Bir Olimpiyat Kabusu: Nijerya Milli Takımının Korkunç Tokyo Macerası

18/Şub/22 08:59 Şubat 18, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

18/Şub/22 08:59

Eurohoops.net

Nijerya Milli Takımı’nın başına Tokyo’da gelenler, profesyonel sporun herhangi bir aşamasında hayal edilemeyecek şeyler… Eurohoops Çeviri anlatıyor!

by Joe Vardon / Çeviri: Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 1 Şubat 2022 tarihlerinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Ellerinde kahve, burunlarında kızarmış noodle kokusu ile San Francisco Uluslararası Havaalanında dikiliyorlardı fakat duyularındaki bu hoş dürtülerin tadını çıkaracak zaman değildi.

United’ın Tokyo uçuşu için hoparlörlerde son çağrı yapıldığında karınları, can sıkıntısı ile kasılmaya başladı.

“Korkunçtu. Korkunç olmadığını söyleyemem” diyor biri, The Athletic’e.

O uçakta olmaları gerekiyordu. Neticede Yaz Olimpiyatları, Tokyo’da düzenlenecekti. SFO’dan 8 bin kilometreden fazla Pasifik Okyanusu üzerinde uçtuktan sonra Japonya başkentine doğrudan gitmekten daha iyi bir seçenek yoktu. Tam 11 saatlik yol.

Neden? Onlar, suçun kendilerini desteklemesi gerekirken yüzüstü bırakan insanlarda olduğunu söylüyorlar. Asil bir şekilde.

Ne kabus ama… Bu durumda bir Nijerya kabusu… Geçen yaz Olimpiyatlar’da oynayan Nijerya Erkek Basketbolu takımı için bu, kaçınılabilecek birçok lojistik felaketten biriydi.

Fakat böyle olmadı. NBA sezonunun başında seyahatler esnasında yollarımızın kesiştiği Nijerya milli takımı oyuncularına Tokyo’dan sonra kendilerine gelip gelmediklerini sorarak komiklik ettiğimi düşündüğüm anlarda gözleri dehşetle büyüyor, kaşları kalkıyor veya başlarını sallayarak hikayeyi anlatıyorlardı.

Oyuncular, koçlar olmadan kendi antrenmanlarını yapmıştı.

Japonya’ya giden bazı yardımcı koçlar, Olimpiyatlar’da kabul edilmemişti.

Yardımcı koçlardan biri, yastık ve yorgan olmadan antrenman masasında uyumak zorunda kalmıştı.

Takım, ilk COVID-19 testine son anda yetişmiş, neredeyse ilk maçını kaçırmıştı.

Bir oyuncu, yanlış pasaporta sahip olduğu için az kalsın evine dönemiyordu.

Koçlar bugün bile ne ücretlerini alabilmiş ne de koçların masrafları karşılanmış durumda.

Bunların yanında önemsiz kalsa da Nijerya takımı, çıktığı üç maçı da kaybetti.

Pek de sürpriz olmadı tabii bu durum.

“Mike Brown her şeyi yaptı. Yiyecek servisini ayarladı, antrenman ve otelleri organize etti. Tabii iyi de bir takım kurmuştu ama inanılmazdı. Oyuncular, işlerin gidişatından ötürü çok mutluydu.”

Mike Brown’ın teknik ekibinin bir üyesi

Nijerya Milli Takımı ile ilgili hiçbir şey bilmiyorsanız Mike Brown’ın takımın baş antrenörü olduğunu duymak sizi şaşırtabilir.

Evet, Golden State‘te Steve Kerr’ün baş asistanlığını yapan, kendisinin de geniş bir NBA baş antrenörlüğü deneyimi bulunan Mike Brown. Ne kendisi ne de anne-babası Nijerya’da doğdu fakat bunun bir önemi yok. Ülkeler, Olimpiyat takımlarına kimin koçluk yapmasını istiyorlarsa onu göreve getirebiliyorlar. Brown, Denver Nuggets‘tan İspanya doğumlu Jordi Fernandez’i baş yardımcısı olarak göreve getirmişti.

