by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Geçtiğimiz sezon EuroCup yarı finalinde UNICS Kazan, sezonun flaş ekibi Virtus Bologna ile eşleştiğinde açıkçası kendilerine şans tanıyanların sayısı pek fazla değildi.
Milos Teodosic, Marco Belinelli gibi yıldız isimlerle ligin açık ara favorisi olarak gösterilen Bologna temsilcisi, UNICS Kazan engelini aşarak 2 yıldır çok istediği EuroLeague biletini alma niyetindeydi. Serinin sonunda ise durum, İtalyan temsilcisi için tam anlamıyla hüsrandı.
Dimitris Priftis’in UNICS Kazan’ı, beklentilerin tam aksine ligin favorisini alt edip finale yükselmeyi başardı. Her ne kadar final pek istedikleri gibi gitmese de EuroLeague biletini almaya hak kazandılar.
Yıllar sonra gelen bu büyük başarının ardından ise yazın Tataristan ekibinde sürpriz bir ayrılık yaşandı. Başarılı koç Dimitris Priftis, Yunan devi Panathinaikos‘un yolunu tutarken yerini tecrübeli koç Velimir Perasovic aldı.
Yeşil beyazlı ekip sezona soru işaretleriyle girerken bir yandan da önemli eklemelerle kadrosunu güçlendirdi. Fenerbahçe Beko’da hayal kırıklığı yaratan Lorenzo Brown, tecrübeli uzun Andrey Vorontsevich, İtalyan oyun kurucu Marco Spissu, Fransız uzun Tonye Jekiri gibi eklemeler UNICS’te ön plana çıktı.
Takıma ekledikleri parçaların uyumluluğu sorgulanırken bir anda şok bir hamleye imza attılar. 2020-21 sezonunun ortasında oldukça büyük beklentilerle Panathinaikos kadrosuna katılan süperyıldız Mario Hezonja, UNICS Kazan’ın yolunu tuttu.
2021-22 sezonuna soru işaretleriyle ve birbirleriyle uyumluluğu sorgulanan önemli parçalarla giren Kazan, oldukça kötü bir başlangıç yaptı. EuroLeague’deki ilk 5 maçından yalnızca 1 galibiyet çıkarabilen Perasovic‘in öğrencileri bu süreçte saha içerisinde oldukça uyumsuz bir tablo çizdi.
Sezonun geri kalanı için kendileri adına beklentiler oldukça düşmüşken Tataristan temsilcisi ayağa kalktı. Ligde arka arkaya galibiyetler almaya başlayan yeşil beyazlı ekip, özellikle ligin flaş ekiplerinden Olimpia Milano‘yu sahasında adeta paramparça ederek ligde adından iyice söz ettirdi.
Biz ise Eurohoops Fırın olarak UNICS Kazan’ın bu yükselişine daha fazla kayıtsız kalamazdık. Eğer siz değerli okuyucularımız da hazırsa koç Velimir Perasovic’in ekibini detaylıca mercek altına almaya başlayabiliriz.
Hücumda Bitmek Bilmeyen Hareketlilik:
Avrupa basketboluna biraz hakim olan herkesin Velimir Perasovic takımları hakkında az çok bir fikri vardır. Bu takımlar yarı sahada bolca topsuz hareket ederler, pozisyon sayılarını arttırırlar, açık sahayı fazlasıyla kullanmaya çalışırlar ve en önemlisi kısalar hep ön plandadır.
Bu sezon UNICS Kazan’da da pek farklı bir tablo ortaya çıkmadı. Fenerbahçe Beko’da koçunun kendisinden talep ettiği role uyum sağlamayan Lorenzo Brown, koç Peras’ın sisteminde adeta yeniden kendini buldu. Bu sezon parkede neredeyse sınırsız özgürlüğe ve koçunun kendisine alan sağlamak için uygulattığı onlarca sete sahip olan 31 yaşındaki oyuncu, EuroLeague kariyerinin açık ara en formda dönemini geçiriyor.
