by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
NBA’de “tanking” adı verilen draft’ta yüksek sıradan seçmek için sezonu alt sıralarda bitirme olayı, özellikle son yıllarda çok büyük artış gösterdi.
Organizasyon bunu engellemek için birçok adım atmaya çalışıyor. Misal, Play-In turnuvasının getirilmesi tanking yapan hedefsiz takım sayısını geçtiğimiz senelere göre azalttı, alt sıralardaki takımlar daha rekabetçi olmaya çalışıyor.
Ancak her şeye rağmen bu sezona dair hedefi olmayan, tamamen geleceğe yönelik plan kurmuş takımlar da hala mevcut. Bu yazıda aralarından en az potansiyelli bulduğumdan geleceği en parlak olana doğru bu takımları sıralayacak, kadrolarını ve geleceklerini değerlendireceğim.
New Orleans Pelicans, 14-25
2019 draft’ının son yıllardaki diğer draft’lardan farklı bir özelliği vardı. LeBron James’ten sonra belki de lige giren en büyük yetenek olarak konuşulan Zion Williamson, bu draft’a katılıyordu. Draft öncesi 1. sıradan gideceği kesin olan oyuncu için takımlar birbirinden sabırsızdı.
Piyango Pelicans‘a vurdu ve ilk sırayı alan ekip düşünmeden Zion Williamson’ı seçti. İlk senesinin büyük çoğunluğunu sakatlıklardan ötürü kaçıran Zion, sezon sonuna doğru dönüp performansıyla tüm organizasyonu heyecanlandırmıştı.
2. senesinde büyük bir patlama yaparak 27 sayı – 7.2 ribaund – 3.7 asist ortalamaları tutturan genç yetenek, yine de takımıyla Play-In potasına bile giremedi.
Zion pota altında bitiricilik, açık alanda yarattığı tehdit, delicilik ve güç konularında herkesi etkilemişti. Geçen sene sezon ortasından itibaren hücumları da yönlendirmeye başlayan oyuncu, bu işi de kotardı ve kendisine “Point Zion” denmeye başlandı.
Ancak oyununda bazı temel eksikler hala bulunuyordu. NBA’e girerken savunma potansiyeliyle de övülen Zion, ligde bu konuda korkunç bir performans sergiledi. Fazla kiloları sebebiyle çabuk yorulan oyuncu, işin hücum kısmında ekstra efor sarf ettiği için savunmada hayalet gibi dolaşıyordu.
Ayrıca menzilini de yayın gerisine çıkaramayan oyuncu, savunma zaafları sebebiyle 5 numara oynayamadığı için yanına kesinlikle şutör, iyi savunmacı bir pivot istiyordu. Steven Adams da asla bu oyuncu değildi.
Neyse ki yazın yapılan takas sonrası Jonas Valanciunas takıma dahil oldu ve Steven Adams ayrıldı. Ancak bu sefer de Zion sakatlandı ve sezon başından beri forma giyemiyor.
Çok kilo fazlası olduğu gözlenen oyuncu için hala net bir dönüş tarihi yok.
Bir sonraki sene 13. sıradan seçilen Kira Lewis Jr da henüz istenen seviyeye yakınlaşabilmiş değil. Bu durumda camianın geleceği de belirsizliğini koruyor.
Her şeyin iyiye gittiğini ve Zion Williamson’ın tamamen sağlıklı şekilde sahaya çıkacağını düşününce bile takımın en büyük 2. yıldızı Brandon Ingram ile pek uyumlu oldukları söylenemez. İkisi de topu elinde çok isteyen oyuncular ve Ingram 3 numaradan çok 4 numarada oynadığında daha verimli oluyor. Bu iki oyuncunun yanında bir de uzunun oynaması ikisinin oyunu için de çok önemli olan penetre kanallarını çok kısıtlıyor.
Lige girerken potansiyelinin yüksek olduğu söylenen Nickeil Alexander-Walker da beklenen sıçramayı yapabilmiş değil. Saha içinden %36, üçlükten %31 ile oynayan oyuncu skor üretse de bunu verimli şekilde yapmıyor.
