by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’deki 30 takımın da başarılı olması mümkün değil. Bazı takımlar kasıtlı şekilde bazıları da ummadığı bir biçimde sezonu başarısızlıkla sonuçlandırabiliyor.
Fakat durum ne kadar kötü olursa olsun, her zaman bir umut ışığı vardır. Bu durum NBA takımları için de geçerliliğini koruyor.
Eurohoops Fırın, bu sezon play-off ve play-in turnuvalarının dışında kalan takımların, önümüzdeki sezonlara umutla bakmasını sağlayan faktörleri inceliyor.
Los Angeles Lakers: LeBron James Hala Elit Seviyede
Los Angeles cephesinde sezon büyük bir hayal kırıklığıyla tamamlandı. Sezon başında şampiyonluk adayı olarak gösterilen bir takım play-off dışı kalacak duruma geldiğinde, o takım için bir umut ışığı bulmak epey zor. Fakat Lakers için hala bir tane mevcut. 37 yaşındaki LeBron James hala üst düzey basketbol oynuyor.
Lakers’ın buradaki diğer 9 takımdan farkı, taraftar kitlesinin seneye tekrardan şampiyonluk için yarışan bir takım izlemek isteyecek olmaları. Bu yüzden LeBron’un hala formunda olması, hala bir takımı taşıyabilecek enerjisinin bulunması onlar için çok mühim.
Lakers’ın hamle esnekliği, Westbrook’un kontratı ve yan parçaların vasatlığı yüzünden kısıtlanmış vaziyette. Westbrook’tan nasıl çıkacaklar, Davis ne kadar sağlıklı kalacak, yıldızların etrafını nasıl dolduracaklar gibi belirleyici sorunlar, tünelin sonundaki ışığı görmeyi zorlaştırıyor. Fakat LeBron’un varlığı, onlar için her zaman bir umut olarak kalacak.
Detroit Pistons: Temel Yapı Taşı Bulundu
Detroit, 23-59’luk derecesiyle ligin en kötü üç takımı arasında yer alıyor. Aslında bir tanking takımı için bu durum sızlanılacak bir şey değil fakat yapılanmanın gidişatı bakımından tanking takımlarının bile sezon içerisinde gelişim parıltıları göstermesi gerek.
Detroit için bu sezonun en umut verici gelişmesi, kuşkusuz Cade Cunningham oldu. 2021 NBA Draftı 1. sıra seçimi, sezona berbat bir giriş yapsa da sakatlığın etkilerini atlatıp lige ısınınca potansiyelini sergilemeyi başardı. Peki Cade’in potansiyeli ne?
20 yaşındaki genç yıldız, şu ana kadar sergiledikleri itibariyle, ileride bir takımın direksiyonuna geçebileceğini gösterdi. Başka bir deyişle, Detroit yapılanmasının merkezinde yer alacak temel parça bulundu. Detroit artık takımı Cade’e uyumlu parçalarla donatmaya çalışacaktır. Bu güveni veren bir genç bulmak kolay değil. Bulduğunuzda ise yapılanmanın en büyük adımını atmış oluyorsunuz zaten.
Sacramento Kings: Takımda Değişikliğe Gidildi, Nihayet
Sacramento yıllardır ne yaptığına karar veremeyen bir takımdı. Ne tam tanking yapıyorlardı ne de play-off. Arada kalmışlardı kısacası. Daha da kötüsü, bu çekirdekte hiçbir değişim yapmıyorlar ve minimal hamlelerle bir şeyler başarmayı bekliyorlardı. Onlar adına sezonun en umut verici gelişmesi, nihayet bir değişim geçirmeleri oldu.
Haliburton-Sabonis takası tartışmaya açık. Bana kalırsa Haliburton ile daha fazlasını alabilirlerdi ama burada anlatmaya çalıştığım husus bu değil. Sürekli aynı şeyleri yapan bir ekip görüntüsünden çıkıp farklı yoldan denemeyi seçtiler.
