı. Celtics‘in yıllardır genel menajerliğini yapan Danny Ainge görevden ayrılırken onun koltuğuna takımın koçu Brad Stevens geçti. Stevens’tan boşalan koçluk koltuğuna Ime Udoka’yı getiren Boston ekibi, kadro anlamında da değişiklikler yaşasa da çekirdeğini büyük ölçüde korudu.
Al Horford ve Dennis Schroder gibi isimleri kadrosuna katan Celtics’te yaz döneminin en büyük ayrılığı ise Kemba Walker oldu. Walker’ın takımdan ayrılmasının ardından Schroder eklemesine rağmen Celtics’in guard rotasyonunun soru işaretleri oluşturduğunu söylemek gerekiyor. Sezonun ilk kısmında Celtics’in oyun kurucu görevini Marcus Smart üstlenecek gibi gözüküyor.
Celtics’te oyunun tamamen iki genç yıldız Jayson Tatum ve Jaylen Brown etrafında şekillendiği doğru. Takıma geri dönen Horford da Celtics’in hücum sisteminde önemli bir yer tutacaktır. Smart, son yıllarda işin hücum tarafında gerek yaratıcı gerek bitirici olarak önemli gelişimler gösterse de kendini oyuna fazla kaptırdığında tercih hataları yapabilen bir oyuncu. Buna ek olarak her ne kadar gelişim gösterse de Smart’ın üç sayı çizgisinin gerisinden performansı da çok istikrarlı değil.
Schroder’in de bir oyun kurucudan daha çok kendi skoruna odaklanan bir oyun yapısına sahip olduğu düşünülünce Celtics’in bu noktada sorunlar yaşaması pek uzak değil. Benchinde de fazla tecrübeli ismi bulunmayan Celtics’te koç Ime Udoka için önümüzdeki sezonki en büyük meydan okuma oyun kurucu rotasyonundaki dengeyi kurmak olacaktır.
Brooklyn Nets
Kyrie Irving’in durumu
Geçen sezon ortasında kadrosuna James Harden’ı katan Brooklyn Nets, kağıt üstünde baktığınız zaman belki de ligin en yetenekli ilk beşine sahip olabilir. Kevin Durant, James Harden ve Kyrie Irving’in bir arada bulunduğu bir takımın hücumunu durdurmak neredeyse imkansıza yakın. Geçen sezonun son kısmında Harden ve Irving’in sakatlıklarının ardından play-off’larda şampiyon Milwaukee Bucks‘a elenen Nets, bu sezona daha sağlıklı bir şekilde şampiyonluk iddiasıyla girmek istiyordu.
Ancak bu yolda Brooklyn ekibinin önüne çıkan ilk engel Kyrie Irving oldu. Irving’in Covid-19 aşısı olmaya karşı çıkması ve New York eyaletinin aşısız kişilerin kapalı alanlarda yapılan etkinliklere katılmasının önüne geçen kanunu, Nets’in büyük üçlüsünü en azından 2021-22 sezonunun ilk kısmında da bir arada izlememizin önüne geçiyor.
Eğer Irving, aşı olmama konusunda ısrar ederse sezon boyunca maçlara çıkamayacak ve Nets’in de yıldız oyuncunun sene sonunda bitecek sözleşmesini yenilemeyeceği iddia ediliyor. NBA tarihinin belki de en yetenekli kadrolarından birisini bir arada doğru düzgün hiç izleyememe tehlikesiyle karşı karşıyız.
Irving’in kadroda olmadığı senaryoda da Brooklyn, en büyük şampiyonluk adaylarından birisi olacaktır. Fakat Irving’in de takımda yer aldığı kadro, sadece şampiyonluk adayı değil NBA tarihinin en ürkütücü takımlarından birisi olmaya adaydı.
Charlotte Hornets
Taşıyıcı Skorer
Charlotte Hornets, genel olarak skor üretmekte zorlanan bir takım değil ancak maç sonlarında topları kimin kullanacağı bir soru işareti.
Takımın as oyun kurucusu olan LaMelo Ball, geçen sezon Yılın Çaylağı ödülünü kazanmasını sağlayan bir performans sergilemesine rağmen sayı ortalaması Terry Rozier (20.4) ve Gordon Hayward’ın (19.6) gerisinde kalmıştı.
