by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezonun sonuna hızla yaklaşılırken playoff yarışı da her geçen hafta daha da fazla kızışıyor. Zaman zaman COVID-19 sebebiyle maç takvimi sekteye uğramış olsa da ligde yer alan takımlar parkeye her adım attıklarında nefes kesen mücadeleler ortaya koydular.
Neredeyse her takımda yıldız oyuncular birbirinden istikrarlı performanslar ortaya koyarak adlarını sıkça duyursalar da işin bir de görünmeyen, görünse bile arka planda kalan kısmı var. Elbette ki her ekip için vazgeçilmez olan, özellikle koçların gözdeleri rol oyuncularından bahsediyoruz.
Basketbol, her ne kadar izleyici gözüyle basit bir spor olarak gözükse de aslında işler pek öyle değil. Bir ekibin sezon genelinde başarılı olabilmesi yüzlerce farklı detaya bağlı ve spot ışıkları pek de üzerlerinde olmayan rol oyuncuları, takımlarının performansında fazlasıyla büyük etkiye sahipler.
Eurohoops Fırın, EuroLeague’de 15 takımın en önemli rol oyuncularını siz değerli okuyucularımız için sıralıyor.
Anadolu Efes – Tibor Pleiss
Son 4 sezondur Anadolu Efes kadrosunda yer alan Tibor Pleiss, son dönemlerinde Sertaç Şanlı‘nın etkileyici çıkışının ardından rotasyondaki sürelerini kaptırmaya başlamıştı.
Geçtiğimiz yaz Sertaç Şanlı‘nın takımdan ayrılmasıyla birlikte Alman uzunun performansı, koç Ergin Ataman için çok daha kritik bir hale geldi.
Takıma bu yaz katılan Filip Petrusev’in de beklentileri karşılamaktan bir hayli uzak olmasının ardından 2.21’lik oyuncu, bu sezon rolünü ve sürelerini geçtiğimiz yıllara nazaran iyice artırmış durumda. Hayli uzun boyuna rağmen kadife bileklere sahip olan Pleiss, özellikle yarattığı keskin dış şut tehdidiyle takımının hücumuna büyük katkı sağlıyor.
Son maçlarda performansını iyiden iyiye artıran Alman uzun, savunma tarafında yarattığı zaaflara rağmen Anadolu Efes hücumunda yeri kolay doldurulamayacak bir konumda. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Tibor Pleiss’ın verimli performansı, takımının sezonunun kalan kısmı için de belirleyici olacaktır.
Barcelona – Kyle Kuric
Ligin şampiyonluk adayları arasında gösterilen Barcelona, tartışmasız şekilde EuroLeague’in en kaliteli kadrolarından birine sahip. Özellikle uzun rotasyonunda birçok önemli yıldızı bulunduran Barça’da Kyle Kuric, Koçu Sarunas Jasikevicius’un hücum kurgusunda kendisine tam anlamıyla vazgeçilemez bir rol edindi.
Belki de oyunundaki en öne çıkan özelliği olan dış şut tehdidinin yanı sıra deneyimli oyuncu; topsuz hareketlilik üzerinden planlanan perde çıkışı aksiyonlarıyla, top yönlendirme becerisiyle ve en önemlisi uzunlara opsiyon hazırlanırken rakip oyunculara yaptığı topsuz perdelerle takımı için kritik bir konumda.
Eğer olur da Barcelona sezon sonu şampiyonluğa ulaşırsa Kyle Kuric, bu büyük başarıda fazlasıyla önemli bir yere sahip olacaktır.
Real Madrid – Adam Hanga
4 sezon boyunca Barcelona formasını terletmesinin ardından geçtiğimiz yaz Barça’nın ezeli rakibi Real Madrid‘le sözleşme imzalayan Adam Hanga, yeni takımında rolünü ve sürelerini artırdı. Parkede birden çok pozisyonda görev alabilen Hanga, her koçun takımında görmek isteyeceği türden bir profil.
