by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Yıl boyunca kıran kırana geçen ve büyük çekişmeye sahne olan Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde sezonun sonuna doğru hızla yaklaşıyoruz. Son 16’daki tüm karşılaşmalar tamamlandı ve sırada heyecan dolu çeyrek final etabı var.
Son 16 etabına fırtına gibi bir başlangıç yapan TOFAŞ, bu turdaki tek temsilcimiz olarak sahne alacak.
Sezona iddialı bir kadroyla ve büyük hedeflerle başlayan Bursa ekibi, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ve yerel ligde beklenilen performansa ulaşamamıştı. Sezon ortasında Hakan Demir’in yerine başantrenörlük görevine getirilen Ahmet Çakı, dengeleri büyük ölçüde değiştirdi.
Sonlara doğru çıkışa geçerek normal sezonda grubunu lider tamamlayan temsilcimiz, Son 16 turuna fırtına gibi bir giriş yaptı. Bu etapta çıktığı ilk üç maçtan da sahadan galip ayrılan TOFAŞ, özellikle hücumda sergilediği keyifli basketbolla ligin favorileri arasında gösterildi.
Sonraki 3 karşılaşmadan yalnızca bir galibiyet çıkarabilen temsilcimiz, grupta liderliği son hafta BAXI Manresa’ya kaptırsa da bir şekilde adını çeyrek finale yazdırmayı başardı.
Koç Ahmet Çakı’nın gelişiyle birlikte özellikle takımın kısa rotasyonundaki oyuncular, formlarını üst seviyeye çıkardılar. Kadroya sezon ortasında eklenen Tyler Ennis, skorer oyuncu Pako Cruz’un yokluğunda sorumluluk alırken Berk Uğurlu ve Kasey Shephard gibi parçalar da etkili oldu.
Grubunu ikinci sırada tamamlayarak çeyrek finalde saha avantajını kaptıran temsilcimiz, ligin en formda ekiplerinden olan Lenovo Tenerife’yle eşleşti.
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin iddialı kadrolarından birine sahip olan temsilcimiz için işler hiç kolay olmayacak. Bu noktada saha avantajının da İspanyol temsilcisinde olduğunu düşünürsek TOFAŞ için Final Four’a giden yolu bir hayli zorlu.
Eurohoops Fırın, TOFAŞ – Lenovo Tenerife eşleşmesinin saha içi detaylarına göz atıyor.
TOFAŞ: Artılar ve Eksiler
Sezona Hakan Demir’le başlayan TOFAŞ, kadrodaki kaliteli parçalara bakıldığında ligin en önemli tehditlerinden biriydi. Buna rağmen ilk başlarda işler pek yolunda gitmeyince Ahmet Çakı göreve getirildi ve birçok şey değişti.
Geniş bir rotasyona sahip olan ve her pozisyonda değerli isimleri kadrosunda bulunduran temsilcimizde en öne çıkan nokta kesinlikle kısa rotasyonu.
Pako Cruz, Tyler Ennis, Kasey Shephard, Yiğit Arslan ve kariyerinin en iyi sezonunu yaşayan Berk Uğurlu gibi oyuncular, Ahmet Çakı’nın hücum kurgusunda fazlasıyla önemli bir yere sahipler.
Bu durum nedeniyle yarı saha hücumunu çoğunlukla kısalar üzerinden şekillendiren 46 yaşındaki çalıştırıcı, kadrosundaki oyuncuların çok yönlülüklerinin de yardımıyla sahada farklı beşler kullanabiliyor.
Özellikle hücumda olduğu kadar savunmada da takımına birçok yönden katkı sağlayan Tyler Ennis’in varlığı, Ahmet Çakı’nın elini bu noktada fazlasıyla rahatlatıyor. Üç kısanın yer aldığı beşlerle sahada kalabilen temsilcimiz, ligin savunulması en zor takımlarından biri.
Takımın belki de en etkili skor tehdidi olan Pako Cruz’un yokluğunda dahi TOFAŞ, son 16’da çıktığı ilk 3 karşılaşmadan da galip ayrılarak ne derece önemli bir hücum takımı olduğunu gösterdi.
Bu noktadan sonra özellikle Berk Uğurlu’nun Türkiye Kupası’nda yaşadığı talihsiz sakatlık işlerin bir nebze duraksamasına yol açsa da takıma sezon ortasında katılan Tyler Ennis, kritik anlarda liderlik görevini üstlenerek takımının ayakta kalmasındaki en önemli etkenlerden biri oldu.