2021 NBA Draftı’nda da kadrosuna James Bouknight gibi önemli bir ismi katan Hornets, serbest oyuncu pazarında da kadrosunu Kelly Oubre Jr. ile güçlendirdi. Bu isimlerin hepsini yan yana yazdığınızda yüksek tempoda rahatlıkla skor üretebileceklerini görüyorsunuz.
Ancak Hornets’in kadrosunda maç sonlarında ve play-off’larında sorumluluk alarak skor üretebilecek bir oyuncu bulunmuyor. Skor anlamında net birinci opsiyonu bulunmayan Hornets, bazı geceler bunun sıkıntısını çok ciddi şekilde çekecektir.
Chicago Bulls
Takımın Potansiyeli
Yaz dönemini en hareketli geçiren takımlardan bir tanesi Chicago Bulls‘tu. Kadrosuna DeMar DeRozan ve Lonzo Ball gibi iki önemli ismi ekleyen Bulls, geçen sezon ortasında yaptığı Nikola Vucevic eklemesiyle birlikte Zach LaVine’in önderliğinde play-off’lara kalabilecek bir takım yarattığını düşünüyor.
Doğu Konferansı’nda bu takımın play-off yapamayacağını söylemek biraz iddialı bir söylem olur ancak Chicago ekibi için play-off’un ötesinde nasıl bir tahmin yapılabilir kestirmek zor. Zach LaVine’in yanına Lonzo Ball ve DeMar DeRozan’ı eklediğiniz anda kadronuzun doğal olarak bir dış şut sorunu oluşuyor. Bu da takımın modern NBA basketboluna ne kadar uygun olduğunu düşündürüyor.
Buna ek olarak Bulls’un uzun rotasyonunda da bazı soru işaretleri var. İşin hücum tarafında Nikola Vucevic önemli bir potansiyel olsa da savunmada takıma fazla katkı veren bir isim değil. Kadroda Patrick Williams gibi atletik ve motoru yüksek bir savunmacı var fakat ondan da takımın bütün savunma yükünü çekmesini beklemek pek mantıklı bir istek değil.
Bulls’un bu hamlelerin hepsini kontrat senesindeki Zach LaVine’i takımda kalmaya ikna etmek olduğu ortada. Ancak işlerin yolunda gitmediği bir senaryoda Chicago ekibi, çok pişman olabileceği bir yola giriş yapmış olabilir.
Cleveland Cavaliers
Rol Dağılımı
Cleveland Cavaliers, LeBron James’in takımdan ayrılarak Los Angeles Lakers‘a gittiği 2018 yılından beri yeniden yapılanma dönemi geçiriyor. Bu dönemde Cavaliers, bir türlü etrafına takım kurabileceği bir oyuncu bulamadı.
2021’den önceki son 3 NBA Draftı’n üst sıralarından Colin Sexton, Darius Garland ve Isaac Okoro’yu seçen Cavaliers’ın bir taşıyıcı oyuncuya sahip olmadığı ortada. Bu isimlere ek olarak 2021 NBA Draftı’nın 3. sırasından Evan Mobley’i seçen Cleveland’da kadro yapılanması açısından da sıkıntılı bir ortam bulunuyor.
Cavaliers ekibi, geçen sezon kadrosuna takasla kattığı Jarrett Allen’a yeni bir kontrat verdi. Mobley, en azından şu anki haliyle 5 numaralı pozisyonda savunmada gayet zorlanabilecek bir oyuncu olarak gözüküyor. O yüzden şu anda Allen’ın kadrodaki varlığı mantıklı gözükse de Mobley’nin Cleveland’ın aradığı taşıyıcı oyuncu haline gelebilmek için pivot olarak oynamaya başlaması lazım. Bu noktada da Allen’a verilen yüklü kontrat boşa çıkmış oluyor.
Bu yüzden Cavaliers’ın kadro hiyerarşisini bir an önce çözmesi ve geleceğe dair planlarını netleştirmesi gerekiyor.
Detroit Pistons
Killian Hayes ve Dante Cunningham’ın uyumu
Detroits Pistons, 2021 Draftı’ndaki 1. sıra tercihiyle Dante Cunningham’ı kadrosuna kattı. Bu doğal olarak Detroit ekibinin onu önümüzdeki yıllardaki bayrak oyuncusu olarak gördüğü anlamına geliyor. Pistons‘ın oyun planında topun elinde en fazla duracağı ve oyunu yönlendirecek olan isim Cunningham olacaktır.
