by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
2021-22 sezonu öncesi yazında efsanevi koç Zeljko Obradovic‘in koçluğa vermiş olduğu 1 yıllık aradan sonra Partizan’a döneceği konuşulmaya başlandığında sadece Partizan taraftarları değil, neredeyse tüm basketbolseverler bu durumu büyük heyecanla karşılamıştı.
Partizan için ekonomik zorluklarla geçen son yılların ardından yeniden umut ışığı niteliği taşıyan bu haberler, Avrupa basketbolunun da gündemine adeta bomba gibi düşmüştü.
Bolca spekülasyonla geçen bu sürecin sonunda siyah beyazlı ekip, koç Zeljko Obradovic‘le sözleşme imzalandığını duyurdu. Partizan taraftarları tarafından EuroLeague’siz geçen uzun yılların ardından büyük coşkuyla karşılanan bu gelişme, zorlu geçen yılların ardından adeta yeniden doğuş niteliği taşıyordu.
Koç Obradovic’le birlikte sezona flaş transferlerle giren siyah beyazlı ekip, son EuroLeague yarı finalisti Olimpia Milano‘nun iki önemli oyuncusu Zach LeDay ve Kevin Punter; genç yetenek Alen Smailagic gibi flaş eklemelerle sezon öncesi beklentiyi iyice arttırmış oldu. Eurocup’ta mücadele edecek koç Obradovic’in ekibinde sezon öncesi mutlak hedef ise belliydi: Gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edebilme hakkı kazanmak!
Eurohoops Fırın olarak bolca yeni ekleme ve fazlasıyla artan beklentiler ışığında 2021-22 sezonuna başlayan Zeljko Obradovic ve ekibinin şu ana kadarki olan performansını değerlendirmek üzere işe koyulduk.
Sezonun yarısının tamamlandığı bu noktada Sırp temsilcisi beklentiler ışığında ne durumda? Sahada iyi uyguladıkları yönler neler? Ne gibi zaafları var ve bu zaaflar nasıl geliştirilebilir?
Bu tür sorulara detaylıca yanıt aramaya çalıştığımız incelememize eğer siz değerli okuyucularımız da hazırsa başlayalım.
2021-22 Model Partizan: Beklenti Neydi?
Aslında yukarıda bahsetmiş olduğum gibi bu sezon Partizan cephesinde mutlak hedefin ne olduğu çok bariz: Bir şekilde EuroLeague’de mücadele edebilme hakkı kazanmak.
Zeljko Obradovic‘in takımlarında oturtmaya çalıştığı oyunun iki tarafında da yüzlerce farklı detay içeren sistemlere adapte olabilmek zordur. Hele de kadro, sezon başında yeni kurulduysa.
Sırp koçun kariyerini incelediğimizde çalıştığı takımlarda mutlak başarının genellikle belli bir süreç sonunda geldiğini mutlaka fark edersiniz. Koçun Fenerbahçe dönemine göz attığımızda zamanla elindeki kadroyu maksimize ettiğini, oyuncuların zamanla gelişimini tamamladığını, başarının belli bir adaptasyon sürecinin ardından geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İşte tam olarak bu ışıkta baktığımızda Partizan kadrosunun daha ilk sezondan tabir-i caizse “uçup kaçmasını” beklemek biraz hayalcilik olurdu, öyle de olmadı zaten.
Sırp temsilcisi bu sezon 6 galibiyet, 2 mağlubiyetle Eurocup A Grubu’nda averajla 3. sırada; Adriyatik Ligi’nde ise 10 galibiyet, 2 mağlubiyetle 2 maçı eksik şekilde 5. sırada bulunuyor. Siyah beyazlı ekibin bu sezon oynadığı maçlara bakarken bu sezon rahat kazandıkları maç sayısının az olduğunu görüyoruz. Kadrosunda Zach Leday, Kevin Punter, Aleksa Avramovic, Dallas Moore gibi kariyerinde belli bir seviyeye ulaşmış oyuncuların yanı sıra Alen Smailagic, Gregor Glas, Balsa Koprivica, Rodions Kurucs gibi gelişime oldukça açık oyuncular bulunduran Sırbistan ekibinde, gelişime açık oyuncuların seviye atlaması da bu sezondaki önemli beklentiler arasında bulunuyor. Bir yandan oyuncuların performansını geliştirmek, bir yandan da maç kazanmak durumunda olan koç Obradovic, bu sezon galibiyet sayılarına bakıldığında bu yönden beklentileri şu ana karşılamış gibi gözüküyor.