TOFAŞ’ın kısa rotasyonuna baktığımızda özellikle oyun kurucularda bazı benzerlikler görebiliyoruz. Tyler Ennis, Berk Uğurlu ve Kasey Shephard’ın üçünün de ortak noktaları çembere atak edebilme becerilerinin çok yüksek seviyede olması.
Bu durum nedeniyle Ahmet Çakı, oyuncularına konfor alanı sağlayabilmek için birçok farklı yarı saha setinden yararlanıyor. Bu şekilde yarı sahada saydığımız üç isme gerekli penetre koridorunu sağlamayı hedefleyen 46 yaşındaki çalıştırıcı, çoğu zaman başarılı da oldu.
Elbette TOFAŞ’ın tek etkili silahları kısa rotasyonundaki parçalar değil. Takıma geçtiğimiz yaz katılan skorer forvet Elgin Cook, parkeye getirdiği artılarla özellikle temsilcimizin yarı saha hücumunda fazlasıyla kritik bir rol üstlendi.
Üçlük çizgisinin gerisinden değerli bir şut tehdidine sahip olan ve topu yere vurarak rakip savunmaların dengesini bozabilen ABD’li forvet, özellikle kısaların çembere ataklarından sonra pas aldığında çembere giderek karşı takımın rotasyonunda çözülmelere yol açabiliyor.
Yine top yönlendiricilerin boyalı alana penetre ederek rakip savunmanın odak noktası haline geldiği anlarda saha yerleşiminde doğru yerde konumlanabilen Cook, üçlük tehdidi sayesinde yardım savunmalarına cezayı kesebiliyor.
Bu noktada bahsetmemiz gereken bir diğer çok kritik isim ise TOFAŞ’ın deneyimli uzunu Tomislav Zubcic. Skor tehdidi sayesinde Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en değerli uzunlarından biri olan Zubcic, temsilcimizin Lenovo Tenerife karşısında en önemli kozlarından biri olacak.
Son dönemde genel olarak formsuz bir görüntü sergileyen Hırvat oyuncu, ayakları yavaş Tenerife uzunlarına karşı parkeye getirebileceği potansiyel artılarla seride belirleyici bir rol oynayacaktır.
Ağırlıklı olarak 4 numara pozisyonunda süre almasına rağmen zaman zaman kısa beşlerde tek uzun olarak da konumlanabilen Zubcic, şut tehdidi sayesinde rakip takımın savunmasının boyalı alana doğru gömülmesine engel olabiliyor.
Bu bahsettiğimiz nokta her takıma karşı fazlasıyla değerli olsa da rakibin Lenovo Tenerife olduğunu düşünürsek çok daha büyük bir öneme sahip.
Uzun rotasyonunda Kyle Wiltjer, Giorgi Shermadini ve Fran Guerra gibi yavaş ayaklı uzunlara sahip olan İspanyol temsilcisi, bu oyuncular boyalı alanın her dışına çıktıklarında savunmada büyük problemler yaşayabiliyor.
Hal böyle olunca uzun rotasyonundan Tomislav Zubcic ve Emre Tanışan’ın dış şut performansları, serinin geneli boyunca temsilcimiz için hayati bir öneme sahip.
Uzun rotasyonundan bahsetmişken bu konuyu Jeremy Simmons ve yeni transfer Eigirdas Zukauskas’a değinmeden geçemeyiz. Bir 5 numara için undersized sayılabilecek fiziğine rağmen Simmons, özellikle TOFAŞ’ın yarı saha hücumlarında vazgeçilemez bir konumda.
Oyun zekası çok yüksek bir isim olan ABD’li uzun, kısalarla oynadığı ikili oyunlar sonrasında kısa devrilerek takımı adına pas istasyonu oluşturabiliyor. Rakip takımın rotasyonunu okuyarak topu çabuk şekilde ters tarafa yönlendirebilen Simmons, rakibin agresif yardım savunmasına karşı seride belirleyici bir rol oynayacak.
Bu noktada takıma sezon ortasında katılan Eigirdas Zukauskas, henüz uyum sürecini tam olarak atlatamamış olsa da özellikle Basketbol Süper Ligi’nde Merkezefendi Denizli Basket deplasmanında sergilediği performansla olumlu sinyaller verdi.
