By Tim MacMahon– Çeviri: Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Jimmy Butler, maç öncesi hazırlıklarını yarı sahaya doğru gitmek için böldü. Orada Utah Jazz‘ın forveti Joe Ingles duruyordu ve All-Star yıldızın yaklaşmasını bekliyordu.
Butler’ın amacı: barış.
O an sataşmalar, sert sözler ve rekabetçilik hem Butler’ı hem de Ingles’ı yıllardır motive eden şeydi. İkili arasındaki kıvılcım ise Ingles’ın kariyerinin ilk yıllarında Butler’ın yaptığı bir perdeyi aşmak isterken başlamıştı. Ingles yere serilirken o zaman Bulls forveti olan Butler ise başında dikiliyordu. Ingles’ın şansına takım arkadaşı Trevor Booker, Butler’ı oradan uzaklaştırmıştı.
Ingles o anı; “Butler gözlerini bana dikmişti ve kesinlikle benim canıma okuyacak gibi duruyordu” diye anımsıyor.
Asla yumruklaşmadılar ama o andan itibaren Butler ve Ingles yıllardır birbirlerine laf atıyorlar. Genellikle de bu sataşmalar çifte teknik fauller ve dört haneli cezalarla sonuçlanıyor.
Şu anda Miami Heat forması giyen Butler, Ingles’a o zaman maçtan sonra söylediklerini şöyle anlatıyor: “Tamam adamım, bırak bu işin peşini. Artık çok uzun süredir bu ligdeyiz. Hadi adamım. Bu teknik fauller yeter artık. Ben de param bende kalsın istiyorum sen de senin paran sende kalsın istiyorsun. Bırak şu işin peşini”.’un
Utah’ın forveti ise anında bunu kabul etti. Butler ve Ingles yumruk tokuşturdular, savaş baltalarını gömdüler ve banka hesaplarını korudular.
Ingles; “Evet bence de böyle yapalım çünkü ben de paramı elimde tutmaya çalışıyorum demiştim. O andan itibaren iyi geçiniyoruz” diyor.
Butler da buna katılıyor: “O andan itibaren aramız iyi. O iyi bir adam”.
NBA, şu anda önceki jenerasyonlara kıyasla daha arkadaşça bir lig olarak nitelendiriliyor. Oyuncular arasındaki sataşmaların dozlarının düşmesinden de bu anlaşılabiliyor.
Laf dalaşlarının krallarının 48 dakika boyunca rakiplerine sataştığı günler geride kaldı ama bu sanat hala kaybolmuş değil. Aksine daha incelikli, daha seyrek ama daha etkili hale getirdi. Bazen ağızların açılmasına bile gerek kalmıyor. Ama oyunun en iyileri hala bir fark yaratmayı başarabiliyor.
Portland Trail Blazers‘ın yıldızı Damian Lillard; “Artık Kevin Garnett ve Gary Payton tarzı laf dalaşlarını görmüyorsunuz. Artık eskisi gibi sözlü aşağılama yok” diyor.
Reggie Miller “boğulma” hareketini yapmıştı. Dikembe Mutombo ise parmağını sallıyordu. Lillard sık sık bileğine dokunarak “Dame Zamanı” hareketini yapıyor ama en çok hatırlanan hareketi ise el sallama hareketi.
Ve bu hareketin etkisi çok büyük.