Brown’ın takıma aldığı oyuncuların birçoğu NBA oyuncularıydı. Belki çok bilinen isimler değillerdi -gerçi, Jahlil Okafor’u mutlaka duymuşsunuzdur- fakat ligde daha önce deneyimi bulunan oyuncularla dolu bir kadroydu. Gabe Nnamdi Vincent, Ekpe Udoh, Precious Achiuwa, Josh Okogie, Chimezie Metu, KZ Okpala, Miye Oni gibi isimler… Bu oyuncular ya Nijeryalı ya da kökleri Nijerya’ya dayanıyor. Bu da onların milli takımda oynamasını mümkün kılıyor.

Brown, Nijerya takımı için NBA’de bir organizasyon ve hatta daha da iyisi, ABD Milli Takımı gibi bir ekip kurmaya çalıştı. Bir video koordinatörü (James Laughlin, Pelicans), bir analiz koçu (Sammy Gelfand, Pistons), malzeme sorumlusu (Danny Alonzo, Warriors), baş çalıştırıcı (Roger Sancho, o dönemde Warriors’ta çalışıyordu), Sancho’ya bir yardımcı ve bir de masöz görevlendirdi.

Brown, Nijerya Milli Takımı için Haziran ayında Oakland Marriott ve Merritt College’da, Warriors’ın eski tesislerinde iki ayrı yer ayırttı. Haftada bir kez Nijeryalı bir şefin yemekleriyle öğle yemeği yenilmesini sağladı.

Antrenman kampı, Nijeryalı oyuncuların ABD, İspanya ve Arjantin Milli Takımları ile Olimpiyat hazırlıklarında karşılaşacağı Las Vegas’a taşındığında Brown’ın oyuncuları, Park MGM Hotel and Casino’da konforlu bir şekilde kaldı.

Brown’ın ayrıntılara dair takıntıları işe yaradı. Nijeryalılar, ABD Milli Takımı’nı Las Vegas’ta mağlup ederek uluslararası basketbol tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza attılar ve bununla da kalmayıp Arjantinlileri de mağlup ettiler.

ABD maçında Nijeryalı oyuncular, ABD’nin potada kalan bir şutunu oradan çekip aldı. Bu hareket, NBA’de olsa sayının verileceği fakat uluslararası basketbolda geçerli müdahale olarak kabul edilen bir hareket. Brown, Nijeryalı oyunculara bunu öğrettiği için Gelfand’i takdir etti.

“ABD Milli Takımı’nı yenerek tarih yazdık fakat Olimpiyatlar’da çeyrek finale kalsak daha büyük bir tarih yazmış olurduk” diyor koçlardan biri.

Nijeryalı oyuncular, Vegas’ta ayrıntılara dikkat ederek kazandılar. Oradan ayrıldıktan sonra ayrıntılar artık Brown’ın elinde değildi.

“Yola çıkmamız gereken gün her şey ertelenip durdu. Neler olup bittiğini merak ediyorduk.”

Nijerya Milli Takımı’nda bulunan bir oyuncu

Bunu anlamak için lojistik konusunda master yapmış olmaya gerek yok.

Nijerya Milli Takımı’nın Olimpiyatlar’daki ilk maçı, 25 Temmuz Pazar günü uluslararası basketbolun en iyi, en derin takımlarından Avustralya Milli Takımı ile oynanacaktı.

Tokyo ile Amerika’nın Batı yakası arasında 17 saatlik dev bir zaman farkı var ve tabii A Noktası’ndan B Noktası’na gitmek de hâliyle yarım günlük vakit alıyor.

