by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon geride kaldı ve Son 16 etabıyla birlikte önem derecesi fazlasıyla yüksek, heyecanlı karşılaşmalar izliyoruz. Bu sezon organizasyondaki temsilcilerimizden biri olan TOFAŞ, adeta lige damgasını vurmuş durumda.
Normal sezonda F Grubu’nu lider bitirerek adını direkt olarak Son 16 etabına yazdırmayı başaran temsilcimiz, bu süreçteki performansıyla ligde adından söz ettirmeyi başarmıştı. Organizasyonun bu kısmına bakıldığında ise ortaya normal sezondan bile daha sükseli bir tablo çıkıyor.
Bursa ekibi, bir diğer temsilcimiz Darüşşafaka‘nın da yer aldığı zorlu J Grubu’nda çıktığı üç maçı da kazanarak kağıt üzerinde yapılabilecek en iyi başlangıcı yaptı. Üstelik alınan galibiyetler arasında normal sezonda belki de ligin en formda ekibi olarak gözüken BAXI Manresa zaferi de var.
Koç Ahmet Çakı’nın öğrencilerinin kalan maçlarda da pek durmaya niyetleri yok gibi gözüküyor. Mavi-beyazlılar Final Four yolunda ortalığı adeta tozu dumana katarken biz de elbette bu çarpıcı performansa kayıtsız kalamazdık.
Eurohoops Fırın, TOFAŞ’ın Basketbol Şampiyonlar Ligi ve Son 16 serüvenini inceliyor.
Durdurulmaları Çok Zor
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon, organizasyon tarihinin altıncı sezonu. Ligde her geçen sezon heyecan katsayısı giderek artarken değerli kadrolara sahip ekiplerin sayısı da artış eğiliminde. TOFAŞ, bu sezon kurmuş olduğu kaliteli addedilebilecek, geniş rotasyonlu kadrosuyla kesinlikle ligin en önemli takımları arasında yer alıyor.
Bu sezon Ahmet Çakı önderliğinde yeni sezona başlayan temsilcimiz, kadrodaki parçaların birbirleriyle olan uyumu ve bu sayede ortaya çıkan, izlemesi keyif veren basketbolla normal sezonun ardından Son 16 etabında da fark yaratıyor. Yeni sezona Pako Cruz, Kasey Shepherd, Elgin Cook gibi önemli eklemelerle giren Bursa ekibi, bu oyuncuların birbirlerini tamamlayan görüntüsü sayesinde keyif veriyor.
Koç Ahmet Çakı’nın öğrencilerinin belki de hücum kısmında en çok öne çıktıkları nokta, bu seviyeler için savunulması çok zor bir ekip olmaları. Son olarak kısa rotasyonuna Tyler Ennis’in de eklenmesiyle birlikte TOFAŞ’ın elinde Pako Cruz, Berk Uğurlu, Kasey Shepherd, Yiğit Arslan ve Tyler Ennis gibi parkede aynı anda da kullanılabilen birbirinden değerli top yönlendirme silahları var. Bu durum, onları hem yarı sahada hem de açık sahada savunulması çok zor bir hâle getiriyor.
Mavi beyazlıların hücumlarını dikkatli izlediğimizde planlanan yarı saha aksiyonlarının büyük çoğunluğunun kısalara alan açmaya yönelik, onların rahatça karar verebilmesini sağlamayı amaçlayan setler olduğunu görüyoruz. Kısa rotasyonundaki oyuncular, şu ana kadar ortaya koymuş oldukları performanslarla bu durumun hakkını fazlasıyla vermiş durumdalar.
Bu noktada elbette ki bu sezon takıma yeni katılan ve geçtiğimiz senenin Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en değerli oyuncularından biri olan Kasey Shepherd’ın performansı da fazlasıyla kritik. ABD’li oyuncu, beklentilere rağmen normal sezonda tam olarak istenilen derecede bir istikrar seviyesine sahip değildi. Son 16 etabında ise işler değişmeye başladı.
27 yaşındaki oyun kurucu, özellikle takımının oynadığı son iki karşılaşmada da koçunun kendisinden beklediklerini fazlasıyla vermeye başladı. Sahada oldukça geniş bir karar verme özgürlüğüne sahip olan Shepherd; atletizmi, fark yaratan derecede patlayıcılığı ve pas becerisiyle bu seviyelerde fark yaratabilecek bir isim. Onun belli bir istikrarla oynaması, takımı adına ilerleyen dönemlerde de fazlasıyla mühim olacaktır.
