by Can Bedel / info@eurohoops.net
Houston Rockets ve New Orleans Pelicans, 2021-2022 sezonuna çok kötü başlayarak NBA tarihinin en kötü iki başlangıcına imza atmıştı. Pelicans sezona 1-11 gibi felaket bir şekilde başlarken Rockets ise 1-10 ile başlamıştı.
NBA’de bazı sezonlar takımların ve taraftarların unutmak isteyeceği şekilde geçiyor. Bazı takımlar draft sıralamasında üst sıralarda yer alıp süperstarı potanisyeli taşıyan bir ismi seçebilmek için bilerek bu yolu seçerken bazı takımlarda ise yetenekli oyuncular olmasına rağmen kimya uymayabiliyor ve felaket bir sezon yaşanabiliyor.
Eurohoops Çeviri, NBA’de normal sezonu en kötü geçiren 10 takımı sizler için derledi.
10- Vancouver Grizzlies: 8-42 (1999)
NBA’de bir dönem Kanada’da oynayan Grizzlies‘i unutmuş olabilirsiniz ancak Vancouver’daki insanlar, beş yıl boyunca kendilerine ait bir NBA takımına sahip olmaktan heyecan duydular. Fakat muhtemelen bu insanların büyük kısmı NBA’de 1999 yılının anılarını silmek istiyor.
1998-1999 sezonunda Grizzlies kadrosunda Kings‘te efsane olacak olan ancak Vancouver’da hiçbir şey kazanaman çaylak Mike Bibby de yer alıyordu. Bibby, NBA’de ilk sezonunda maç başına 35.2 dakika ortalama yakalarken 13.2 sayı ortalamasıyla mücadele etmişti.
Brian Hill’in başantrenörlüğündeki Grizzlies’da Shareef Abdur-Rahim, 40.4 dakika sahada kalırken 23.0 sayı ortalamsaıyla oynuyordu. Abdur-Rahim, kariyerinde daha sonra çok iyi bir şutör olduğunu katlasa da 1999’da takım arkadaşlarından çok yardım alamayınca hücumun yükünü taşımakta zorlanmıştı.
1999-2000 sezonu boyunca, Grizzlies maç başına 19.3 asistle ligde 24. sırada yer aldı. Sıklıkla hücumları Mike Bibby’nin 18 saniye boyunca sahada top sürmesine ve ardından orta mesafeli sert bir şutör için topu Abdur-Rahim’e göndermesine bağlıydı. Sonunda, Grizzlies ligi hücum verimliliğinde (98,4) 28. sırada tamamladı.
Ne yazık ki kötü gidişat takımın bir soğuk Kanada gecesinde taraftarları geride bırakarak Memphis’e taşınmasına yol açtı.
9- Atlanta Hawks: 13-69 (2005)
2004-05 sezonunda Atlanta Hawks yetenekli oyunculardan kurulu bir takımdı ancak sorun oyuncuların kazanmayı umursamamasıydı. Tim Duncan ve Spurs şampiyonluk için takım oyununun önemini dünyaya gösterirken Hawks’ta Antoine Walker ve Al Harrington gibi iki yetenekli oyuncu sadece kendi istatistiklerini doldurmayı her şeyden çok önemsediği için Atlanta ekibi için sezon çok kötü geçti.
Antoine Walker 2005’te Hawks’ın en iyi oyuncusuydu. Ligin en iyi 10 oyuncusu arasında olabilecek son derece yetenekli bir oyuncuydu. Walker, takım için müthiş yeteğini kullanabilir ve kazanan bir oyuncu haline gelebilirdi.
Fakat ne yazık ki Walker’ın egosu bunun önüne geçti. Walker, maç başına 20.4 saı ortalaması yakalarken 3.7 asist ortalaması ile mücadele etmişti. Hawks’ın yönetimi Walker’ın stilinden o kadar yıldı ki sezonun ortasında onu Boston Celtics‘e takas etti. Antoine, 31 yaşında emekli olmadan önce NBA’de sadece üç sezon daha kalabildi.
Al Harrington da çok iyi değildi. Hücumda bencil olurken savunmada ise çok dağınık ve tembeldi. Geriye dönüp baktığımızda, Harrington o sezon sadece maç başına 0.2 blok ortalamasıyla oynamıştı.
Atlanta Hawks bu listede belki de en yetenekli takım olarak öne çıkıyor:
– Al Harrington
– Tyronn Lue
– Josh Childress
– Josh Smith
– Kenny Anderson
– Boris Diaw
– Antoine Walker
Bu Hawks takımı NBA’de takım kimyasının, oyununun ve birlikteliğinin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Maçlar kağıt üzerinde kazanılmıyor ve sadece bir grup yetenekli oyuncuyu bir araya getirmek maç kazanmak için yeterli bir şey değil.
8- Dallas Mavericks: 13-69 (1994)
NBA’de tanking fikri 1980’lerde Rockets ile başladı ancak 1993 ve 1994’te Mavericks bunu bir sonraki seviyeye çıkardı. Dallas GM’i Norm Sonju, başantrenör Quinn Buckner’ı gençleri oynatması için teşvik etti.
Quinn Buckner de gençleri oynattı.
