by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
EuroLeague’de 18. haftada COVID-19 darbesinden kaçabilen 4 maçtan birisi olan UNICS Kazan – Anadolu Efes karşılaşması Rusya’da oynandı.
Mücadelenin galibi 75-67‘lik skorla Kazan oldu.
Bu sonuçla UNICS Kazan 11. galibiyetini alırken Lacivert-Beyazlılar ise 9. kez kaybetti.
Kazan’da John Brown, 20 sayı ve 5 top çalmayla maçın en etkili ismi oldu. Andrey Vorontsevich de 12 sayıyla mücadele etti.
Anadolu Efes‘te ise Shane Larkin 17 sayı, 9 ribaund ve 4 asistle oynadı.
Efes, yıldız oyuncuları Krunoslav Simon ve Vasilije Micic’ten yoksun çıktığı karşılaşmada varlık göstermeyi başarsa da işleri yoluna sokamadı ve galibiyet yolunda o önemli adımı atamayarak 18. maçında 9. yenilgisini aldı.
Eurohoops Fırın ise bu mücadelenin teknik çıktılarına göz attı.
Eksik Efes’ten arda kalanlar
Efes açısından mağlubiyetin çok ekstra yazmayacağı bir maçtı çünkü Krunoslav Simon‘un yokluğunun üzerine Vasilije Micic’in de formayı sırtına geçiremiyor oluşuyla önden yıkıldıkları bir akşam oldu. Simon ve Micic’in takımda ne gibi bir sorumluluk sahibi olduklarını tartışmak için artık çok geç.
Simon’u takımın beyni, zekasını icraya en rahat döken oyuncusu olarak düşüneceksek Micic’in de fizik-yetenek pakedi bakımından takımın ve hatta ligin en büyük oyuncularından birisi olduğunu söyleyerek burada bahsi kapatabiliriz.
Haliyle bu oyuncuların olmadığı bir Anadolu Efes‘te işler her daim istenildiği gibi gitmeyebiliyor. Öte yandan sezon genelinde sıkıntılı oldukları bazı durumları da aşmayı başardıkları bir maç izlediğimizi söylemek mümkün.
Çember altında o kadar da ezilen bir Efes izlemedik çünkü Bryant Dunston‘ın son haftalarda almaya başladığı sorumluluğun en güzel çıktıları bu maçtan geldi. Dunston hem savunmada hem de ribaundlarda ön plandaki oyuncuydu. James Anderson’dan yılda birkaç maç katkı alınabiliyor, o maçlardan birisi de işte bu maçtı. Chris Singleton sahada olduğu dönemde verimli oldu. Shane Larkin tam 9 ribaund aldı!
Tibor Pleiss maç başında denendi ancak UNICS savunmasının değişkenliğine yanıt üretecek kadar çabuk olamadığı ve yanında da Micic gibi bir ikili oyun partneri olmayınca Pleiss’ı bu maçta kullanmanın hiçbir anlamı kalmadı.
Belki de bu noktada Larkin’in liderliğinden biraz bahsetmek gerekir. Shane’i ne kadar översek övelim, ne kadar onun lider ruhlu bir oyuncu olduğunu, ne kadar büyük bir skorer olduğunu söylersek söyleyelim. Ne kadar azimli bir savunmacı, iyi bir karakter olduğunu söylersek söyleyelim…
Sahada Efes‘i izlerken bu takıma liderlik edecek oyuncunun Larkin olduğunu söylemek çok zor. Böyle kritik maçta ve böyle bir savunmaya karşı 6 top kaybetmiş olmasını eleştirmek değil mesele. Efes’in ihtiyaç duyduğu, hatta herhangi bir takımın ihtiyaç duyduğu lider profilinin Larkin olup olmadığı noktasında çok büyük soru işareti yaratarak göze çarptı.
Çok büyük bir süperyıldız ve takımın hâlâ en önemli skor opsiyonu olmasına rağmen bir zorunluluk olarak dahi olsa ona bu rolü yüklemenin çok sağlıklı bir şey olmadığı açık. Son haftalarda yükselişe geçti ve Kazan maçında da çok değerli katkı sundu fakat belki de sonucu ya da sonuca giden yolu daha farklı olabilecek bir maçın, bir lider özne eksikliğinin yarattığı dış şut zaafına yenik düşmesi iyi olmadı. Böyle olunca Rodrigue Beaubois’yı oyunun içine dahil edecek topsuz oyun aksiyonlarını da verimli kullanamadılar.