Hücum verimliliğinde 25, savunma verimliliğinde 24. sırada bulunan ekip Batı Konferansı’nda 13. sıraya oturmuş durumda.
Tüm bu durumlar düşünüldüğünde New Orleans Pelicans’ın birbiriyle uyum sağlayabilen, efektif bir kadro kurması yakın gelecekte majör bir hamle gelmeden imkansız gözüküyor.
Orlando Magic, 7-32
Uzun yıllar orta sıralarda hedefsiz bir takım olarak zaman geçiren Orlando, playoff maceralarında da uzun süredir ilk turun ilerisini göremedi.
Evan Fournier, Nikola Vucevic gibi oyuncuları bozdurup genç ve dinamik bir kadro kurma yoluna giden takım, şu ana kadar fena bir iş çıkarmıyor. Dereceleri çok kötü olsa da geleceğe dair biraz daha umutla bakabiliyorlar.
2020 draft’ının 15. sırasından seçtikleri Cole Anthony, 2. senesinde büyük bir adım attı. Sayı ortalamasını 12.9’dan 20.2’ye, asist ortalamasın da 4.1’den 5.9’a çıkardı. Hala çok yüzdeli oynamasa da oyuncunun NBA’e gittikçe daha çok uyum sağladığı apaçık.
2021 draft’ında büyük beklentilerle 5. sıradan seçtikleri Jalen Suggs ise henüz tam olarak o beklentilere çıkabilmiş durumda değil. İyi bir pasör ve oyun yönlendirici olsa da çok verimsiz şut atan ve istikrarlı skor üretmede sıkıntı yaşayan Suggs, her şeye rağmen ileride kendisine katacağı şeylerle önemli bir oyuncu olacağının sinyallerini veriyor.
Takım için en büyük piyango ise 8. sıradan seçilen Franz Wagner oldu. Şu anda yılın çaylağı için konuşulan birkaç isimden biri olan kanat-uzun oyuncu modern bir NBA 3-4 numarasından bekleyebileceğiniz her şeyi hücumda sahaya yansıtıyor. Verimli şut atan ve basketbol zekasının gelişmişliği sebebiyle iyi pasör olan oyuncu, gelecekte bir yıldız olabileceğinin sinyallerini verdi.
Kadroda bulunan diğer 2 önemli genç oyuncu ise 22 yaşındaki Wendell Carter Jr. ve Mo Bamba. Chicago Bulls‘ta istenilen seviyeye bir türlü ulaşamayan Wendell, Orlando’da kendini daha rahat hissettiği bir ortam yakalamış gibi gözüküyor.
Mo Bamba da draft edilirkenki vaat ettiklerini sahaya yansıtmaya başladığından beri Magic’in uzun yıllar pivot konusunda sıkıntı çekmeyeceğini söyleyebiliriz.
Birbiriyle de uyumlu olan bu genç çekirdek, yanlarına eklenecek doğru veteranlarla, başlarında doğru bir koçla ve devam eden iyi draft seçimleriyle geleceklerine daha umutlu bakmama sebep oluyor.
Houston Rockets, 11-28
Geçen sene James Harden’ın ayrılmasının ardından tamamen kaosa dönen camia, iyi draft seçimleri ve oyuncu tercihleriyle bir nebze geleceğe umutla bakabilmeye başladı.
2. sıradan Jalen Green, 16. sıradan Alperen Şengün ve 23. sıradan Usman Garuba’yı seçen ekip, kesinlikle iyi bir draft geçirdi. Bu sezon çok dağınık bir takım olarak gözükmeleri ise çok normal, kadro genel olarak çok genç oyunculardan oluşuyor.
En büyük potansiyel Jalen Green bazı noktalarda iyi, bazı noktalarda kötü sinyaller verdi. Skorerlik ve patlayacılık konusunda sıkıntı yaşaması çok zor gözüken oyun kurucu, temel oyun kurucu özelliklerini sahaya yansıtmakta sıkıntı çekiyor. Topu çok domine eden, sık sık yanlış kararlar veren ve verimsiz şut atan oyuncunun üstünü çizmek için ise çok erken. Bunlar NBA’de ilk senesini geçiren oyun kurucuların genelinde gözlenen sıkıntılar.
