by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Memphis Grizzlies… 2010’ların başındaki “Grit n Grind” adındaki o mücadele etmekten asla kaçmayan ve her takımla dişe diş basketbol oynayabilen takımın dağılmasının ardından camiada işler kısa bir süreliğine pek istendiği gibi gitmedi.
Marc Gasol, Mike Conley, Zach Randolph, Tony Allen gibi inanılmaz savunmacı oyunculardan kurulu “Grit n Grind” takımları, 2010-11 sezonundan 2016-17 sezonuna kadar 6 sezon üst üste playoff yapmayı başardı. Oyun yoğunluğunu neredeyse hiçbir zaman kaybetmeyen kadro, boğucu savunmasıyla playoff ortamında rakiplerini bezdiriyordu. O dönemlerde Spurs ve Thunder ile oynadıkları bazı seriler hala insanların hafızasında yer ediniyor.
O takımlar her zaman basketbolun doğrularını sahaya yansıtsa da tavanlarını kısıtlayan bir şey vardı: Oyun sıkıştığında sahayı domine edebilen, kendine skor üretebilen ve takımı taşıyan bir süper yıldızın eksikliği. Bu etken Grizzlies‘in hep bir noktadan sonra nefesinin yetmemesine sebep oluyordu.
2017-18 sezonunda playoff da yapamayan ekipte Marc Gasol ve Mike Conley gibi o ekolün iki ikonik ismi, 2019 yılı bitmeden takımdan ayrılmış olacaktı.
Camia tam bir boşluğa düşüyor gibiydi. 2018 draft’ının 4. sırasından seçtikleri uzun Jaren Jackson Jr., takımın geleceğe bir nebze olsun umutla bakabilmesini sağlasa da 2019 yılının draft gecesi, organizasyonun kaderinin değiştiği gece olacaktı.
2. sıradan takıma dahil olan Ja Morant, yeni kurulacak çekirdeğin ana parçası olmaya geliyordu.
İşte Conley-Gasol döneminin sonrasını az hasarla atlatıp yeni bir çekirdek kurmayı başarabilen Grizzlies camiasının hikayesi tam da o gece yazılmaya başlandı…
Morant’in lige girişi ve takıma yaptığı etki
Morant, draft’tan önce LeBron James’ten sonraki en iyi potansiyel olarak tanımlanan Zion Wiliamson’ın ardından 2. sırada seçildi. Morant, çok temiz bir çaylak sezonu geçirdi ve 17.8 sayı – 7.3 asist ortalamaları tutturdu. Şut tehditi o zamanlar daha da düşük olmasına rağmen Morant, patlayıcılığı ve atletizmiyle skorer bir oyun ortaya koymayı başarmıştı. Memphis Grizzlies da tekrardan playoff kovalayan bir takım haline gelmiş, ancak bubble’daki Play-In karşılaşmasında Portland Trail Blazers‘a kaybederek sezonu noktalamıştı.
Zion Williamson’ın da sakatlık sebebiyle çok maç kaçırmasının ardından Yılın Çaylağı Ödülü, sonuna kadar hak eden Ja Morant’e gidiyordu.
Geçtiğimiz sene ise Morant’in ikinci yılıydı. Bu sefer Play-In maçlarında önce San Antonio Spurs‘ü deviren ekip, ardından 8.’lik için Golden State Warriors ile karşılaşıyordu. Stephen Curry’e karşı büyük bir maç oynaması gereken Morant, henüz 2. senesindeki bir oyun kurucu için zor bir maça çıkıyordu. Ama geçen sezon Blazers‘a karşı alınan yeniligden ders çıkaran ekip, favori Warriors‘ı uzatmalar sonucunda yenmeyi başardı. Morant, %50 ile 5 üçlük bulduğu karşılaşmada 35 sayı – 6 asist – 6 ribaund – 4 top çalma kaydetti ve uzatmanın sonunda bulduğu iki basket ile takımını galibiyete taşıdı.
Grizzlies‘ın yeniden yapılanma süreci çok çabuk sonuç vermeye başlamıştı. Çok genç ve tecrübesiz bir oyuncu grubundan oluşan kadro, konferansı 1. bitiren Utah Jazz karşısında doğal olarak çok direnemedi.