Takımları kalitelerine ve başarı ihtimallerine göre 5 farklı katmana yerleştirelim. Ortadaki üçüncü katman, son sıralardan play-off yapan orta halli takımların yer aldığı kısım olsun. Eğer siz hali hazırda ilk üç katmanda yer alan bir takımsanız, Sabonis size pek fazla şey katmayabilir. Ama en alt iki katmandaki takımdaysanız ve hızlı yoldan üçüncü katmana geçmenin yollarını arıyorsanız, Sabonis sizi bu yarışın içine sokabilecek bir faktör.
Tabi ki sezonun tek değişimi Sabonis olmadı. Yıllardır ligin en kötü koçluk performanslarından birini sergileyen Luke Walton kovuldu. Önümüzdeki yaz döneminde ise yeni bir koç gelecek.
Indiana Pacers: Tyrese Haliburton
Yukarıda bahsettiğim katman olayını tekrardan kullanacak olursam, Indiana’nın yıllardır üçüncü katmanda yer alabilecek malzemeye sahip olduğunu söyleyebilirim. Sakatlıklardan belini doğrultamayan Indiana, sağlıklı haliyle o seviyedeydi. Fakat dürüst olmak gerekirse, ilk iki katmana girecek düzeye hiçbir zaman gelemediler. Hep aynı yerde debelenip durdular.
Onlar için de değişim çanları çalıyordu ve daha fazla geciktirmeden harekete geçtiler. Bu değişimi de en iyi şekilde yaptılar. Domantas Sabonis’i verip Tyrese Haliburton’ı almak büyük iş. Haliburton ligin en büyük yıldızlarından birisi olmayacak belki ama ligin en büyük oyun kurucularından birisi olacak. Böyle bir genci Rick Carlisle tedrisatına sokmak gerçekten takdire şayan.
Haliburton eklemesiyle birlikte yapılanmanın ilk adımını tanking yapma gereği duymadan hallettiler. Böyle bir saha içi lider bulmak kolay değil, özellikle 2022 draft sınıfında hiç yok. Ben zaten Indiana’nın uzun yıllar drafta yatan bir takım olacağını da hiç sanmıyorum.
Orlando Magic: Savunmada Limit Gökyüzü
Bence Orlando, hala Detroit’in yapabildiğini yapabilmiş değil. Yani merkez oyuncu olabilecek potansiyele sahip bir genci hala bulamadılar. Ama Orlando yapılanmasında da güzel giden şeyler var. Örneğin, bu takım kendine bir kimlik inşa etmeyi başardı. Savunma kimliği…
Orlando, 1 Ocak 2022 sonrasındaki dönemde ligin en iyi 10 savunması arasına girmeyi başardı. Üstelik maç kaybetmeye uğraşan bir tanking takımı konumundayken başardılar bunu ve en iyi savunmacıları Jonathan Isaac sezon boyunca sahaya çıkmadı.
Eğer Orlando, savunmasıyla maç kazanan bir takım inşa etmek istiyorsa, doğru yolda ilerliyor. Jonathan Isaac, Franz Wagner, Mo Bamba, Jalen Suggs gibi parçalar, rakibe sahayı dar edecek potansiyele sahip.
Washington Wizards: İkinci Adam Bulundu
Washington Wizards sezona fırtına gibi başlamıştı. Hatta bir ara konferansın ilk sırasında yer alıyorlardı fakat sezon sonunda kendilerini 12. sırada buldular. Bradley Beal ciddi bir sakatlık geçirdi, Spencer Dinwiddie hamlesi tutmadı. Fakat Dinwiddie’yi olabilecek en iyi senaryoyla ellerinden çıkarmayı başardılar.
Beal sakatlıktan nasıl dönecek bilemiyoruz ama eğer formda döndüğünü varsayarsak, Beal-Porzingis ikili ve yanında Kuzma gibi tamamlayıcı parçalarla üst düzey bir hücum takımı yaratabilir Wizards. Oynamak istedikleri basketbola uyan bir oyuncu Porzingis ve önümüzdeki sezon Wizards adına en umut verici gelişme bu gibi duruyor şimdilik.
New York Knicks: Daha Agresif RJ Barrett
2020-21 sezonundaki başarıyı devam ettiremeyen New York, pek parlak bir geleceğe sahip değil. Takımın yıldızı Julius Randle sorun yaşadı, draft hakkı lotaryanın sonlarına geriledi ve ellerinde maaş boşluğu yok. Hamle imkanları kısıtlı ve dürüst olmak gerekirse, takımı yönetenlerin başarılı olduğu söylenemez.
