by David Aldridge – Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 11 Şubat 2022 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA 75’e hoş geldiniz. Ligin 75. yılına özel The Athletic, tarihin en iyi 75 oyuncusunu sıralıyor. 18 Şubat’a kadar haftanın her günü, The Athletic’in NBA staff’ı tarafından belirlenen yeni bir oyuncu açıklanacak.
Dört bin yüz yirmi dört.
Wilt Chamberlain’in 63 yıllık olaylarla dolu, inanılmaz hayatıyla ilgili onca sayıdan en öne çıkanı 4124.
Bu sayı, Wilt Chamberlain’in Phildelphia Warriors‘ı ile New York Knicks‘in o zamanlar adı Hershey Sports Arena olan sahada karşılaştığı maçı izlemeye gelen insan sayısı. Orada çok daha az insan olması ihtimaller dahilinde. O zamanlar NBA’de katılım sayısı belirlenmesi daha şu anki kadar gelişmiş değildi.
Maçın televizyonda yayını yoktu. Sadece WCAU’dan Bill Campbell’in son çeyreği anlattığı pürüzlü bir radyo kaydı bulunuyor. Knicks‘in hiçbir medyacısı şehre seyahat etmemişti. O zamanlar çok önemsenmeyen bu iş için Philly’den ise birkaç medya mensubu, 95 mil güneydoğudan şehre gitmişti. Ancak Hershey, o zamanlar NBA için bir durak noktasıydı. Takımlar bölgesel desteği ve ilgiyi arttırmak için yakındaki yerlerden geçerken oraya da uğruyordu.
2 saatin ardından Chamberlain, kariyeri ve hayatı için mükemmelliği tanımlayan başarılardan birine imza attı. NBA tarihinde bir maçta 100 sayı atmayı başaran ilk oyuncu oldu. Bu, sonu absürt geçen bir maçta gerçekleşti. İki takım da sürekli birbirine faul yapıyordu. Warriors, topu Knicks’ten geri alıp Chamberlain’e skor üretmek için daha fazla şans tanımak istiyordu. Knicks ise Warriors’ın topu almasını istemiyordu. Tekrardan çok az insanın orada bulunduğunu, maça dair bir video kaydı olmadığını hatırlatmak gerekiyor. Bu da Chamberlain’in hayatında doğruluğu şüpheli bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor.
Yetenekleri harikaydı. Sorulan sorular ise efsanesine efsane katıyor:
NCAA’in serbest atışların faul çizgisinden smaçlanmasını yasaklanmasının sebebi o muydu? Çünkü o, bunu yapabiliyordu.
Sadece insanlar ona bencil olduğunu söylediği için 1967-68 senesinde ligin asist kralı oldu mu?
Otobiyografilerinden birinde belirttiği gibi 20.000 kadınla beraber oldu mu?
Bundan emin olmak için her birinde orada olmak gerekirdi.
The Athletic’in Tarihin En İyi 75 Oyuncusu listesinde 6. sırada bulunan Chamberlain, eşi benzeri olmayan bir güçtü. 2.15 boyunda, 124 kilodaki Chamberlain, eşsiz büyüklüğüne rağmen sahada dengesini kaybetmeden bir balerin gibi hızlı hareket edebiliyordu.
Chamberlain’in 23.924 ribaundu, NBA tarihindeki en yüksek sayı. 1960’da Celtics‘e karşı topladığı 55 ribaund ise tek maç için rekor. Ayrıca Chamberlain, şaşırtıcı bir şekilde 14 yıllık kariyeri boyunca bir kere bile faul sebebiyle oyun dışı kalmadı.
Bulduğu 31.419 sayı, onu bu kategoride tarihin 7.’si yapıyor. Üçlüğün henüz kullanılmadığı zamanlarda oynayan oyuncular arasında ise en yükseği. (NBA tarihinin en çok sayı bulan oyuncusu Kareem Abdul-Jabbar, 20 yıllık kariyerinde sadece 1 üçlük isabeti buldu.)