Sezona birçok önemli hamleyle başlayan eflatun-beyazlılarda 32 yaşındaki oyuncu, takımının şu ana kadarki başarısında önemli paya sahip. Rakip kısayla eşleştiği zaman topa agresif baskıyla takımının savunmasını yukarı çekebilen tecrübeli oyuncu, yardım savunmalarındaki verimli performansıyla da kritik bir rol oynuyor.
Hücumdaki defolarına rağmen özellikle atletizmi ve yüksek oyun zekasıyla zaaflarını bir nebze kapatarak etkili olabilen Macar oyuncu, açık sahadaki pas görüşü ve atletik becerileriyle takımına katkı sağlıyor. Adam Hanga, rol oyuncusu ifadesinin tam anlamıyla karşılığını veren türden bir oyuncu.
Olympiakos – Thomas Walkup
3 sezonluk Zalgiris Kaunas kariyerinde parkeye yansıttığı istikrarlı performansların ardından Thomas Walkup, geçtiğimiz yaz Yunan devi Olympiakos’la sözleşme imzalayarak kariyerinde bir sıçrama gerçekleştirdi.
Litvanya ekibinde geçirdiği süreçte ligin en güvenilir oyun kurucuları arasında anılan ABD’li oyuncu, yeni takımında da önemli bir rol üstleniyor.
Bilindiği üzere kadrosunda Kostas Sloukas gibi ligin en değerli oyun kurucularından birine sahip olan Olympiakos, Yunan yıldızın kenarda olduğu dakikalarda topu sıkça Walkup’ın ellerine teslim ediyor. Bu bölümlerde 29 yaşındaki isim, oyun zekası ve ikili oyun yönetme becerileriyle ön plana çıkarken savunmada da rakip kısalara yaptığı baskıyla fark yaratıyor.
Bu sezon yedek oyun kuruculuk rolü dışında Sloukas‘la aynı anda da sıkça parkede yer alan Thomas Walkup, koçu Georgios Bartzokas’ın vazgeçilmezleri arasında yer almayı başardı.
Olimpia Milano – Devon Hall
Geçtiğimiz sene EuroLeague finaline kalma şansını son topta elinden kaçıran Olimpia Milano, bu sezon kadrosunda ufak çaplı bir değişim yaşadı. Bu kapsamda Brose Bamberg‘le geçirdiği harika sezonun ardından Devon Hall, Ettore Messina’nın ekibine katılan isimlerden biri oldu.
Malcolm Delaney’in sakatlığı, kısa rotasyonuna yapılan diğer eklemeler Troy Daniels ve Jerian Grant’in uyum sorunu derken 26 yaşındaki oyuncu, hücumda ve savunmada sergilediği istikrarlı performansla Koç Messina’nın gözdeleri arasına girdi.
Bu sezon 9.5 sayı ve 2.0 asist ortalamalarıyla mücadele eden Hall, skorerliği ve top yönlendirme becerilerinin yanı sıra hem yardım savunmalarında, hem de topa baskı noktasında öne çıkarak ligin en komple profillerinden biri olmayı başardı.
Ligin en kuvvetli Final Four adayları arasında bulunan Olimpia Milano’nun bu sezonki başarısında ABD’li oyuncunun rolü fazlasıyla büyük.
Fenerbahçe Beko – Devin Booker
Geçtiğimiz yaz Fenerbahçe Beko, Khimki Moskova’dan ayrılan Devin Booker’la sözleşme imzalandığını duyurduğunda bu hamle Avrupa basketbol pazarında kimileri tarafından şüphe ile yaklaşılan bir hamle olmuştu. Oyuncunun büyük savunma zaaflarının yanı sıra Khimki gibi korkunç yönetilen bir organizasyondan gelmesi akıllarda soru işareti yaratıyordu.
