Dirk Nowitzki: 12 Farklı Olayla Efsanenin Kendine Özgü Kişiliği

17/Oca/22 11:06 Ocak 17, 2022

Bilal Baran Yardımcı

17/Oca/22 11:06

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA’e damga vurmuş Avrupalı uzun Dirk Nowitzki’nin kariyeri boyunca yaşadığı 12 ilginç olayı ele alıyor…

By Tim Cato – Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

1. Dirk Nowitzki’ye Göre Herkes Hamburgerdi.

Takıma yeni gelmiş bir çaylaksınız ve Dirk sizin adınızı bilmiyor: “N’aber, hamburger?”. Rakip takımdaki oyuncu çok iyi oynuyor: “Bu hamburger inanılmaz!”. Kaybedilen maç ardından soyunma odasındasınız: “Siz hamburgerler bugün iyi oynamadınız.”.

Eski takım arkadaşı Jason Terry, bu olayı “Hamburger kelimesine resmen aşıktı.” diyerek özetliyor. Bir keresinde Terry ve takım arkadaşları Nowitzki’nin kötü olduğu bir günde takıma galibiyeti getirdikten sonra Terry bu sözü geri Nowitzki’ye şu şekilde sattı: “Hamburgerler bugün iyi oynadı! Peynirli büyük Whopper’lar bebeğim!”

Takım çok soğuk bir şehre iniş yaptıysa ve özellikle bu havaya göre giyinilmediyse Nowitzki sık sık şu cümleyi kuruyordu: “Burada hava resmen donuyor fakat buna ihtiyacımız vardı. Çok gevşedik! Eğer uçak yolculuğu sırasında türbülans olduysa tüm uçak Nowitzki’nin “Daha yüksekten uç!” diye bağırışını duyardı.

Antrenman sahasındayken abartılı bi gösterişi sürekli yüksek sesle yapardı. Şut atarken yanında bulunan herhangi birine “Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum,” diye tekrarlardı. Asistan koçlar onun için birkaç açılış oyunu çizdiklerinde Nowitzki “Bu adam basketboldan anlıyor!” derdi. Bir keresinde Dirk ısınırken Brad Davis’in ayağına bastı ve bileğini burktu. Takımdaki herkes Davis’e kızgın durumdayken Nowitzki suçu üstlendi ve bir şut antrenmanını yarışma haline getiren kişinin kendisi olduğunu belirtti.

Nick Van Exel, bu konuda “Eğer lideriniz çok komik, dışa dönük ve sizden biri gibi davranıyorsa takımla beraber vakit geçirmek de çok keyifli oluyor.” diyor.

2. Bir Miami Gecesinde Dan Dickau, Akşam Yemeğine Giderken Nowitzki ile Aynı Taksiyi Paylaştı

Nowitzki arka koltuğa geçti ve Dickau kapıyı kapattığında omzuna dokundu: “Kapıyı aç.” dedi. Dickau şaşırdı ve nedenini sordu. Nowitzki daha da ısrarlı şekilde “Kapıyı aç!”  dedi. Dickau o an Nowitzki’nin parmaklarının kapıya sıkıştığını fark etti.

Olay hakkında Dickau “Kariyerim gözlerimin önünden geçti, çok kötü sıkışmıştı ama neyse ki herhangi bir parmağı kırılmadı.” cümlelerini kullandı.

Ertesi sabah Dickau, takım arkadaşları ve koçu Don Nelson ile dolu bir asansöre bindi. Nelson dalga geçer bir ifadeyle Dickau’ya bakarak asansördekilere “Dün gece Dickau’nun başına geleni duydunuz mu?” dedi. Eğer baştaki vücut dili olmasa Dickau “Adam Nowitzki’nin elini arabaya öyle bir sıkıştırmış ki kesmek dışında bir çare bırakmadı bize.” cümlesine inanabilirdi.

Ne olursa olsun sıkışmış parmaklar Nowitzki’ye bir dezavantaj yaratmadı, o gece 41 sayı kaydetti.

3. Kariyeri Boyunca 31.560 Sayı Kaydetti

Çarşamba günü onunla özdeşleşen 41 numaralı forması, hak ettiği yeri bularak American Airlines Center çatısındaki yerine asıldı. Hislerini “O anda kesinlikle kendimi kaybedeceğim.”  diyerek ifade eden oyuncu, Salı günü yapılan basın toplantısında da Dallas kariyerine başladığında formasının emekli edileceğinin aklının ucundan bile geçmediğini belirtti.

