by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA Play-off serileri genelde yıldız oyuncular üzerinden yorumlanır fakat sahada işleri değiştirebilen başka isimlerin olduğunu da inkar etmemek gerek.
Özellikle son yıllarda yan parçaların değeri gittikçe arttı ve artık beklenmedik isimler ortaya çıkıp bir takımın kaderini tayin edebiliyor.
İşte kağıt üstünde bakıldığında ismi çok kritik durmayan ama performanslarıyla belirleyici olabilen bu isimlere x-faktör adını veriyoruz.
Eurohoops Fırın, 8 playoff serisinde x-faktör olabilecek birer oyuncu çıkardı.
Miami Heat – Atlanta Hawks: Duncan Robinson
Miami Heat, dış şutuyla ölüp dış şutuyla hayatta kalan bir takım. Elit yaratıcı skorerlere sahip değiller. Hücum sistemleri gereği top dolaşımına, off-ball şutörlerin hareketliliğine ve perde çıkışı şutlara çok fazla bel bağlamış durumdalar. Geçen seneye oranla bunu bir nebze aşmayı başarsalar da durum hala geçerliliğini koruyor. Bu yüzden birçok maçta şutörlerin performansları onlar için belirleyici olabiliyor.
Artık ellerinde Max Strus gibi bir koz var ama Duncan Robinson hareket halindeyken daha isabetli atabildiği için bu takımın hala en iyi şutörü konumunda. Sezonun sonunda ilk beşten kesik yese de Miami için kritik önem arz ediyor. Yaz döneminde 5 yıl 90 milyon dolarlık kontrat imzalayan 27 yaşındaki oyuncu, son 3 yıldaki en verimsiz günlerini geçirmişti.
İnişli çıkışlı bir performans sergileyen Duncan, sezonu 10.9 sayı, 2.9 üçlük isabeti ve %37.2 üçlük yüzdesi ile bitirdi. 2022 NBA Playofflarında da Miami’nin kaderini tayin edebilecek yan parçaların başında geliyor.
Boston Celtics – Brooklyn Nets: Bruce Brown
James Harden’ın gidişinden bu yana takımdaki rolü ciddi şekilde artan Bruce Brown, Boston Celtics serisinin gizli kahramanlarından birisi olabilir. Hücumda ekmeğini potaya drive ederek veya kısadan kısaya perde yapıp perde sonrasında devrilerek çıkartan Brown, Boston’ın çember savunmasında Robert Williams’ın olmayışını fırsat bilebilir.
Bruce Brown, pota etrafında iyi bir bitirici ve sadece kendine değil takım arkadaşlarına da yaratabiliyor. Bu sebepten ötürü Boston savunmacılarını yardıma gelmeye zorlarsa boş kalan oyuncuları bulabilecek saha görüşüne sahip. 25 yaşındaki çok yönlü oyuncu, sahada Brooklyn adına işleri değiştirebilecek düzeyde kritik görevler elde ediyor.
James Harden’ın ayrılışından sonraki maçlarda 14.3 sayı, 5.8 ribaunt, 3.6 asist yapan Brown, bu istatistiklerin yanına 1.3 top çalma ve 1.1 blok ekledi.
Milwaukee Bucks – Chicago Bulls: Patrick Williams
İç savunmadaki eksikleriyle göze çarpan Chicago Bulls takımı, Giannis’i yavaşlatabilecek birini bulmak zorunda. Sezonun büyük bölümünü sakat geçiren 20 yaşındaki Patrick Williams, fiziksel özellikleri ve savunma becerileri sayesinde Giannis’in karşısında yer alacak ilk savunmacı olacaktır muhtemelen. İkinci savunmacının sıkıştırma getirecek olması zaten beklenen bir şey.
Patrick Williams, Giannis’i durdurabilecek kalibrede bir savunmacı değil ama onu ne kadar yavaşlatabileceğine bağlı olarak seride bir şeyleri etkileyebilir. Tıpkı Chicago gibi 20 yaşındaki Williams’ın da işi çok ama çok zor. Yine de elinden geleni yapacağına şüphe yok.
Bu sezon 17 maçta forma giyen Florida State çıkışlı forvet, 9.0 sayı, 4.1 ribaunt ve %51 üçlük yüzdesiyle mücadele etmişti.
