Dennis Rodman: Eşsiz Karakteri, Canavar Savunması ve Tarihi Ribaundları

26/Jan/22 08:31 Januar 26, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

26/Jan/22 08:31

Eurohoops.net
jordan_rodman_bulls

Dennis Rodman ve ilginç karakterini Eurohoops Çeviri anlatıyor…

by Jovan Buha / Çeviri: Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 20 Aralık 2021 tarihinde The Athletic‚te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Dennis Rodman’ın NBA tarihinin en iyi 75 oyuncusu listesine alınma süreci, lig tarihindeki her yıldızdan daha uzak bir olasılıktı.

2011’de Şöhretler Müzesi’ne giren Rodman, tarihin en iyi ribaund ve savunmacılarından biri. The Athletic’in En İyi 75 listesinde skorer oyunu, şutu veya pasörlüğünden çok savunması ve ribaundları ile bilinen çok az oyuncudan biri. Hiçbir zaman muazzam bir skorer veya hücum tehdidi değildi. Ayrıca spor dünyasının gördüğü hiçbir yıldıza da benzemiyordu ve belki de hâlâ da kimse onu benzemiyor. Modern sporcular üzerindeki etkisi, her yerde görülüyor.

Sanki bir rock yıldızı gibi içiyor ve partiliyordu. Ünlüler ile randevulara çıkıyordu. Herkes dövme yaptırmadan önce onun dövmeleri vardı. Saçını akla gelebilecek her renge boyadı ve her şekle soktu. Kulaklarını, burnunu ve dudaklarını deldirdi. Cinsiyetsiz kıyafetler ve hatta gelinlik giyip geleneksel maskülenlik algısını yıktı.

„O dönemde ligin en eşsiz oyuncusuydu“ diyor Bulls‚tan eski takım arkadaşı ve Golden State Warriors‚ın baş antrenörü Steve Kerr.

Rodman, bu yazı için kendisine ilettiğimiz röportaj talebini reddetti. Kendisi, NBA tarihinin ve bir anlamda popüler kültürün en büyüleyici figürlerinden biri. Bazılarına göre bu listede olmaması gerekiyor.

Fakat hayat yolculuğunun kalanında olduğu gibi geleneksel değerleri hiçe sayarak başarılı oldu.

„Geri kalan her şeyi unutun“ diyor Bulls‚tan eski takım arkadaşı Jud Buechler. „Gittiği her yerde başarılı oldular, şampiyonluklar kazandılar.“

NBA’in En İyi 75 listesinde yer alan Los Angeles Lakers efsanesi James Worthy’ye karşılaştığı en iyi savunmacı sorulduğunda kendisi, yanıtın kolay olduğunu söylüyor:

„Dennis, beni savunan en sert savunmacıydı“ diyor Worthy. „Çok sert ve güçlüydü. Benim için sorun yaratan, problem yaratan bir konu da ayaklarının benimkiler gibi hızlı olmasıydı. Ayrıca sizinle akıl oyunları oynardı.“

Beş NBA şampiyonluğu bulunan Rodman, listedeki birçok oyuncu gibi çocukluğundan itibaren bilinen bir yıldız olmadı. Rodman, lise dönemlerinde geleceğine parlak gözlerle bakılan veya üzerinde baskı olan bir öğrenci değildi. Lisede veya Division I’de basketbol oynamadı bile. Liseden mezun olduğunda boyu 1,75’ti ve futbol takımına alınmamış, basketbol takımında yedek oturmuştu. Bu sırada iki kız kardeşi Debra ve Kim, ondan uzunlardı ve neticede Louisiana Tech ve Stephen F. Austin’de Division I’da yılın takımlarına seçilecek kadar büyük yıldızlardı.

Liseden mezun olduktan sonra annesi Shirley tarafından evden kovuldu. Yaklaşık iki yıl evsiz kalıp arkadaşlarının evlerinin bahçelerinde, elinde çöp torbasının içerisinde doldurulmuş kıyafetler ile sokaklarda yattı. Dallas/Fort Worth Uluslararası Havaalanı’nda hademelik yaptı. Kabul edilme arayışı içerisinde havaalanındaki mücevher dükkanından 15 saat çaldı ve o saatleri, arkadaşlarına ve yabancılara bedavaya verdi. Neticede tutuklandı ve 18 saat cezaevinde kaldıktan sonra saatlerin toplanması ile cezası iptal edildi.