Chamberlain, 11 kez ligin ribaund kralı oldu. 7 kez sayı kralı oldu, 4 kez MVP seçildi ve 7 defa All-NBA takımlarına seçildi. Hala bir NBA sezonunda (1961-62) 50 sayı ortalaması tutturan tek oyuncu. Aynı zamanda o sezon 25.7 ribaund ortalamasıyla ligte o konuda da başı çekiyordu. Ve o sezon bir maç hariç her maçın tüm dakikalarında sahada kalan Wilt, uzatmaya giden maçları da düşününce 48.5 dakika ortalaması tutturmuştu.
Bill Russel ile olan destansı rekabeti, doğası gereği NBA’i 1960’larda canlı tutan olaydı. Bu ikilinin takımları 9 playoff’un 7’sinde karşı karşıya geldi ve Chamberlain’in takımı sadece 1 kez galip ayrıldı.
Kansas’tan zaman zaman içten ve tamamen sevimli bir görüntü verse diğerlerinin yanında biraz soğuk kalıyordu. Aynı zamanda iyi-kötü bütün ilgiyi üstüne çekiyor, bugünün sosyal medya konjonktüründe sürekli konuşalacak bir tutum sergiliyordu. Wilt’in Instagram hesabını milyonlar takip ederdi. Tweetleri anında okunur, Harlem’de sahip olduğu gece kulübünde çekeceği bir reality dizisi nefessiz izlenirdi.
Chamberlain’in uzun süreli arkadaşı ve lisedeki rakibi; aynı zamanda 1970’lerin başında CBS Sports’ta siyahilerin medyada yer almasına öncülük eden Sonny Hill, “Tarihin en iyi basketbolcusu kim?” sorusunu sordu.
“Soru, ‘Tarihin en iyi winner’ı kim?’ demiyor. Asla o cümleyi duymuyorsunuz. Eğer tarihin en iyi basketbolcusunu arıyorsanız günümüze kadar rekor kitaplarında 100’den fazla rekorun sahibine gitmelisiniz. Şu anda da 35 civarlarında rekorun sahibi. Ve hala kimse bunlara yaklaşamıyor bile. Bu yüzden en iyi basketbolcuyu bulmak istiyorsanız, başardığı şeyler size Wilt Chamberlain dedirtmeli.”
Chamberlain’in ünlü bir sözü var: “Kimse golemi sevmez.” Bu kesinlikle doğru. Ancak kimse ondan nefret de etmiyordu. Bu biraz daha onun ne kadar inanılmaz olduğunu anlayan bilinçli insanların korku hissine benziyordu.
Chamberlain’in kariyer istatistikleri şu şekilde:
Sezon Takım Maç Dakika FG FGA FG% FT FTA FT% TRB AST PF PTS
1959-60 PHW 72 46.4 14.8 32.1 .461 8.0 13.8 .582 27.0 2.3 2.1 37.6
1960-61 PHW 79 47.8 15.8 31.1 .509 6.7 13.3 .504 27.2 1.9 1.6 38.4
1961-62 PHW 80 48.5 20.0 39.5 .506 10.4 17.0 .613 25.7 2.4 1.5 50.4
1962-63 SFW 80 47.6 18.3 34.6 .528 8.3 13.9 .593 24.3 3.4 1.7 44.8
1963-64 SFW 80 46.1 15.1 28.7 .524 6.8 12.7 .531 22.3 5.0 2.3 36.9
1964-65 TOT 73 45.2 14.6 28.5 .510 5.6 12.1 .464 22.9 3.4 2.0 34.7
1964-65 SFW 38 45.9 16.7 33.6 .499 5.5 13.2 .416 23.5 3.1 2.0 38.9
1964-65 PHI 35 44.5 12.2 23.1 .528 5.7 10.9 .526 22.3 3.8 2.0 30.1