Nowitzki’nin başarılarını tek tek sıralamak çok zor fakat kariyerini tekrar tekrar dillendirmek kesinlikle gerekiyor. 21 yıl boyunca aynı organizasyonda mücadele ederek genelde bir takımla bağlantı kurmayan yıldızların şekillendirdiği NBA’e kalıcılığın ne olduğunu gösterdi. Avrupalı bir basketbolcu için hangi bariyer kaldıysa hepsini yıktı. Şut yeteneği kendi pozisyonunu yeniden tanımladı ve uzunlar için de farklı bir bakış açısı getirdi. Bir zamanlar şut ağırlıklı takımların şampiyon olamayacağı konuşulurken Nowitzki 2011 yılında Mavs‘i şampiyonluğa taşıdı.

4. Nowitzki’nin Meşhur Sözleri Genelde Hip-Hop Şarkılarından ve Pop Radyosundan Gelirdi

Takıma geldikleri gibi asıl üçlü Michael Finley, Steve Nash ve Dirk Nowitzki’yle uyum sağlayan iki ekipman menajeri Dwayne Wilson ve Chad Lewis bu konu hakkında “Rap şarkısı ya da başka bir şey, ne çalarsa çalsın her sözü biliyordu. Tüm şarkıları söylerdi.” diyor.

Eğer Finley daha oturaklı büyük çocuk, Nash dışa dönük şanslı ve mutlu ortanca çocuk ise Nowitzki kesinlikle içine kapanık, ortama ve kültüre uyum sağlamaya çalışan küçük kardeş konumundaydı. Wilson “Ona her zaman aptal şeyler yaptırmaya, başını belaya sokmasına uğraşırdık ve o da her zaman bunlara düşerdi.” dedi. Nowitzki’nin 2004 yılında kamera şakası programı Punk’d’a katılmasını sağlayan Finley’di.

Bazen Nowitzki’nin başı sahada bazı sözleri anlamını bilmeden söylediği için belaya girerdi. Lewis, “Çocuğunuzun ağzından ilk çıkan cümlelere benziyordu. Genelde ‘Bunu nerden duydun?’ tepkisini verirdik.” diyerek durumu özetledi. Almanya’dan gelen utangaç bir çocuğun Alman aksanıyla New York sokaklarında uyuşturucu satmak hakkındaki sözleri tekrar etmesini dinlemek çok eğlenceliydi.

Bir ailede nasıl oluyorsa bu takımda da öyle oldu ve Nowitzki’yi çabucak takıma adapte ettiler. Kariyerinin başlarında muhabirler Nowitzki’ye İngilizce bilip bilmediğini bağırarak sorardı. Nowitzki bir keresinde Wilson’a “Bu Amerikalılar neden bağırıyor?”  diye sordu ve bunun üzerine aynı olay bir daha yaşandığında Wilson muhabire geri bağırdı: “Dostum adam sağır değil, normal konuşabilirsin.”

5. İlk Ciddi Rekabet: Kevin Garnett

İki oyuncu da birbirinin konuşmalarından, saha içindeki özdeşleşmiş sözlerinden hoşlanmazdı. Nowitzki, Garnett’e karşılık vermeye başlayana kadar ikili istemsizce de olsa bir orta yol bulmaya yakın değildi.

Wilson ara ara bençten rakip takıma iğneleyeci laflar söylerdi. Nowitzki, onun favori sözlerinden birini çalıp söylediğinde Wilson, artık Avrupalı’nın olgunlaştığını fark etmişti. Minnesota’ya karşı oynanan bir maçta Garnett yere düştü ve Nowitzki tereddütsüz bir biçimde “Kıçını yerden kaldır, daha onu tekmelemeyi bitirmedik!” diye bağırdı.

Lewis, “Sonunda kendine olan güveni yerine geldi ve rakiplere karşılık vermeye başladı. Bu onun oyunundaki gelişim ve olgunluğun oluşmasında kritik bir rol oynadı.” yorumunda bulundu.

6. Nowitzki’nin Müzikle İlişkisi Gelişmişti

Dinlemesinden eşlik etmesine, soyunma odasında gitar çalmasından video önünde performans göstermesine Alman oyuncu müzikle içli dışlıydı. Lewis, Shaquille O’Neal’ı Orlando günlerinden beri tanırdı, bu yüzden 30. yaş gününe özel bir video yollamak istedi. Bu videoyu hala belli aralıklarla O’Neal’a yolluyor.