Fakat Detroit ekibi benzer düşüncelerle geçen sezon Draft’ın 7. sırasında Killian Hayes’i kadrosuna dahil etmişti. Benzer oyun tarzlarına sahip bu iki oyuncunun da verimli olacağı bir oyun tarzı bulmak koç ekibinin önümüzdeki sezondaki en büyük zorluğu olacak. Hayes, Detroit’te kalıcı olmak istiyorsa Cunningham ile birlikte oynamanın bir yolunu bulmak zorunda.
Bunun için de Hayes’in üç sayılık atışlarını geliştirmesi gerekiyor. Cunningham, rakip savunmaların en büyük önceliği olacaktır. Bu da dönem dönem Hayes’i riske edecekleri anlamına geliyor. Pistons’ın daha istikrarlı bir hücuma sahip olabilmesi için Hayes’in ceza şutlarında isabet bulması gerekiyor.
Indiana Pacers
Domantas Sabonis – Myles Turner ikilisi
Bu iki oyuncunun da çok yetenekli isimler olduğu ortada. Ancak Indiana Pacers‘ın Sabonis – Turner ikilisini ayırmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Turner ve Sabonis ikilisi, geçen sezon oynadıkları 1,058 dakikada -2.3’lük bir net ratinge sahipti.
İkisinin yeteneklerine baktığınız zaman kağıt üstünde uyumlu bir oyun oynayabilirler gibi gözüküyor. Ancak Sabonis’in potansiyelinin zirvesine varabilmek için oyunu yönlendiren bir pivot olarak rol alması gerekiyor. Sabonis’in, Turner’ın verimli olabilmek için etkili olduğu alanı açacak kadar bir dış şut tehdidi bulunmuyor. Geçen sezon Sabonis, performansıyla All-Star seçilse bile Pacers lig genelinde hücum verimliliğinde 14. sırada yer alıyordu.
İki forvet pozisyonunda da oynayabilen T.J. Warner’ın da sakatlıktan dönecek olması Pacers’ın bu ikiliden birisini takas etmesi için uygun fırsatı oluşturabilir. Pacers, Turner’ı elden çıkararak kadrosuna daha uygun parçaları takıma katabilir.
Miami Heat
Oyun kurucu rotasyonu
Miami Heat, 2021 yazında en iyi serbest oyuncu dönemini geçirmiş takım olabilir. Ancak kadroya Kyle Lowry ve P.J. Tucker gibi önemli isimleri katarken Goran Dragic, Kendrick Nunn, Andre Igoudala ve Precious Achiuwa’yı kaybettiler.
Goran Dragic ve Kendrick Nunn’ın yerine Kyle Lowry’yi koyduğunuz zaman ilk beşiniz doğal olarak seviye atlıyor. Ancak bu iki ismin birden takımdan ayrılması Lowry’nin arkasındaki oyun kurucu rotasyonunun iyice zayıflaması anlamına geliyor. Şu anda kadroya baktığımız zaman Lowry’nin yedeği olarak 25 yaşındaki Gabe Vincent var. Vincent, geçen sezon oynadığı maçlarda 4.8 sayı – 1.3 asist ortalamaları yakalmıştı.
Jimmy Butler ve Bam Adebayo, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen oyuncular ancak Lowry’nin play-off’lara fiziksel anlamda zinde girmesini sağlamak da Heat adına çok önemli. 2022 play-off’ları başladığında Lowry, tam 36 yaşında olacak.
Lowry ile 3 yıl 85 milyon dolarlık bir kontrat imzalayan Miami ekibi, tecrübeli oyun kurucunun mümkün olduğu kadar sağlıklı kalmasını isteyecektir. Bu noktada dar guard rotasyonu Heat adına önemli bir sorun yaratabilir.
Milwaukee Bucks
Şampiyonluk sarhoşluğu
Açık konuşmak gerekirse son şampiyon Milwaukee Bucks‘ın kadrosunda net olarak bir eksik bulunmuyor. Serbest oyuncu döneminde takımın önemli isimlerinden birisi olan P.J. Tucker’ı Miami’ye kaybeden Bucks, Bobby Portis’i kadrosunda tutarken George Hill, Rodney Hood ve Semi Ojeleye gibi oyuncuları da serbest oyuncu pazarında kadrosuna kattı.
Bu isimlere ek olarak Grayson Allen’ı da takasla kadrosuna dahil eden Milwaukee ekibinde önümüzdeki sezon play-off’larda sakatlığı sebebiyle yararlanamadıkları Donte DiVincenzo da parkelere dönecek.