1965-66 PHI 79 47.3 13.6 25.2 .540 6.3 12.4 .513 24.6 5.2 2.2 33.5
1966-67 PHI 81 45.5 9.7 14.2 .683 4.8 10.8 .441 24.2 7.8 1.8 24.1
1967-68 PHI 82 46.8 10.0 16.8 .595 4.3 11.4 .380 23.8 8.6 2.0 24.3
1968-69 LAL 81 45.3 7.9 13.6 .583 4.7 10.6 .446 21.1 4.5 1.8 20.5
1969-70 LAL 12 42.1 10.8 18.9 .568 5.8 13.1 .446 18.4 4.1 2.6 27.3
1970-71 LAL 82 44.3 8.1 15.0 .545 4.4 8.2 .538 18.2 4.3 2.1 20.7
1971-72 LAL 82 42.3 6.0 9.3 .649 2.7 6.4 .422 19.2 4.0 2.4 14.8
1972-73 LAL 82 43.2 5.2 7.1 .727 2.8 5.5 .510 18.6 4.5 2.3 13.2
1973-74 Forma giymedi.
Kariyer 1045 45.8 12.1 22.5 .540 5.8 11.4 .511 22.9 4.4 2.0 30.1
Data Basketball Referance sitesinden alınmıştır.
Bu istatistikler hiç gerçekçi durmuyor. Tarihte başka hiçbir oyuncunun bu tarzda istatistikleri olmadı. Biri bu istatistikleri abartmak için uyduruyor gibi: “Chamberlein bu akşam Syracuse’a karşı 12 milyon sayı üretti!”
1969-70 sezonunda, Russel gibi oyuncularla 10 yıl boyunca çarpışmasının ardından Chamberlain 33 yaşına gelmişti. O sezon Lakers ile beraber diz sakatlığı sebebiyle sadece 12 maça çıkabildi. Oynadığı bir düzine maçta Chamberlain 27.3 sayı – 18.4 ribaund ortalamaları tutturdu. All-Star seçilmediği ilk sezon oldu. Chamberlain, sonrasında playoff’larda 22.1 sayı – 22.2 ribaund ile oynarak Los Angeles şehrini bir kez daha final sahnesine taşıdı. Chamberlain’in için sıradan olan bu istatistikler başka bir oyuncu için Hall of Fame’e girme yolu olurdu. Benim tarihteki en beğendiğim istatistik kağıdı olabilir.
Hall of Fame seçilmiş oyuncu Bob Pettit, Chamberlain için “Soyunma odasında oturur ve ‘Tamam, bu gece Wilt yine 50’sini atacak.’ derdik.” ifadelerini kullandı. “Onu, bunu, şunu durdurmamız gerekiyor. Diğer oyuncuları durdurmak zorundasınız çünkü Wilt’in en az 50 sayı atacağı garanti. Ona karşı oynamak ilginç bir deneyimdi.”
Chamberlain için normal olan şeyler başka kimse için normal değildi.
Clippers oyuncuları Montrezl Harrel, Paul George ve Lou Williams, 2020’de Grizllies’e karşı sırasıyla 34, 32 ve 32 sayı bulmuştu. NBA tarihinde aynı takımdan 3 kişi 15. kez 30’dan fazla sayı buluyordu. Bunu ilk kez Oscar Robertson (31 sayı), Jack Twyman (32 sayı) ve Wayne Embry (37 sayı) üçlüsü başarmıştı.
An itibarıyla Raptors‘a basketbol danışmanlığı yapan Embry, maç hakkında “Bizimkiler maçı duyunca kulaklarına inanamadı. Kime karşı olduğunu sordular. Philedelphia’ya karşı dedim. Wilt’e karşı yaptığımızı duyunca daha da şaşırdılar. Üç kişiden biri bendim ve 37 sayı atmıştım. Ancak bunla övünemiyordum çünkü Wilt 52 sayı bulmuştu.” cümlelerini kurdu.