Şu an gelinen noktaya baktığımızda Booker’ın akıllardaki soru işaretlerini büyük ölçüde ortadan kaldırdığını görüyoruz. Çember etrafındaki bitiriciliği ve ribaund katkısının yanı sıra ABD’li uzun, kariyerindeki son sezonların aksine yüksek dış şut yüzdesiyle de takımının yarı saha hücumuna büyük katkı sağlıyor.
Koç Sasha Djordjevic’in şu sıralar ağırlıklı olarak 4 numaradan kullanmayı tercih ettiği başarılı uzun, bu sayede savunma zaaflarını da bir miktar törpüleyebiliyor. Özellikle Jan Vesely‘nin sakatlığının ardından performansını iyice yükselten Devin Booker, listemizde yer almayı kesinlikle hak ediyor.
AS Monaco – Alpha Diallo
Geçtiğimiz sezonu EuroCup şampiyonu olarak tamamlayan Monaco, tarihinde ilk kez EuroLeague sahnesinde yer alıyor. Kırmızı-beyazlılarda işler bir ara her ne kadar yolunda gitmiyor gibi gözükse de koç Sasa Obradovic‘in gelişiyle birlikte tablo neredeyse tamamen tersine döndü.
Koç Obradovic‘in gelişinin ardından birçok oyuncuda performans artışı görülürken Alpha Diallo da formunu yukarı çeken isimler arasında yer aldı.
Özellikle son zamanlardaki performansıyla adından bolca söz ettiren Diallo, koçunun sisteminde vazgeçilemez bir noktada yer alıyor. Yardım savunmalarındaki agresifliği ve birden çok pozisyonu savunabilmesinin dışında ABD’li forvet, hücumda da özellikle açık sahayı bulabildiği zaman fazlasıyla etkili olabiliyor.
Bu sezon 9.4 sayı ve 4.5 ribaund gibi önemli istatistiklerle mücadele eden Alpha Diallo, takımının en kritik parçalarından biri.
Kızılyıldız – Nikola Ivanovic
Dört sezonluk Buducnost VOLI kariyerinin ardından geçtiğimiz yaz Kızılyıldız kadrosuna katılan Nikola Ivanovic, kırmızı-beyazlıların mütevazı kadrosunda önemli performanslara imza atıyor.
Ağırlıklı olarak takımın ana oyun kurucusu Nate Wolters’ın yedeği rolünde süre bulan Karadağlı oyun kurucu, özellikle benchten oyuna dahil olduğu zaman parkeye getirdiği enerjiyle maçtaki tempoyu takımının lehine çevirmeyi başarabiliyor.
Çevikliğiyle, yüksek oyun zekasıyla ve pasörlüğüyle ikili oyunlarda rakip savunmacılar için önemli bir tehdit olan Ivanovic, dış atışlarda da devamlı bir istikrara sahip olmasa da gününde olduğu zaman fark yaratabiliyor.
Maç başına 16 dakika süre alan 28 yaşındaki oyun kurucu, kısıtlı sürelerine rağmen 8.0 sayı ve 2.8 asist gibi önemli ortalamalara sahip. Tek oyun kurucu oynamasının yanı sıra koçu Dejan Radonjic çift kısaya döndüğü zamanlarda da parkede etki yaratabilen Nikola Ivanovic, takımı için büyük öneme sahip.
Bayern Münih – Augustine Rubit
Geride bıraktığımız sezonda ligin en değerli performanslarından birini sergileyen Jalen Reynolds’ın takımdan ayrılmasının ardından Bayern Münih, başarılı oyuncunun yerini Othello Hunter ve Augustine Rubit gibi iki önemli eklemeyle doldurmaya çalıştı.
Almanya’ya hiç ama hiç yabancı olmayan 32 yaşındaki uzun, Zalgiris günlerindeki etkili performansını Bayern formasıyla da sürdürmeye devam ediyor.