O kadrodaki bazı isimler şu şekildeydi:
– Jim Jackson, 23 yaşında, played 37.4 MPG
– Jamal Mashburn, 21 yaşında, played 36.7 MPG
– Sean Rooks, 24 yaşında, played 26.7 MPG
– Popeye Jones, 23 yaşında, played 21.9 MPG
– Lorenzo Williams, 24 yaşında , played 19.9 MPG
Buckner ipleri gençlere verdi ve beklenildiği gibi takım 8. sıraya düştü ve onların istatistikleri berbattı:
Defansif verimlilik 109.6 (27 takım içinde 24.)
Hücum verimlilik 100.4 (En kötü takım)
Maç başına asist ortalaması: 19.9 (En kötü takım)
1994, Mavericks hayranları için tatsız bir yıldı. Ancak sonrasında Jim Jackson ve Jamal Mashburn, genç Dallas’ta geliştiler ve NBA’in önde gelen oyuncularından oldular.
*MPG: Maç başına dakika ortalaması
7- New Jersey Nets: 12-70 (2010)
2009-10 sezonu Nets için 0-16 ile başladı ve işler sonrasında daha da kötüye gitti. Takımın yeni sahibi Mikhail Prokhorov, baş antrenör Lawrence Frank’i görevden aldı. Nets GM Kiki Vandeweghe kendisini baş antrenör olarak atamadan önce Tom Barrise devreye girdi.
Yaşananlar şu şekilde:
1- Mikhail Prokhorov, Nets’i herhangi bir basketbol tecrübesi olmadan satın aldı.
2- Prokhorov, takımın başantrenörünü kovdu.
3- Prokhorov daha sonra takımın GM’nin başantrenör olmasına izin verdi.
Pek çok soru ortaya çıkıyor: Kiki Vandeweghe o yıl uyudu mu? Kiki’nin yemek için zamanı var mıydı? En önemlisi, genç oyuncularını diğer tüm sorumluluklarıyla birlikte çalıştırabildi mi?
Bu hoş olmayan bir durumdu. Nets, Prokhorov’un takımı satın almasının ardından neredeyse tüm kadrosunu değişti. 2009’daki kadrodan geriye sadece Brook Lopez, Kris Humphries, Devin Harris ve Terrence Williams kalmıştı. Yetersiz bir takımdı.
Beklendiği gibi, Nets sezonu korkunç bir şekilde tamamladı. Brooklyn taraftarları için zorlu bir on yıldı, ancak en azından şimdi Nets’in Kevin Durant önderliğinde şampiyonluk kazanmak için mücadelesini izleyebiliyorlar.
6- Los Angeles Clippers: 12-70 (1987)
Bu bir tanking değildi. Clippers, 1982’den 1991’e kadar on sezon üst üste galibiyet yüzdesi %40’ın altında kaldı. 1987 sezonu ise tam bir fiyaskoydu ancak bu bir draftta yetenek kazanmak için planlanmış bir şey değildi. Bu yanlış yönetim sonucuydu.
1987’de Los Angeles, iki şehrin hikayesiydi. Lakerstown, Magic Johnson, James Worthy ve Kareem Abdul-Jabbar ile zirvedeyken her gece taraftar rekoru kırıyordu.
Aynı dönemde Clippers ise sezon boyunca ligin en düşük taraftar ortalaması ile oynuyordu. Clippers, Michael Cage, Cedric Maxwell ve Benoit Benjamin üçlüsünün önderliğinde mücadele ediyordu.
Clippers kendi şehrinde gerçekten geride kaldı ve 1987 yılı boyunca taraftarı çok azdı. Muhtemelen bunu zaten tahmin etmişsinizdir, ancak takım istatistikleri de felaketti. Clippers, birçok alanda ligin son sırasında yer alıyordu.
Los Angeles’ın diğer takımındaki tek parlak nokta, 15.7 sayı ve 11.5 RPG ortalamasıyla mücadele eden Michael Cage’di ve Clippers taraftarlarına gelecek için bir umut ışığı verdi.
5- Denver Nuggets: 11-71 (1998)7
1994’ten 1997’ye kadar Denver kadroları büyük oranda değişirken 1998 takımı ise tersten tarihe geçti.
Çoğu kötü takımda olduğu gibi o sezonki Nuggets kadrosu da All-Star apoletli bir oyuncuya sahip değildi. Bu takım ayrıca sahada liderlik edebilecek sağlam bir oyun kurucudan veya yarı sahada işler çıkmaza girdiğinde skor üretebilecek bir oyuncudan yoksundu.
1997-1998 Nuggets’ın öne çıkanları:
Eric Williams: %39.3 saha içi isabetiyle 19.8 sayı
Cory Alexander: %43,5 saha içi isabetiyle 14.0 sayı
LaPhonso Ellis: %40.7 saha içi isabetiyle 14.3 sayı
Johnny Newman: %43.1 saha içi isabetiyle 14.7 sayı
Bu basit bir tankingdi. Nuggets, sezon boyunca 12 maç, 16 maç ve 23 maçlık bir mağlubiyet serisi yakaladı. Ne yazık ki, ligdeki en kötü rekora sahip olmasına rağmen, Nuggets draffta üçüncü sırayı alabildi ve sonunda profesyonel kariyeri on yıldan az süren bir oyuncu olan Raef LaFrentz’i seçtiler.