Chamberlain, playoff’lar dahil 122 kere bir maçta 50 veya daha fazla sayı buldu. Sporst Illustrated’in paylaştığı veriye göre tüm lig genelinde 123 kere 50 sayılık performansın yapılması 31 yıl sürdü. Sonunda Chamberlain’in rekoru “kırılmış”tı. 42 yıl sonra, Michael Jordan bu listede 2. sıraya yerleşti. 19 yıl önce emekli olan Jordan, 39 kez bir maçta 50 sayı üretti.
Bu o ve Chamberlain’in arasında 83 maç fark var demek.
Kobe Bryant 26 maçla listede 3., James Harden ise 23 ile 4. sırada bulunuyor. Kimse, Chamberlain’in rekoruna yaklaşmaya yakın bile değil. 199 yılında kalp yetmezliğinden vefat eden Wilt’in rekorlarında öne çıkan da tam olarak bu.
Chamberlain’in maharetleri daha gençken göz önündeydi. Gençken “Deli” Chamberlain olarak bilinirdi. 1953’te 16 yaşındaki Wilt Chamberlain, Philly’de Overbrook High’da oynarken bir gazeteye konu olmuştu. Takma adını, bir arkadaşının evinde alçak bir boruya çarpmaktan gözü morardıktan sonra aldı ve arkadaşlarının, gelecekte bu tür engellerin “altına dalması” gerektiği konusunda onunla dalga geçmesine izin verdi. Son sınıf öğrencisi olarak 1955 yılında Roxborough High’a karşı 90 sayı buldu. Overbrook’tan ayrılırken lise tarihindeki sayı rekorunu kırdı ve takıma iki şampiyonluk bırakırken bahsi geçen süre zarfında 56 galibiyet – 3 mağlubiyetlik bir dereceye sahiptiler.
Bir üst seviyede Chamberlain’in ne konumda bulunacağı o zamanlardan seziliyordu.
Lisedeki son senesinden önceki yazı Kutsher’de, varlıklı ailelerin tatil yaptığı New York’taki Catskill Dağları’ndaki bir tatil yerinde geçirmişti. Ancak Kutsher aynı zamanda üst seviye lise ve kolej basketbolcularını getirip basketbol takımlarında oynatmasıyla da meşhurdu. Oyuncular tatil yerinde komi ve garson olarak çalışarak bahşiş kazanırdı.
Chamberlain, “O yaz Tom Gola, Paul Arizin, Guy Rodgers ve John Chaney’ karşı oynamıştım. Bu adamlar harika birer kolej basketbolculardı. Oyunu nasıl oynamam gerektiğini bana öğrettiler. Ancak o zamanlar Warriors‘ın ilk 5 başlayan Neil Johnston ile de oynamıştım. Onun kıçını lisedeyken bile tekmeliyordum. NBA’de oynayabileceğimi o zaman anlamıştım.” dedi.
Warriors‘ın sahibi Eddie Gottlieb, Chamberlain’in Johnston’ın yerini alması için atılacak tüm adımları atıyordu.
1955 yılında Gottlieb, diğer takım sahiplerini draft haklarını Chamberlain için kullanmaya ikna etmişti. Ancak oyuncuyu 1959 yılında seçmeyi planlıyordu. Chamberlain Kansas’a bağlıydı ve NBA’de oynayabilmesi için lise bittikten sonra 4 yıl beklemesi gerekiyordu. O günlerde NBA takımları kolej oyuncularını bölgesel draft hakları ile bir nevi rezerve edebiliyordu. Bunun sebebi kolej takip eden taraftarların yakınlardaki kolej maçlarından popüler oyuncuları daha kolay benimseyebilmeleriydi.