Serinin ilk maçını kazanan ekip, sonraki 4 maçı kaybederek playoff’lara veda ediyordu. Ancak kaybedilen 2. maçta Ja Morant, 47 sayı kaydetti ve 2. senesinde Grizzlies playoff tarihinin rekorunu kırdı. Ayrıca bu sayı, 21 yaşından küçük bir oyuncunun bir playoff maçında kaydettiği en yüksek sayıydı.
2021 yazında Memphis Grizzlies, kadronun yakaladığı bu momentumu bozmamak adına birkaç hamle yaptı. Öncelikle sakatlıklardan dolayı beklenen veremeyen, hatta 2020-21 sezonunda sadece 11 maçta forma giyen Jaren Jackson’ın kontratı 4 yıl – 104.7 milyon dolara uzatıldı. Memphis, takımın çekirdeğindeki önemli parçalardan biri olup olmadığı konuşulan Jackson Jr.’a güvenmiş, Morant ile beraber daha fazla izlemeye karar vermişti.
Aynı zamanda takım, bir uzun değişikliğine gitti. Takasla Jonas Valanciunas takımdan ayrılırken Steven Adams kadroya dahil oluyordu. Başlangıçta bu hamle Adams’ın şut tehditi olmaması sebebiyle garipsense de geleneksel uzunun da takıma katacağı çok şey vardı.
2 senede camianın çehresini tamamen değiştiren ve umutlarını arttıran Ja Morant için ise patlamasını yapacağı sezon yaklaşıyordu.
Yılın Çaylağı’ndan All-Star ilk 5’ime… Morant’in inanılmaz sıçrayışı
Her zaman çembere oluşturduğu tehditle öne çıkan oyuncu, bu sene bunu astronomik seviyede başarıyor. Morant; Giannis Antetokounmpo, Nikola Jokic, LeBron James gibi isimlerin önünde maç başına boyalı alandan en fazla sayı üreten isim: 16.7.
Atletizmi ve deliciliğiyle boyalı alanı inanılmaz şekilde tehdit eden Ja Morant, bu özelliği sayesinde kendi hücumu için de takımın hücumu için de çok fazla şeyi kolaylaştırmış oluyor.
Morant, aynı zamanda hızlı hücumlarda maç başına 4.3 sayı üretiyor ve bu alanda lig 2.’si. Bu da onun ne kadar tehlikeli bir geçiş oyuncusu olduğunu gösteriyor.
Yayın gerisinden de bu sene kariyerinin en iyi senesini geçiriyor. Maç başına 4.6 üçlük deneyen oyuncu bunlarda %34 ile isabet buluyor. Bu yüzde ve volüm ekstra iyi olmasa da halihazırda boyalı alana bu kadar baskı oluşturabilen bir oyuncu için yeterli tehditi sağlıyor. Savunmacılar, Morant’in şutlarına daha çok saygı göstermeye başladı ve bu durum atletizmiyle öne çıkan oyuncuya birçok penetre kanalı sağlıyor.
Hiçbir zaman kötü bir pasör olmayan Ja, bu sezon oyun görüşüne ve basketbol zekasına da kattıklarıyla takım arkadaşlarına pozisyon hazırlamakta zorlanmıyor. Hücumda pick & roll yönetmek ve oyun yönlendirmek de oyuncunun bu sene kendisinde geliştirdiği özelliklerin başında geliyor.
Oyununda iyi yaptığı şeyleri çok iyi yapmaya başlayan, neredeyse bütün özelliklerini keskinleştiren Ja, bir takımın hücumunu üstüne kurabileceği bir oyuncu haline geldi. Henüz 22 yaşında olan genç oyuncu, şimdiden bir All-Star, bir MVP adayı ve takımı sürükleyebilecek bir süper yıldız…
Bu sezon 27.5 sayı – 5.8 ribaund – 6.7 asist ortalamaları tutturan Morant; 6 maçta 40, bir maçta ise 50 sayı barajını geçti. 28 Şubat’ta Spurs‘e karşı attığı 52 sayı, onu Grizzlies tarihinde bir maçta en çok sayı bulan oyuncu yaptı.
Memphis Grizzlies tarzı küçük market takımları, serbest oyuncu piyasasından süper yıldızları asla kadrolarına çekemezler. Bu yüzden iyi draft seçimleri yapmaları ve camiayı sahiplenecek oyuncular bulmaları elzemdir. Görünüşe bakılırsa Grizzlies, bunu başarmış gözüküyor. Bu konuda takımın front office’ine de gerekli krediyi vermemiz gerekiyor.