Orta mesafe atışlarda ve üçlüklerde önemli bir tehdit yaratabilen Rubit, 4 numara oynayabilmesinin yanı sıra undersized fiziğine rağmen pivot olarak da süre alabiliyor. Oyuncunun birden çok pozisyonda süre alabilmesi, Koç Andrea Trinchieri’nin elini rahatlatan noktalardan biri.
Bu sezon maç başına 10.4 sayının yanı sıra üçlüklerde de %37’lik bir isabet yüzdesi tutturan Augustine Rubit, Bayern Münih’in playoff yarışını sürdürmesindeki en önemli faktörlerden biri.
LDLC ASVEL – Marcos Knight
ASVEL kadrosunun en önemli isimlerinden biri olan David Lighty’nin uzun süreli sakatlığının ardından sezon içerisinde kadroya eklenen Marcos Knight, Avrupa basketbolunun deneyimli skorerlerinden biri.
Takıma katıldığı ilk başlarda beklenen etkiyi göstermekte zorlanan 32 yaşındaki skorer, zamanla kendine geldi ve koç T.J Parker’ın ekibindeki en önemli hücum silahlarından biri oldu.
Özellikle yıldız oyun kurucu Elie Okobo’nun sakatlığının ardından rolünü ve performansını arttıran Knight, gününde olduğu zaman durdurulması çok zor olan türden bir skorer.
Mütevazı sayılabilecek bir kadroya sahip olan ASVEL her ne kadar playoff yarışından uzak kalmış olsa da Marcos Knight, son dönemlerde parkede çizdiği görüntüyle takımında ayakta kalmayı başaran isimlerden biri.
Maccabi Tel Aviv – Ante Zizic
Sezona flaş eklemelerle giren Maccabi Tel Aviv, son zamanlarda pek parlak günlerden geçmiyor. İsrail temsilcisi bir türlü kendilerinden beklenen istikrarı gösteremese de takıma yazın katılan Ante Zizic, performansıyla kaos dolu ortamda öne çıkan isimlerden biri oldu.
Jalen Reynolds ile birlikte kadronun iki önemli 5 numarasından biri olan Zizic, ABD’li uzunun aksine hiç de fena olmayan bir sezon geçiriyor.
Maç başına yalnızca 20 dakika süre almasına rağmen %68 gibi fazlasıyla etkili bir saha içi isabet yüzdesine sahip olan Hırvat uzun, 13.3 sayı ve 5.5 ribaund ortalamalarıyla da takımına büyük katkı sağlıyor.
EuroLeague’de sıralama hakkında alınan son kararların ardından yeniden playoff için iddialı konuma gelen Maccabi’de Ante Zizic’in kalan maçlardaki performansı, İsrail ekibi için sezonun nerede ve nasıl sonlanacağı noktasında belirleyici olacaktır.
Bitci Baskonia – Matt Costello
Sezona Wade Baldwin ve Simone Fontecchio gibi iddialı eklemelerle başlayan Baskonia‘da işler şu ana kadar pek yolunda gitmedi. Kadroya yazın Gran Canaria’dan katılan Matt Costello, takımı her ne kadar beklenen performansı göstermekte zorlansa da istikrarıyla öne çıktı.
2.08’lik boyuyla hem 4, hem de 5 numara olarak sahada kalabilen Fildişili oyuncu, hücumdaki artılarıyla koçu Neven Spahija için vazgeçilemez konumda.
Alçak posttan skor üretme becerilerinin yanı sıra Costello; etkili biçimde kullanabildiği orta mesafe atışları ve dış şut tehdidiyle takımının saha yerleşiminde önemli bir role sahip.
Bu sezon maç başına ortalama 21 dakika sahada kalan Matt Costello, 9.1 sayı ve 5.0 ribaund ortalamalarıyla mücadele ediyor. Son haftalarda toparlanma emareleri gösteren Baskonia’da 28 yaşındaki uzun, hücumdaki etkisiyle fark yaratan isimlerden biri.