Kansas hiçbir NBA takımının coğrafi bölgesinde olmadığı için Gottlieb, Chamberlain’in haklarını alabileceğini düşünüyordu. Gottlieb’in en büyük korkusu ise Kustsher’deki koçunun Chamberlain’i Kansas’taki koleje giderek Celtics‘in oyuncunun haklarını almasına yol açmasıydı.
Ancak takım sahipleri, Gottlieb için alışılmadık bir anlaşma yaptı.
Chamberlain’in Kansas’taki takımı 2 sezonunda ulusal bir şampiyonluk kazanamadı. 1957’de NCAA şampiyonluğu maçında North Carolina’ya üç uzatma sonucunda kaybettiler. Ancak kimse onun NBA’deki performansından şüphe duymadı. Chamberlain Kansas’taki son yılını atladı ve o yılı Harlem Globetrotters’ta kırsal kesimde geçirdi. Gottlieb işte o zaman oyuncunun bölgesel haklarını alabildi ve Warriors, 1959 draft’ında oyuncuyu 3. sıradan seçmeyi başardı.
NBA’deki ilk maçında Knicks‘e karşı 48 dakika süre alarak 43 sayı buldu ve 28 ribaund aldı. All-Star maçının MVP’si seçildi ve ligin sayı ile ribaund kralıydı. Chamberlain aynı zamanda NBA tarihinde aynı sezonda hem MVP hem de Yılın Çaylağı ödülünü kazanan ilk oyuncu oldu. (Daha sonra 1968 yılında Wes Unseld de bunu başardı.)
Chamberlain, 3. NBA sezonunda ligi resmen kırdı.
Pettit’in 1958-59 sezonunda 29.2 sayıyla kırdığı normal sezon rekorunu çaylak senesinde 37.6 sayı ortalaması tutturarak çoktan kırmıştı. Bir sonraki sezon Chamberlain kendi rekorunu 38.4’e geliştirdi. 1961-62’de ise Wilt, çitayı göklere çıkardı.
60 sayıdan fazla ürettiği 12 maç oynadı. 70’ten fazla sayı bulduğu ise 2 maç vardı ve bunlardan biri ise 8 Aralık’ta Lakers‘a karşı o zamanlarki tek maç rekorunu kırdığı 78 sayılık maçtı. Ve sonunda, Hershey’de Knicks‘e karşı “ölümsüzlüğü buldu”.
Warriors’ın 16 sayı önde kapattığı ilk çeyrekte 23 sayı üretti. Sayılarının çoğu 1960’da Amerika’nın Olimpiyat Takımı’na Oscar Robertson ve Jerry West ile beraber seçilen New York’un pivotu Darrall Imhoff’a karşı geldi. Imhoff, 1967 yılında All-Star seçildi. Ancak ne olursa olsun o, oyundaki kıdeminin farkındaydı. Bir keresinde The Baltimore Sun’dan Alan Goldstein’a “NBA’deki her yedek pivot da bir yedek pivota ihtiyaç duyar, ben oyum.” demişti.
İlk yarı bittiğinde Chamberlain’in 41 sayısı vardı. Üçüncü çeyreğin sonunda ise bu 69 oldu.
4. çeyreğin başlamasıyla tarih yazılma senaryoları da ortaya çıkmaya başladı. 70 sayı garantiydi. 80 sayı olasıydı. Daha fazlasını yapabilir miydi? Belki 90? Bir karşılaşmadan çok bilimsel deneye benzeyen maç, daha fazlasına olanak sağladı.
Chamberlain, maçın bitimine 7 dakika 51 saniye kala bulduğu basketle kendisine ait tek maç rekorunu geçmişt bile. Birkaç saniye sonraki iki serbest atış, onu NBA tarihinde 80 sayıya ulaşan ilk oyuncu yaptı.
Gary Pomerantz, “Wilt, 1962: The Night of 100 Points and the Dawn of a New Era.” adlı kitabında “Warriors’taki takım arkadaşları onu bütün sezon resmen kaşıkla besler gibi besledi.” demişti.