Özellikle NBA’den gelen genç uzun Alen Smailagic’in bu sezonki formuna baktığımızda bu gelişimi görebilmek mümkün. Obradovic’in sisteminde oldukça önemli bir role sahip olan 21 yaşındaki uzun, bu sezon özellikle Partizan yarı saha hücumunda üstlendiği kritik rolle göze çarpıyor. Obradovic’in sisteminde kompleks ikili oyunların ne derece önemli yer kapladığını biliyoruz. İkili oyunlarda hem devrilme hem de şut tehditi olarak takımına büyük katkı sağlayan genç oyuncu, sezonun şu ana kadarki olan bölümünde gösterdikleriyle gelecek için büyük umut vaadediyor.
Bir başka parantez de Gregor Glas’a açmamız lazım. Henüz sadece 20 yaşında olan genç oyuncu, özellikle üçlük çizgisinin gerisinden yarattığı şut tehditiyle Partizan hücumunun en önemli parçalarından biri konumunda. Sloven oyuncu, topsuz perde çıkışlarındaki hareketliliği ve yeri geldiğinde LeDay ve Smailagic’e pozisyon hazırlamak için yaptığı topsuz perdelerle yarı sahada alan açma konusunda oldukça kritik bir role sahip.
Artısıyla, Eksisiyle Partizan Hücumu
Evet, sezon öncesi durumdan ve beklentilerden yeterince bahsettiysek artık saha içine giriş yapabiliriz.
Bilindiği üzere geçmişten günümüze Zeljko Obradovic takımlarında kısa-uzun uyumları her zaman fazlasıyla kritik olmuştur. Bu sezon da bu durumda herhangi bir değişiklik yok. Kadrosunda Zach LeDay, Alen Smailagic gibi ikili oyun tehditleri bulunduran Sırp temsilcisinde, bu ikilinin hem birbirleriyle hem de takımın ana oyun kurucusu Aleksa Avramovic ile olan bağlantısı üzerinden işlenen yarı saha hücumları fazlasıyla ön plana çıkıyor.
Hem Smailagic hem de LeDay çember çevresinden ve üçlük çizgisi dışından skor tehditi yaratabilen oyuncular. Bu sebeple bu ikilinin aynı anda sahadayken saha yerleşiminde doğru konumlanarak birbirlerinin verimini azaltmamaları oldukça önemli. Bu sezon iki oyuncudan da bolca ikili oyun katkısı (hatta zaman zaman İspanyol Pick and Roll’u) alan koç Obradovic, bu oyunculardan biri o an işlenen opsiyonda ikili oyun tehditi olarak aktifken öbürünü mutlaka köşede veya tepede spacing sağlama amacıyla konumlandırıyor.
Yukarıdaki pozisyonda alan savunmasına karşı kısa devrilip ortada top alan Alen Smailagic’i görüyorsunuz. Bu sezon kendisine devrilme açısı yaratabilme konusundaki becerisiyle yarı saha organizasyonlarında fazlasıyla öne çıkan genç uzun, burada devrilme sonrası pası aldığında Zach LeDay kendisini köşede konumlandırmış oluyor. Böylece Sırp temsilcisi ikili oyun sonrası pozisyonun devamını oynayabilmek için gerekli alanı ve pas açılarını sağlamış oluyor.
Koç Obradovic’in ekibinin yarı saha hücumunda bir diğer kritik role sahip olan isim ise Zach LeDay. ABD’li uzun genelde 4 numara olarak sahada kalırken zaman zaman kısa beşlerde 5 numara olarak da süre alabiliyor. Smailagic ile aynı anda sahada olduklarında 4 numara pozisyonunda konumlanan LeDay; alçak posttan eşleşmesine hücum edebilme, forvetten topla yüzü dönük hücum edebilme ve tabii ki dış şut katkısı gibi özellikleriyle Partizan hücumunda oldukça önemli bir noktada.
