2021-22 Bitci Baskonia: Vaatkar Kadro, Beklenmedik Başlangıç

17/Mar/22 11:54 Mart 17, 2022

Meliksah Bayrav

17/Mar/22 11:54

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Baskonia’nın hayal kırıklığı yaratan sezonunu inceliyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Geçtiğimiz sene Dusko Ivanovic önderliğinde Pierria Henry’li, Luca Vildoza’lı, Achille Polonara’lı kadrosuyla hücumda izleyenlere keyif veren bir basketbol ortaya koyan Baskonia, Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezonu 10. sırada tamamlayıp playofflara kalamamış olsa bile basketbolseverlerin aklında yer edinen bir ekip olarak öne çıkmıştı.

Kadronun kritik parçalarının takımdan ayrılmasının ardından bir önceki sezon Bayern Münih’le yıldızlaşan Wade Baldwin, ALBA Berlin’le çıkış yakalayan Simone Fontecchio ve Obradoiro formasıyla önemli işler yapan Steven Enoch gibi önemli eklemelerle kadrosunu güçlendiren Bask ekibi, sezona büyük umutlarla girmişti.

Normal sezonun sonlarına iyice yaklaştığımız şu günlerde rahatlıkla söyleyebiliriz ki Baskonia, son haftalarda aldığı Real Madrid, Anadolu Efes galibiyetleri ile toparlanma sinyalleri verse de sezonun büyük bir bölümünde pozitif şeyler vadeden kadrosuna rağmen beklentileri karşılamaktan fazlasıyla uzak kaldı.

Sezon başındaki kötü sonuçların ardından deneyimli baş antrenör Dusko Ivanovic’le yollar ayrılıp yerine Neven Spahija getirilmiş olsa da bu hamlenin uzun bir süre sonuç verdiğini söylemek pek mümkün değil. EuroLeague’de playoff yarışından uzak kalan Bask ekibi, İspanya Ligi’nde de istikrarsız bir görüntü çizdi.

Eurohoops Fırın, potansiyelli kadroya ve artan beklentilere rağmen Bitci Baskonia’da nelerin yolunda gitmediği sorusuna cevaplar arıyor.

Kısa Rotasyonunda Eksilen Kalite

Dusko Ivanovic, Avrupa’nın en deneyimli çalıştırıcılarından biri olmasının yanı sıra takımlarına oynattığı basketbol açısından da nevi şahsına münhasır bir baş antrenör.

Koç Ivanovic’in takımlarının özellikle hücum kurgularında topsuz koşuların ve kısaların topsuz hareketliliğinin önemi fazlasıyla büyüktür. Neredeyse radikal düzeyde topsuz oyun aksiyonlarından faydalanmayı tercih eden 64 yaşındaki antrenörün takımlarında haliyle kısa rotasyonunun kalitesi de belirleyici noktada oluyor.

Geçtiğimiz sezon Pierria Henry ve Luca Vildoza gibi iki değerli top yönlendiricinin dışında Achille Polonara gibi gerektiğinde 5 numarada da kullanılabilen bir pasöre sahip olan Baskonia, hücumda oynadıkları akıcı basketbol sayesinde durdurulması çok zor bir ekip olarak göze çarpıyordu.

Bu önemli parçaları Rokas Giedraitis, Alec Peters ve Zoran Dragic gibi etkili dış oyuncularla tamamlayan Bask temsilcisi, özellikle iç sahada oynadıkları karşılaşmalarda rakip savunmacıları fazlasıyla zorlayan türden bir takımdı. Geçtiğimiz yaz Pierria Henry, Achille Polonara ve Luca Vildoza gibi kadronun bel kemiğini oluşturan isimlerle yolların ayrılmasının ardından işler değişmeye başladı.

İlk olarak Yunan devi Olympiakos’un formasıyla Avrupa basketboluna adım atan Wade Baldwin, hayal kırıklığı yaratan performansının ardından EuroLeague seviyesinde Bayern Münih formasıyla bir şans daha bulmuştu. Andrea Trinchieri’nin elinde adeta bir yıldıza dönüşen ABD’li oyun kurucu, Baskonia ile sözleşme imzaladığında kendisinden beklenenler bir hayli fazlaydı.

Tüm bu beklentilere rağmen sezon başında kulüple sorunlar yaşadığı iddia edilen 25 yaşındaki oyuncu, ilk başlarda takımdan ayrı kalarak bazı soru işaretlerine yol açtı. Bir süre sonra takıma yeniden katılmasına rağmen Baldwin, istikrarsız görüntüsüyle Bask temsilcisinin olumsuz başlangıcındaki pay sahiplerinden biri oldu.

