by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
2012 yılında 24 yaşındayken 2 kere NBA şampiyonu, 1 kere All-Star seçilen bir oyuncu; bunlardan sadece 2 sene sonra basketbol oynamayı bırakıyor. Bu nasıl mümkün olabilir?
Sakatlıklar ve mental sıkıntılar sebebiyle asla potansiyelini tamamen yansıtamayan, talihsizliklerle dolu kariyeriyle bile NBA tarihinde bir iz bırakmış Andrew Bynum’ın hikayesi sizlerle.
Lige Girişi ve İlk Senesi: Shaq’ın Varisi?
Bynum, lisedeyken 22.4 sayı – 16.8 ribaund – 5.3 blok gibi inanılmaz ortalamalar tutturmuştu. Normalde UConn üniversitesine gitmeye niyetli olan oyuncu, lise oyuncularının direkt olarak NBA’e geçebilmesi olayının gerçekleşebildiği son draft olan 2005 draft’ında Los Angeles Lakers tarafından 10. sıradan seçildi.
Sadece 17 yıl 8 aylıkken seçilen oyuncu, günümüzde hala draft edilen en genç basketbolcu konumunda. Seçildikten hemen sonra Lakers efsanesi Kareem Abdul-Jabbar tarafından özel antrenmanlar alan Bynum’ın durumunu daha da enterasan hale getiren bir olay daha var: 1996 sezonundan beri Lakers ilk kez Shaquille O’Neal olmadan mücadele edecek.
Sezon başlamadan önce fazla kilolarından kurtulan Bynum, 2 Kasım gecesi Nuggets‘a karşı bir NBA rekoruna daha imza atacaktı. Sadece 18 yıl 6 günlükken NBA maçına çıktı. Bu, onu günümüzde de hala bir NBA maçında forma giymiş en genç oyuncu yapıyor.
Bynum çaylak sezonunda çok şans bulamadı. Sadece 46 maçta forma giyerek 1.6 sayı – 1.7 ribaund ortalamaları tutrudu. Ancak bu zayıf sezonda bile bir maç için de olsa iz bırakmayı başarmıştı:
Shaq’ın takımdan ayrıldıktan sonra Kobe ile karşı karşıya geldiği ilk maçtı. İlk yarının bitmesine 1 dakika civarı bir süre kalmıştı. Shaq, Bynum’ın üzerinden bir hücum ribaundu aldı ve smaçla tamamladı, Bynum yerdeydi. Bir sonraki hücumda çaylak oyuncu pota altında pozisyon aldı, Shaq’ı sırtına alıp onun üzerinden skor üretmek istiyordu. Büyük bir özgüvenle Kobe Bryant’tan topu istedi, spin hareketiyle Shaq’ı mağlup etti ve tüm salonu ayağa kaldıracak o smacı vurdu.
Savunmaya geri dönerken Bynum, Shaq’a fiziksel temasta bulunarak bir hamle yaptı. Lige gelen yeni dominant bir uzun olduğunu belirtmek istiyor gibiydi. Ancak yaşlı aslan, genç bir aslan onun yerini almaya çalıştığında bunu hisseder. Shaq’tan da bir dirsek geldi ve iki oyuncu da teknik faullle cezalandırıldı.
Henüz 18 yaşındayken Shaquille O’Neal gibi bir NBA efsanesiyle boy ölçüşmeye kalkmak, pek mantıklı bir hareket değil. Ancak bu olayın ardından artık bütün NBA, Andrew Bynum’ın kim olduğunu ve neler yapabileceğini öğrenmişti.
Kariyerinin İlerleyişi, Şampiyonluklar, Sakatlıklar
Bynum, 2006-07 sezonunda 82 maçta da forma giydi ve dakikaları arttı. Bunun sonucuyla ortalamaları da 7.8 sayı – 5.9 ribaund’a fırladı. Ayrıca bu sezon Bynum’ın tüm kariyerinde açık ara en çok maça çıktığı normal sezondu.
Kareem Abdul-Jabbar ile çalışması sebep olmuş olacak ki Bynum; sırtı dönük oyun, hook atışlar ve pota koruma konusunda kesinlikle gelişim göstermişti.
2007 yılının başında Kwame Brown’ın sakatlanmasıyla beraber Bynum ilk 5’e geçti. Kısa zaman içinde takımın düzenli pivotu olması gerektiğini gösterdi.
2008 sezonunun başında Phil Jackson Andrew Bynum’ı 6. adam olarak kullanmayı tercih etti. Lakers bu dönemde oynadığı 10 maçın 5’ini kaybetti. Ancak Bynum tekrar ilk 5’e yerleştiğinde Lakers ritim yakaladı ve derecesini 26-11’e kadar yükseltti. İlk 5 başladığı 25 maçta Bynum 14 sayı – 10 ribaund o- 2.4 blok ortalamaları tutturdu. Aynı zamanda %66 saha içi isabetle bu alanda lig lideriydi.