Bu noktada Bucks’ın performansını yavaşlatma ihtimali en yüksek olan faktör şampiyonluk sarhoşluğu olarak göze çarpıyor. 2020 şampiyonluğunun ardından kısa sezon arasının da etkisiyle Los Angeles Lakers‘ın 2020-21 sezonunda ne kadar dağınık bir görüntü çizdiğini hepimiz gördük. Milwaukee Bucks, önümüzdeki sezon aynısının kendi başına gelmesinden kaçınmak için elinden geleni yapacaktır.
New York Knicks
2. yıldıza sahip olmamak
Nrew York Knicks, geçen sezon 2014’ten beri ilk kez play-off’lara kalarak taraftarına güzel bir sezon yaşattı. Tom Thibodeau’nun yönetiminde harika bir savunma takımı haline gelen Knicks, hücumda ise ipleri tamamen Julius Randle’a teslim ettiği bir sistemle normal sezonu doğu konferansının 4. sırasında bitirmeyi başarmıştı.
Play-off’ların ilk turunda Atlanta Hawks’a elenen Knicks’te en büyük sorun olarak Randle dışında hücumda kendi skorunu yaratabilen taşıyıcı parça olacak bir oyuncuya sahip olmamalarıydı.
Randle’ın önceki seneki performansını birebir tekrarlaması çok kolay bir şey değil. Genç yıldız bunu yapsa bile Knicks’in iddialı bir takım haline gelebilmesi için yaz döneminde kadroya katılan Kemba Walker ve Evan Fournier’den çok önemli performanslar gelmesi gerekiyor. Kemba, kariyerinin zirve döneminde hücumdaki ikinci oyuncu rolünü rahatlıkla oynayabilecek yetenekteydi. Ancak yıldız oyun kurucu, son 2 sezondur yaşadığı sakatlıkların da etkisiyle eski günlerinden çok uzak performanslar sergiledi.
Kemba’nın fiziksel dezavantajları, onun özellikle playoff ortamında bir zaaf haline gelmesine sebep oluyordu. Sakatlıkların sebebiyle hızı da yavaş yavaş törpülenen Kemba, New York temsilcisinin iddialı hale gelebilmesi için Charlotte Hornets günlerindeki performansına dönmek zorunda.
Orlando Magic
Dış şut performansı
Orlando Magic, önümüzdeki sezon NBA’in en kötü dış şut atan takımı olabilir ve bunun sebebi de sahip oldukları kısa oyuncu rotasyonu.
Magic’in kısa rotasyonunu Cole Anthony, Markelle Fultz, Gary Harris ve R.J. Jampton oluşturuyor. Bu isimler arasındaki en iyi üçlük yüzdesine sahip olan isim%34.0 ile Gary Harris. Fultz, geçen sezon çapraz bağ sakatlığı yaşayana kadar çıktığı 8 maçta sadece %25’lik bir üçlük yüzdesine sahipti. Kariyeri boyunca Fultz’un oynadığı 113 maçta da %26.5 gibi bir yüzdeye sahip olduğu düşünülürse sorunun çözümünün burada olmadığı ortada.
Takımın 5. sıradan seçerek kadrosuna kattığı Jalen Suggs da Gonzaga’da geçirdiği tek sezonda %33.7 ile üçlük isabeti bulmuştu. Suggs’ın şut mekanikleri fena gözükmese de bu alanda net bir gelişim göstermesi gerekiyor.
Dış şut tehdidinin olmaması takımın boyalı alandaki tehditleri olan Jonathan Isaac, Mo Bamba ve Wendell Carter Jr. gibi isimlerin daha çok zorlanacağı anlamına geliyor. Orlando’nun şut anlamında mutlaka kadrosunu güçlendirmesi gerekiyor.
Philadelphia 76ers
Ben Simmons krizi nasıl sonuçlanacak?
Philadelphia 76ers, geçen sezon doğu konferansını Joel Embiid’in MVP kalibresindeki performansıyla birlikte 1. sırada bitirmişti. Joel Embiid – Ben Simmons çekirdeğinin bir araya gelmesinden beri Jimmy Butler’lı sezon hariç belki de ilk kez play-off’lara bu kadar iddialı şekilde giren Sixers, Atlanta Hawks karşısında play-off ikinci turunda alınan mağlubiyetle adeta dağıldı.