Geçen sezon EuroLeague’de Olimpia Milano formasıyla oldukça önemli bir performans ortaya koyup takımının Final Four’a kaldığı sezonda yıldızlaşan Kevin Punter, kadronun en önemli kısa yaratıcısı. Zeljko Obradovic takımlarında zaman zaman geçmiş kariyerlerinde toplu oyunda fazlasıyla yıldızlaşmalarına rağmen zorluk yaşayan, Sırp çalıştırıcının sisteminde kendisine ait role adapte olmakta güçlük çeken skorer oyuncuların olduğunu biliyoruz. ABD’li oyuncu, bu takımda geçmiş kariyerinden çok daha spesifik bir rol tanımına sahip.
Öncelikle Kevin Punter’ın rol tanımını anlatırken şunu belirtmeliyiz: Zeljko Obradovic’in Partizan’ı hücumda uzun temelli bir takım. Hücumda primer aksiyonların çoğu uzunların etrafında dönerken kısa oyuncuların da haliyle uzun oyunculara yardımcı olduğu bazı denklemlerin olması gerekiyor. ABD’li oyuncunun (ve Gregor Glas’ın) geçmişe nazaran spesifik rolü tam olarak bu noktada ortaya çıkıyor. Sadece ikili oyunları çember etrafında veya perimetre dışından bitirmek dışında yüzü dönük hücum edebilme becerilerine de sahip olan Smailagic ve LeDay, bu noktada Punter’dan fazlasıyla yardım alıyorlar. 28 yaşındaki oyuncunun topsuz perde çıkışlarındaki skor tehditinden yarı sahada fazlasıyla spacing devşiren koç Obradovic, bu noktada ABD’li skorerin topsuz hareketliliği sonucu savunmanın dikkatini Punter’a yöneltip LeDay ve Smailagic’in potaya yüzü dönük birebirlerine alan sağlayabiliyor.
Elbette Kevin Punter’ın rolü sadece bundan ibaret değil. Birebirde skor yeteneklerini sergileyebilmesi için kendisine alan sağlama hususunda koç Obradovic’in oynattığı birçok farklı set bulunuyor. Özellikle perde çıkışlarında yüzü dönük pas alıp hücum ettiğinde oldukça verimli olabilen Punter, yarı sahada işler krize girdiğinde de bolca karar alma özgürlüğüne sahip.
Partizan hücumunda elbette işler hep yukarıda bahsettiğimiz gibi güllük gülistanlık değil. Saha yerleşimi temelli bir basketbol oynayan koç Obradovic’in ekibinde oyuncuların topsuz oyundaki birbirleriyle olan uyumu aşırı derecede kritik önemde. Topsuz oyunun gelişmesi, oyuncuların birbirleriyle bu yönde olan saha içi etkileşimi gibi konular elbette bu kadar kısa sürede mükemmelleşecek kadar basit detaylar değil. Bu noktada zaman zaman iyi işler ortaya koysalar da henüz mükemmellikten uzaklar.
Yukarıda görüntüde, hücumdaki ilk aksiyon sonrası yeniden sahaya yerleşmekte güçlük çekilen bir an görüyorsunuz. Yerleşik durumdaki Kızılyıldız rotasyonuna karşı saha yerleşimindeki sorunlar rahatlıkla belli olabiliyor. Hücumda zaman zaman iletişimsizlikten ve topsuz oyun alışkanlığının tam oturmamış olmasından dolayı bu tür hatalar ortaya çıkıyor.