Temsilcimiz Alperen Şengün ise performansıyla ABD medyasından NBA efsanelerine herkesin dikkatini üzerine çekti. Modern uzun özelliklerini hücumda birebir taşıyan Alperen, topu çok domine eden oyun kurucuların varlığı sebebiyle top elindeyken yapabileceklerinin uç noktasını henüz bize gösteremedi bile.
Avrupa’dan seçtikleri 2. uzun Usman Garuba ise henüz kendini tam gösteremese de gelecekte şans bulup iyi bir NBA oyuncusu olmaması için pek sebep yok. Alperen’in sıkıntı yaşadığı savunma yönünde öne çıkan ve modern bir NBA uzunundan savunmada beklenen çoğu şeyi becerme potansiyeli olan oyuncunun Alperen ile aynı anda sahada kalması da mümkün.
Bu isimlerin yanında Kevin Porter Jr. gibi bir arıza da takımda mevcut. Draft öncesi de saha dışı karakteri sorunlu olduğu için önlerden seçilmemesi beklenen Porter Jr.’ın basketbol sahasında yetenekli olduğuna şüphe yok. Ancak saha dışında sürekli yaşadığı öfke kontrol problemleri onu takımdan ayrıştırıyor ve kafasını sahaya vermemesi demek oluyor. Bu sorunları aşmak için uğraştıklarını belirten Koç Silas ise oyuncusundan umutlu.
Daniel Theis, Christian Wood, Jae’Sean Tate gibi yaşı büyük olmasına rağmen NBA’de gayet iyi iş yapan basketbolculara da sahip olan Houston, John Wall meselesini en az hasarla çözerse maaş bütçesinin de rahatlamasıyla önünü daha rahat görebilecektir.
Genel olarak James Harden takasından alınan draft haklarını da düşününce, doğru birkaç hamlenin ardından Rockets‘ın gelecekte iddialı bir takım olması yüksek bir ihtimal.
Oklahoma City Thunder, 13-24
Paul George’u Clippers‘a gönderdikleri takastan beri ligteki tüm draft haklarına talip olmaya başlayan Thunder, ileriki seneler için toplam 38 tane seçim hakkı topladı. 19’u ilk, 19’u ikinci tur olan bu haklar, NBA tarihinde bir takımın topladığı en yüksek draft hakkı sayısı.
Tüm bunların yanında yukarıda söylediğim takasla Shai Gilgeous-Alexander gibi mükemmel bir genç yeteneği de kadrolarına katmışlardı. Oklahoma City’de 3. senesini geçiren Shai, oyun olgunluğu ve basketbol zekasıyla çok yakında bir All-Star’a evrileceğinin sinyallerini çok güçlü şekilde veriyor.
Geçtiğimiz draft’ın 6. sırasından seçtikleri Josh Giddey de çok genç olmasına rağmen herkesi etkilemeyi başardı. Oyun zekası ve pasörlüğü sayesinde çaylaklar arasında asist lideri olan 2-3 numara, geçtiğimiz günlerde triple-double yaparak tarihte bunu başarmış en genç oyuncu unvanını da eline aldı.
Giddey’in çok ham olan bazı özellikleri de mevcut. Delicilik, pota altında bitirme, şut yüzdeleri ve patlayıcılık konusunda henüz tam olarak yeterli olmayan oyuncu; saha içi liderlik, karar verme mekanizması, pasörlük, top yönlendiricilik gibi konularda ise sınıfının en iyilerinden.
Henüz çok genç olan 2002 doğumlu oyuncunun Shai ile beraber OKC Thunder’ın geleceğinde yer alacağı kesin.
Beni bu takım hakkında en çok endişelendiren konu ise şu: Genelde NBA’de genç oyuncuların gelişmesi için ideal bir ortamda illa birkaç veteran oyuncu oluyor ve takım belli bir seviyede de olsa maç kazanıyor. OKC için bunu söylemek çok zor. Kadrodaki tüm oyuncular genç olduğu için hepsinin gelişme süreci de aynı anda yaşanıyor ve bu durum maçların kaybedilmesine, mental çöküşlerin başlamasına sebep olabiliyor. Bu tarz anlarda takımı yükseltebilecek birkaç veteranın kadroda bulunması çok kritik oluyor.
