by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Aylardır beklenen NBA Play-offlarına nihayet kavuştuk! Biz de EuroHoops Türkiye olarak saha içinde olup bitene bir göz atalım dedik.
Bu içerikte play-off takımlarının sahada neleri iyi yaptığını, ne tür zaaflara sahip olduğunu veya hangi faktörlerin belirleyici olacağını incelemeye çalıştık.
Yer yer izlediğimiz maçlardaki gözlemlerden bazen de istatistiklerden yola çıkarak hazırladığımız play-off rehberini sizlerin huzurunuza sunuyoruz.
DOĞU KONFERANSI
OLUMLU NOKTALAR
- Esnek Savunma – Sahadaki herkesle eşleşebilecek ve farklı savunma kurgularını oynayabilecek savunmacılara sahip olmaları, Miami’nin elindeki en güçlü kart. Özellikle, Adebayo gibi P&R sonrası ligdeki herkesin karşısında kalabilen bir uzuna sahip olmak büyük lüks. PJ Tucker eklemesi de cabası. Switch savunması, doğru isimlerle uygulandığında yarı sahada rakibin temposunu yavaşlatıp isolation temelli bir hücuma itiyor. Bu yüzden Brooklyn gibi isolation ağırlıklı hücum takımlarına karşı Miami kendisini daha güvenli hissediyor.
- Tyler Herro’nun Çıkışı – Miami Heat hücumları, top dolaşımına dayalı olduğundan ve kadroda elit bir yaratıcı skorer olmadığından ötürü, zaman zaman tıkanmaya mahkum. Fakat bu sezon Tyler Herro’nun oynadığı oyun, Miami’yi bu konuda ipten alabilir. Sezon boyunca ne zaman takım sıkışsa, sorun çözücü olarak devreye girmişti. Bunu play-offlara taşıyıp taşıyamacağı, Miami için belirleyici unsurlardan birisi olacak.
- Kyle Lowry – Butler ve Adebayo, ana top yönlendirici olacak isimler değiller. Bubble dönemindeki başarının sebeplerinden birisi, Goran Dragic’in, aslında skor öncelikli bir guard olmasına rağmen, saha içi liderliğinin hakkını vermiş olmasıydı. Geçtiğimiz sezon Dragic düşüşe geçince Miami de bu durumdan fazlasıyla olumsuz etkilendi. Bu sezon ise Kyle Lowry gibi tempoyu ayarlayabilen, takım arkadaşlarını oyunun içine dahil edebilen bir oyun kurucu getirildi. Lowry eklemesi, normal sezonda olduğu gibi playoffta da Miami için fark yaratan faktör olabilir.
- Koç Faktörü – Erik Spoelstra, tercihleri ve maç içi dokunuşlarıyla her zamanki gibi Miami Heat’in sırtını yasladığı ilk kişi olacak.
SORU İŞARETLERİ
- Yarı Saha Hücumu – Miami Heat’in yarı saha hücumlarındaki üretkenliği, geçen senelerde olduğu gibi bu sene de büyük bir soru işareti yaratıyor. Miami’de sistemin tıkır tıkır işlemesi için tüm parçaların görevini yerine getirmesi gerekiyor, aksi takdirde hücum tıkanıyor ve birinin sorun çözücü olarak elini taşının altına koyması gerekiyor. Özellikle yakın maçları kapatmakta yeterince güven vermiyor Heat takımı ki bu play-offlar için büyük bir sorun.
- Duncan Robinson’ın Formu – Miami, sahada şutörleriyle büyüyen bir takım. Off-ball perde veya handoff çıkışı attığı üçlüklerle Miami’nin top ve adam dolaşımı ağırlıklı hücumunda ciddi bir yer kaplayan Duncan Robinson, bu sezon inişli çıkışlı bir performans sergiledi ve takımın güvenilmez adamlarından biri haline geldi. Neyse ki, şapkadan çıkan tavşan misali yükselen Max Strus’ın varlığı, izleyenlerin içine bir miktar su serpiştiriyor.