Tıpkı Tomislav Zubcic gibi kısa beşlerde zaman zaman tek uzun olarak da süre alabilen bir 4 numara olan Zukauskas; perde sonrası forvetten kısa devrilmeleriyle, yüksek oyun zekasıyla, etkili alçak post hücumuyla ve yüzdeli orta mesafe atışlarıyla rakip uzunlara zor anlar yaşatma potansiyeline sahip.
Saydığımız tüm pozitif yanlara rağmen temsilcimizde işler her zaman günlük güneşlik değil. TOFAŞ, her ne kadar Ahmet Çakı’nın gelişinin ardından yarı saha hücumunda değerli işlere imza atsa da halen bu noktada bazı ciddi sorunlar yaşayabiliyor.
Berk Uğurlu, Tyler Ennis ve Kasey Shephard’ın dış atış tehditlerinin yeterli seviyede olmaması, rakiplerin bu oyuncuları içeri gömülerek savunmasına yol açabiliyor. Bu noktada temsilcimiz, özellikle son oynanan karşılaşmalarda yarı sahada bazı sorunlar yaşayarak açık sahaya bağımlı bir ekip gibi gözüktü.
Rakip Lenovo Tenerife, her ne kadar savunmada bazı ciddi problemler yaşayan bir ekip olsa da ribaund sonrası geri koşmada ligin iyilerinden. Bu tür her bir pozisyonun apayrı öneme sahip olduğu serilerde geçiş hücumlarının sayısının da azalacağını düşünürsek Ahmet Çakı’nın mutlaka özel bir hazırlık yapması gerekiyor.
Sezona harika bir başlangıç yapan Meksikalı skorer Pako Cruz, geri dönmüş olsa da henüz tam olarak istenilen seviyede değil. Yarı saha hücumlarında Pako’nun ikinci top yönlendirici olarak parkeye getirdiği dış şut ve pas tehdidi, temsilcimiz için büyük öneme sahip.
Az önce bahsettiğimiz gibi bu noktada yine Tomislav Zubcic’in en iyi performansına ulaşması, Bursa ekibi için tam anlamıyla hayati önemde. Son dönemde yüzdeli isabet bulmakta zaman zaman zorluk yaşayan Hırvat uzun, rakip takımın yavaş ayaklı uzunlarını cezalandırma noktasında büyük öneme sahip.
Son olarak değinmemiz gereken soru işareti ise ABD’li oyun kurucu Kasey Shephard’ın form durumu. Sadece Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin değil, Avrupa’nın en önemli delicilerinden biri olan Shephard, son dönemde en üst düzey seviyesinde değil.
Pako Cruz ve Berk Uğurlu’nun sakatlıktan dönüşlerinin ardından süreleri iyice azalan ABD’li oyun kurucu, seride biraz olsun form tutmayı başarırsa temsilcimiz için bu zorlu eşleşmede belirleyici bir hale gelebilir.
Lenovo Tenerife: Göründüğü Kadar Kusursuz Mu?
Rakibe göz atmaya başlamadan önce şunu belirtmekte fayda var: Lenovo Tenerife, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde kalan 8 takım arasında en kaliteli kadroya sahip olan takım. Yine de bu, saha içinde her bakımdan ‘kusursuzlar’ demek değil.
İddialı kadrosuna rağmen normal sezona rağmen yavaş sayılabilecek bir başlangıç yapan Tenerife, Play-In etabında temsilcimiz Pınar Karşıyaka’yı kıran kırana geçen eşleşme sonunda elemiş ve zor da olsa adını Son 16 etabına yazdırmayı başarmıştı.
O dönemler İspanyol temsilcisini incelediğimiz yazımızda da rakibin ne kadar kuvvetli bir ekip olduğundan, buna rağmen yaşadığı bazı sorunlardan bahsetmiştik. O günden bugüne baktığımızda saha içinde değişen şeyler var.
Son 16 etabında SIG Strasbourg, Rytas Vilnius ve zayıf halka Falco Szombathely ile aynı grupta yer alan Tenerife, bu turda çıktığı 6 karşılaşmadan da sahadan galibiyetle ayrılarak organizasyonun kalan kısmı için rakiplerine gözdağı verdi.
İspanyol temsilcisinin kadro yapısına ve oyuncuların özelliklerine baktığımızda en öne çıkan noktaları savunmaları değil. Buna rağmen Kanarya Adaları ekibi, grupta çıktığı müsabakalarda potasında en fazla 75 sayıya izin vererek dominant bir performans ortaya koydu.
