by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
EuroLeague’in 22. haftasında Fenerbahçe Beko, Zalgiris Kaunas’ı konuk etti. Sarı lacivertliler, oldukça zorlandığı ve bir ara 17 sayı geriye düştüğü maçı 73-67 kazanarak önemli bir galibiyet elde etti.
Bu sonuçla Fenerbahçe 19. maçında 9. galibiyetini alırken son sıradaki Zalgiris ise 18. maçında 15. yenilgisini yaşadı.
MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN!
Fenerbahçe’de muhteşem bir ikinci yarı oynayan Marko Guduric 19 sayıyla en skorer isim olurken, Şehmus Hazer 13 sayı, Achille Polonara da 10 sayı üretti.
Zalgiris Kaunas’ta Edgaras Ulanovas 16 sayı ile oynasa da takımını galibiyete taşıyamadı.
Yardımcı antrenör Goran Bjedov yönetimindeki Sarı-Lacivertliler son çeyrekte büyük bir karakter göstererek galibiyete ulaşmasını bildiler.
Eurohoops Fırın bu karşılaşmayı teknik açıdan ele aldı.
Seri biçimde
Maçın başlangıcında Fenerbahçe Beko’da Goran Bjedov tarafından sahaya sürülen beş Şehmus Hazer – Melih Mahmutoğlu – Dyshawn Pierre – Achille Polonara – Ahmet Düverioğlu şeklindeydi. Bu beşle hedeflenen şey Şehmus, Melih ve Polonara’yla yarı saha temposunu istenen düzeyde ayarlayıp Pierre ve Ahmet’le fizikalite bakımından sağlam bir giriş yapmak olsa gerekti…
Bu tam olarak icra edilemedi. Tempo elbette bir şekilde yukarıda olmasına rağmen bu tempoya ayak uydurulabilen bir durum olmadı. Basit top kayıpları ve savunmada da yardımlardaki hatalar, Marek Blazevic’in tepede ve dirsekte topla buluşup arkadaşlarını beslemesi gibi durumlar sonucunda Zalgiris‘in yakaladığı bir seri söz konusu oldu.
Bu seriyi bertaraf edebilmek çok kolay olmadı. Özellikle de savunmaların baskılı olduğu düşük skorlu bir maç olduğunu göz önüne alınca çok iç açıcı bir görüntü yoktu.
Şehmus’un oyun kurucu olarak başladığı maçın ilk bölümünde yaptığı iyi işler oldu. Ahmet’i beslemeyi odağına aldığı ikili oyunlarda bazı ince el becerilerini kanıtlamak adına ciddi bir fırsatı oldu. Hatta savunmada da Mantas Kalnietis’i toplu olarak iyi savundu. Kanat savunmasında Karolis Lukosiunas’a kaldığı anlarda ise yardımlarda bazı hataları oldu.
Şehmus’un oyundan ayrıldığı bölümdeyse Achille Polonara’nın sahayı çabuk geçişlerinin ve yarı sahada uzundan uzuna oyunu iyi kavramasının ekmeği yendi. Polonara varsa tempo var. EuroLeague’in ilk haftalarından beri sıklıkla söylediğimiz bir mesele bu.
Oynamaya çalıştıkları bu seri oyun her zaman takdire şayan. Dün daha az yarı sahaya mahkum bir Fenerbahçe vardı. Bunu oluşturmak bir zorunluluk olsa da Nando De Colo ve Jan Vesely gibi 2 yarı saha dehasının olduğu bir takımı dönüştürmek mümkün olmayabiliyor. Hiç değilse onların yokluğunda bu takımın nasıl işleyebileceği konusunda bir fikriyat kurulmuştur.
Şehmus’tan sonra direksiyona geçen Marko Guduric‘in önderliğinde ise daha kararlı, daha olgun hücumlar edildiğine şahitlik ettik. Özellikle Devin Booker’ın tepeden hand-off’u üzerinden Guduric‘in bulduğu üçlük isabeti gibi işler daha sık görmek isteyeceğimiz, Booker ve Jehyve Floyd gibi tepede çok iş görmeyen uzunların da işlevini artırabilecek işler gibi duruyor.
2. periyodun sonlarında takımı maça genel itibarıyla döndüren ve seyirciyi de ateşleyen irade de Polonara’nın oyuna kattığı hızdan kaynaklı. Zalgiris belki çok ciddi bir rakip değil ancak maç ciddiydi ve Polonara, Fenerbahçe için ne kadar değerli bir isim olduğunu tekrar tekrar kanıtladı.
39 dakika, 10 sayı, 8 ribaund, 4 asist, 22 verimlilik… Bereket versin.