NBA Tarihinin En Büyük Yarım Kalmış Hikayelerinden Birisi: Brandon Roy

31/Oca/22 12:09 Ocak 31, 2022

Bilal Baran Yardımcı

31/Oca/22 12:09

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Brandon Roy’un tadı damağımızda kalmış kariyerini sizlerle buluşturuyor…

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

NBA tarihi birçok efsane oyuncuyla dolu. Bunların kimisi bir şehirle özdeşleşmiş ve oranın yüzü olmuşken kimisi farklı takımlarda yaptıklarıyla öne çıkıyor.

Kobe Bryant Los Angeles için, Michael Jordan Chicago için, LeBron James Cleveland için, Dirk Nowitzki Dallas için neyse; Brandon Roy da Portland şehri için ‘o’ olmaya çok yakındı.

Efsane oyuncunun iniş çıkışlarla, hüzünlerle, hayal kırıklılıklarıyla ve ikonik anlarla dolu kariyerini gelin hep beraber hatırlayalım.

Kolej Günleri

 

Kolej günlerindeyken Roy, sadece bir basketbol oyuncusu olarak değil bir lider olarak kendini geliştirmiş, tanımlaştı. Huskies takımını üst üste 2 kez kolej turnuvasındaki son 16’ya taşıyan oyuncu, saha içinde istediği gibi skor üretebiliyor görünüyordu. Roy, üniversitedeki son senesinde harika bir performans gösterdi ve Yılın Oyuncusu ödülüne layık görüldü. Artık NBA’e gitmek için önünde bir engel kalmamıştı.

2006 Draft’ının düzenlendiği gece Roy, Minnesota Timberwolves tarafından 6. sıradan seçildi. Ancak o gece, iki takımın da belki de kaderini değiştiren bir takas yaşandı. Wolves, daha sonradan Randy Foye’a dönüşecek bir draft seçimi karşılığında Brandon Roy’u Portland Trail Blazers‘a takaslamıştı.

Takas gecesi yapılan takaslar zaman zaman böyle dramatik anlatılara sahip olabiliyor. Kobe Bryant’ın da Los Angeles Lakers tarafından seçilmeyip draft gecesi takasla takıma dahil olduğu düşünülürse iki oyuncunun kariyeri arasında bir benzerlik daha yakalıyoruz.

Roy’un NBA Kariyeri

Portland Trail Blazers formasını giydiği andan itibaren Roy, fanların sevgilisi haline geldi. Eşi az bulunan yeteneği, oyuna olan tutkusu ve yüksek basketbol zekası bu sevgiyi karşılıksız bırakmayacaktı. Çaylak senesinde 16.8 sayı – 4.4 ribaund – 4 asist ortalamaları tutturan oyuncu, neredeyse tüm ilk tur oylarını alarak Yılın Çaylağı seçildi.

Bu ödülü kazanmasını daha da etkileyici kılan ise sadece 57 maça çıkarak bunu yapmasıydı. Roy, en az maça çıkarak Yılın Çaylağı olan 2. oyuncuydu. Bu kadar az forma giymesinin sebebi ise daha sonrasında NBA kariyerinin de çok erken sonlanmasına sebep olacak sakatlıklardı.

Portland’da geçirdiği 5 sezonda Roy, camiaya sayısız anı bıraktı. 2008-1010 arasında 3 kez All-Star seçildi. Aynı dönemlerde 52 sayı attığı Dallas Mavericks maçında kariyer rekorunu kırdı. Epik son saniye basketleri, unutulmayan playoff performansları… Roy kendi jenerasyonunun en iyi oyuncularından biri olma yolunda hızla ilerliyordu.