Partizan’ın yarı saha hücumunu dikkatle incelediğimizde oyuncuların sürekli birbirleriyle iletişim halinde olduklarını, birbirlerini yönlendirmeye çalıştıklarını rahatlıkla görebiliyoruz. Takdir edersiniz ki bu durumun mükemmelleşmesi kısa sürede olabilecek bir durum değil. Sırp temsilcisinin yarı saha hücumunda zaman zaman iletişim problemleri, hücumun devamı için yerleşim hataları görülse de bu durumun ilerleyen dönemlerde gelişime fazlasıyla açık olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
Hücumda son olarak da ribaundlara bir parantez açmamız lazım. Bu sezon maç başına 10 hücum ribaundu almayı başaran ekip, rakiplerine zaman zaman bu noktada üstünlük kurabiliyor. Özellikle Alen Smailagic’in hücum ribaundlarındaki katkısı ön planda. Siyah beyazlı ekip, hücum ribaundları için mümkün oldukça boyalı alanda en az 3 kişiyle kalmaya çalışıyor. Bunun riskleri de malumunuz pek tabii.
Savunmada da boyalı bölgede kalabalık kalmaya çalışan Partizan, ribaundları kontrol altında tutmaya çalışıyor. Tabii ki bu durum biraz da geçiş hücumlarını kısıtlamak anlamına geliyor, lakin koç Obradovic‘in takımlarına az çok hakim olan herkesin bildiği üzere başarılı koçun takımları, geçiş hücumlarında fark yaratan ekipler değiller.
Biraz da Savunma: Sorunlar Var, Ama Gelişim Yolu Açık
Zeljko Obradovic‘in kariyerine az çok hakim olan herkesin bu takımlar hakkında bildiği bir gerçek vardır: Zeljko Obradovic takımlarının savunmada çıtayı tepe noktaya çıkarması.
Aynı hücumda olduğu gibi savunmada da Sırp koçun sistemine adapte olabilmek hiç kolay değil. Savunma kısmında oyuncularından mükemmellik talep eden koç Obradovic; yanı sıra oyuncularından sürekli birbirleriyle iletişim halinde olmalarını, yardımlarda doğru zamanda doğru yerde bulunmalarını, en önemlisi de bunları yaparken sürekli belli bir agresiflik seviyesinde olmalarını talep ediyor.
Savunmada tepe baskısını maksimize etmeyi hedefleyen 62 yaşındaki koç, bunu yaparken oyuncularından sahada kompakt şekilde kalmalarını talep ediyor. Siyah beyazlı ekip bu şekilde daha rahat yardım getirebilirken köşeleri de bir miktar riske etmiş oluyor. Sırp temsilcisi bu sezon genelde tepede sadece Zach LeDay veya Alen Smailagic varken switch yapmayı tercih etti. Bunun dışında oyuncularından özellikle forvetlerde, köşelerde veya topsuz perde çıkışlarında kesinlikle switch yapmalarını istemedi.
İşte tam olarak bu noktada zaman zaman problemler ayyuka çıktı. Hem oyuncu profili hem de henüz birbirleriyle uyum sağlama aşamasında olmaları sebebiyle zaman zaman topa ve pas kanallarına baskı aksayabiliyor, rotasyonlarda eksilmeler meydana gelebiliyor.
Yukarıdaki pozisyonda forvetten oynanan ikili oyun sonrası pas kanallarına baskıdaki eksiklik sebebiyle gelen çözülmeyi görebiliyorsunuz. İkili oyun sonrası rakip kısa rahatça devrilen oyuncuya pası verirken dışarı doğru açılan adamını takip etmek durumunda olan Kevin Punter da bu sebeple yardıma gidemiyor. Smailagic’in ellerinin pas kanalında yeterince aktif olmamasından dolayı pozisyon boş smaçla noktalanıyor.
Sezon genelinde savunmada olumsuzluk yaratabilen bir diğer nokta ise Alen Smailagic’in yavaş ayakları oldu. Özellikle boyalı alanın dışına çıkmak durumunda olduğu durumlarda yavaş ayakları sebebiyle rakip kısaların karşısında kalmakta zorluklar yaşayabilen genç uzun, bu gibi durumlarda siyah beyazlı ekibin rotasyonlarının kolay çözülebilmesi gibi olumsuzluklara da yol açtı.