Serideki zayıf performansı sebebiyle adeta günah keçisi ilan edilen ve eleştirilen ana merkezi olan Ben Simmons, yaz döneminde Philadelphia’ya dönmek istemediğini kulübüne ileterek takasını istemişti. Sixers da yaz boyunca Simmons için takas partneri arasa da bir türlü istediği gibi bir teklif bulamadı. 2021-22 sezonunun başlamasına kısa süre kala Simmons, Philadelphia’ya dönerek takımın antrenman kampına katılma kararı aldı ancak bu hala krizin ortada olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Simmons, daha önce defalarca kariyerine Sixers’ta devam etmek istemediğini dile getirmişti. Son günlerde çıkan haberlere göre Simmons, sezona Philadelphia formasıyla başlasa bile başka bir takımda oynama arzusu devam edecek. Sixers cephesi ise Embiid ile birlikteliği ilk günden beri soru işaretleri barındıran Simmons’ı kadroda tutma konusunda hayli kararlı.
Elimizde Sixers’ın mevcut çekirdeğinin şampiyonluk seviyesinde başarılı olmaktan uzak olduğuna ikna olmaya yetecek kadar fazla play-off hayal kırıklığı var. Philadelphia ekibinin Simmons’ı takas ettiği senaryoda da en azından oyuncunun şu anki market değeriyle ciddi bir geri dönüş elde etmesi mümkün gözükmüyor. Yani Simmons takımda kalsa da takas edilse de Sixers’ı öncekilerden daha parlak bir sezonun beklediğini söylemek pek mümkün değil.
Toronto Raptors
Skor üretimi
2019 yılında şampiyon olduktan sonra Kawhi Leonard’ı kaybeden Toronto Raptors, ilerleyen dönemde takım hücumunu Kyle Lowry – Fred VanVleet ve Pascal Siakam üzerine kurmuştu. Ancak hem Lowry’nin ilerleyen yaşının da etkisiyle düşen performansı hem de Siakam’ın geçen sezon felaket bir yıl geçirmesi Raptors‘ın bir süredir ertelediği yeniden yapılanma düğmesine basmasını sağladı.
Yaz döneminde Lowry takımdan ayrılırken Raptors, NBA Draftı’nın 4. sırasından yaptığı seçimle Scottie Barnes’ı kadrosuna kattı. Barnes yetenekli bir oyuncu olsa da en azından şu anda NBA seviyesinde bir takımın hücumunu taşıyabilecek bir oyuncu değil. Bu noktada da Raptors’ın Siakam, VanVleet ve OG Anunoby etrafına kuracağı hücumun ne kadar verimli olacağı sorusu akıllara gelmeye başlıyor.
Özellikle Anunoby, Barnes ve Siakam’dan oluşan kanat rotasyonu savunmada fark yaratacaktır. Ancak işin hücum tarafında Toronto ekibinin kadrosunda gerçek bir yaratıcı bulunmuyor. Eğer Raptors, takas marketinde takıma önemli skor katkıları yapabilecek bir isim bulamazsa onları bunaltıcı bir sezonun beklediğini söyleyebiliriz.
Washington Wizards
Kabarık rotasyon
Russell Westbrook’u takasla Los Angeles Lakers’a yolladıktan sonra kadrosuna Spencer Dinwiddie, Kyle Kuzma, Motrezl Harrell ve Kentavious Caldwell-Pope gibi isimlerle güçlendiren Wizards‘ın geniş bir kadrosu bulunuyor. Hatta fazla geniş olduğunu bile söyleyebiliriz.
Wizards‘ın guard dışındaki 3 pozisyonunda da ilk beş başlayabilecek 3’er oyuncu bulunuyor, Caldwell-Pope, Deni Avdija, Corey Kispert, Kuzma, Rui Hachimura, Davis Bertans, Harrell, Daniel Gafford ve Thomas Bryant.
Bu isimler yetenekli oyuncular olsa da aralarındaki All-Star sayısı 0. Washington, rekabetçi bir takım olup play-off’ların alt sıralarını hedefleyebilir. Ancak bu durum da Hachimura, Avdija ve Gafford gibi isimlerin gelişimini yavaşlatabilir.
Wizards’ın genç oyunculara gelişmesi için daha fazla süre vermesi durumunda ise takımın tecrübeli oyuncuları bundan rahatsız olacaktır. Washington’ın bu karmaşık kadro sorunlarını mümkün olduğu kadar kısa sürede sadeleştirmesi gerekiyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!