by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de kıran kırana mücadelelere sahne olan bir normal sezonun daha sonuna geldik. Bu da demek oluyor ki sırada basketbolseverlerin her sene heyecanla beklediği Playoff etabı var.
Normal sezonu ilk 8 sırada tamamlayan ekipler adlarını playoffa yazdırmayı başarırken bir de işin diğer kısmı var. Lige normal sezonda veda etmek durumunda kalan 7 kulüpten birçok oyuncu, her ne kadar etkileyici performanslar ortaya koymuş olsalar da Playoff’ta sahne alamayacaklar.
Bu noktada Eurohoops Fırın olarak devreye giriyor ve lige normal sezonda veda eden 7 takımdan 8 yıldızı hayali senaryomuzda Playoff sahnesine taşıyoruz.
Bugünkü serimizde EuroLeague’de Playoff için mücadele edecek son 8 takımın, dışarıda kalan 7 takımdan ihtiyaçlarını nasıl giderebileceklerini düşündük.
Eurohoops Fırın, heyecan dolu geçmesi beklenen bu etaba yalnızca sayılı günler kala Playoff Draftı’yla huzurlarınızda.
Not: Bu liste tamamen takımların ihtiyaçlarına bağlı olarak hayali bir “playoff draftı” formatı temel alınarak oluşturulmuştur. Listedeki isimler ve takımlar arasında herhangi bir temas olduğu anlamına gelmemektedir.
Geçtiğimiz sezonu EuroLeague şampiyonu olarak tamamlayan ve kulüp tarihinin en büyük başarısına imza atmayı başaran Anadolu Efes, her ne kadar kadrosunun önemli bölümünü korumayı başarmış olsa da bu büyük zaferin baş aktörlerinden olan Sertaç Şanlı‘yı takımda tutmayı başaramadı.
Önümüzdeki ay 36. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Bryant Dunston ve hücumdaki önemli tehditlerine rağmen savunmada zaman zaman yaşadığı zaaflar sebebiyle parkede uzun süreler kalamayan Tibor Pleiss’la yola devam eden temsilcimiz, kadroya yazın eklenen genç yetenek Filip Petrusev’den de katkı alamayınca uzun rotasyonunda ciddi sorunlar yaşadı.
Bu noktada bir diğer temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun yıllardır formasını terleten yıldız uzun Jan Vesely, oyunun her iki yönünde sahaya getirdiği büyük artılarla Anadolu Efes‘in dertlerine büyük ölçüde derman olabilecek türden bir isim.
Avrupa’nın belki de oyun zekası en yüksek uzunu olan Vesely, bunun yanı sıra pasörlük becerileriyle de zaman zaman Shane Larkin ve Vasilije Micic’in omuzlarına olması gerekenden fazla şekilde binen yükü hafifletebilir.
Anadolu Efes, yine de son şampiyon olarak Olimpia Milano eşleşmesinde önemli kozlara sahip fakat tamamen hayali bir senaryoda Jan Vesely, lacivert-beyazlıların şu an olduğundan çok daha iddialı bir hale dönüşmesini sağlayabilirdi.
Olimpia Milano – Marko Guduric
Geçtiğimiz sezon kulüpte uzun yıllardır beklenen Final Four başarısına imza atmayı başaran Olimpia Milano, yazın bu önemli başarının mimarlarından biri olan yıldız skorer Kevin Punter’ın takımdan ayrılmasıyla beklenmedik bir şok yaşamıştı.
ABD’li skorerin yerini Troy Daniels ve Jerian Grant gibi iki iddialı eklemeyle doldurmaya çalışan koç Ettore Messina’nın ekibi, bu iki isimden de bir türlü beklenen katkıyı alamayınca sezon içerisinde hücumda zaman zaman ciddi sorunlar yaşadı.
İstatistiklere bakıldığı zaman bu sezon ligin en etkili savunma takımı olarak ön plana çıkan Olimpia Milano, kadroya çok büyük beklentilerle katılan Nicolo Melli‘den de tam olarak beklenen istikrarda bir katkı alamayınca hücumdaki yük Sergio Rodriguez, Malcolm Delaney ve Shavon Shields’ın omuzlarına kaldı.
Bu noktada Fenerbahçe Beko’yla bireysel olarak başarılı bir sezon geçiren Marko Guduric, her ne kadar takımı playofflara kalamayarak hayal kırıklığı yaratmış olsa da skorer becerileriyle ve çoğu maçta gösterdiği lider karakteriyle adından söz ettirdi.
Playofflar öncesinde hücumun etkili silahlarından Gigi Datome‘nin de sakatlığını düşünecek olursak ekstra bir skorer ve top yönlendirici, koç Messina için hiç de fena olmazdı. Bu sebeplerden dolayı Marko Guduric’in İtalyan temsilcisinin iddiasını daha da arttıracağı kesin.