Bu sezon Partizan savunmasında gelişim gösterilmesi beklenen bir nokta da geçiş hücumu savunması. Özellikle hücum ribaundlarında kalabalık şekilde bulunulmasından da kaynaklı olarak geri koşmada sorunlar yaşayabilen Partizan, özellikle çabuk hücum etmeye çalışan ekipler karşısında bazen sendeleyebiliyor. Geri koşarken adam paylaşımı, eşleşmeleri çabucak bulabilme gibi geçiş savunmasında önemli noktalarda gelişim göstermek durumundalar.
Bazı olumsuz detaylara rağmen koç Obradovic‘in öğrencileri, bir noktada ise çoğu takıma karşı kusursuza yakın bir iş çıkarıyor.
O nokta da ters eşleşme savunması.
Özellikle tepede switch sonrası içeride oluşan uzun-kısa eşleşmesine atak etmek istenilen durumlarda sahada birbirleriyle iletişim halinde ve her an yardımlaşabilmek için oldukça kompakt durumda kalarak bu denemeleri rahatlıkla püskürtebiliyorlar.
Yukarıdaki pozisyonda switch sonrası Smailagic tepede kalınca rakip takım içerideki uzun-kısa eşleşmesine atak etmek istiyor. Rakip uzunu önden alarak pas almasını engellemeye çalışan Aleksa Avramovic, tüm çabasına rağmen bu duruma engel olamayınca hemen yardımına yanındaki Balsa Koprivica koşuyor. Top içeri indiği an pozisyonu ve pas açısını kapatmak için oraya agresif şekilde gelen Sırp uzun, pozisyonu blokla noktalıyor.
Sezonun Kalanında Hangi Yönler Gelişebilir?
Yazının son bölümünde siz değerli okuyucularımıza bu sezonun Partizan için geçiş sezonu olduğunu, ana hedefin oyuncu gelişimi ve bir şekilde EuroLeague’de mücadele edebilme hakkı kazanmak olduğunu söylememiz gerek. Oluşturulan genç ve potansiyelli kadro için sıralamalar ve galibiyet sayıları açısından sezon büyük ölçüde istenilen şekilde devam ediyor, fakat oyuncu gelişimi yönünde sezonun tümüyle sorunsuz ilerlediğini söylemek fazla optimist bir değerlendirme olur.
Balsa Koprivica, Alen Smailagic, Gregor Glas gibi oyuncular sezon içinde iyi performanslarının yanında gelişimlerini sürdürürken madalyonun öbür yüzünde şu ana kadar durum pek parlak değil. Sezon öncesi kadroya büyük beklentilerle dahil edilen 2 önemli yetenek Yam Madar ve Rodions Kurucs’un performansları, şu noktaya kadar hayal kırıklığı yarattı. NBA’den büyük beklentilerle gelen Kurucs’un şu ana kadar Partizan ve Avrupa basketboluna uyum sağlayamamış gibi gözüken hali de bir soru işareti.
Sezonun kalan kısmında Sırp temsilcisinin bir yandan kazanmaya devam ederken bir yandan da oyuncuların gelişimini belli bir noktaya kadar sürdürebilmesi gelecek sezonlar için kritik. Biliyoruz ki siyah beyazlı ekip sezon başında koç Obradovic‘le anlaştığında bu projenin uzun soluklu olması hedefleniyordu, ortaya konan hedeflerin gerçekleşebilmesi açısından şu ana kadar verim alınamamış potansiyelli parçalardan verim alınabilmesi sezonun kalan kısmı için büyük önem taşıyacaktır.
Bir önemli gelişebilecek nokta da oyuncuların koçun sistemine iyice uyum sağlayıp saha içerisinde bazı şeyleri daha otomatik hale getirebilmesi olacaktır. Sırp temsilcisi şu ana kadar bu hususta sorunlar yaşasa da gelecek için iyi sinyaller de verdi.
Şu an sezonun ortasında bulunduğumuz düşünülürse Partizan taraftarlarının geleceğe umutla bakmaması için ortada ufak tefek detaylar dışında pek fazla bir neden gözükmüyor.
Yıl siyah beyazlılar adına nerede bitecek, bunu hep birlikte göreceğiz.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!