Lorenzo Brown’ın yanında Isaiah Canaan ve Mario Hezonja gibi elinde iki önemli skor alternatifi daha bulunan koç Perasovic, bu parçalardan belki de alabileceği maksimum seviyede verimi almayı başarıyor.
Isaiah Canaan’ın üçlük tehditinden özellikle yarı sahada bolca faydalanan tecrübeli koç, 30 yaşındaki oyuncuyu sürekli perde çıkışlarında veya topsuz oyunda bolca hareket ettirerek kullanıyor. Bu sayede koç Perasovic, rakip savunmanın dikkatini Canaan’ın üzerine vererek farklı aksiyonlara alan sağlayabilmiş oluyor.
Avrupa basketbolunun en komple skor tehditlerinden biri olan süperyıldız Mario Hezonja, bu sezon beklendiği üzere UNICS hücumunun en önemli parçalarından biri. Takımın bir diğer yıldızı Lorenzo Brown gibi neredeyse sınırsız karar verme özgürlüğüne sahip olan yıldız isim, açık sahada kullandığı birebirlerin dışında da yarı sahada takımının hücum sisteminin en efektif isimlerinden.
Yarı sahada İspanyol pick and roll’larından bolca faydalanan koç Perasovic, 26 yaşındaki yıldız ismi bu noktada fazlasıyla aktif olarak kullanıyor. Bu tip aksiyonların çıkışında dışa açılarak rakipler için ciddi bir şut tehditi yaratabilen oyuncu, devrildiğinde ise yüksek atletizm seviyesi sayesinde pozisyonu alley-oop’la da noktalayabiliyor.
UNICS Kazan hücumlarında saha yerleşimi ligin çoğunluğunun aksine birinci planda değil. Bu sebepten dolayı yarı sahada farklı şekilde spacing sağlamak durumunda olan koç Perasovic, takımının bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinden bolca faydalanıyor. Yeşil beyazlı ekibin yarı saha hücumlarını dikkatle izlediğinizde sürekli hareket halinde olan oyuncular gözünüze çarpacaktır.
Perasovic’in talebeleri; uzunların kısalara dribbling üzeri handofflarla alan açtığı, topsuz kısaların toplu kısaya alan açmak için sürekli sahanın bir yanından diğer yanına hareket ettiği, top elinde olan oyuncunun bir an bile yerinde sabit kalmadığı son derece mobil bir hücum sistemiyle parkede bulunuyor. Yarı sahadaki bu durmak bilmeyen hareketlilik ise rakip savunmaların işini fazlasıyla zorlaştırıyor.
Koşmayı fazlasıyla seven UNICS kadrosunda açık saha, kelimenin tam anlamıyla vazgeçilemez konumda. Geçiş hücumlarından bolca faydalanan Perasovic ve takımı, bu hücumları erkenden sonlandırmak konusunda da pek bir tereddüt yaşamıyor. Geçiş hücumlarında elde edilen ilk opsiyonda top kullanmaktan çekinmeyen Kazan, bu şekilde maç başına edilen hücum sayılarında da rakiplerine üstünlük sağlamaya çalışıyor.
Yukarıdaki görsel, yeşil beyazlı ekibin koşmayı ne kadar sevdiğinin önemli göstergelerinden biri. Savunma ribaundu sonrası açık sahayı çabucak geçiyorlar. Bu şekilde rakiplerine karşı 4’e 3’lük bir üstünlük sağlamış oluyorlar.
Hücumda işlerin her daim mükemmel ilerlediğini söyleyebilir miyiz? Pek sanmıyorum.
Açık sahada bolca koşan, erken şut kullanmakta pek bir çekince yaşamayan, sürekli hareket edebilme üzerine kurulu bir ekip olan yeşil beyazlı ekip, bu noktada zaman zaman sorunlar yaşayabiliyor. Özellikle yarı saha hücumlarında hedeflenen ilk opsiyondan bir sonuç çıkmadığında tökezleyebiliyorlar.