“Koçun emri öyleydi. Sahadaki ve saha dışındaki eksiklerini biliyordu. Onun için eğer bir maçta 100 sayı atmak istese takım arkadaşlarının tepkisinin ne olacağını düşünmek mantıklıydı. Cevabı bilmiyordu – o ana kadar. Takım arkadaşları durumu kabullenmişti. Yeteneği, onları da kendi etkisi altına almıştı.”
3 dakikadan az kala 90 sayıya ulaşmıştı. 2:28 kala 92, turnikeyle 94, hızlı hücumla 96…
1 dakikadan az süre kala Philly guard’ı York Larese potaya devrilen Chamberlain’i buldu. 1 dakika 1 saniye kalmıştı ve o, 98 sayıdaydı. Campbell mikrofona eğildi ve “Lise çocuklarıyla oynuyor olsanız bile bu çok fazla sayı, öyle değil mi?” dedi.
Philly’nin bir sonraki pozisyonunda Rodgers yine Knicks faul yapamadan Chamberlain’i buldu. Chamberlain hızlıca bir şut denedi ve kaçırdı. Çaylak oyuncu Ted Luckenbill hücum ribaundunu aldı ve topu hemen Chamberlain’e geri verdi. Ancak Wilt, yine kaçırdı. Luckenbill, Philly için yine oradaydı.
Campbell o anları “Ribaund, Luckenbill! Ruklick’e geri döndü, ondan da Chamberlain’e – başardı! Başardı! Başardı! Taraftarlar sahada! Maçı durdurdular! Wilt Chamberlain için tam 100 sayı! Maçı durdurdular! İnsanlar onun etrafında toplanıyor! Takım arkadaşları onun etrafında. Taraftarlar yerlerinden sahaya çıkıyor!” şeklinde dile döktü.
Campbell’in bu anlatışı da Chamberlain’in efsanesinde yer aldı. 26 yıl sonra, 1988’de Campbell’in 4. çeyrek kaydı bulunabildi. Kayıt, Massachusetts Üniversitesi’ndeki bir öğrenci tarafından alınmıştı, ancak öğrenci maçı dinlerken uyuyakalmıştı. Ardından gece uyanınca dünya üzerinde o yayının tek kaydının o olduğunu bilmeden maçın yayını tekrar dinledi ve kaydetti. (2016 yılında Library of Congress, bu kaydı önemli anların ve şarkıların toplandığı National Recording Registry’e ekledi.)
Chamberlain, saha içinden 36/63, serbest atıştan ise 28/32 ile oynadı.
O gece başarmak için ne kadar zorladığını, başardığı şeyin eşsizliği ve önemi Chamberlain’e gelmemişti.
Pluto’ya “100 sayılık maç, benim için hiçbir zaman diğer insanlar için olduğu kadar önemli olmayacak. Çünkü o olaydan utanıyorum. 80 sayıya geldiğimde 100’e ulaşmak için çok zorladım ve bu, maçı mahvetti. Normalde asla atmayacağım şutlar attım. Yani, 63 şut nedir? Sahada o kadar şut dene ve sonra gör bakalım bir daha seni kimse takımında istiyor mu.” dedi.
Ancak Chamberlain’in dominantlığını baltalayan şey Russell’ın Celtics‘ini bir türlü yenememesiydi.
Onlar arkadaştı. Eğer Celtics ve Philly tatilden önce karşılaştıysa Noel yemeğini beraber yerlerdi. Ancak Russell, Chamberlain’in istediği şeylere sahipti: Şampiyonluklar. Muhtemelen Chamberlain de Russell’ın istediği şeylere sahipti: Bireyse başarılar. Birbiriyle ateşli bir rekabetleri vardı. Oynadıkları zamanlar 8 NBA takımı olması sebebiyle (1961 sezonunun başında bu sayı 9 oldu) birbirleriyle defalarca karşılaştılar. Ancak normalden çok daha sık şekilde Russell’ın takımı galip geldi.