Zaman farkına ve Olimpiyat ortamına alışabilmek için Nijerya takımının San Franciso’dan 19 Temmuz’da çıkıp Tokyo’ya 20 Temmuz’da ulaşmaları gerekiyordu. Hayal kırıklığının kucak açıp kendilerini beklediği oyuncular da planın bu olduğunu düşünüyordu. Ta ki ayın 19’u gelip geçene kadar.

 

Teknik ekipten birine göre 20 Temmuz gününe kadar uçak biletleri bile alınmamıştı. Takım, 21 Temmuz’da yola çıktı. Dokuz saatlik bir uçuş sonrasında Frankfurt’a ulaştı ve daha sonrasında 12 saatlik Tokyo uçuşunu beklemeye başladı.

Nijerya takımı Tokyo’ya ulaştığında tarihler 23 Temmuz’u gösteriyordu. Takım yorgunluktan bitmiş, aç düşmüş ve fark ettiklerinden daha fazla acele ettirilmiş bir hâldeydi. Olimpiyat Oyunları Açılış Seremonisi, onların ülkeye ulaşmasından birkaç saat sonra başlıyordu.

“Benim derdim yemek yemekti” diyor bir oyuncu. “Kimse seremoniye gitmek istemedi çünkü çok açtık. Uçaktan indik ve herkes seremoniyi düşünüyordu. Ben ‘Yok, önce yemek yemem lazım’ dedim.”

Takımın üyeleri arasında konuştuğum her biri, uçak rezervasyonunun yapılmamış olmasını maliyete bağlıyor. Yetkililer, bu yazı için sorularıma cevap vermediklerinden sebebini tam anlamıyla bilmek mümkün değil. Ayrıca daha önce uçak bileti almış herkes, biletleri seyahate daha yakın bir tarihte almanın daha maliyetli olduğunu bilir. Öyleyse Nijerya hükümetinin biletleri almak için bu kadar bekleyip takımı Frankfurt aktarmalı göndererek ne kadar tasarruf ettiğini hesaplamak da zor olacaktır.

“30 saat uçmak sizin için daha ucuzsa ve kendi biletiniz yerine başkasının biletini ödüyorsanız bunu yapar mısınız?” diye soruyor bir oyuncu, alaycı bir gülüş ile.

Bu sorunlardan kaçınmak için birlikte çalışan (ya da çalışması gereken) iki kurum, Nijerya Olimpiyat Kurulu ve Nijerya Basketbol Federasyonu’na bırakılan mesajlara da geri dönüş yapılmamıştı.

Kadın takımı ise turnuvayı üç maçta üç mağlubiyet ile 11. sırada tamamladı. Belki de basketbol takımlarının en temel destekten bile yoksun bırakılırken bu yıl Afrika Uluslar Kupası’nda mücadele eden futbol takımına turnuvayı kazanmaları hâlinde ekstra ödül parası ve atılan her bir gol için bireysel teşvik sözünün verilmesi, ülkede futbol ve basketbolun nasıl konumlandırıldığı konusunda farkı gösteriyordur.

Yine de hiçbir takım, Nijerya Erkek Basketbol Takımı’nın iddia ettiği şekilde muamele görmemeli.

Kötü seyahat planlaması ve fon eksikliği konusunda bu olayın geçmişte de talihsiz bir örneği var. 2019 yazında Nijerya Milli Takımı, FIBA Dünya Kupası için neredeyse Çin’e gidemiyormuş zira uçuş için gerekli ücret, son ana kadar aktarılmamış.

Ayrıca Olimpiyatlar bittiğinde oyunculardan biri, Tokyo’da takım arkadaşlarından daha uzun kalmak zorunda kalmış zira yanında yalnızca Nijerya pasaportu varmış. Kimsenin kendisine hem Nijerya hem de Amerika pasaportlarını taşıması gerektiğini söylemediğini iddia ediyor.

