by Ohm Youngmisuk / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 12 Mart 2022 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Neredeyse 20 yıl boyunca Manu Ginobili, San Antonio Spurs koçu Gregg Popovich ile “politika, savaşlar, basketbol ya da çocuklar”ı konuştuğu yüzlerce akşam yemeği ve sayısız sohbet yaşadı.
Popovich’in zor bir maçın ardından Ginobili’yi neşelendirmek için kapısına bir şişe şarapla gitmişliği bile var.
Ancak onlarca akşam yemeğinin arasından bir tanesi, her zaman farklı bir yerde olacak.
Uzun süre Spurs forması giymiş tecrübeli kısa, ESPN’e “Il Gabbiano adı verilen otelin restaurantındaydı. İstesem bile o günü unutamam.” dedi.
Bir Miami restaurantında hıçkırarak ağlayan ve donakalmış oyuncular, inançlarını kaybetmiş bir şekilde birbirlerine bakarken koç Pop, onları teselli ediyordu.
Bundan hemen önce, 18 Haziran 2013’te Spurs bir kez daha şampiyon olmaktan saniyeler uzaktaydı, Ray Allen NBA Finalleri tarihindeki en ikonik şutlardan birini sokana kadar.
Bu, Popovich döneminde Spurs’ün yaşadığı en yıkıcı mağlubiyetlerden biriydi. Miami 6. maçı uzatmalarda kazandı, 7. maçta da rakibini yendi ve şampiyon oldu. Yine de Pop, rutinlerine sadık kaldı ve takımı bir araya getirdi.
“Neredeyse şampiyon oluyorduk.” dedi Ginobili, sesindeki acı neredeyse 10 yıl sonra bile hissedilirken. “Ancak Pop’un bir sözü var: ‘Beraber kazanırız, beraber kaybederiz. Beraber yemek de yemeliyiz.”
“Biz de hep beraber yemeğe çıktık.”
En iyi İtalyan yemeği ya da en güzelinden bir şarap bile Allen’ın şutunun acısını dindiremezdi hiçbiri için. Ginobili içinse durum daha da kötüydü. Allen’ın üçlüğünden hemen önce Chris Bosh, onun üzerinden almıştı hücum ribaundunu.
O gece bir şampiyonluk ellerinden kayıp gitti. Oyuncular kafalarında Allen’ın üçlüğünü tekrar tekrar yaşarken Popovich, en yakınlarına göre onun neden tarihin en iyisi olduğunu kanıtlayacağı şekilde davrandı: Her zaman oyuncuların yanında oldu. Onlara gerçeği söyledi ve hayatın basketboldan ibaret olmadığını belirtti.
“Konuştuk ve resmen beraber ağladık. Masa masa gezerek herkesle sohbet etmeye ve dağılmış oyuncularını neşelendirmeye uğraştı.” dedi Ginobili.
Merhametli mentör Popovich, San Antonio’nun Utah’ı 104-102 mağlup ettiği karşılaşmayla birlikte kariyerinin 1.336. galibiyetini aldı ve Don Nelson’ı geçerek tarihin en çok maç kazanan koçu oldu.
Popovich’in etrafındaki herkes onun durum ne olursa olsun her acayip olaya her perspektiften bakabildiğini söylüyor.
Ginobili, “Onun ağzından sürekli duyduğumuz laflardan biri de şuydu: ‘Eğer başınıza gelmiş en kötü şey buysa, çok şanslı ve uğurlu bir hayatınız var demektir.”
Miami’deki o akşam yemeğinden bir yıl sonra Spurs, Heat‘i 4-1 geçerek 5. şampiyonluğunu yaşıyordu.
Spurs ile 16 sezon geçiren Ginobili, “Sizden neredeyse her şeyinizi istiyor. Bir olay yaşıyorsunuz ve sonrasında sürekli size karşı kızgın olduğunu, hayal kırıklığı yaşadığını düşünüyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız şarap içip sohbet ediyorsunuz. Hiçbir şey yaşanmamış gibi. Bence onu harika yapan şey buydu.” diyor.
Popovich’in 1.336 galibiyetinin her biri için insanların hayatına etki eden ve basketboldan daha fazlasını ifade eden hikayeler bulunuyor. Popovich ile beraber çalışan, onun altında oynayan insanlar onun nasıl kazanmayı bu kadar iyi bilen başarılı bir koç olduğunu ESPN’e anlattı.
