By Diccon Lloyd-Smeath Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı Basketball Champions League sitesinde yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
80’ler müziği, Rick Rubio, Michael Laudrup ve yastığın soğuk tarafı. Hepsinin ortak özelliği görmeleri gereken değerden azını görmeleri. Her Jordan için bir Pippen, her Romario için bir Bebeto her zaman vardır. Basketbol Şampiyonlar Ligi terimleriyle: Her finalde 26 sayı bulmuş Kevin Punter’ın, 4 sayı – 5 asist +19 istatistikleri yapmış bir Tony Taylor’ı vardır.
Peki ya BCL’nin az değer gören All-Star’ları kim? Bu oyunculardan bir 5 oluşturmadan önce bazı noktalarda anlaşalım. Öncelikle MVP yarışında adı geçen hiçbir oyuncuya yer vermeyeceğiz. Onlar zaten yeterince övgü alıyor. Aynı zamanda maç başına 10 dakikadan az süre alan oyunculara da yer vermeyeceğiz. Bu az süre alan bir oyuncu rolünün üstünde bir performans gösteremez demek değil. Muhtemelen kendi koçu, taraftarı ya da medyası ona zaten gereğinden az değer veriyor demek. Ve son olarak, değerlendirmeye aldığımız oyuncular Play-In ya da son 16 turuna kalmış takımlardan.
Markel Starks, Oyun Kurucu, Igokea M:tel
Igokea’da BCL’nin en az değer gören oyuncuları için birden fazla aday vardı. James Robinson, kısıtlı bir sürede çok düzenli ve verimli bir performans ortaya koyuyor ve DeShawn Stephens double-double ortalamasına çok yakın fakat Markel Starks, kimse fark etmeden neredeyse bir MVP seviyesinde sezon geçirdi.
12.7 sayı – 6.6 asist ortalamalarını yay gerisinden %40 ile isabet bularak yapan Starks, sahadayken Igoekea’nın takımca ürettiği asistlerin %43.8’ine imza atıyor. Aşağıdaki videoya hemen bir göz atarsak, Starks’ın oyununda ön plana çıkan 2 özelliği görebiliriz: Patlayıcı bir dribbling ile ölümcül bir dribbling üstü şut ve pick&roll’de devrilen uzunu bulma. Starks, en küçük pencerelerden bile bir şekilde uzununu bulabilir. Boyalı alan tehditi çok fazla olan Igokea için de Starks tarzı bir oyuncu tüm hücumun işlemesi için anahtar görevi görüyor.
Dani Perez, Oyun Kurucu, Baxi Manresa
Dani Perez, sadece BCL’nin değil tüm Avrupa’nın en az değer gören pasörü olabilir. Oyuncunun sadece istatistiklerine bakıp yargılamak sizi yanıltabilir. 18.3 dakika süre alarak bulduğu 4.8 sayı – 4 asist, şu anda Avrupa’daki en formda takımlardan birinin beyni durumundaki Perez’i hiç anlatamıyor.
Öncelikle Manresa, Pedro Martinez’in 5 dışarıda sisteminin oluşturduğu alan ve hareket sayesinde bu kadar iyi durumda. Asist yüzdesi %72.3 olan ekip, bu alanda lig lideri ve Perez sahadayken bunların %37’sinden sorumlu. Sadece asist rakamları değil; oyunu okuması, oyun görüşü ve yaratıcılığı çok iyi seviyede. Aşağıdaki videodaki son klip, Manresa hücumu için Perez’in katkısını özetliyor. Perez topu getirmeye başlıyor, koşan uzuna topu veriyor ve sonra topsuz perde kullanarak topu geri alıyor. Ardından pick&roll oynuyor ve gelen adam değiştirme savunmasını okuyor. Savunma planını topu onun elinden çıkartmak üzerine kuruyor fakat Perez tepeye çıkarak topu geri alıyor ve sonunda o öldürücü pası yolluyor. Hücum boyunca Manresa hücumu çok hareketli fakat son servisi yapacak birine de her zaman ihtiyaç duyulur.
Rondae Hollis-Jefferson, Kanat, Beşiktaş Icrypex
Hala NBA’de yarışmacı bir kadroya katkı verebilecek bir oyuncu için BCL’de az değer görüyor yazısı yazıyor olmam beni hala çok şaşırtıyor. Rondae Hollis-Jefferson kesinlikle böyle bir oyuncu ve sahadayken katkısı hep spot ışıklarından uzakta kalıyor. 12.1 sayı – 4.9 ribaund – 1.4 blok ve %50 saha içi isabeti 20 dakika süre alan ve hala başka bir kıtada basketbol oynamaya alışmaya çalışan bir oyuncu için çok çok sağlam istatistikler. Belki NBA’de bu istatistikler sizi öne çıkarmayabilir fakat daha yavaş tempoda ve daha fazla rotasyon oyuncusuyla oynanan Avrupa basketbolunda bu rakamlar asla küçümsenecek rakamlar değil, özellikle Beşiktaş‘ın BCL’deki en iyi sezonlarından birini geçirdiğini düşünürsek.