Koç Ahmet Çakı, takımına kısaların karar vericiliğinin oldukça ön planda olduğu, pozisyon sayısının çabuk hücumlarla arttırılmaya çalışıldığı ve belki de en önemlisi açık sahadaki verimliliğin fazlasıyla belirleyici olduğu bir basketbol oynatmaya çalışıyor. Bu noktada Tyler Ennis’in de kadroya eklenmiş olması, Bursa ekibinin belki de bir miktar daha seviye atlamasını sağladı.
27 yaşındaki oyun kurucu, yakın denilebilecek bir zamanda Türk Telekom tarafından serbest bırakılmıştı ve daha sonrasında TOFAŞ’la sözleşme imzalamıştı. NBA geçmişi de olan oyuncu, daha önce EuroLeague’in önemli ekiplerinden Fenerbahçe Beko’nun da formasını giymiş olmasına rağmen sakatlıklar peşini bırakmamıştı ve kariyerinde düşüşe geçmeye başlamıştı.
Son olarak Türk Telekom’da da aradığını bulamayan oyuncu, yeni takımıyla sağlam bir başlangıç yapma niyetindeydi. Geride kalan üç karşılaşmaya baktığımızda ise sezonun ortasında gelen bu hamlenin iki taraf için de en azından şimdilik gayet pozitif sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruz.
Ennis, belli bir seviyenin üzerindeki atletizmi ve yüksek oyun zekasının yanı sıra bir kısa için fizikli olarak nitelendirilebilecek bir vücut yapısına sahip. Bu durumu hücumda bol bol boyalı alana penetre ederek ve bu şekilde üretim sağlayarak değerlendirebilen oyuncu, işin savunma tarafında da özellikle rakip kısalara ve perde sonrası oyuncu değişmelerde karşısında kaldığı oyuncuya karşı avantaja çevirerek takım savunmasına büyük katkı sağlıyor.
ABD’li oyun kurucunun takımına kattığı bir diğer pozitif katkı ise savunmadaki artıları sayesinde koçu Ahmet Çakı’ya sahada çift kısayla, hatta zaman zaman üç top yönlendiriciyle kalabilme imkanı sağlayabiliyor olması. Bu durumlarda TOFAŞ, oynadığı hareketlilik derecesi yüksek basketbol tarzının da sayesinde hücumda durdurulması çok daha güç bir ekip haline dönüşüyor.
Son olarak elbette mavi-beyazlıların değerli uzun oyuncularına değinmemek olmaz. Kısaların ön planda olduğu ekiplerde takdir edersiniz ki uzun-kısa uyumu başarı adına her daim belirleyici olur. Bu noktada takımda ikinci sezonunu geçiren deneyimli uzun Jeremy Simmons ön plana çıkıyor.
Deneyimli uzun, kendi mevkiindeki oyunculara göre daha az fizikli ve nispeten kısa bir isim olmasına rağmen hücum kısmında getirdiği artılar sayesinde takımının oyununa koçunu mutlu edecek şekilde uyum sağlamayı başarıyor. Özellikle etkili orta mesafeleriyle fark yaratan Simmons, bu sayede rakip uzunları çemberden uzaklaştırarak takımının etkili kısalarına da alan açmayı başarıyor.
Koç Ahmet Çakı, uzun rotasyonunun bir diğer parçası olarak belki de ligin en değerli oyuncularından birine sahip. Uzun zamandır ülkemizde adına aşina olduğumuz Tomislav Zubcic, bu sezonda da geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi fark yaratıyor.
Deneyimli oyuncu çoğu zaman 4 numara olarak kullanılıyor olsa da Zubcic’in kısa beşlerde 5 numarada da konumlanabiliyor olması, onu ligin en değerli parçalarından biri kılıyor. Oldukça keskin bir dış şut tehdidine ve yüksek oyun zekasına sahip olan Zubcic, skor becerilerinin yanı sıra ortalama üstü pasörlüğüyle de özellikle takımının yarı saha hücumuna çok büyük fayda sağlıyor.