Koç Txus Vidorreta’nın ekibine yüzeysel şekilde, sadece sonuçlar üzerinden göz atan biri elbette ilk bakışta temsilcimizin fazlasıyla iyi bir savunma takımına karşı mücadele edeceğini düşünebilir. Durum böyle değil.
Tenerife’nin grupta karşılaştığı üç takıma da baktığımızda bu ekiplerin hiçbiri kısa rotasyonuyla fark yaratan, oyunu ağırlıklı olarak kısalar üzerinden şekillendirmeyi tercih eden bütünler değiller.
Kadrosunda Kyle Wiltjer, Giorgi Shermadini ve Fran Guerra gibi ayakları yavaş, ikili oyunlarda etkili kısaları savunmakta sorun yaşayan isimleri bulunduran İspanyol temsilcisi, bu noktada zaaflarına en iyi şekilde atak edebilecek rakiplerle karşılaşmamanın da bir nevi avantajını yaşamış oldu.
İspanya Ligi’ne baktığımızda ise Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin tersi bir tablo görüyoruz. Özellikle rakip takımlardaki ikili oyun tehdidine sahip delicileri savunmakta zorlanan Tenerife, bu tür isimlerin ön planda olduğu takımlara karşı vasat savunma performansları ortaya koyabiliyor.
Belki de temsilcimiz TOFAŞ’ın seri boyunca en avantajlı olacağı nokta kısa rotasyonundaki parçaları olacak. Koç Ahmet Çakı’nın maç önü hazırlıkta ne derece başarılı bir koç olduğunu da düşünürsek elbette Txus Vidorreta’ya bu noktada bazı sürprizleri olacaktır.
Tyler Ennis, Berk Uğurlu ve her ne kadar formsuz gözükse de Kasey Shephard, Tenerife’nin ayakları yavaş uzunlarını cezalandırma konusunda fark yaratabilecek oyuncular. Bu isimlere Tomislav Zubcic, Emre Tanışan ve hatta Eigirdas Zukauskas’ın verimli şut katkıları da eklenirse seride işler temsilcimizin lehine dönebilir.
Yine de bu elbette bahsettiğimiz kadar kolay olmayacaktır. TOFAŞ’ın serideki saydığımız avantajlarına rağmen elbette Tenerife’nin de Bursa ekibinin başını ağrıtabileceği bazı önemli noktalar var.
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki İspanyol ekibi, temsilcimizin aksine tempoyu arttırmayı sevmeyen, geçiş hücumlarını zorlamak yerine yarı sahada hücum süresinin tamamını dahi kullanmaktan çekinmeyen ve boyalı alanı aktif kullanmayı tercih eden bir ekip.
Elbette bunda şaşırılacak bir taraf yok. Kanarya Adaları ekibi; Giorgi Shermadini, Fran Guerra ve Kyle Wiltjer gibi boyalı alanın etrafında fark yaratabilen uzunların yanı sıra Marcelinho Huertas ve Bruno Fitipaldo gibi iki değerli ikili oyun silahına da sahip.
Bu noktada belki de en çok üzerinde durulması gereken isim Gürcü uzun Giorgi Shermadini. İspanyol temsilcisinin hücum kurgusunda büyük bir yer kaplayan 2.17’lik dev, perde sonrası boyalı alana doğru açıyla devrildiğine rakip savunmanın dikkatini üstüne çekerek Sasu Salin, Aaron Doornekamp ve hatta Kyle Wiltjer gibi etkili şutörlere de alan sağlayabiliyor.
Ligin en etkileyici savunma takımlarından biri olmayan TOFAŞ, özellikle boyalı alan ve çember savunmasında belli başlı sorunlara sahip olan bir ekip. Bu noktada takımın 5 numara pozisyonundaki parçaları Jeremy Simmons ve Muhsin Yaşar, her ne kadar değerli hücumcular olsalar da savunmada bazı defolara sahipler.
Yüksek savunma bilgisine rağmen Jeremy Simmons, pozisyonu için pek uzun sayılamayacak boyuyla ve undersized fiziğiyle boyalı alanı ve alçak postu etkili kullanan uzunlara karşı sorunlar yaşayabiliyor. Ne yazık ki Lenovo Tenerife, kadrosunda bu alanda belki de ligin açık ara en etkili silahlarına sahip.