- Adebayo’nun Hücum Agresifliği – 2020 playoff Adebayo ile 2021 playoff Adebayo arasındaki fark, siyahla beyaz gibi. Bu sezon hücumda daha agresifti ama 2021 Milwaukee serisinde çizdiği imaj, kolay kolay silinecek cinsten değil. Fırsat bulduğunda şutu kaldırması veya karşısına ağır bir uzun aldığında çembere hücum etmesi, Miami Heat için hayati önem taşıyor.
OLUMLU NOKTALAR
- Elit Savunma – Yalnızca 2022 yılını baz aldığımızda ligin en iyi savunma istatistiğine sahip olan Boston Celtics, esnek bir savunmaya sahip. Ellerindeki savunmacılar fiziksel açıdan avantajlı olduğu için sahada birden fazla pozisyonla eşleşebiliyor. Boston sahada kolay kolay ters eşleşme veren bir takım değil ve bu durum play-off ortamında büyük lüks. Herkes çember savunmasına katkı veriyor ve Ime Udoka savunmayı rakiplerine göre kurgulamakta oldukça başarılı. 2022 yılında 105.2 savunma reytingine sahip olan Boston, açık arayla lider konumda.
- Tatum’ın Pasör Gelişimi – Jayson Tatum, sahada sürekli ikili sıkıştırmalarla karşılaşan bir yıldız. Bu durumlarda doğru pası bulup takımı adına avantajı elde edebiliyor olması önemli. Geçmişte Boston’ın eksiklerinden birisi, sahada ana top yönlendirici kalibresinde birinin olmamasıydı. Yavaş yavaş bu role soyunan Tatum, play-offta sınavı geçmeyi başarırsa Boston için büyük bir kazanım olur.
- Form Durumu – Play-offlara rüzgarı arkanıza alarak girmek çok önemli bir husus. Lige beklentilerin epey altında kalarak başlayan Boston, Ocak ayıyla birlikte bambaşka bir hale büründü ve ligin en formda takımı konumundalar.
SORU İŞARETLERİ
- Rob Williams’ın Yokluğu – Savunmada yardım savunmacısı, hücumda ise devrilen uzun olarak önemli katkılar yapan Robert Williams’ın sakatlığı, Boston için ciddi soru işaretleri yaratabilir. Daha da kötüsü, Williams’ı ikame edebilecek pek bir alternatifleri yok. Daniel Theis sezonu çok iyi kapatmış olabilir ancak play-offlarda gözünüz kapalı güvenebileceğiniz isimler arasına yazmazsanız. İlk turdan Brooklyn Nets gibi tehlikeli bir takım gelmişken, Williams’ın yokluğu akıl kurcalıyor diyebiliriz.
- Hücumda Yan Parçalar – Boston Celtics iyi bir hücum takımı, ona şüphe yok. Takımın birinci ve ikinci opsiyonları etkili yaratıcılar, top dolaşımı artık daha iyi ama kadronun geri kalanı o kadar da güvenilir değil. Marcus Smart, Derrick White gibi isimler dış şutu dalgalanan, maçtan maça şut performansı değişebilen isimler. Savunma tarafından riske edilebilirler. Örneğin Derrick White bu sezon köşe şutlarında %29 ile isabet buluyor. Yan parçaların hücumda net şekilde güven vermiyor oluşu ve benchte de çok fazla yaratıcı hücumcu olmaması, Boston için soru işareti olarak düşünülebilir.
- Clutch Performans – Boston Celtics, yakaladığı ivme sayesinde 2022’deki çoğu maçını rahat kazandı. Fakat yakın geçen maçlardaki durum pek iç açıcı değil. Sezon boyu 35 maçı clutch dakikalara götüren Boston, bunların yalnızca 13 tanesini kazanabildi. 1 Ocak 2022’den bu yana ise 15 clutch maçın 7’sinde galibiyet alabildiler. Daha sert ve yakın geçen play-off maçlarını nasıl idare edecekleri merak konusu.