Philadelphia Sixers – Toronto Raptors: Tyrese Maxey
NBA’de maç içerisinde en fazla ikili sıkıştırma gören 7 oyuncudan ikisi Philadelphia’da yer alıyor. James Harden ortalama 17.6, Joel Embiid 15.1 ikili sıkıştırma ile karşılaşıyor. Toronto Raptors takımı da fizikli ama aynı zamanda hareketli oyunculardan oluşan bir savunma takımı. Bu yüzden ikili sıkıştırma getirme durumu onlar için de farklı olmayacak.
Bundan mütevellit, top Harden ve Embiid’in elinden çıktığında fırsatları değerlendirebilecek 3. bir yaratıcıya ihtiyaç duyuyor Philadelphia Sixers. Tyrese Maxey de o kişi olmaya aday. Bu sezon yaptığı çıkışla bir süre takımın ana top kullanıcıları arasında yer alan Maxey, Harden’ın gelişiyle birlikte üçüncü opsiyon konumuna düşmüştü. Bu görevi de hakkıyla yerine getirdi.
Sezonu %48.5 saha içi isabeti, 17.5 sayı ve 4.3 asist ile kapatan 21 yaşındaki Maxey, bireysel yaratıcılığı ve topla buluştuğunda rakip potaya gitme becerileri sayesinde Philadelphia için belirleyici bir unsur olacak.
Phoenix Suns – New Orleans Pelicans: Herbert Jones
2021 NBA Draftında 35. sıradan seçilen Herb, sezonun sürpriz isimlerinden birisi olmayı başardı. Fiziksel özellikleri ve oyun zekası, resmen savunma yapması için yaratılmış. Bu seride de savunmasıyla Phoenix’in yıldızlarını rahatsız edeceğinden kimsenin şüphesi yok ama Pelicans artık ondan daha fazlasını bekleyebilir.
23 yaşındaki Herbert Jones, oyunun hücum tarafında zaman zaman kendini gösterse de genel olarak inişli çıkışlı bir performansa sahip. Bunu özellikle dış şutu için söyleyebiliriz. Eğer Zion Williamson’ın sahalara dönmeyeceğini düşünürsek, Herb’ün hücumda skor anlamında daha aktif olması gerekebilir artık. Suns gibi akıllı savunma takımları, rakip hücumcuların zaaflarına kullanmakta uzman sayılır. Bu yüzden en azından ceza şutlarını kesmesi Pelicans için çok önemli.
Çaylak oyuncu, ilk sezonunu 9.5 sayı, 1.7 top çalma ve 0.8 blok ortalamaları ile tamamlarken, %33 ile üçlük attı.
Memphis Grizzlies – Minnesota Timberwolves: Patrick Beverley
Ja Morant, Patrick Beverley tarafından savunulduğunda 6/17 saha içi isabeti, 0/3 üçlük isabeti ve 4 top kaybı ile oynuyor bu sezon. Bu cümle bile Beverley’in Minnesota için önemini açıklamaya yetiyor.
Bu takımın perimetre savunmasındaki direnci Pat Beverley’e bağlı ve ilk savunma hattı geçildiğinde arkayı korumakta zorlanabiliyor Minnesota. O yüzden Beverley’in Morant’i ne kadar kısıtlayacağı, hatta akıl oyunlarıyla demoralize edip edemeyeceği bile serinin kaderini belirleyecek.
33 yaşındaki Beverley, bu sezon 9.2 sayı, 1.2 top çalma ve 0.9 blok ortalamalarıyla mücadele ediyor.
Golden State Warriors – Denver Nuggets: Bones Hyland
Henüz çaylak yılındaki bir oyuncudan medet ummak ne kadar doğru bilemiyorum ama Nah’Shon Bones Hyland, sayı üretebildiğini herkese kanıtladı. Denver’ın bu sezonun maçlarında en çok zorluk çektiği bölümler, Nikola Jokic’in olmadığı dakikalardan oluşuyor. Hyland’in önemi de tam bu noktada ortaya çıkıyor.
Jokic’siz dakikaları ne kadar üretken geçirebilecekleri merak konusu. Ama bunu Bones Hyland olmadan yapmaları kolay değil. 21 yaşındaki oyuncu, Mart ve Nisan aylarında çıktığı 20 maçta 14.0 sayı, 4.6 asist, 2.5 üçlük isabeti ve %47.8 şut yüzdesiyle mücadele etti. Bu performansını sürdürmesi takım için çok önemli.