Nijerya Milli Takımı, yönetici organı yönetim kurulunu belirlemek için seçim düzenlemek gibi en temel kuralları uygulamadığı için 2024 Olimpiyatları’na kalmak için önemli bir turnuva olan 2023 FIBA Dünya Kupası’ndan diskalifiye edilme riski ile karşı karşıya.

Hatta… Geçen yaz San Francisco’dan Frankfurt’a giden o tarifeli uçakta bütün takım beraber bile değilmiş. Kimse başka bir uçuşla gelecek kişilere durumu anlatma zahmetine bile girişmemiş.

“‘Burada size yer ayırtılmamış’ dediler” diyor bir oyuncu. “‘Ne demek istiyorsunuz? O zaman ben Tokyo’ya gitmiyorum galiba’ dedim. Dediler ki ‘Hayır, senin biletin United’dan.’ Ben de ‘Tamam’ dedim, ‘görüşürüz o zaman. Uçuşuma bir saat var, yola koyulayım.'”

Tokyo’da ise Olimpiyat Kurulu, bazı Nijeryalı sporcuların müsabakalar öncesi uygun testlere girmedikleri gerekçesiyle Olimpiyatlar’dan diskalifiye edilmesiyle suçlandı. Bu da yine bariz bir mantık hatasıydı.

Bu durum, Nijerya Milli Takımı için gerçekleşmedi fakat o takımın acıları daha yeni başlıyordu.

“Bu konu epey ciddi. Olimpiyatlar’da ilk maçımıza çıkacağız ve koçumuz etrafta yok! Çılgınlık bu.”

Nijerya Milli Takımı’nda bulunan bir oyuncu

Nijerya Milli Takımı’nın otobüsleri Olimpiyat Köyü’ne doğru giderken Brown’ın takım kaptanlarına kötü bir haberi vardı.

Koçların büyük bir bölümü ve idari ekibin ciddi bir kısmının akreditasyonları yoktu. Köye giremediler. Maçlara gidemediler. Brown, sorun çözülene kadar o insanlarla kalacaktı.

23 Temmuz Cuma akşamı oyuncular, Olimpiyat Seremonisi’nde giyecekleri kıyafetleri bulmak için malzeme çantalarını didik didik etmek zorundaydılar ve köye gittiklerinde seremoniye 45 dakika geç kalmışlardı bile.

Bu tabii görece küçük bir sorun fakat oyuncular için yapılan kıyafetlerin hiçbiri Tokyo’ya ulaşmamıştı. Her şey, her oyuncu için aynı boyuttaydı.

Ayrıca Cumartesi günü için planlanan iki antrenmanda da oyuncuların kendi başlarının çaresine bakması gerekiyordu.

“Olimpiyatların ilk maçı öncesi koçsuz çalışmak zorundaydık. Masaj terapistinin veya antrenörlerden birinin neden orada olmadığını düşünecek vakit yoktu” diyor bir oyuncu. “Formalarımızın, ayakkabılarımızın nerede olduğunu anlamak ve herkesin formasına kavuşmasını sağlamak için malzemecimizi arayıp soruyordum.”

24 Temmuz günü Brown, ikinci antrenmanın ikinci yarısına kadar takıma katılmadı. Cuma akşamını ve Cumartesi sabahının büyük bölümünü Olimpiyatlar için ekibine akreditasyon çıkarttırmaya çalışarak geçirdi fakat şansı çok yaver gitmedi.

Fernandez, Sancho ve Alonzo, Avustralya maçından birkaç saat önce akreditasyonlarını aldılar. Üç isme köyde iki yataklı bir oda verildi ve biri, antrenman masasının üzerinde uyumak zorunda kaldı.

Teknik ekibin kalanı ise Tokyo’da olmalarına rağmen Olimpiyatlar’a gidemedi.

“İki ay boyunca k*çlarını yırtarak çalışmış insanlardan bahsediyoruz. Bir maça giderek bile mükafatlarını alamadılar” diyor bariz şekilde hayal kırıklığına uğramış bir teknik ekip üyesi. “Olimpiyat Köyü’ne giremediler, hiçbir şey yapamadılar. Olimpiyat deneyimi onlar için bir hiç uğruna yapılmış onca iş oldu.”