Eğer daha detaylı bakarsak %7.4 blok yüzdesine sahip oyuncunun ligde bu alanda 3. sırada olduğunu da göreceğiz. Genellikle 4 numara pozisyonunda oynamasına rağmen %26.9 savunma ribaundu yüzdesiyle bu kategoride de ilk 10’a giriyor. Bu özelliği Beşiktaş‘ın hızlı hücuma çıkma yeteneği için de kritik katkı sağlıyor. Hazır hızlı hücum demişken, Avrupa’da açık alanda Hollis-Jefferson’ı yakalayabilecek çok fazla oyuncu bulunmadığını da belirtmek gerekiyor. Çok fazla takım bu hücumlarda kendini yanlış tarafta buldu ve sezon ilerledikçe bulmaya devam edecek.
Nicola Akele, Forvet, Nutribullet Treviso
Kariyer yıllarından mı bahsediyorduk? Nicola Akele’nin %52.9-%50-%100 saha içi yüzdeleri onun Avrupa’daki en iyi sezonunu ayrı bir seviyeye taşıyor. Eğer rakamları elemelerden itibaren alırsak durum daha da etkileyici hale geliyor. Akele’nin bu noktaya olan gelişimi kesinlikle alışılmışın dışındaydı. Umana Reyer Venezia’da basketbola genç yaşta başlayan oyuncu sonrasında Rhode Island’a giderek NCAA’de forma giydi. Yaşanan bazı sıkıntılar sonucu kendini tekrar İtalya’da bulan Akele, Roseto Sharks forması giydi. Üst seviyedeki 3. sezonunda BCL’de ilk kez boy gösteriyor ve ritmini bulduğu kesin.
DeWayne Russell, Henry Sims ve Tomas Dimsa’nın takımın yıldızları olduğu bir gerçek. Genç yıldız Giordano Bortolani bile En İyi Genç Oyuncu Ödülü’nü kovaladığı için daha fazla ilgi odağı konumunda fakat Akele saha içinde çok fazla ince şeyi çok verimli şekilde yapıyor. Eğer geleneksel bir 4 numara gibi oynaması istendiyse etkili perdeler yapıyor, iyi devriliyor ve boyalı alanda bitiriyor. Eğer alan açan bir 4 numara olarak oynaması istendiyse savunmayı okuyarak ne zaman şut atıp ne zaman içeri girmesi gerektiğini biliyor, eğer savunma onun şutunu kapatmak için yaklaştıysa topu yere vurup dribbling üstü şut atabiliyor ya da çembere gidebiliyor. Treviso genelde skora ihtiyacı olduğunda ilk olarak Akele’ye başvurmuyor fakat oyuncunun rolündeki inanılmaz verimi takımın Play-In’lere kalıp 1-0 önde olmasında büyük bir paya sahip. Akele kesinlikle daha üst bir projektörde izlenmesi gereken bir oyuncu.
Gavin Ware, Pivot, JDA Dijon
JDA Dijon ile ikinci kez maceraya atılan Gavin Ware, David Holston gibi oyuncuların haklı olarak medya ışıklarını üstüne çekmesiyle arka planda kalsa da daha detaylı bakıldığında birilerinin de Holston’a büyüsünü yapması için yapılan o perdeleri yapması gerekiyor. Dijon’un Ware’i geri getirmek için neden bu kadar uğraştığı ise çok açık. Koçlar sık sık rolünde yıldızlaşmış rotasyon oyuncuları hakkında konuşurlar. Gavin Ware bu tanıma tam olarak uyuyor. Öyle ki, rolünde o kadar yıldızlaştı ki artık kendisi de neredeyse bir yıldız seviyesinde. Uzun oyuncu 20.9 dakika süre alarak 13 sayı – 6.6 ribaund ortalamaları tutturmuş durumda.
Olayın derinine girebilmemiz için verimlilik puanı (PER) istatistiğine göz atmalıyız. PER, aldığı dakika üzerine oyuncunun verimliliğini hesaplayan bir istatistik. Genelde hücum yönüyle ön plana çıkan ya da ilk 5 başlamayan oyuncuları iyi gösteren bu istatistikte Ware 30.3 verimlilik puanıyla ligde 2.’liği paylaşıyor. Oyuncunun ilk 5 başladığı ve sadece hücum yönüyle ön plana çıkmadığı düşünülünce durum daha da etkileyici oluyor. Ware çok iyi bir perdeci ve o eski tarzdaki yüksekten fırlatılan, savunması çok zor şut stiline sahip. Ancak en iyi yaptığı şey hücum ribaundlarını domine etmek. Sahadayken Dijon’un kaçırdığı şutların %17.4’ünü takıma geri kazandırıyor ve bunları pozisyon başına 1.7 sayıya dönüştürerek bu alanda lig liderliğini paylaşıyor. Aşağıdaki videoda görebileceğiniz gibi, Ware ribaundlarda resmen bir canavar.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!