Yukarıdaki görselde hücumdaki ilk opsiyondan sonuç alamayan Kazan beşi, sürenin kalanında yerleşimde bazı sorunlar yaşayıp zorlama bir atış kullanmak durumunda kalıyor.
Son olarak ise bu sezon UNICS Kazan dendiğinde bir isme değinmeden geçemeyiz. O isim tabii ki John Brown’dan başkası değil.
Kariyerinde ilk kez Avrupa’nın zirvesinde mücadele eden ABD’li uzun, takımı için tam anlamıyla bir joker konumunda. Bitmek bilmeyen enerjisi, 5 numaradan sahaya getirdiği penetre katkısı ve en önemlisi bu sezon fazlaca geliştirdiği orta mesafeleriyle 29 yaşındaki oyuncu, Kazan hücumunun en önemli parçalarından biri olmayı başardı. İtalya 2. Ligi’nde başladığı Avrupa serüvenine EuroLeague’de devam etmeyi başaran Brown, bu açıdan baktığımızda oldukça ilham verici bir hikayeyle karşımıza çıkıyor.
Her Şey Savunmada Başlıyor:
UNICS Kazan’ın bu sezon hücumdaki artılarından yeterince bahsettik. Bu yönde rakiplerinin işini nasıl zorlaştırdığına, savunulması zor bir ekip olduğuna değindik. Yine de şu bir gerçek ki, bu sezon asıl fark yarattıkları departman oyunun ofansif yönü değil.
Bu sezon EuroLeague’de maç başına potasında ortalama 74 sayı gören ekip, ligin bu departmanda zirveyi zorlayan ekipleri arasında bulunuyor. Yeşil beyazlı ekibin kadrosuna baktığımızda savunma anlamında zaafiyet yaratması beklenebilecek oyuncular görüyoruz.
Mario Hezonja, Isaiah Canaan, Andrey Vorontsevich, O.J. Mayo gibi kadronun aktif parçaları hiçbir zaman kariyerlerinde savunmalarıyla öne çıkan isimler olmadılar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Velimir Perasovic, elindeki parçalardan fazlasıyla karakterli bir savunma bütünü ortaya çıkarmayı başardı. Şimdi gelelim bunu nasıl başardıklarına.
Rakiplerinin karşısında olabildiğince 5’e 5 kalmak isteyen UNICS Kazan, bu sebeple hem tepelerde hem de forvet ve köşelerde fazlasıyla switch yapıyor. John Brown ve Tonye Jekiri gibi topun karşısında kalmayı başarabilen uzunlara sahip olan yeşil beyazlılar, bu şekilde perde sonrası rakip kısanın karşısında olabildiğince kalmaya çalışıyor.
Aktif şekilde switch yapan takımlarda saha içi iletişim çok önemlidir. Bu tür ekiplerde oyuncuların birbirleriyle sık sık konuşmadığı durumlarda rotasyonda kolay çözülmelerin meydana geldiğini görebiliyoruz. Kazan savunmasında switchler başladığı anda oyuncuların sürekli birbirleriyle konuştuğunu, el kol işaretleriyle birbirlerini yönlendirdiklerini görüyoruz. Bu noktada ise bir isim yine fazlasıyla ön plana çıkıyor, o isim tabii ki John Brown.
Tataristan ekibinde John Brown, adeta savunmanın kalbi konumunda. Yukarıdaki görüntüde switch sonrası tepede kalan ABD’li uzun, takım arkadaşlarına içerdeki uzun-kısa eşleşmesini göstererek oraya dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor. Pozisyonun devamında ise top o eşleşmeye inerken UNICS savunması pozisyonu başarıyla savuşturuyor.
