by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Turkish Airlines EuroLeague’de Anadolu Efes, 5. hafta karşılaşmasında UNICS Kazan’ı Sİnan Erdem Spor Salonu’nda konuk etti.
Mücadelenin galibi 71-68‘lik sonuçla Anadolu Efes olurken Lacivert-Beyazlılar bu sonuçla 5. maçında ilk galibiyetini elde etti.
Anadolu Efes‘te Elijah Bryant ve Rodrigue Beaubois 14 sayı, Tibor Pleiss 12 sayı, Adrien Moerman 10 sayı, Shane Larkin 8 sayı ile oynadı.
Unics Kazan’da Lorenzo Brown ve Isaiah Canaan 16 sayı, Mario Hezonja 13 sayı ile çift haneli skor üretti.
Dilerseniz bekleme yapmadan bu maçı da değerlendirelim.
Real Madrid – Fenerbahçe Beko: Onurlu Bir Mağlubiyet
Durağan Başlangıç
Anadolu Efes‘te mücadele Vasilije Micic ve Krunoslav Simon‘un yokluğunda durgun başlarken bunun başlıca bir sebebi vardı: Top yönlendiren ve oyunu kontrol eden yegâne oyuncunun Shane Larkin olması. Efes adına hücum özelinde sıkıntılı bir duruma yol açtı.
İkili oyunlar genel itibarıyla etkisizdi. İlk yarı özelinde konuşacak olursak Rodrigue Beaubois’nın da ritimsiz oluşuyla epey fırsat teptikleri, skorda geride oldukları bir süreç yaşandı.
UNICS Kazan bu süreçte Mario Hezonja’nın fizikliliği ve yetenek pakedi sebebiyle post-up’lara yönelmekten imtina etmedi. Genel olarak zaten çok iyi hücum etmediler ama Lorenzo ve John Brown’ın bireysel çabası ve ikili oyun etkinlikleri üzerinden boşlukları iyi değerlendirmeleri onları biraz daha ön plana çıkardı.
İkinci yarıda Efes’in başlangıçta yaptığı topa baskı 6-0’lık bir seriyi getirdi ve tribün de işin içine dahil olmasını bildi. Biraz ateşli anlar olarak anımsayacağımız bu süreçte Efes seyirci desteğini arkasına alıp akıp gidemedi çünkü böyle bir top yönlendirecek, oyun kuracak isim yokluğuyla cebelleşiyorlardı.
Hal böyle olunca 3. çeyreğin sonunda da sahada yenik konumdaydılar. Son periyot özelinde çok baskılı bir savunma tercih etmeleri de şaşırtıcı olmadı. Aslında Ergin Ataman maçı almasını sağlayacak pek çok şeyi yaptı ve oyunu okudu diyebiliriz.
Elijah Bryant’a ikinci yarıda fazlaca top emanet etmiş olması ve Larkin’i geri çekmesi gibi meseleleri sayarak bunu belgelemek mümkün. Sonuç olarak yaptığı hamleler iyi dönüş verdi ve maçı galip tamamladılar.
Efes iyi savunma yaptı ancak hücumda tam da Ataman’ın maç sonunda söylediği gibi korkunç bir ekip görünümündeydi. Elbette bu da normal karşılanabilecek bir durum.
Özellikle Adrien Moerman’ın son birkaç haftadır sergilediği performansa dikkatlice bakılmalı. Moerman’dan neler bekleyebileceğimizi artık bütün kamuoyu biliyor ve o da ondan beklentilerimize uygun performanslar sergilemeye yavaş yavaş başlıyor. Bu sezon başı itibarıyla sahada etkili olduğu alanları sıkça saydık; Kazan maçında da bu şekilde devam etti.
Ancak Efes’in sorunları Moerman’la çözülecek sorunlar olmaktan çıktı. Kısa rotasyonundaki sakatlıkların çok bel büktüğünü belirtmek lazım.
Vasa’sız, Kruno’suz
Shane Larkin’in Efes’te yıllardır boy gösterdiği oyuncu profili ve ona biçilen bu rol belli. Bunun çok daha ekstrasını oynamayacağını zaten biliyoruz ancak birtakım mecburiyetler Larkin’i bu noktaya taşıdı. Bu durumdan ötürü kimseyi suçlamak da mümkün değil çünkü sakatlıklar takımı buraya getirdi.
Ancak bunun getirdiği sonuçları da konuşmuş olmamız gerekecek. Larkin bugün bir ihtiyaç halinde dahi takımın toplu yaratıcıları arasında en büyük sorumluluğu üstlenemiyorsa bu bir sorun teşkil edebilir. Vasilije Micic ve Krunoslav Simon‘un sakatlıkları sebebiyle yokluğu belki Efes’i derinden etkileyecek bir mesele ama bu durum tam olarak da böyle olmamalı.
Bu yaratıcılar sahada olmadığı zaman Larkin’in topu yönlendirmesi bu kadar kekremsi kaçmamalı. Shane’in zaman zaman savunmada ve hücumda aldığı yükümlülüklerin farkındayız ve ne kadar değerli bir yıldız olduğunu biliyoruz ancak bir hafta önce 40 fark yemiş UNICS Kazan kısalarına karşı da takımın yönlendiricisi olarak bu kadar uçuk durmamak lazım.
Micic ve Simon’un belli bir süre daha olmadıklarını düşünürsek, hele ki henüz düz koşularla devam eden Simon’un döndükten sonra maç ritmine girişini de hesaba katarsak Efes’in durumu biraz daha bu düzende ilerleyecek. Larkin’e bu süreç içerisinde çok büyük sorumluluk düşüyor olacak. Bunun altından kalkmalı.
UNICS bu bakımdan negatif bir örnekti, günü kurtaran isim ise belliydi.
Elijah
Elijah Bryant’ın Anadolu Efes formasıyla çıktığı ilk maçtaki performansı gayet olumlu sinyaller verdi. Rodrigue Beaubois’nın 2. yarıda ritim bulmasıyla işler biraz kolaylaşsa da topa yön vermesi gereken ismin henüz ilk maçındaki kendisi olmasının yükünü sırtından atmayı başardı.
Topa yaptığı baskıyla, bunların devamında ribaundlardan sonra sahayı hızlı geçişiyle, yarı saha oyununda topsuz koşularıyla etkili olan Elijah Bryant tam da geçen hafta Avrupa Seyir Defteri podcastimizde konuştuğumuz gibi Efes’in ihtiyaçlarına derman, yaralarına merhem oldu.
Elbette Bryant’ın tavan performansını görebilmek için de önce Efes’in tam kadro olmasını, Shane – Vasa ikilisinin tekrar eski günlerine dönmesini ve Simon’la rotasyonda nasıl yan yana oturacaklarını takip etmemiz gerekecek. Ancak tüm bunların ötesinde bir ilk maç performansına ilişkin değerlendirme yapmak gerekirse Elijah Bryant için bundan iyisi olamazdı.
Efes onu bünyesine kattığı için çok şanslı.
Ergin Ataman bir diğer ekleme potansiyeli olan 5 numara takviyesi içinse basın toplantısında açık kapı bıraktı. UNICS maçında Pleiss’ın üstün performansı sebebiyle belki bu durum çok hissedilmedi ancak Efes’in baki problemlerinden birisi olarak gördüğümüz bu sorun, takım içinde ne kadar çözülebileceğine cevap bulamadığımız bir soru.
Yine de Efes’in verdiği iyi sinyalleri unutmadan önümüze bakmamız lazım. Kazan maçı bir başlangıç kıvılcımı olsun diyelim.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!