Misal, Shai Gilgeous-Alexandır’ın henüz kesin bir yıldız olarak değerlendirilmemesinin sebebi de bence bu. Oyuncular anlamlı bir maça çıkmıyor ve uzun süre daha çıkmayacak gibi gözüküyor. Phoenix Suns‘ın yıllarca hedefsiz mücadele ettikten sonra Bubble’daki 8 maçta ciddi bir ortama düşmesi, camianın kaderini nasıl değiştirmişti hatırlayalım.
Benzerinin Thunder için de yaşanması gerekiyor, aksi halde bu büyük proje elde patlayabilir.
Detroit Pistons, 7-30
Pistons‘ı 1. sıraya yazmamın en büyük sebebi birbiriyle uyumlu 5 oyuncuya sahip olmaları. Gelin hepsine teker teker bakalım.
Aralarında potansiyeli en yüksek olan Cade Cunningham, sezona biraz yavaş girmiş olsa da gittikçe açıldı ve neden 1. sıradan gittiğini göstermeye başladı. Oyun olgunluğu, yönlendiricilik, yaratıcılık, pasörlük ve kendine şut yaratma konularında sınıfının belki de en iyisi olan oyuncu; kendisini verimli bir skorer haline de getirdiği zaman çok çok önemli bir yıldız olmak için önünde engel kalmayacak. Cade için ise söyleyebileceğim bir diğer şey, tabanının çok yüksek olduğu. Belki bir süper yıldız olamayabilir fakat ortalama bir NBA oyuncusu seviyesinde kalmayacağına da neredeyse eminim.
NBA’de 2. senesini geçiren ve şu ana kadar beklentilerin çok uzağında kalan Killian Hayes için benim hala umudum var. Bu umut tabii ki Hayes’in bir yıldız olması yönünde değil, çok iyi bir tamamlayıcı parça olması yönünde. Darius Garland-Collin Sexton ikilisini örnek alırsak; 2. senesinde Garland’ın daha az topla oynayarak daha az hata yapması ve topsuz oyunda kendini geliştirmesiyle nasıl bir sıçrama yaptığını görmüştük. Aynısını Hayes için de bekleyebiliriz. Cade iyice topun birinci yönlendiricisi haline geldikten sonra Hayes’in topsuz oyunda kendine katacağı şeyler, onun NBA kariyeri için hayati önemde.
Kısa ikilisinin ardından kanat ikilisine de bir göz atalım. Saddiq Bey ve Jerami Grant, tavanları çok yüksek olmasa da potansiyelli ve verimli iki oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. İkisinin de işin savunma kısmında pek sorun yaşadığı söylenemez ancak hücum kısmında topla olan iletişimlerini kesinlikle güçlendirmeleri gerekiyor. Günümüz NBA’i topla ilişkisi bu kadar doğal olmayan 2 kanat ile sahada durmanın çok zor olduğu bir ortam. Jerami Grant’in bu işleri 1.5 senedir yapmaya çalıştığını ve gelişme kaydettiğini düşünürsek, ikisinden de ileride bu konuda daha iyi durumda olmalarını bekleyebiliriz.
En kötü senaryoda ise Jerami Grant’in özellikle şampiyonluk hedefleyen takımlardan çok talibi olacaktır. Takaslamak ve geleceğe yönelik parçalar almak da bir seçenek.
Son olarak pivot pozisyonundaki Isaiah Stewart… LeBron James ile yaşadığı münakaşa sonrası gündeme oturan oyuncu, inanılmaz bir oyun motoruna ve isteğine sahip. Sahada her şeyini vermeye çabalayan Stewart, boyu gereği bazı defektlerini asla tam olarak aşamayacak olsa da genç bir nüvenin tamamlayıcı parçası olarak kesinlikle isteyeceğiniz bir oyuncu.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!