Oyuncular ise maçtan bir gün önce neredeyse COVID testlerini kaçırıp Avustralya maçına çıkamıyorlarmış. Oyuncular antrenmanı yönetme, Brown ekibini Olimpiyat sürgününden kurtarma telaşesindeyken Nijerya destek ekibi de akreditasyonları olduğu hâlde kurallara uyma konusunda yeterince hızlı olmayınca kimse, Nijerya takımının yaptırması gereken günlük testleri düşünmemiş, çok geç olmadan numunelerin nereye bırakılacağını bulamamıştı.

“Test yapılması gerektiğini bile bilmiyorduk” diyor bir oyuncu. “Sürekli yeni bir şey çıkıyordu, dikkatimizi dağıtacak yeni bir şey oluyordu.”

Bir şekilde Olimpiyatlardaki ilk maçında Nijerya, Avustralya karşısında devreye 3 sayı farklı geride gitti. Fakat daha sonrasında gerçekler gün yüzüne çıktı ve maçı 17 sayı farkla kaybettiler. Buradan geri dönüş yoktu.

Birkaç gün sonra Almanya, Nijerya’yı 7 sayı farkla geçti ve daha sonrasında da İtalya, 9 sayı farkla kazandı. Olimpiyatlar, Nijerya için neredeyse maçlar başlar başlamaz bitmişti. Madalya kazanılmamıştı. İşte böylece bitmişti.

“Bir noktada ya mazeret üretiyorsunuz ya da bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorsunuz fakat her şey o kadar çabuk olup bitti ki buna da vakit yoktu” diyor bir oyuncu. “Bunu kim unutacak, kim anlatacak? Kim bugün maça çıkmayacak? Otobüs vaktimiz doğru mu?

Hiç bitmedi ve çok fazla geldi. Hiç huzur bulamadım.

“Yine de Olimpiyat oyuncusuyum. Sonsuza dek Olimpiyat oyuncusu olacağım. Sadece nasıl olabileceğini düşününce böyle bitmiş olması üzücü.” 

Nijerya Milli Takımı’nda bulunan bir oyuncu

Nijerya Milli Takımı, Tokyo’da rakipleri tarafından saf dışı bırakıldıktan sonra eşyaları toplayıp eve dönmekten başka yapacak bir şey yoktu. Sacramento Kings‘den Chimezu Metu, İtalya mağlubiyeti sonrası açıklamalarında olan bitene biraz değindi:

“Nijerya’yı, ülkemizi temsil eden birçok oyuncu için her şeyi riske atmaya hazırız fakat hükümetimiz ve Nijerya Olimpiyat Kurulu, çıkıp yalnızca sporunuzu yapmayı fazlasıyla zorlaştırıyor. Ayrıntılara dikkat edilmedi ve Nijerya Olimpiyat Kurulu da hükümet de sporcuların gösterdiği ağır çalışmalar konusunda empati yapmadı.

Koç Mike Brown’ı tebrik ederim. Bizim için büyük riskler aldı.”

İşte bu kadar… Nijerya Milli Takımı’nın sıkıntılı Tokyo seyahatinin sonu böylece gelmişti. Neredeyse…

Nijerya Milli Takımı’nın Tokyo’dan ayrılıp evlerine gitme vakti geldiğinde oyuncuların birçoğu, ABD’ye dönüş biletlerini kendileri almak zorunda kaldı.

Neden?

Çünkü Nijerya Olimpiyat Kurulu, oyuncuları Amerika’ya götürecek uçuş rezervasyonunu bir kez daha aktarmalı yapmıştı. Aktarma -bildiniz- Frankfurt’tan yapılacaktı.

Yine yanlış yönde gideceklerdi.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Tags NBA