by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
NBA sezonu başlamadan önce yapılan hamlelere bağlı olarak tahminler yapmak bu işin en eğlenceli kısımlarından biri. Bazen hiç beraber oynaması mümkün gözükmeyen oyuncular harika uyum sağlayarak birbirini yükseltiyor, bazen çok uyumlu gözüken parçalar birbirine köstek oluyor ve takıma da katkı sağlayamıyor.
Bu yazıda sezon öncesi beklentilere ve geçen sene gösterdikleri peformanslara göre yüksekte kalmış, genel olarak NBA izleyicilerini şaşırtmış 10 oyuncuya bakış atacağız.
NOT: Çaylak oyuncuları değerlendirmeye almayı tercih etmedim.
Demar Derozan
Sezon başında 3 yıl 85 milyon dolar karşılığında Chicago Bulls ile imzaladığında birçok insanın kafasında soru işaretleri oluşmuştu. Lonzo Ball’u da kadrosuna katan ekip için savunma yönü güçlü, hücumda topu LaVine’in elinden almayacak bir kanat oyuncusu daha uygun gözüküyordu. Ancak koç Billy Donovan’ın kurduğu sisteme mükemmel oturan DeRozan, kariyer sezonunu geçiriyor.
Her zaman ölümcül bir orta mesafe operatörü olan DeRozan; bu sene Chicago için daha önce eksik olduğu saha içi liderlik, yayın gerisinden isabet gibi konularda çok önemli işler yapıyor. Özellikle maçın sıkıştığı anlarda ve son çeyreklerde sorumluluk almaktan asla çekinmeyen yıldız, bu sezon son çeyreklerde en fazla sayı bulan 8. oyuncu.
DeRozan’ın bu varlığı LaVine’i de çok rahatlatıyor. Geçtiğimiz sene biraz daha topla beraber oynamak zorunda kalan LaVine, DeRozan’ın gelişiyle beraber en iyi olduğu role, bitirici rolüne geçti. Birbirini de çok iyi tamamlayan ikili, Chicago Bulls‘u Doğu Konferansı’nda 1.’liğe taşımış durumda.
Sayı ortalamasını 21.6’dan 26.4’e, maç başına üçlük denemesini 1.2’den 2.1’e, yüzdesini de %25’ten %35’e çıkaran DeRozan; 32 yaşında hiç kimsenin beklemediği hem mental hem saha içi gelişimler gösterdi. Playoff ortamında kariyeri boyunca sıkıntı yaşayan oyuncunun bu sene nasıl bir reaksiyon göstereceği ise Chicago için de belirleyici olacak.
Tyler Herro
Harika bir çaylak sezonu geçirip özellikle playoff’ta Boston Celtics serisindeki performanslarıyla beklentileri çok arttıran genç skorer, 2. senesinde bir duvara çarptı desek yalan olmaz. Çok verimsiz bir sene geçiren oyuncu çoğu insanın çaylak senesi üzerine bir sıçrama daha yaparak yıldız seviyesine yaklaşır tarzı tahminlerini de boşa çıkarmıştı.
Geçen sene sadece 72 günlük bir sezon arası veren Miami Heat için çok kaotik bir sezon olmuştu, bu da elbet Herro’nun düşüşünde rol oynadı. Bu sezon daha derli toplu, bildiğimiz Miami Heat gibi oynayan takımda Herro da çok iyi yaptığı şeyleri yapmaya devam etti.
Genellikle bençten gelerek 33 dakika civarı süre alan Herro, sayı ortalamasını 15.1’den 20.6’ya çıkardı. Heat’in çok ihtiyacı olan kenardan skor üreten oyuncu gereksinimini çok iyi kapatan genç oyuncu, potaya daha keskin gidebilse komple bir skorer haline gelecek. Ancak şu an için de gayet ortalama üstü bir NBA skoreri konumunda. Savunmada da en azından fiziksel defolarını kapatmak için efor sarf ettiğini söyleyebilirim.
OG Anunoby
Aslında senelerdir OG Anunoby’den basketbolseverler olarak bir çıkış bekliyoruz. Özellikle Kawhi Leonard’ın ayrılığının ardından beklenen sıçramayı göstermesini umduğumuz oyuncu, bu sezon nihayet bu konuda adım atmışa benziyor.
Sayı ortalamasını 15.9’dan 19.0’a çıkaran Anunoby, hiçbir zaman doğal olmayan topla ilişkisini de bir tık daha iyileştirmişe benziyor. Savunmada zaten doğal bir yetenek olan oyuncu, Toronto Raptors kadrosundaki uzun kollu atletik kanatlar arasında başı çekiyor.
Topla daha verimli bir oyuncu haline gelmesi halinde ligdeki en iyi iki yönlü oyunculardan biri haline gelecek olan Anunoby, bu sezon bu konuda en fazla ışık verdiği seneyi geçiriyor. Böyle giderse Kawhi Leonard’ın daha geç açılmış ve 1-2 seviye altı halindeki bir oyuncuya dönüşebilir.
Miles Bridges
Bu sene beni gerçekten en çok şaşırtan oyuncu Miles Bridges oldu. Charlotte ile geçirdiği ilk 3 senede atletik, enerji dolu ve patlayıcı bir oyuncu olarak ön plana çıkan oyuncu, topla ilişki kurma konusunda çok sıkıntılıydı.
LaMelo Ball ile yakaladıkları uyum özellikle açık saha bulduklarında ölümcül bir hal alıyordu. Ancak bu sene yaşadığı gelişimi yaşayacağı gerçekten bana çok uzak gelen bir ihtimaldi.
İlk 5’e yerleşen ve geçen seneye göre 7 dakikaya yakın daha fazla süre alan Bridges, sayı ortalamasını 12.7’den 19.6’ya çıkardı. Neredeyse iki katına ulaşan bu değişim aslında her şeyi açıklıyor. Geçtiğimiz senelerde sayı üretmesi için genellikle başkalarının beslemesi gereken oyuncu artık kendi skorunu üretebiliyor.
Jaylen Brown’ın yaşadığı gelişime benzer bir gelişim yaşayarak top elindeyken karar verme ve skor üretme yetilerini inanılmaz geliştiren Bridges, halihazırda sahip olduğu atletizmi de kullanarak çok tehditkar bir hücum oyuncusu haline geldi.
Daha fazla süre alıp daha fazla şut denediği, sorumluluk aldığı için yüzdelerinde ufak tefek düşmeler yaşansa da, ilk 3 senesinde bu tarz işleri yapmaya bu kadar uzak gözüken bir oyuncunun bu sezon yaşadığı gelişim kendine tekrar tekrar hayran bırakıyor.