By Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bir Eurohoops geleneği 2021-22’de de devam ediyor.
Geçtiğimiz beş yıl boyunca sizlerle Turkish Airlines EuroLeague’in yıldızlarını NBA’e taşıyan yaklaşık 15 kişilik kadro tercihlerimizi paylaşmıştık.
Bu sizin de teveccühünüzle altıncı yılına kadar ulaşmış bir gelenek haline geldi.
EuroLeague ve NBA arasındaki, Avrupa basketboluyla NBA arasındaki farklılıkların ardında kalan kesişim noktalarını ve güzelliklerini harmanlayan bu kadrolar elbette fantastik bir hayal dünyasının ürünü.
Fakat gerçeklikten tam olarak uzak değil. Harmanlanan kesişim noktalarından kastımız tabii ki de NBA’de en başarılı olabilecek kadro fikrini ön plana çıkaran bir düsturdur. Tabii NBA’de rotasyonların genişlediği pandemi döneminde 15 oyuncuya sahip olmanın öneminden bahsetmekte fayda var. Bununla birlikte 15 kişilik rotasyonların tamamı elbette eşdeğer süreler almıyor. Fakat biz de NBA’deki geleneğe ayak uydurup 15 kişilik rotasyonumuzu oluşturacağız.
Eurohoops Fırın, Eski Kıta ile Yeni Dünya’yı birbirine bağladığı İstanbul Eurohoopers’ın altıncı sezonuyla karşınızda!
Önceki yıllarda kurduğumuz kadrolar:
NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers
EuroLeague’den NBA’e Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 2
NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 3
NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 4
NBA’e EuroLeague’den Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 5
Not: Bu yazıda EuroLeague’de her pozisyonun en iyi oyuncularını seçmiyor, NBA için belli kriterler dahilinde uygun bir kadro oluşturmaya çalışıyoruz.
Oyun Kurucular: İstanbul’un 3 Atlısı
Shane Larkin – Vasilije Micic – Pierria Henry
Shane Larkin ve Vasilije Micic’in NBA’de olmamalarının sebebi, orada oynamak için yeterli yeteneğe sahip olmamaları değil; takımların iki süperyıldıza üstlenecekleri rol ile ilgili yeterli garantiyi vermiyor olması.
Onların ne kadar üst düzey silahlar olabileceğini bilen bizler ise Anadolu Efes‘in muhteşem ikilisine istedikleri rolü vermeye fazlasıyla hazırız. Zira Shane Larkin ve Vasilije Micic ikilisi, hem uyumlu hem de birlikte kazanmayı bilen bir ikili olduklarını defalarca gösterdiler ve yeteneklerini de tartışabilecek noktada değiliz.
Bu iki yıldızın yanına üçüncü bir top yönlendirici olarak Pierria Henry’yi ekliyoruz ve bu tercih, ilk bakışta Henry’nin oyun tarzından ötürü ilginç karşılanabilir zira Fenerbahçe Bekolu oyuncu, NBA’de çok alışık olduğumuz bir tarza sahip değil.
Bununla birlikte Henry, şu anda EuroLeague’de en çok top çalan guard konumunda yer alıyor ve zaman zaman özellikle şut konusunda sıkıntı yaşasa da karar vericiliği ile Fenerbahçe‘nin oyununu büyük oranda açabiliyor. Yine de bizim ona en çok güvendiğimiz alan savunması. Bunu anlamak çok zor değil. Bize inanmıyorsanız, onun sakatlığından bu yana Fenerbahçe’nin oynadığı maçları bir de bu gözle izlemeyi deneyin lütfen.
Ayrıca bu kadar iyi bir savunmacıyken topu onun eline teslim etmekten de çekinmiyorsunuz. Hâl böyleyken Henry tercihi çok daha mantıklı bir çerçeveye oturuyor.
Larkin ile Micic hem delici hem de şutör oyuncular. İkisi de rakiplerine karşı buldukları en ufak boşluğu değerlendirebiliyor, üstüne üstlük boşluk yoksa o boşluğu yaratmakta büyük sorun yaşamıyorlar. EuroLeague’in en iyi şutörleri arasında yer alan ikili, özellikle Larkin’in bu sezon fazlasıyla geliştirdiği pas özelliği sonrası ligin en iyi pasörleri arasına da girdiler.
1 numara rotasyonundaki üç oyuncumuz da içeriye yaptıkları penetreler sonrası topu dışarıya çıkarıp takım arkadaşlarına şut opsiyonu yaratabilen oyuncular. Bu da diğer mevkilerde doğru tercihleri yaparsak elimizi çok güçlendirebilecek bir durum.