Stathead sitesine göre Russell ve Chamberlain; normal sezonda 94, playoff’larda ise 49 kez karşı karşıyt geldi.
Normal sezon karşılaşmaları: Russell 57 galibiyet, Wilt 37 galibiyet.
Playoff karşılaşmaları: Russell 29 galibiyet, Wilt 20 galibiyet.
Sadece 1967 yılında Chamberlain’in normal sezonu 67-15 bitirmiş takımı Russell’ın Celtics’ini playoff’larda yenmeyi başardı ve o sezon NBA şampiyonu oldu. Wilt, sonunda kazanan taraf olmuştu.
Chamberlain her zaman Celtics’in Russell’ı daha yetenekli oyuncularla çevrelediğini savunur. Bu, tartışılabilir bir nokta. Russell; Bob Cousy, Sam Jones, K.C. Jones, John Havlicek ve Tommy Heinsohn dahil 11 Hall of Fame oyuncuyla beraber oynadı. Ancak Chamberlain de hiç böyle bir oyuncuyla forma giymemiş değildi. Philly ve Lakers’tayken birden fazla Hall of Famer ile forma giydi: Gola, Rodgers, Arizin, Greer, Al Attles, Billy Cunningham, Chet Walker ve kariyerlerinin sonlarında da olsalar Elgin Baylor ile West…
1966’da yayınlanan “Go Up for Glory” adlı otobiyografisinde Russell, “Okuyucular bu kitap için iyi para verdi. Doğruları ne olursa olsun bilmeliler.” dedi.
“Bu yüzden, benim majör rakibim Wilt Chamberlain hakkında gerçek şu: Beni gıcık ediyor mu? Onu sevmiyo muyum? Onu hayatımın en büyük sınavı olarak mı görüyorum?
Cevaplar: Hayır. Hayır. Artık hayır.
Sebepler: Chamberlain lige girdi ve güya bana tamamen gölge düşürmesi gerekiyordu. Bence tam tersi bir etkide bulundu. Benim takımım için ifade ettiğim önemi arttırdı. Basketbol kortunun dışında her zaman arkadaş olduk. Sahadayken o, başka bir takımın formasını giyiyor ve diğer herkes gibi o da benim yeminli düşmanım.”
Onyıllar geçtikten sonra Rusell’ın tutkusu azalmıştı, yazar Ron Thomas’a “They Cleared The Lane: The NBA’s Black Pioneers” adlı kitabında Chamberlain’in ne denli zor bir rakip olduğundan bahsetti.
“Ona iki gece üst üste aynı şeyi yapamazdınız. Geriye çekilerek attığı o şut vardı. O arkasını döner ve şutunu atardı, ancak onu engelleyebildiğim noktaya ulaşabildim. 10 şutundan 3 ya da 4’ünü bloklardım. Bu yüzden o da bir değişikliğe gitti. Omzunu benle arasına koyar ve şutu ondan sonra atardı, böylece elim de topa değil, Chamberlain’in bileğine gelmiş olurdu. 2-3 maç boyunca bu, böyle devam etti. Sonrasında ise ne yaptığını fark ettim. Zıpladığımda arkamı dönerdim böylece kendini bana taktıramazdı.”
1968’de Lakers‘a takaslanan Chamberlain, takımı iki sene üst üste NBA Finalleri’ne taşısa da ikisini de acı verici şekilde kaybettiler. 1969’da Lakers yine Celtics‘le oynuyordu ve kendi sahasında bir 7. maç oynayacaktı. Ancak Chamberlain, 4. çeyreğin başlarında dizinden sakatlandı ve maçtan çıkmak zorunda kaldı.