Temsilcimizin dezavantajlı olduğu bir diğer durum da oyun kurucu ikilisinin gün geçtikçe daha da artan form durumları. Lenovo Tenerife – Pınar Karşıyaka serisinden önceki yazımızda Bruno Fitipaldo’nun çok formda olduğunu ama emektar oyun kurucu Marcelo Huertas’ın da bir o kadar formsuz olduğundan bahsetmiştik.
Mevcut duruma baktığımızda işlerin değiştiğini görüyoruz. Karşıyaka serisiyle birlikte vites arttıran Huertas, Son 16 etabı boyunca takımın ana top yönlendiricisi haline geldi. Uruguaylı oyun kurucu Bruno Fitipaldo ise formsuz bir Son 16 dönemi geçirse de son dönemde performansını yeniden yukarı çekmiş durumda.
Formda iki oyun kurucu, etkili boyalı alan silahları ve bu isimlerin etrafında konumlanan Sasu Salin, Joan Sastre ve Aaron Doornekamp gibi topsuz hareketliliği fazlasıyla seven şutörler, temsilcimizin canını sıkmaya çalışacaktır.
Son Olarak
Seride her iki taraf da geniş rotasyonlara ve kaliteli parçalara sahip olsalar da şu bir gerçek: Lenovo Tenerife, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en formda takımlarından ve saha avantajının da sayesinde eşleşmeye favori olarak başlayacaklar.
İspanya Ligi’nde son olarak 3 Nisan Pazar günü sahasında İspanyol devi Real Madrid‘i çift haneli farkla deviren Tenerife, bu karşılaşmada taraftarının yoğun desteğinden de enerji devşirerek zorlu rakibini yalnızca 59 sayıda tutmayı başardı.
Uzun rotasyonundaki tüm savunma defolarına rağmen Uruguaylı oyun kurucu Bruno Fitipaldo’nun agresif topa baskısı ve özellikle forvetlerin yardım savunmasında Madrid ekibinin hücum silahlarına göz açtırmaması, sarı-siyahlıların etkileyici bir savunma performansı ortaya koymasına neden oldu.
6 Nisan Çarşamba günü oynanacak karşılaşmada da tablo pek farklı olmayacaktır. Taraftar avantajının da Kanarya Adaları ekibinde olduğunu düşünürsek savunmada agresif oynamaları kimseyi şaşırtmayacak.
Bu gibi çok maçlı serilerde rakibin dezavantajlı noktalarını tespit ederek sürekli olarak o noktalara atak etmek fazlasıyla belirleyici olabiliyor. Rakibin defolarının da bariz olduğunu düşünürsek Ahmet Çakı’ya seri genelinde çok büyük bir iş düşüyor.
Bu noktada referans alabileceğimiz çok net bir örnek var. Bu sezon Türkiye Kupası Çeyrek Final etabında Fenerbahçe Beko’yla karşılaşan TOFAŞ, eşleşmenin favorisi değildi.
O dönemler sadece ülkenin değil, tüm Avrupa’nın belki de en formda 2-3 ekibinden biri olan Fenerbahçe Beko, TOFAŞ’a karşı büyük zorluklar yaşamıştı.
Özellikle yarı saha hücumunda Fenerbahçe’nin sırtı dönük oynama becerisi yüksek silahlarına karşı sürekli agresif şekilde yardım getiren TOFAŞ, rakip oyuncuların pas kanallarında da aktif bir baskı uygulayarak sarı-lacivertlileri hücumda büyük ölçüde durdurmayı başarmıştı.
Hücumda da ribaundları kontrol eden ve açık sahada koşarak pozisyon sayısını arttıran Ahmet Çakı’nın ekibi, uzatmalara giden karşılaşmanın sonunda sahadan mağlup ayrılsa da (Berk Uğurlu’nun sakatlanmasının da etkisiyle) birçok basketbolseverin takdirini kazanmayı başardı.
46 yaşındaki başarılı çalıştırıcı, özellikle bu tip kritik eşleşmelerde takımını olası şartlara en iyi şekilde hazırlayarak rakip takımların ve koçların başını ağrıtabiliyor. Avantajın temsilcimizde olmadığını da düşünürsek bu tür bir maç planı, TOFAŞ’ın Çarşamba akşamı deplasmandan galibiyeti çalarak avantajı eline geçirmesine yol açabilir.
Elbette bu hiç ama hiç kolay olmayacaktır, yine de neden olmasın?
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!