Rodman, 20 yaşına kadar basketbolu ciddiye almadı. Birçok efsane, o yaşlarda ya NBA Draftı’na hazırlanıyor ya da zaten ligde oynuyor. İnanılmaz bir şekilde Rodman, 18 ile 20 yaşları arasında 25 santimetre uzadı ve boyu 2 metreyi buldu. Rodman, aylarca günde 10 saate kadar antrenman yaptı ve neticede Southeastern Oklahoma State’ten basketbol bursu kazandı. Burada, ham yeteneklerine rağmen üç sezon boyunca ülkenin farklı kolejlerini domine etti.

25 yaşında NBA’e girerken 1986 NBA Draftı’nda 25 yaşındaki Isiah Thomas’ın liderliğinde çıkışa geçen Detroit Pistons tarafından 27. sıradan seçildi. Rodman, Pistons ile geçirdiği ilk birkaç sezonda benchten geliyordu ve enerjisi yüksek bir ribaundcu ve savunmada rol oyuncusu olarak dikkat çekiyordu. Daha sonrasında 1988-89 sezonunda performansını artırıp 1989-90 sezonunda patlama yaptı ve ilk iki All-Star deneyimini yaşadı.

Rodman, kendisini rakiplerinin bir türlü kurtulamadığı bir kaşıntı gibi görüyordu. Rakip oyuncunun aklına girer, sık sık hem kendisi hem de rakibi için teknik faullere, sportmenlik dışı faullere, atılmalara ve hatta maç cezalarına sebep olurdu. Utangaç kabuğunu henüz kıramamış olsa da Detroit’in Bad Boy kültürüne mükemmel uyum sağlamıştı. Dışarıda rakiplerini bezdiriyordu.

Rodman, genç bir yıldız olarak pinball oynadığı dönemde zarif vücudunu kıvrak bir şekilde kullandığı için „Kurt“ lakabını almıştı. Bu durum, basketbola da taşındı. Kenardan gelerek ligin en iyi savunmacı kanatlarından biri olduğunu çabucak kanıtladı. Uzun, güçlü ve çabuktu. Bir pozisyonda Kareem Abdul-Jabbar’ı bloklarken hemen sonraki pozisyonda Magic Johnson’ın elinden topu çalabilen, 1’den 5’e tüm pozisyonları savunabilen 2 metrelik bir savunmacı olarak zamanının ötesindeydi.

„Savunması ile gurur duyuyor“ diyor Worthy. „Onun etrafında dripling yapamıyorsunuz. Sizi istediği yerde tutabilecek kadar güçlü. O yüzden iyi uyuyup hazır olmanız gerekiyordu.“

Rodman, iki kez yılın savunmacısı seçilirken tarihin en iyi çok yönlü savunmacılarından ve uzun olmadan ödülü kazanan ender oyunculardan biri olarak nam saldı. Ayrıca bu ödülü birden fazla kez alan yalnızca 10 oyuncudan biri. Keza yedi kez de yılın en iyi savunma takımına seçildi.

„Onun savunmasını izlemek inanılmaz“ diyor Kerr.

Rodman’ın Detroit’teki gelişimi ve başarısının kilit noktalarından biri de efsanevi Pistons koçu Chuck Daly olmuştu. Daly, Rodman için bir baba figürü gibi oldu. Daly, Rodman’ın ilginç kişiliğine kucak açtı ve geçmişiyle ve yıllar içerisinde evrimleştiği oyuncu ile gurur duydu.

Rodman’ın babası Philander Rodman Jr., Dennis henüz üç yaşındayken ailesini terk etmişti. Hava Kuvvetleri’nde görev yapan Philander Rodman Jr., neticede Filipinler’e yerleşmişti fakat Rodman’ın Bulls kariyeri ile şöhretinin zirvesine çıktığı dönemde, 1990’ların sonunda tekrar ortaya çıkıp Rodman’ın hayatına girdi. Daha sonra 2010’lu yıllarda bir kez daha geri döndü. Rodman’ın babası tarafından terk edildiği, annesinden istediği sevgiyi göremediği ve yoksul bir hayat sürdüğü acılı çocukluk dönemi, içine kapanık yapısını biçimlendirmiş ve onda kendi kendini mahveden, ilgi arayan davranışlar uyandırmıştı.