Takımın bu sezon ön plana çıkmayı başardığı bir diğer nokta ise geçiş hücumu savunması. Hucüm ribaundlarında kalabalık kalmayı tercih etmeyen koç Perasovic‘in öğrencileri, yeni bir hücum şansından ziyade geriye sağlam koşmaya daha büyük önem veriyorlar. Rakip geçiş hücumu şansı yakaladığında ise atletik oyuncuların sayesinde çabucak geri koşabiliyorlar. Bunu başarırken ise adam paylaşımına fazlasıyla önem verip eşleşme dezavantajı yaşanmamasına dikkat ediyorlar, bu sayede rakiplerine karşı minimum kolay sayı şansı tanımış oluyorlar.
UNICS Kazan’ın savunma başarısındaki bir diğer önemli etmen ise rakibi sürekli bir şekilde şaşırtabiliyor olmaları. Topun karşısında bire bir kalmak istiyor gibi görünürlerken bir anda rakip takıma tuzaklar hazırlıyorlar. Bu şekilde rakipleri fazlaca top kaybına da zorlayabiliyorlar.
Yukarıda görmüş olduğunuz pozisyonda top, switch sonrası içerideki uzun kısa eşleşmesine iniyor. Bu eşleşmeyi bire bir savunacak gibi dururlarken Isaiah Canaan bir anda eşleşmesini bırakıp agresif şekilde yardıma gidiyor. Yardım sonrasında ise sahadaki diğer 3 UNICS oyuncusu pas kanallarında başarılı bir şekilde konumlanıyor, bu sayede rakip uzunun eşleşme avantajını elinden almış oluyorlar.
Top kayıplarından bahsetmişken bu noktada yeniden John Brown’a değinmeden geçemeyiz. Bu sezon rakiplerin pas kanallarında kendini konumlandırarak bolca pas arası denemesinde bulunan ABD’li uzun, top çalma istatistiğinde ligin lideri konumunda. 29 yaşındaki oyuncu, savunmada neredeyse her anlamda takımına seviye atlatmayı başaran bir isim.
Bu sezon rakiplerini bolca şaşırttıkları bir diğer nokta ise hibrit savunma biçimleri. Rakibi yarı sahada adam adama karşılar gibi gözükürken bir anda alan savunmasına dönüp rakip oyuncuların kafasını karıştırabiliyor. Bu sayede sahada sürekli sürprizlere açık olan bir görüntü çizerek savunma verimliliklerini de üst seviyelere çıkarıyorlar. Savunmadan aldıkları enerjiyi hücuma da taşıyabiliyorlar, bu sayede açık sahayı bulduklarında çok daha verimli hücum edebiliyorlar.
Savunma kısmında mükemmel parçalara sahip olmayan UNICS, bu departmanda her daim kusursuz bir görüntü ortaya koyamıyor. Çoğunlukla rakibin karşısında bire bir kalmayı tercih etseler de bu noktada zaman zaman bazı sorunlar yaşayabiliyor.
Yukarıda gördüğünüz pozisyonda Anadolu Efes kısası Shane Larkin, savunmacısını bire birde rahat şekilde eksiltiyor. Bu noktadan sonra ise savunmada çözülmeler başlıyor. Yerleşimde büyük sorun yaşayan yeşil beyazlı ekip, potasında da rahat bir sayıya izin vermiş oluyor. Tabii ki bu durum zamanla gelişime açık olabilir, yine de koç Perasovic’in ekibi bu noktada özellikle etkili kısalara karşı sorunlar yaşıyor.
Bir diğer kusursuz olmayan kısım ise uzunların fiziksel durumu. Peras’ın Kazan’a bol bol switch yaptırdığından bahsetmiştik. Bu durum özellikle içeride yüksek bitiricilik yüzdesiyle oynayan fizikli uzunlara karşı sorunlar yaratabiliyor.
Özellikle uzun kısa eşleşmelerinde yardım gelmediğinde veya gelen yardım yeterince agresif olmadığında yeşil beyazlı ekip, potasında kolay sayılara izin verebiliyor. Zaman zaman da özellikle John Brown rakip uzunla birebir kaldığında fiziksel özelliklerinden dolayı sıkıntı yaşayabiliyor.