Aslında Vasilije ve Krunoslav’ın yokluğunda Ergin Ataman’ın oyuna müdahaleleri Efes’i birçok aksiliğe rağmen diri tuttu ve Lacivert-Beyazlılar’ın kötü bir akşam geçirdiğinden çok Kazan’ın çok iyi bir akşam geçirdiğini söyleyebiliyoruz.
Ergin Ataman’ın kazanmak adına bu denli motive hazırlandığını fark edebildiğimiz bir maçtan önce yaşanan talihsizliklerin üstüne UNICS’in form grafiği binince gerçekten yapacak çok bir şey kalmıyor.
Büyülü Kazan
UNICS Kazan’ın hücumdaki topsuz alanlarda sergilediği hareketlilik ilham verici. Perasovic takımını bu noktada çok iyi çalıştırdığını gösterme fırsatını sezonun daha önceki dönemlerinde de sürekli buldu ancak bir skorerin, bir oyun kurucunun ve bir nokta şutörün aynı anda rahat edebileceği ortamı tamamen yaratmış durumdalar.
İkinci yarının başlangıcında Isaiah Canaan’ın dışarıdan verdiği ekstra katkıda da etkili olan bir durumdu bu. Kazan böyle enerjik bir görüntü çizince Efes‘in buna savunma bazında yanıt vermesi epey zor oldu.
Bununla birlikte UNICS Kazan savunması gerçekten olağanüstü bir konumda. Artık anlatmaya kelime bulunmayacak kadar iyi savunma yapıyorlar ve bunu bir rutine bağladılar.
Peki ya John Brown’ın performansı neydi öyle? 29 yaşındaki oyuncu maçın yıldızı oldu.
Bunu sağlayan performansının geldiği noktalar belliydi. Savunmada topsuz oyun, toplu oyun, sırtı dönük oyun, ikili oyun ayırt etmeksizin gösterdiği özveri ve takımına kazandırdığı tempo takımı adına oyunu etkileyen başat faktörler arasındaydı. Birkaç hafta içerisinde Avrupa’da izlemesi en keyifli oyunculardan birisi haline gelen Brown sahada her şeyi yapar bir konumdaydı.
Bir kere bire birde eşleştiği oyuncuyu olağanüstü bir enerjiyle püskürtüyor. Son zamanlarda gördüğümüz en sıradışı basketbolculardan birisi. Mesela sırtı dönük oyunları ele alalım, Efes‘e bu bakımdan hiçbir şekilde rahat vermedi. Faul yapmadan bu kadar iyi sırtı dönük savunmak gerçekten manyakça bir seviye. Hatta UNICS’in ilk yarıda savunmasının en baskın olduğu dönemde bir an vardı; Lorenzo Brown ve John Brown’ın sırtı dönükte Adrien Moerman’a ikili sıkıştırma uyguladıkları bir an… Moerman’ın yerinde muhtemelen kimsecikler olmak istemezdi.
Hücumda da orta mesafe oyunundan kendi skorunu bulup zaman zaman dışarı kick ettiği toplarla takımın şutörlerini bulmayı ihmal etmedi. Kusursuz bir performanstı.
Brown’ın saçma sapan seviyedeki motivasyonunu ve oyununu bir kenara bırakacak olursak UNICS hâlihazırda yetenekli oyunculardan kurulu ancak sezon başında bu oyunculardan oluşacak harmana çok güvenmediğimiz bir takımdı. Fakat o topsuz hareketliliğin takımın en önemli hücum silahları olan Canaan, Hezonja ve Lorenzo Brown gibi isimlere sağladığı özgürlük alanı cidden bambaşka bir şey.
Velimir Perasovic takımlarında daha önce Darius Adams gibi örneklerle de desteklenen sıkıntılı kısalardan yararlanma geleneği hız kesmeden sürüyor gibi. Ama bunun haricinde yarı saha hücumundaki o değişkenliklere adapte olma, değişkenliklerin bizatihi yaratıcısı olma hâli tamamen bir başyapıt.
Geçtiğimiz günlerde EuroLeague’de sezon ortası ödüllerini dağıtmıştık; orada da Peras’ı en iyi koç olarak belirlemiştik. Bunu hak ediyor. 17 asiste karşılık 8 top kaybı, 8 top çalma ve 3 blok.
Kazan için gerçekten iyi bir akşam oldu.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!