by Joe Vardon / Çeviri: Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 1 Şubat 2022 tarihlerinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Ellerinde kahve, burunlarında kızarmış noodle kokusu ile San Francisco Uluslararası Havaalanında dikiliyorlardı fakat duyularındaki bu hoş dürtülerin tadını çıkaracak zaman değildi.
United’ın Tokyo uçuşu için hoparlörlerde son çağrı yapıldığında karınları, can sıkıntısı ile kasılmaya başladı.
“Korkunçtu. Korkunç olmadığını söyleyemem” diyor biri, The Athletic’e.
O uçakta olmaları gerekiyordu. Neticede Yaz Olimpiyatları, Tokyo’da düzenlenecekti. SFO’dan 8 bin kilometreden fazla Pasifik Okyanusu üzerinde uçtuktan sonra Japonya başkentine doğrudan gitmekten daha iyi bir seçenek yoktu. Tam 11 saatlik yol.
Neden? Onlar, suçun kendilerini desteklemesi gerekirken yüzüstü bırakan insanlarda olduğunu söylüyorlar. Asil bir şekilde.
Ne kabus ama… Bu durumda bir Nijerya kabusu… Geçen yaz Olimpiyatlar’da oynayan Nijerya Erkek Basketbolu takımı için bu, kaçınılabilecek birçok lojistik felaketten biriydi.
Fakat böyle olmadı. NBA sezonunun başında seyahatler esnasında yollarımızın kesiştiği Nijerya milli takımı oyuncularına Tokyo’dan sonra kendilerine gelip gelmediklerini sorarak komiklik ettiğimi düşündüğüm anlarda gözleri dehşetle büyüyor, kaşları kalkıyor veya başlarını sallayarak hikayeyi anlatıyorlardı.
Oyuncular, koçlar olmadan kendi antrenmanlarını yapmıştı.
Japonya’ya giden bazı yardımcı koçlar, Olimpiyatlar’da kabul edilmemişti.
Yardımcı koçlardan biri, yastık ve yorgan olmadan antrenman masasında uyumak zorunda kalmıştı.
Takım, ilk COVID-19 testine son anda yetişmiş, neredeyse ilk maçını kaçırmıştı.
Bir oyuncu, yanlış pasaporta sahip olduğu için az kalsın evine dönemiyordu.
Koçlar bugün bile ne ücretlerini alabilmiş ne de koçların masrafları karşılanmış durumda.
Bunların yanında önemsiz kalsa da Nijerya takımı, çıktığı üç maçı da kaybetti.
Pek de sürpriz olmadı tabii bu durum.
“Mike Brown her şeyi yaptı. Yiyecek servisini ayarladı, antrenman ve otelleri organize etti. Tabii iyi de bir takım kurmuştu ama inanılmazdı. Oyuncular, işlerin gidişatından ötürü çok mutluydu.”
Mike Brown’ın teknik ekibinin bir üyesi
Nijerya Milli Takımı ile ilgili hiçbir şey bilmiyorsanız Mike Brown’ın takımın baş antrenörü olduğunu duymak sizi şaşırtabilir.
Evet, Golden State‘te Steve Kerr’ün baş asistanlığını yapan, kendisinin de geniş bir NBA baş antrenörlüğü deneyimi bulunan Mike Brown. Ne kendisi ne de anne-babası Nijerya’da doğdu fakat bunun bir önemi yok. Ülkeler, Olimpiyat takımlarına kimin koçluk yapmasını istiyorlarsa onu göreve getirebiliyorlar. Brown, Denver Nuggets‘tan İspanya doğumlu Jordi Fernandez’i baş yardımcısı olarak göreve getirmişti.
Brown’ın takıma aldığı oyuncuların birçoğu NBA oyuncularıydı. Belki çok bilinen isimler değillerdi -gerçi, Jahlil Okafor’u mutlaka duymuşsunuzdur- fakat ligde daha önce deneyimi bulunan oyuncularla dolu bir kadroydu. Gabe Nnamdi Vincent, Ekpe Udoh, Precious Achiuwa, Josh Okogie, Chimezie Metu, KZ Okpala, Miye Oni gibi isimler… Bu oyuncular ya Nijeryalı ya da kökleri Nijerya’ya dayanıyor. Bu da onların milli takımda oynamasını mümkün kılıyor.
Brown, Nijerya takımı için NBA’de bir organizasyon ve hatta daha da iyisi, ABD Milli Takımı gibi bir ekip kurmaya çalıştı. Bir video koordinatörü (James Laughlin, Pelicans), bir analiz koçu (Sammy Gelfand, Pistons), malzeme sorumlusu (Danny Alonzo, Warriors), baş çalıştırıcı (Roger Sancho, o dönemde Warriors’ta çalışıyordu), Sancho’ya bir yardımcı ve bir de masöz görevlendirdi.
Brown, Nijerya Milli Takımı için Haziran ayında Oakland Marriott ve Merritt College’da, Warriors’ın eski tesislerinde iki ayrı yer ayırttı. Haftada bir kez Nijeryalı bir şefin yemekleriyle öğle yemeği yenilmesini sağladı.
Antrenman kampı, Nijeryalı oyuncuların ABD, İspanya ve Arjantin Milli Takımları ile Olimpiyat hazırlıklarında karşılaşacağı Las Vegas’a taşındığında Brown’ın oyuncuları, Park MGM Hotel and Casino’da konforlu bir şekilde kaldı.
Brown’ın ayrıntılara dair takıntıları işe yaradı. Nijeryalılar, ABD Milli Takımı’nı Las Vegas’ta mağlup ederek uluslararası basketbol tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza attılar ve bununla da kalmayıp Arjantinlileri de mağlup ettiler.
ABD maçında Nijeryalı oyuncular, ABD’nin potada kalan bir şutunu oradan çekip aldı. Bu hareket, NBA’de olsa sayının verileceği fakat uluslararası basketbolda geçerli müdahale olarak kabul edilen bir hareket. Brown, Nijeryalı oyunculara bunu öğrettiği için Gelfand’i takdir etti.
“ABD Milli Takımı’nı yenerek tarih yazdık fakat Olimpiyatlar’da çeyrek finale kalsak daha büyük bir tarih yazmış olurduk” diyor koçlardan biri.
Nijeryalı oyuncular, Vegas’ta ayrıntılara dikkat ederek kazandılar. Oradan ayrıldıktan sonra ayrıntılar artık Brown’ın elinde değildi.