Geçtiğimiz yıl Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Frutti Extra Bursaspor formasıyla birbirinden değerli performanslara imza atan genç yetenek Lamar Peters, Neven Spahija’in ekibinde yazın yaşanan ayrılıkların ardından önemli beklentilerle kadroya katılan bir diğer isim olarak göze çarpıyordu.

Topla çevikliğinin ve dripling becerilerinin yanı sıra üst düzey bir saha görüşüne sahip olan 23 yaşındaki oyun kurucu, sol eliyle çembere atak edebilme becerisiyle de kendi skorunu yaratabilen bir profil olarak öne çıkıyordu. Özellikle Wade Baldwin’in sahada olmadığı dakikalarda kendisinden çok şey beklense de genç oyuncu, bu beklentileri karşılamaktan fazlasıyla uzak kaldı.

Takımda kaldığı süreçte EuroLeague’de yalnızca 4.7 sayı ve 2.7 asist gibi zayıf ortalamalarla mücadele edebilen yetenekli oyun kurucu, özellikle yarı saha hücumunda çizdiği rakipler tarafından kolay tahmin edilebilir görüntüyle hayal kırıklığı yarattı.

Vasatı aşamayan performanslarının ardından Lamar Peters’la sezon ortasında yollar ayrıldı. Böylelikle Baskonia‘nın oyun kurucu rotasyonu nicelik anlamında da iyice zayıflarken bu durum takımın git gide daha da Wade Baldwin’e bağımlı hale gelmesine yol açtı.

Baldwin, her ne kadar vadettiği yetenek paketiyle kıtanın en değerli oyuncularından biri olsa da doğru kullanılmadığında takımının hücum verimliliğini düşürme potansiyeline sahip bir oyun kurucu. Oyuncunun özellikle dış atış yüzdesinin istikrarsız olması, şutunun etkisiz olduğu günlerde rakip savunmacıların iyice içe gömülmesine yol açabiliyor.

Böyle durumlarda zaman zaman topla karar verme mekanizmasında sorunlar yaşayabilen ABD’li oyun kurucu, yaptığı tercihlerle takımına hem hücumda, hem de savunmada zarar verebiliyor. Bu sene koç Neven Spahija’nın ekibinde top yönlendirici sayısının azlığı, hücumda işlerin olması gerekenden fazla şekilde Wade Baldwin’in etrafında ilerlemesine yol açtı.

Sezon başında kadroya ALBA Berlin’den katılan Jayson Granger ve Simone Fontecchio’dan beklentiler barizdi. Kıtanın en tecrübeli kısalarından biri olan Granger’dan zaman zaman ekstra top yönlendirici olarak parkede olması, bazen de benchten gelip skor ve asist katkısı vermesi beklenirken Lamar Peters’ın vasat performansının ardından işler değişti.

Ağırlıklı olarak ana rotasyonun bir parçası olarak süre alan 33 yaşındaki oyuncu, Wade Baldwin’in yanında ekstra bir top yönlendirici olarak görev almasının yanı sıra ana oyun kurucu olarak da parkede bolca vakit geçiriyor.

Bu sezon 7.4 sayı ve 4.0 asist ortalamalarıyla oynayan Uruguaylı oyuncu, zaman zaman fena işler yapmıyor olsa da ilerleyen yaşıyla birlikte istikrarlı performans vermekte sıkıntı yaşayabiliyor. Kısa rotasyonuna yine yazın eklenen oyunculardan biri olan Vanja Marinkovic’ten de pek katkı alamayan Bask ekibi, hücum verimliliği konusunda geçtiğimiz sezonun bir hayli uzağında gözüküyor.

Geçtiğimiz sene ALBA Berlin formasıyla önemli bir çıkış yakalayan Simone Fontecchio, yazın Baskonia kadrosuna katılan en önemli eklemelerden biriydi. 2.03’lük boyuyla topu yere vurabilmesinin dışında İtalyan oyuncu, forvetten oyunu yönlendirebilmesiyle ve parkede çizdiği komple skorer görüntüsüyle çok şey beklenen parçalardan biriydi.

Oyuncunun özellikle sezon başında takımdaki karışık ortamın da etkisiyle istikrarlı şekilde katkı verememesi, koç Neven Spahija’nın ekibinde yükün kısaların omzuna olması gerekenden fazla şekilde binmesinin nedenlerinden biri oldu.