Fakat New York için de bir umut ışığı bulmak mümkün. Bu ekibin geleceğinde yer edinmesi en muhtemel isim RJ Barrett. NBA’de üçüncü sezonunu tamamlayan 21 yaşındaki oyuncu, inişli çıkışlı performansı ve agresifliği üzerinden eleştiriliyordu.
Agresiflik hususunda gözle görülür bir değişim yaşayan Barrett, artık olması gerektiği gibi içeri drive etmeyi ve potaya gitmeyi daha fazla düşünüyor. 1 Ocak gününe kadar olan dönemde maç başına 8 kez içeri drive ederken, 1 Ocak’tan sonraki bölümde bu sayıyı 16’ya kadar çıkardı. Etrafında daha iyi bir spacing ile oynadığında, bu özelliği daha fazla ön plana çıkabilir. Barrett, Knicks camiasının üzerine titremesi gereken kişi.
Portland Trail Blazers: Anfernee Simons ve Diğer Kazanımlar
New Orleans’ın play-off yapmasıyla, CJ McCollum takasında alınan ve lotaryada yer alması beklenen 1.tur draft hakkı kaybedildi. Yani bu sürecin o kadar da iyi idare edilmediğini söyleyebiliriz fakat 2021-22 sezonunda Portland adına güzel şeyler de yaşanmadı değil.
Takımı tekrardan Lillard üzerine kurmanın planlarını yapan Portland, yaz döneminde kendisine büyük hamle kovalama şansı tanıyacak maaş boşluğuna sahip. Lakin benim bahsedeceğim bu değil. 22 yaşındaki Anfernee Simons’ın yaptığı çıkış ve seneye Lillard’ın yanında ikinci/üçüncü oyuncu olarak yer almak konusunda güven vermesi, Portland’a hem kısa hem uzun vadede umut aşılıyor.
Bunun dışında Keon Johnson, Brandon Williams, Trendon Watford gibi büyük yerlere gelme şansları düşük olan ama kulübün geleceğinde yer edinebilecek kazanımlar elde edildi. Nassir Little ve CJ Elleby de bu yıl daha fazla şans bulan isimler oldu. Bana kalırsa, artık çekirdeği dağıtıp değişime gitme fikri doğru bir karardı.
Bu geçiş süreci belki daha iyi yönetilebilirdi, Pelicans ve Clippers takaslarından daha doyurucu parçalar elde edilebilirdi ama süreç henüz tamamlanmış değil. Portland’ın hızlı değişiminin başarılı olup olmadığını görmek için serbest oyuncu döneminde neler yapacaklarına bir bakmak gerek. Eğer hala Lillard’ın yanına onu destekleyecek kaliteli oyuncular getirilememişse, ancak o zaman başarısız oldukları ileri sürülebilir.
Oklahoma City Thunder: İki Adet Lotarya Hakkı
Sam Presti, Oklahoma yeniden yapılanma yoluna gittiğinden beri, diğer NBA takımlarının draft haklarını stoklama çabası içinde. Bu hakların birçoğu düşük sıralarda yer alıyor olsa da, Presti niteliğe değil niceliğe önem veriyor bu konuda.
Paul George ve Chris Paul takaslarından gelen Clippers ve Suns draft haklarını elinde bulunduran Oklahoma, muhtemelen takası yaparken Presti’nin bile beklemediği bir durumla karşılaştı. Kawhi’ın sakatlığından ötürü bu sezon orta sıra takımı haline gelen Clippers, play-in turnuvasında George’un protokole girmesinin de etkisiyle Pelicans‘a elendi ve play-off dışı kaldı. Hal böyle olunca, Clippers hakkı 12. sıraya kadar geriledi.
Şans yüzüne gülen Oklahoma, Clippers hakkını beklediğinden çok daha yüksek bir sırada buldu. Lotaryadan yani ilk 14 sıradan iki seçim yapacak olan Presti, eğer bu şansını iyi kullanırsa Oklahoma yapılanmasına ivme kazandırabilir.