Dakikalar içinde Lakers, 7 sayılık farkı eritir gibi olunca Chamberlain, koç Butch van Breda Kolff’a oyuna girmeye hazır olduğunu söyledi. Ancak koç, açıklanamayacak şekilde onu oyuna almadı ve Russell ile Boston, bir kez daha mutlu sona ulaşmıştı.
Bir sonraki sezon Lakers, finalde Knicks ile karşılaştı. Bu sefer 7. maç New York’taydı. Chamberlain’i gölgede bırakan isim 6. maçtaki sakatlığından dönen Knicks pivotu Willis Reed’di. Reed’in varlığı ve Walt Frazier’ın harika performansı Knicks’i galibiyete taşıdı. Chamberlain için olağandışı pasif bir akşamdı. Hala sakatlığı süren Reed’in üzerine çok az gitti ve 16 şut deneyerek sadece 21 sayı buldu.
Yine de son bir başarısı daha olacaktı. 1971-72 yılında Lakers’ı 33 maç üst üste normal sezon galibiyetine taşıdı ve NBA rekorunu kırdılar. Takım 69 galibiyet – 13 mağlubiyet ile bitirdiği sezonda tekrardan finallere çıktı ve bu sefer Knicks’i 5 maçta mağlup etti. Chamberlain, 2. yüzüğüne ulaşmıştı.
Zaman geçtikçe Chamberlain hakkında söylenen bazı mitlerin gerçeği ortaya çıktı. Chamberlain Kansas’tayken hiçbir zaman serbest atıştan smaç denemedi. Sadece Jayhawks’ın takımına karşı bir hazırlık maçında denemişti.
Ancak NCAA’in Kural Belirleme kısmının yöneticisi Tex Winter da oradaydı. O günden sonra sadece serbest atıştan smaç denemek değil, ofansif goaltending ve panyanın üstünden atılan alley-oop paslarını yakalamak da yasaklandı.
1968 yılında Chamberlain, ligi 702 asistle asist kralı olarak bitirdi. Bu, bencil olmadığına bir kanıt mıydı? Bir göstergeydi. Ancak o zamanlar kariyerinin daha çok yönlü oynadığı, hiç oynamadığı kadar yüksek post oynadığı ve bir önceki sezon Philly’de 7.8 asist ortalaması tutturduğu bir dönemindeydi.
20.000 kadın?
Yıllar sonra yazar Phil Jasner’e “İnsanların o sözü anladığı bağlamı reddediyorum. O, Casablanca’yı 1000 kez gördüm demek gibiydi. Orada kastettiğin çok gördüğün olur. 20.000’i de ben lafın gelişi kullandım. Eğer övünecek olsaydım size birkaç isim verirdim.”
Gerçek ve abartı, kazanmak ve kaybetmek, bireysellik ve takım oyunu: Hepsi Chamberlain’in mirasının bir parçası. O kadar dominanttı ki diğerleri için onun rekorlarını kırmak mantık çerçevesinde bir düşünce olarak gelmiyordu. Onun gibi birisi yoktu, hala yok ve muhtemelen hiçbir zaman olmayacak.
Sonny Hill şu cümlelerle Wilt’i anlattı:
“50 sayı ortalama tutturduğu sezonda maç başına aldığı süre 48 dakikadan fazlaydı. Bu insan için imkansız. Tanıdığınız herhangi bir basketbolcu o seviyede oynayabilir mi? O sezon ayrıca 25 ribaunddan fazla bir ribaund ortalaması vardı. O dönemin hakemleriyle konuştuğumda bana ‘Sonny, Wilt’e yapılan her faulü çalamayız, o şekilde maç sona ermez.’ dediler.
Wilt; sol eline bir kişi, sağ eline bir kişi alır ve ‘Sizi ve basketbol topunu smaçlamadan önce hangi sahadan çıkmak istiyorsunuz?’ diyebilirdi.
Bilmiyorlar! Bilmiyorlar!”