2 Numaralar: Skorer ve Tecrübeli
Mike James – Jordan Loyd – Lorenzo Brown
Bu üç oyuncu da bu sezon muhteşem performanslar ortaya koymalarının yanı sıra bir ortak noktayı daha paylaşıyorlar: Üçünün de NBA deneyimi bulunuyor. Ve hatta bu oyunculardan ikisinin NBA şampiyonluğu bulunuyor. Her ne kadar kritik roller üstlenmemiş olsalar da Lorenzo Brown ve Jordan Loyd, 2019’da NBA şampiyonluğu yaşayan Toronto Raptors kadrosunun parçalarıydı.
Her halükarda 2 numara rotasyonu için seçtiğimiz üç oyuncu da NBA’de oynamış ve hatta orada kazanmış oyuncular. Tüm bunların yanına muhteşem yetenekleri de eklenince takımımız için vazgeçilmez bir hâl alıyorlar.
Elbette bu üç oyuncuyu tercih etmemiz, takım içi dengeler açısından küçük çaplı bir tehdit teşkil ediyor zira bu üç oyuncu da topu kullanmak isteyen isimler. 1 numara rotasyonunda da Larkin-Micic-Henry üçlüsünün olduğu düşünülürse takımda birden fazla top ihtiyacı olduğu rahatlıkla düşünülebilir.
Bu sorunu ise farklı rotasyonlarda top kullanmayı daha çok seven oyuncuları birbirlerinden ayrı kullanmaya çalışarak aşacağız. 2 numarada muhteşem bir skor tehdidi sağlayan bu üç oyuncudan özellikle Brown, aynı zamanda iyi bir pasör. Dahası her bir oyuncu kariyerlerinin bir bölümünde topu kullanmayı çok seven başka oyuncularla da oynadılar. Bu anlamda onların eski alışkanlıklarını hatırlamalarını ummaktan başka yapacak çok bir şeyimiz yok.
Kaldı ki James de son olarak Brooklyn Nets forması giydiği dönemde topu daha az kullanarak ne kadar etkili olabileceğini James Harden ve Kevin Durant gibi yıldızlarla birlikte oynarken bile göstermişti. Bizim takımımızda bu kalibrede bir yıldız yok ve James’in işi daha da kolaylaşabilir.
Maçın tıkandığı anlarda İstanbul Eurohoopers için sahneye çıkabilecek üç kilit iki numara çok büyük bir avantaj olacak. Bu üç ismin top kayıplarını sınırlamak adına da daha az top kullanmaları takımda avantaj sağlayabilir.
3 Numaralar: Atlet ve Sert
Will Clyburn – Dyshawn Pierre – Shavon Shields
Bu takımın 1 ve 2 numaraları o kadar iyi şutörler ki forvetlerin boş şutlarda ceza kesmesi bile bizim için fazlasıyla yeterli olacaktır. Dolayısıyla Will Clyburn – Dyshawn Pierre ve Shavon Shields üçlüsünün bilhassa bu sezon özelinde etkili bir dış şut tehditlerinin olmaması bizim için çok büyük bir sorun teşkil etmiyor.
Dahası bu oyuncuları hiçbiri kötü şutör de değiller fakat bizim onlardan asıl istediğimiz şey sahaya getirecekleri sertlik ve atletizm ile ribaund katkısı. Her ne kadar guardlarımız ribaundlara katkı veren guardlar olsalar da zaman zaman undersized kalabilecek isimler.
Tüm bunların yanı sıra NBA’deki 3 numaralar, ligin en büyük yıldızlarının ciddi bir kısmını oluşturuyor. (Bakınız Kevin Durant, LeBron James, Kawhi Leonard ve benzerleri.) Bu da 3 numaralarımızın üzerindeki sorumluluğu artırıyor. Tabii ki bu seçim, Clyburn-Pierre-Shields üçlüsünün Durant ve James kalibresindeki büyük yıldızları durdurabilecekleri anlamına gelmiyor.
Kaldı ki NBA’deki herhangi bir savunmacı da bu oyuncuları durdurmakta çok başarılı sayılmaz. Bununla birlikte bizim bu isimlerden beklentimiz yüksek tempoya ayak uydurmaları ve mümkün olduğunca sert bir savunma ile rakiplerini durduramasalar da yavaşlatmaları. Bunun için de hem fizikli hem de sert bir üçlü seçtik.
Takımdaki guardların kalitesi düşünülünce topu yere vurabilen oyuncular konusunda herhangi bir açığımız yok fakat böyle bir ihtiyacın doğması durumunda özellikle Clyburn’ün bu rolden kaçmadığını da söylemekte fayda var. Dahası Shields da yüzü potaya dönük oynayabilen bir isim.
Pierre ise sırtı dönük oyunlarda hem pasörlüğü hem de bitiriciliği ile takımına nefes aldırabiliyor. Sırtı dönük oyunlarını NBA’de bu kadar etkili kullanması kolay olmayacaktır fakat bu noktada oyun görüşü ile avantaj yaratabilir.