„Dennis’in hiçbir zaman gerçek bir baba figürü olmadı“ diyor Worthy. „Chuck’ı kaybettiğimiz zaman içki içmeye ve kendisini pazarlamaya başladı.“

1992’de sezonun ardından Daly’nin istifası ve Bad Boys çekirdeğinin yavaş yavaş dağılması sonrası Rodman da kişisel hayatında dibi gördü. Öyle ki Şubat 1992’de bir gece Pistons‚ın salonu The Palace of Auburn Hills’e aracında dolu bir tüfek ile gitti. İntiharı düşündü. Tüfek yanında, aracında uyuyakaldı ve endişeli bir arkadaşının polisi araması sonrası polis tarafından bulundu.

Olay, Rodman için bir dönüm noktası olurken bir aydınlanma yaşadığını ve artık olmadığı biri gibi davranmak istemediğini açıkladı. Daha sonrasında takasını istedi ve 1993-94 sezonu öncesi San Antonio Spurs‚e takaslandı. Aynı dönemde Rodman, süper yıldız Madonna ile çıkmaya ve imajını değiştirmeye başladı: Demolition Man’de Wesley Snipes’ı gördükten sonra saçını ağarttı, üst vücudunu dövmeler ile kaplattı ve tuhaf şapkalardan saçma güneş gözlüklerine, bağrı açık kıyafetlere kadar birçok tarzı denedi.

„İlk yıllarda sonradan dönüştüğü hâli kadar gösterişli değildi“ diyor Buechler. „Sanki ilginç bir şeyler yapa konusunda hisleri bir şok dalgası gibi yayıldı.“

Rodman, kısa süreli olsa da San Antonio’daki yeni ortamında özgürlüğü bulmuştu.

1991’den itibaren üst üste üç şampiyonluk kazanan Chicago Bulls, Michael Jordan’ın iki yıllık arasından önce Rodman’ın ön alanda ihtiyaç duydukları yeteneğe sahip olduğunu düşünüyordu. Ekim 1995’te Will Perdue’yu San Antonio’ya gönderirken karşılığında Rodman’ı aldılar ve aldıkları riski hesap ederken Jordan ile Phil Jackson’ın liderliğindeki kültürlerine bel bağladılar.

Detroit’teki dinamiklere benzer bir şekilde Jackson, Rodman’ın tam anlamıyla kendini verebilmesi için onunla ortak bir yan bulması gerektiğini biliyordu. Rodman ile Jackson arasındaki ilk görüşme korkunç geçmiş; Rodman, Jackson’ın elini sıkmak için bile ayağa kalkmamıştı fakat Jackson ve Rodman, neticede Amerika Yerlilerinin kültürlerine olan ilgili sayesinde bağ kurmuşlardı. Her şeyden öte Jackson, birçok koçun kabul etmeyeceği özgürlükleri Rodman’a sunmuştu. Örneğin Rodman, 1997-98 sezonunun ortasında Las Vegas’ta 48 saatlik bir izne çıkmıştı.

Rodman daha da ün kazanıp saha dışında dikkati daha çok dağıldıkça, ki bu süreçte Carmen Electra ile evlendi, otobiyografisini tanıtmak için gelinlik giydi, profesyonel güreşe başladı, filmler ve diziler çekti, günler süren tatillere çıktı, Rodman ile Jackson arasındaki ilişki de Chicago’nun başarısında kilit rol oynadı. İkili arasındaki bağ, yıllar boyunca sürdü. Jackson, 2011’de Rodman’ın Şöhretler Müzesi’ne takdimini yapan kişi oldu.

„Phil, Dennis konusunda büyük rol oynadı“ diyor Buechler. „O, Dennis’i anlıyordu. Dennis’e alan tanıyordu. Bence Dennis de Phil’e saygı duyuyordu. Bu ilişkiyi geliştirmek için başta epey zaman geçirmişlerdir. Bu sebeple de işler yürüdü. Sürekli Dennis’in tepesinde duran, geleneksel, eski tip bir koç olsaydı…

Phil, Dennis’in her uçuşta kıyafet kuralına uymaması gibi küçük şeyleri yapmasına ses çıkarmadı. Anlatabiliyor muyum? Yani küçük meseleleri tartışıp tartışıp büyük meseleye dönüştürmek yerine Phil, Dennis’in kendisi olmasına izin verdi.“

Rodman’ın Bulls‚taki ilk sezonunda Bulls, 72 galibiyet ile rekor kırıp 1996 şampiyonluğunu kazandı. Neticede üst üste üç şampiyonluk kazandılar ve Rodman, Jordan ile Scottie Pippen’ın yanında mükemmel üçüncü yıldız olurken Chicago da tarihin en büyük spor hanedanlıklarından biri oldu.