Noel gününde bile işinin başında
Tony Parker, eski Spurs oyun kurucusu. Fransa’dan NBA’e 19 yaşında geldi. Pop ile 17 sezon geçirdi ve 4 kez mutlu sona ulaştı, 2007’de Finaller MVP’si oldu.
“Benim en güzel Pop anım Noel sırasında yaşandı. Hep beraber yemek yememiz gerekiyordu. Bize çalışmayacağımıza dair söz verdi. Bir süre sonra baktık ki odasında bir sonraki maç için kayıt izliyor. Çalışmayı asla bırakmazdı.
Sertliği, kazanmaya olan açlığı, çalışma ahlakı… Onu en iyi bu sıfatlarla tanımlayabilirim. Kariyerim boyunca benim için 2. bir baba gibiydi. Neredeyse tüm kariyerim boyunca onunla çalıştığım için çok şanslı hissediyorum. Onu tarihin en iyisi yapan şey herkesin egolarını kontrol edebilmesi, herkesle iyi anlaşabilmesi ve bir takımı yönetebilmesiydi. Pop için çok mutluyum. Bu, inanılmaz bir başarı.”
Elie “ritmini bulmalı”
Hall of Fame pivot David Robinson, Spurs ile 14 sezon geçirdi. “Amiral” lakaplı oyuncu, MVP ve sayı krallığı dahil sayısız bireysel başarıya imza attı. Tim Duncan ve Popovich ile beraber 2 kez de NBA şampiyonu oldu.
“Bu, bence komik bir olay ancak Pop’un farklı kişilikleri nasıl idare ettiğini de iyi gösteriyor. Maç kaydı izliyorduk ve Mario Elie, kayıtta kötü şutlar kullanıyordu. Pop da ‘Mario, bunlar iyi şut muydu kötü şut muydu?’ dedi. Mario, ‘Hadi ama Pop, ben de ritmimi bulmalıyım.’ diyince Pop sadece güldü. İşte idare etme bu. Seni ne zaman iteceğini de ne zaman durduracağını da çok iyi biliyor. Yıllar boyunca oyuncularını teşvik etmekte çok iyi iş çıkarmıştır. Burada oynayan çoğu insan, Pop’un yanlarında olduğunu hissettmiştir. Her koç bunu başaramaz.”
“Rehber” Pop, merhametini farklı yollarla gösteriyor
An itibarıyla Golden State Warriors‘ta asistan koçluk yapan Mike Brown, Spurs‘te bu görevde 3 sezon geçirmiş, Popovich’in saha dışında nasıl biri olduğunu görmüştü.
“Şunu hiç unutmayacağım: Stajyer olarak takıma bir güç eğitmeni gelmişti ve çok para da almıyordu. Colorado’da gençler için danışmanlık yapma teklifi almıştı. Oraya taşınmak için parası yoktu. Sonradan öğrendik ki Pop, hiç kimseye haber vermeden ona yepyeni bir Nissan Pathfinder almış çünkü genç adamın bu işe başlamak için yeterli kaynağı olmadığını biliyormuş.
Bir başka hikayede ise benim ailemden ayrı yaşamamı içeriyor. Çocuklarım ve eşim Colorado’da yaşıyordu. Asla unutmam, 1 haftalığına ziyarete gelmişti ancak deplasman turuna çıkacağımız için kız kardeşim onları geri götürmeye hazırlanıyordu. Onları havaalanına bıraktığımda uçaklarının bizimkine çok uzak olmadığını görmedim. Oğullarım gitmek istemediği için ağlıyorlardı. Geç kalmak üzereydim.
Pop’u aradım ve ‘Havaalanındayım, birazdan orada olacağım. Çocuklarım uçağa binmekte biraz zorlanıyorlar ama bana sadece birkaç dakika daha verin.’ dedim. O da ‘Mikey, orada kalmalısın.’ dedi. ‘Hayır, hayır, hayır, Pop. Çocuklar iyi olacak’ dedim çünkü Chicago’ya gidiyorduk ve orası benim scouting alanımdı.
‘Eğer bu uçakta seni görürsem, kovulursun.’ diye yanıtladı beni. ‘Pop, hadi ama! Dinle, zaten toplanmış durumdayım ve hazırım. Birazdan orada olacağım.’ dememe rağmen ‘Unutma, seni bu uçakta görürsem kovulursun.’ cevabını aldım ve telefon kapandı. Ben de çocuklarımla fazladan 3 gün geçirmiş oldum. Bu iki hikaye onun gerçek karakterini yansıtıyor.”