By Tim Cato – Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1. Dirk Nowitzki’ye Göre Herkes Hamburgerdi.
Takıma yeni gelmiş bir çaylaksınız ve Dirk sizin adınızı bilmiyor: “N’aber, hamburger?”. Rakip takımdaki oyuncu çok iyi oynuyor: “Bu hamburger inanılmaz!”. Kaybedilen maç ardından soyunma odasındasınız: “Siz hamburgerler bugün iyi oynamadınız.”.
Eski takım arkadaşı Jason Terry, bu olayı “Hamburger kelimesine resmen aşıktı.” diyerek özetliyor. Bir keresinde Terry ve takım arkadaşları Nowitzki’nin kötü olduğu bir günde takıma galibiyeti getirdikten sonra Terry bu sözü geri Nowitzki’ye şu şekilde sattı: “Hamburgerler bugün iyi oynadı! Peynirli büyük Whopper’lar bebeğim!”
Takım çok soğuk bir şehre iniş yaptıysa ve özellikle bu havaya göre giyinilmediyse Nowitzki sık sık şu cümleyi kuruyordu: “Burada hava resmen donuyor fakat buna ihtiyacımız vardı. Çok gevşedik!“ Eğer uçak yolculuğu sırasında türbülans olduysa tüm uçak Nowitzki’nin “Daha yüksekten uç!” diye bağırışını duyardı.
Antrenman sahasındayken abartılı bi gösterişi sürekli yüksek sesle yapardı. Şut atarken yanında bulunan herhangi birine “Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum,” diye tekrarlardı. Asistan koçlar onun için birkaç açılış oyunu çizdiklerinde Nowitzki “Bu adam basketboldan anlıyor!” derdi. Bir keresinde Dirk ısınırken Brad Davis’in ayağına bastı ve bileğini burktu. Takımdaki herkes Davis’e kızgın durumdayken Nowitzki suçu üstlendi ve bir şut antrenmanını yarışma haline getiren kişinin kendisi olduğunu belirtti.
Nick Van Exel, bu konuda “Eğer lideriniz çok komik, dışa dönük ve sizden biri gibi davranıyorsa takımla beraber vakit geçirmek de çok keyifli oluyor.” diyor.
2. Bir Miami Gecesinde Dan Dickau, Akşam Yemeğine Giderken Nowitzki ile Aynı Taksiyi Paylaştı
Nowitzki arka koltuğa geçti ve Dickau kapıyı kapattığında omzuna dokundu: “Kapıyı aç.” dedi. Dickau şaşırdı ve nedenini sordu. Nowitzki daha da ısrarlı şekilde “Kapıyı aç!” dedi. Dickau o an Nowitzki’nin parmaklarının kapıya sıkıştığını fark etti.
Olay hakkında Dickau “Kariyerim gözlerimin önünden geçti, çok kötü sıkışmıştı ama neyse ki herhangi bir parmağı kırılmadı.” cümlelerini kullandı.
Ertesi sabah Dickau, takım arkadaşları ve koçu Don Nelson ile dolu bir asansöre bindi. Nelson dalga geçer bir ifadeyle Dickau’ya bakarak asansördekilere “Dün gece Dickau’nun başına geleni duydunuz mu?” dedi. Eğer baştaki vücut dili olmasa Dickau “Adam Nowitzki’nin elini arabaya öyle bir sıkıştırmış ki kesmek dışında bir çare bırakmadı bize.” cümlesine inanabilirdi.
Ne olursa olsun sıkışmış parmaklar Nowitzki’ye bir dezavantaj yaratmadı, o gece 41 sayı kaydetti.
3. Kariyeri Boyunca 31.560 Sayı Kaydetti
Çarşamba günü onunla özdeşleşen 41 numaralı forması, hak ettiği yeri bularak American Airlines Center çatısındaki yerine asıldı. Hislerini “O anda kesinlikle kendimi kaybedeceğim.” diyerek ifade eden oyuncu, Salı günü yapılan basın toplantısında da Dallas kariyerine başladığında formasının emekli edileceğinin aklının ucundan bile geçmediğini belirtti.
Nowitzki’nin başarılarını tek tek sıralamak çok zor fakat kariyerini tekrar tekrar dillendirmek kesinlikle gerekiyor. 21 yıl boyunca aynı organizasyonda mücadele ederek genelde bir takımla bağlantı kurmayan yıldızların şekillendirdiği NBA’e kalıcılığın ne olduğunu gösterdi. Avrupalı bir basketbolcu için hangi bariyer kaldıysa hepsini yıktı. Şut yeteneği kendi pozisyonunu yeniden tanımladı ve uzunlar için de farklı bir bakış açısı getirdi. Bir zamanlar şut ağırlıklı takımların şampiyon olamayacağı konuşulurken Nowitzki 2011 yılında Mavs‘i şampiyonluğa taşıdı.
4. Nowitzki’nin Meşhur Sözleri Genelde Hip-Hop Şarkılarından ve Pop Radyosundan Gelirdi
Takıma geldikleri gibi asıl üçlü Michael Finley, Steve Nash ve Dirk Nowitzki’yle uyum sağlayan iki ekipman menajeri Dwayne Wilson ve Chad Lewis bu konu hakkında “Rap şarkısı ya da başka bir şey, ne çalarsa çalsın her sözü biliyordu. Tüm şarkıları söylerdi.” diyor.
Eğer Finley daha oturaklı büyük çocuk, Nash dışa dönük şanslı ve mutlu ortanca çocuk ise Nowitzki kesinlikle içine kapanık, ortama ve kültüre uyum sağlamaya çalışan küçük kardeş konumundaydı. Wilson “Ona her zaman aptal şeyler yaptırmaya, başını belaya sokmasına uğraşırdık ve o da her zaman bunlara düşerdi.” dedi. Nowitzki’nin 2004 yılında kamera şakası programı Punk’d’a katılmasını sağlayan Finley’di.
Bazen Nowitzki’nin başı sahada bazı sözleri anlamını bilmeden söylediği için belaya girerdi. Lewis, “Çocuğunuzun ağzından ilk çıkan cümlelere benziyordu. Genelde ‘Bunu nerden duydun?’ tepkisini verirdik.” diyerek durumu özetledi. Almanya’dan gelen utangaç bir çocuğun Alman aksanıyla New York sokaklarında uyuşturucu satmak hakkındaki sözleri tekrar etmesini dinlemek çok eğlenceliydi.
Bir ailede nasıl oluyorsa bu takımda da öyle oldu ve Nowitzki’yi çabucak takıma adapte ettiler. Kariyerinin başlarında muhabirler Nowitzki’ye İngilizce bilip bilmediğini bağırarak sorardı. Nowitzki bir keresinde Wilson’a “Bu Amerikalılar neden bağırıyor?” diye sordu ve bunun üzerine aynı olay bir daha yaşandığında Wilson muhabire geri bağırdı: “Dostum adam sağır değil, normal konuşabilirsin.”