Nowitzki’nin paçaları dizlerine kadar kıvrılıydı, Nash bir bornoz giyiyordu ve Finley’in elinde sebebi bilinmeyen bir şekilde bilardo sopası vardı. Nash ve Finley video genelinde dans etmekle uğraşırken Nowitzki, O’Neal’ın her sözünü bildiği bir şarkısını söylüyordu. “Burada saat daha erken ve biz yorulduk.” diyordu Nash. O akşam deplasman turundan evlerine dönerken Wilson uçakta bu video fikri ortaya attığında üçlü hevesle rol almayı kabul etti.

Tek denemede kaydettiler ve evlere dağıldılar.

7. Hoş Geldin Nick Van Exel

2002 yılında Dallas’a takaslandıktan sonra otel odasına gittiğinde Nick Van Exel, telefonunda bir bildirim olduğunu fark etti. “Kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu, bu yüzden boşverip dinlemeye karar verdim.” diyen Van Exel, Nowitzki’nin gitar çalıp şarkı söyleyerek kendisine bir hoş geldin sürprizi yaptığı mesajla karşılaştı.

Van Exel, olay hakkında “Bunun özel bir hareket olduğunu düşünmüştüm. Ne de olsa o, takımın süper yıldızıydı. Gerçi o her zaman böyle biriydi.” cümlelerini kullandı.

Yalan yok: Takım arkadaşları Nowitzki’nin aslında bu konuda iyi olmadığını söylerlerdi. Darrel Armstrong’a göre Nowitzki’nin rap şarkısı söylemesi tarihte yaşanmış en kötü şeydi mesela. Bu onun kendine has doğasını gösterse de neden basketbola ağırlık vererek kariyerini buraya yöneltmekte haklı olduğunu da kanıtlıyordu.

Van Exel ise nüktedan bir üslupla “Pratik yapmak sizi daha iyi hale getirir derler, bu Nowitzki için geçerli değildi.” diyerek konu hakkındaki görüşünü belirtti.

8. Rakipler İçin Bir Öğretmen

Kariyerinin ilerleyen noktalarında Nowitzki, artık rakip oyunculara kendisini nasıl savunmaları gerektiğini söylüyordu. Bu canlı derslerden birine konuk olan Thaddeus Young, durumu “Size söylerdi, ‘Bu açıdan savunmamalıydın, topu almamı engellemelisin” demeciyle açıkladı. Başka durumlarda ise Nowitzki’nin savunmacılara şut fake’i vermeden önce “Zıplama!” dediği biliniyor.

Terry’nin dediğine göre bu psikolojik bir olaydı: “Neredeyse Larry Bird gibiydi. Ne yapacağını yapmadan önce savunmacısına söylerdi, buna rağmen yapardı da.”

33 yaşındaki Young ise bu anlara geri dönüp şükranla bakıyor. Bu, Nowitzki’nin oyunundaki stratejik bir parça olabilceği gibi, kesinlikle kendine has bir “trash talk” tarzı da olabilirdi. İki seçenekte de Young, olayda öğrenci olarak rol almaktan çok memnundu:

“Bana belli başlı şeyleri söylerdi, ben de buna çok minnettar olurdum. O, bir öğretmendi ve bundan haberi bile yoktu.”

9. Bükülmesi Gereken Bilek

Tyson Chandler’ın sık sık paylaştığı bir anısı var. Batı Konferansı Finalleri ilk maçı öncesi rakip takım bençinde otururken şut antrenmanı yapan Nowitzki’yi izlerken onu daha önce görmediği kadar odaklanmış görmüştü. DeShawn Stevenson, Chandler’ın yanında oturuyordu. Eğilip “Tek yapmamız gereken şu adamı devirmek, sonrasında bir yüzüğümüz olacak.” diye fısıldadı.

Dallas daha yeni son şampiyon Lakers‘ı süpürmüştü. Kobe Brytant bile kendini bükemediği bileği öperken bulmuştu. Lakers efsanesinin, o zamanlar Nike’ın pazarlama ekibinde kendisini temsil eden Nico Harrison’a “Kimse onu durdurmayı başaramayacak. O şu an başka bir gezegenin seviyesinde.” dediği biliniyor. Hikayenin geri kalanını biliyorsunuz: Dallas geriden gelerek Heat‘i yeniyor, Nowitzki soyunma odasına kendisini atıp ağlıyor ve Club Liv’de o efsanevi kutlama yaşanıyor.