Barcelona – Nikola Kalinic
Geçtiğimiz sezonu EuroLeague finalisti olarak tamamlayan Barcelona, bu sezon Koç Sarunas Jasikevicius yönetiminde çok daha dominant bir performans sergiliyor. Haftalar öncesinde normal sezonu lider tamamlamayı garantileyen Barça, özellikle agresif savunmasıyla rakiplerine zorlu anlar yaşatıyor.
Hücumda ise 24 saniyenin neredeyse tamamına yakınının kullanıldığı, parkede uygulanan her bir setin onlarca detay içerdiği ve yıldızlarla dolu uzun rotasyonu sayesinde çember çevresinin aktif kullanıldığı bir kurguya sahip olan Katalan ekibi, ligde pozisyon başına en çok sayı bulan ekip konumunda.
Elbette istatistikler sahada olup biten her şeyi olduğu gibi yansıtmıyor. Özellikle uzunlarının sırtı dönük alçak post oyunlarını devreye sokmakta zorlandığı maçlarda koç Jasikevicius’un ekibi, kısa rotasyonundaki topla yaratıcı isimlerin de şut tehditlerinin yüksek olmamasından dolayı sorunlar yaşayabiliyor.
Bu noktada yıllarca efsanevi koç Zeljko Obradovic‘in tedrisatından geçmiş olan Nikola Kalinic, Avrupa basketbolunda topsuz oyun zekası en yüksek olan oyunculardan biri. Bunun yanı sıra sırtı dönük oynama becerisi çok yüksek olan Kalinic, bu tür aksiyonlar sırasında pasörlüğünü de konuşturabiliyor.
Bu sezon Kızılyıldız formasıyla lider karakterini de sahaya fazlasıyla yansıtan Sırp oyuncu, özellikle yardım savunmalarındaki etkinliğiyle de Sarunas Jasikevicius’un sistemine uyum sağlamakta zorlanmayacak türden bir isim.
Real Madrid – Elie Okobo
Geçtiğimiz sezon EuroLeague’e playofflarda veda etmesinin ardından Real Madrid, kadrosunu Guerschon Yabusele, Thomas Heurtel, Vincent Poirier ve Nigel Williams-Goss gibi önemli takviyelerle güçlendirmeye çalıştı.
Sezona koç Pablo Laso önderliğinde fazlasıyla iyi bir başlangıç yapan İspanyol devi, normal sezonun ilk bölümü tamamlandığında Barcelona ile birlikte liderliğin en güçlü adaylarından biri olarak gözüküyordu.
İkinci yarıda ise kısa rotasyonunda yaşanan sorunlar, Nigel Williams-Goss’tan bir türlü verim alınamaması gibi sıkıntılar, son düzlüğe girilirken Real Madrid’in liderlik yarışından iyice kopmuş olmasına yol açtı.
Son olarak Pablo Laso’nun kararıyla kadronun ana parçalarından biri olan Thomas Heurtel’in de kadro dışı bırakılmış olması, eflatun-beyazlıların kısa rotasyonundaki oyuncuların yaşlarının da iyice arttığını düşünecek olursak playofflar öncesinde İspanyol devinin elini zorlayan noktalardan biri olacaktır.
ASVEL’le kariyerinin ilk EuroLeague sezonunu geçiren Elie Okobo ise lige kelimenin tam anlamıyla fırtına gibi bir giriş yapmıştı. Çabukluğu ve atletizminin yanı sıra Fransız oyun kurucu, üstün skorer becerileriyle de sakatlanıp bir süre parkelerden uzak kalana kadar adından çok sık söz ettirdi.
Uzun rotasyonundaki kıymetli parçalara rağmen kısalarından düzenli katkı almakta çok zorlanan Real Madrid için Elie Okobo, Final Four şansının çok daha artması anlamına gelebilir.
Maccabi Tel Aviv – Ioannis Papapetrou
Son yıllarda hedef artırarak oluşturduğu iddialı kadrolara rağmen bir türlü playofflara kalma başarısını yakalayamayan Maccabi, bu sezona da koç Ioannis Sfairopoulos önderliğinde yazın yapılan önemli takviyelere rağmen hayal kırıklığı yaratan bir başlangıç yaptı.
Kadrosunda James Nunnally, Scottie Wilbekin, Jalen Reynolds ve Ante Zizic gibi birbirinden değerli parçaları bulunduran İsrail ekibinde Başantrenör Sfairopoulos, bu oyunculardan bir türlü istikrarlı bir yapı ortaya çıkarmayı başaramayınca yolların ayrılması da kaçınılmaz oldu.
Sezona bir süredir yardımcı antrenör Avi Even yönetiminde devam eden Maccabi, koç değişikliğinin ardından adeta bambaşka bir boyuta ulaştı. Hücumda birebirler üzerinden skor üretmeye çalışan, geçiş hücumlarını sıkça kovalayan İsrail devi, savunmadaki agresifliklerini fazlasıyla artırmayı başarınca kendilerini playoffa atmayı başardı.