Ne yazık ki bir Memphis Grizzlies maçında sol dizinin üstüne kötü bir şekilde düşmesi, oyuncunun ciddi bir sakatlık geçirmesine sebep oldu. Bundan 3 hafta sonra Lakers, Pau Gasol’ü kadrosuna kattı.
Herkes Bynum’ın playoff’lara sağlıklı girmesini istiyordu. Bu sebeple oyuncu riske atılmadı, ameliyat oldu. Ancak bu ameliyat onun playoff’lar dahil tüm sezonu kaçırmasına sebep oldu. Lakers, finallerde Boston’a kaybetti ve Bynum’ın pota altında getirdiği sertliği çok aradılar.
2008-09 sezonun başında sahalara geri dönen Bynum, 4 yıl – 58 milyon dolarlık yeni bir kontrat imzaladı. Derek Fisher, Kobe Bryant, Trevor Ariza, Pau Gasol ve Andrew Bynum’dan oluşan Lakers ilk 5’i kenardan da Lamar Odom’ın gelmesiyle ligdeki en iyi takım olduğunu kanıtlar nitelikte bir basketbol oynuyordu. 65 galibiyet ile sezonu lider kapatan ekipte Bynum, Los Angeles Clippers‘a karşı kaydettiği 42 sayıyla kariyer rekorunu kırdı.
Ancak bela, Bynum’ın başını bırakmayacaktı. Sezonun 46. maçında bu sefer de sağ dizinden sakatlık yaşayan oyuncu sakatlanmadan önceki son 5 maçında 26 sayı – 14 ribaund ortalamalarıyla oynuyordu.
Sakatlık sebebiyle 32 maç kaçırdıktan sonra nisan ayında, sezon bitmeden hemen önce parkelere geri döndü. Ancak iki dizinden de ağır sakatlıklar yaşamış bir oyuncudan eski formuna dönmesini kolay kolay bekleyemezsiniz. Hele ki bu oyuncu Andrew Bynum cüssesinde, atletizmi oyunu için çok önemli olan bir basketbolcuysa.
Döndükten sonra patlayacılığı ve mobilitesini belli ölçüde kaybettiğini söylemek yalan olmaz. 23 playoff maçında görev alan oyuncu, sadece 7 sayı – 4 ribaund ortalamaları tutturdu. Finallerde Dwight Howard’a karşı fiziksel olarak çok ezilse de Lakers, şampiyonluğu kazanmayı bilmişti. Andrew Bynum 21 yaşında artık bir NBA şampiyonuydu.
Bir sonraki sezon Bynum kendini toparlamış gözüküyordu. Neredeyse double-double ortalamarıyla mücadele eden oyuncu, saha içinden de %57 ile isabet buluyordu. Ancak mart ayında vücudu onu yine yarı yolda bıraktı. Normal sezonun geri kalanını yine sakat geçirdi.
Playoff’un ilk turunda dönse de Oklahoma City Thunder‘a karşı oynanan son maçta sağ dizinden bir sakatlık daha yaşadı. Ancak Bynum her şeye rağmen oynamaya devam etmek istedi ve Lakers, yine finallerdeydi, yine rakibi Boston Celtics‘ti.
7 maça giden ve NBA tarihine geçen seride Bynum 25 dakika süre alarak 7 sayı – 5 ribaund ortalamaları tutturmuştu. Pau Gasol, Bynum’ın bu özverisini yücelten bir açıklama yapmıştı:
“Bu davranışı gerçekten çok etkileyici. Takıma şampiyonluk için yardım etmeyi kendi sağlığının önüne koydu.”
2011 sezonunun başında Bynum henüz 22 yaşında 2 kez NBA şampiyonu olmuş bir oyuncuydu. O yaz ameliyat olmaya karar vermiş ve bu karar sezon başını kaçırmasına sebep olmuştu. Geri döndükten sonra 11 sayı – 9 ribaund ortalamarıyla oynayan oyuncu fena bir sezon geçirmese de o yılın playoff’larında Lakers, Dallas’a süpürülüyor ve eleniyordu.
2011-12 sezonu Bynum’ın kariyerinin belki de en iyi sezonuydu. Oyunun iki yönünde de sahayı inanılmaz domine eden Bynum, çoğu otoriteye göre Dwight Howard’ın arkasından ligin en iyi 2. pivotu konumundaydı. 19 sayı – 12 ribaund ortalamalarıyla oynayıp saha içinden de %56 ile isabet bulan oyuncu, rahatlıkla All-Star seçildi. Bu, onun kariyerinin ilk All-Star maçıydı.
Ayrıca sezon sonunda 2. All-NBA takımına da seçilen oyuncu, playoff’un ilk maçında Denver’a karşı kariyerinin ilk ve tek triple-double’ını (10 sayı – 13 ribaund – 10 blok) yaparak bunların tesadüf olmadığını kanıtlamıştı. Ancak Lakers’ın playoff macerası yine uzun sürmemişti ve artık kadroda bir değişim gerekiyordu.