OLUMLU NOKTALAR
- Giannis’in Şut Gelişimi – MVP ödüllü Giannis Antetokounmpo, her yıl gelişmeye devam ediyor. Bu sefer de şut menzilini arttıran Giannis, geçen sezona göre daha fazla orta mesafe deneyip daha yüzdeli atıyor. Keza serbest atış yüzdesi de %68’den %72’ye çıktı. Zaten boyalı alanda büyük bir skor tehdidi olan Giannis’in play-offta orta mesafeleri sokması demek, savunmalar üzerinde daha büyük bir tehdit yaratması anlamına geliyor. Onu boyalı alana sokmamak için arada boşluk bırakan savunmacıları orta mesafede cezalandırabilir.
- Savunma – Aslında Milwaukee Bucks takımı savunmada hem istatistiksel olarak hem de saha içinde gerileme yaşadı fakat bunu Brook Lopez’in yokluğundan ötürü Giannis’in 5 numaraya geçmesine bağlıyorum biraz. Play-off özelinde düşündüğümüzde, elit savunma takımı olabilecek malzemeye hala sahipler. Brook Lopez’in dönüşü ve Serge Ibaka’nın gelişiyle birlikte Giannis tekrardan eski rolüne yani yardım savunmasına geçti. Keza ellerinde Jrue Holiday gibi bir point of attack savunmacısı ve pozitif savunmacı yan parçalar bulunduğundan, bu takımın P&R ve perimetre savunmasında hiçbir zaman derdi olmadı.
- Oturmuş Hücum Rolleri – Play-offlara son şampiyon olarak giren Milwaukee Bucks, hücumda oturmuş bir düzene ve saha içi rollere sahip. Takımda herkesin görevi çok net ve güvenilir ikinci-üçüncü opsiyonlara sahipler. Middleton zaten toplu topsuz üretebilen bir skorer. Holiday da en verimli dış şut attığı sezonunu geçiriyor. Kilit oyuncuların birçoğunu ellerinde tuttular ve tecrübe kazandılar. Sahada daha uyumlu görünüyorlar ve bu sebeple hücum daha iyi akıyor. Bucks, istatistiksel olarak bu sezonun en iyi 3. hücum takımı.
SORU İŞARETLERİ
- Savunma Tarzı – Geçen play-offlarda Brook Lopez daha fazla perde seviyesine kadar çıkmıştı ancak Milwaukee’nin savunma tarzı genel olarak pek değişmedi. Bucks’ta öncelik boyalı alanı ve çemberi korumak. Dış şutlara, özellikle ortalama bir şutör atıyorsa, daha feda edilebilir gözüyle bakıyorlar. Bu sezon maç başına 20.1 şut ile rakibine en fazla boş üçlük fırsatı veren ikinci takım konumundalar. Bu savunma kurgusu başarılı gibi görünse de zaman zaman başlarına bela açabilir. Keza bir diğer soru işareti de PJ Tucker gibi switch yapabilen bir oyuncuyu kaybetmeleri ve yerini dolduramamaları. PJ Tucker bu takıma esneklik sağlıyordu ve gerektiğinde onu sahaya atıp adam değişebiliyorlardı. Milwaukee savunmada istatistiksel olarak 14. sırada yer alıyor.
- Bench – Milwaukee’nin temel çekirdeği üst düzey olsa da, bench kalitesi vasat. Yedek oyuncular arasında kenardan gelip sorun çözücü olabilecek kişi yok. Belki Bobby Portis ismi burada telaffuz edilebilir. O yüzden Milwaukee’nin ana üçlüsünden biri erken oturup ikinci beşle sahada olmak zorunda. Rotasyon konusunda Mike Budenholzer’a daha fazla iş düşebilir bu yıl.