Bir süredir taraftarlarına büyük hayal kırıklıkları yaşatan Panathinaikos‘ta Ioannis Papapetrou, takımı her ne kadar en baştan itibaren rekabetçilikten uzak bir görüntü ortaya koymuş olsa da bireysel performansıyla öne çıkmayı başardı.
EuroLeague’in oyun zekası en yüksek oyuncularından biri olan Yunan oyuncu, 4 numaradan topu yere vurabilmesinin ve alçak postta sırtı dönük oyununun yanı sıra top yönlendiricilik becerileriyle de pozisyonunun fark yaratan isimlerinden biri.
Özellikle yarı saha hücumunda kısalar üzerinden birebirleri gereğinden fazla zorlayabilen Maccabi için Ioannis Papapetrou; asist tehdidiyle, sırtı dönük oyun becerisiyle ve çembere atak edebilmesiyle hücumu çeşitlendirme anlamında değerli bir parça olabilir.
Olympiakos – Luke Sikma
Bir süredir kulüpte yaşanan ekonomik sıkıntıların da etkisiyle EuroLeague’de rekabetçi kalabilmekte zorlanan Olympiakos, artan bütçeyle doğru orantılı olarak yazın kadroya yapılan iddialı takviyelerle de normal sezonu en iyi geçiren ekiplerden biri oldu.
Koç Georgios Bartzokas’ın oluşturduğu hücum kurgusunda Kostas Sloukas, Tyler Dorsey ve Sasha Vezenkov gibi değerli parçalarla öne çıkan kırmızı-beyazlılar, buna rağmen en büyük etkiyi savunma kısmında yaptı.
Bu noktada takımın skor üretme potansiyeli açık ara en yüksek ismi olan Tyler Dorsey, savunmada parkeye getirdiği bazı önemli zaaflar nedeniyle zaman zaman koçu Georgios Bartzokas tarafından maç sonlarında tercih edilmedi. Bu gibi durumlarda Olympiakos, Kostas Sloukas‘a fazla bağımlı bir görüntü çizdi.
Yıllardır ALBA Berlin formasını terleten tecrübeli uzun Luke Sikma, Avrupa basketbolunun oyun zekası en yüksek isimlerinden biri. 4 numarada süre almasının yanı sıra kısa beşlerde tek uzun olarak da sahada konumlanabilen Sikma, üstün pasörlük becerileriyle adeta bir oyun kurucu gibi takımını yönetebiliyor.
Playofflarda savunmaların da iyice ön plana çıkacağını düşünürsek Yunanistan temsilcisinde Kostas Sloukas’ın omuzlarına binecek yük, her zaman olduğundan daha da fazla artacaktır. Luke Sikma, bu noktada hücumu çeşitlendirme konusunda da Olympiakos’a ilaç olacak türden bir isim.
Bayern Münih – Wade Baldwin
Geçtiğimiz sezon Bayern Münih formasıyla adeta harikalar yaratan Wade Baldwin, takımının beklenmedik şekilde playofflara kalmasında çok büyük bir rol oynamıştı.
ABD’li oyun kurucunun takımdan ayrılmasının ardından yeni eklemelerle yola devam eden Bayern Münih, yıldızlarla dolu olmayan kadrosuna rağmen yine beklenmeyeni yaptı ve arka arkaya ikinci senede de adını Playoff etabına yazdırmayı başardı.
Bu noktada takımın deneyimli Sırp oyuncusu Vladimir Lucic’in yanı sıra uzun rotasyonundan Augustin Rubit ve Deshaun Thomas gibi skorer isimlerden de büyük katkı alan Bayern, kısa rotasyonundan istikrarlı performans alma konusunda ise zaman zaman sorunlar yaşadı.
Corey Walden’ın skorerliğiyle ön plana çıkan bir oyun kurucu olmaması, Darrun Hilliard ve Nick Weiler-Babb’ın yaşadığı sakatlık problemleri koç Andrea Trinchieri’nin sezon boyunca farklı arayışlara yönelmesine yol açtı.
Bu sezon Baskonia formasıyla başlarda beklenen performansı ortaya koyamayan Wade Baldwin, koç Neven Spahija’nın takımı devralmasının ardından form durumunu fazlasıyla arttırdı ve takımının son dönemde playoff yarışına dahil olmasında kilit rol oynadı.
Dış şutlarında yaşadığı sorunlara rağmen keskin bir orta mesafe tehdidine ve etkileyici bir atletizme sahip olan ABD’li oyun kurucu, playofflar öncesinde Bayern Münih’in kısa rotasyonunda yaşadığı sorunlara ilaç olabilir.