By Jenny Dial Creech – Çeviri: Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Basketbolun temelleri 75 yıl önce NBA’in başladığı günden bu yana çok da değişmedi. Her iki takım da sahaya 5’er kişiyle çıkıyor, bir hücum bir savunma yapılıyor, bir takım savunma yaparken de diğer takım skor üretmeye çalışıyor.
Ama sahada yer alan 5’er oyuncu bireysel olarak fazlasıyla değişti.
Pivotların boyalı alanın dışına çıkmadığı, her ribaundu topladığı ve sahadaki spacing’i blokladığı günler geride kaldı. Artık oyuncular daha çok yönlü ve farklı işleri yapabilir düzeyde. Sadece şutör ya da sadece yaratıcı değilsiniz. Oyun ilerledikçe oyuncular daha da pozisyonsuz olmaya başladı. Bu yüzden de triple double’lar artık her zamankinden daha sık karşımıza çıkan bir durum.
Şu anda NBA’de triple double’lar tabii ki dikkat çekiyor ama bu istatistik size galibiyet ya da takımınızı şampiyonluğa taşımanız konusunda bir garanti değil. Ve bu ne zaman istatistik kağıdında tek sırada görülse bir bireysel başarı olarak değerlendiriliyor. Güzel yapılmış bir triple double, bir oyuncu için en etkileyici istatistiksel başarılardan birisi.
Uzun süre NBA’de koçluk yapan Mike D’Antoni; “Bir oyuncunun triple double yapmasını izlemek tabii ki keyifli. Bunu başarıyorsanız komple bir performans sergiliyorsunuz demektir. Bu görülmesi gereken bir şey” diyor.
Konsept çok basit. Şu istatistik kategorilerinin üçünde 10 ya da üstü elde etmek: sayı, ribaunt, asist, blok ve top çalma. Bir triple double yapmak her ne kadar şimdi daha yaygın olarak karşımıza çıksa da hiç kolay değil. Bu sezon oynanan 381 maçın sadece 30’unda triple double yapıldı.
Bundan 10 yıl önce, 2011-12 NBA normal sezonunun tamamında toplam 18 triple double yapıldı. Geçtiğimiz sezonsa bu sayı 142’ydi. Oyun ve pozisyonlar geliştikçe bu sayı da muhtemelen artmaya devam edecektir. Oyun kurucu, şutör guard, kısa forvet, power forvet ve pivotların sahada birbirlerinden ayrı ve net görevleri olduğu günler geride kaldı. (Tabii ki bu kariyeri boyunca 78 triple double yapan ve 1968 yılında ligin asist kralı olan Wilt Chamberlain kısmı hariç)
Altitude Sports muhabiri ve analisti Christopher Dempsey’e göre; “Eskiden bir pivot ribaunt alabilir ve sayı atabilirdi ama asist yapmazdı. Guard ise asist yapar ve sayı atardı ama ribaunt almazdı. Şimdi her şey değişti. Oyunculardan daha fazlasını yapmaları bekleniyor çünkü daha fazla yapabilecek durumdalar. Tüm basketbol yaşamları boyunca bunları yaparak büyüyorlar”.
Dempsey, Denver Nuggets‘ı yakından takip ediyor. Tabii ki Sırp yıldız bir pivottan beklenen şeyleri yeniden tanımlıyor ve 62 triple double ile bu alanda NBA tarihi sıralamasında James Harden’la aynı sayıya ulaşmış durumda. Skor bularak, ribaunt alarak, asist yaparak Nuggets hücumunun en merkezi konumunda. Verimliliği ve verimli oyun tarzı geçtiğimiz sezon ona NBA MVP’si ödülünü ve milyonlarca hayranı kazandırdı. Bu hayranlar arasında onun oyun tarzını kopyalamaya çalışan birçok genç oyuncu var. Jokic gibi çok yönlü oyuncuların ligdeki sayısı git gide artıyor.
Jokic triple double’ları yapmadan önce (ve hala) Russell Westbrook vardı. Westbrook’tan önce de 2000’lerde ve 90’larda Jason Kidd, 80’lerde Magic Johnson ve Larry Bird, 70’lerin başında ve 60’larda ise Oscar Robertson gibi adını Şöhretler Müzesi’ne yazdırmış yıldızlar vardı. Her biri dikkat çekiyordu ama 80’lerin başına kadar triple double terimi pek dikkat çekmiyordu.
Philadelphia Warriors guardı Andy Phillip, 14 Aralık 1950’de Fort Wayne Pistons‘la oynanan maçta 17 sayı, 10 ribaunt ve 10 asist ile NBA tarihinin ilk triple double’ını yaptı. O sezonun devamında Scracuse Nationals’in uzunu Dolph Schayes ise 18 sayı, 22 ribaunt ve 13 asistle istatistik kağıdını kırdı geçti. Triple double’lar yapılıyordu ama nadir görünüyorlardı ve hem muhabirler hem de taraftarlar için odaklanılan bir istatistik nokta değildi.
Oscar Robertson, 2021 Mayıs’ındaThe New York Times’a verdiği röportajda kendi oynadığı dönemde kimsenin istatistiklerini önemsemediğini söylemişti. Triple double mı? O da neydi?