2021-22 EuroLeague Playoffları: 4 Eşleşme, 8 X-Faktör

18/Nis/22 08:40 Nisan 18, 2022

Meliksah Bayrav

18/Nis/22 08:40

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Turkish Airlines EuroLeague playofflarındaki her takımın normal sezonda pek dikkat çekmese de fark yaratabilecek isimlerini sıralıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun en keyifli dönemeçlerinden birine girmek üzereyiz. Birbirinden zorlu mücadelelerin ardından normal sezonda ilk 8 sırayı almayı başaran ekipler, playoff etabında bu sefer Final Four biletini kapmak için heyecan dolu karşılaşmalara imza atacaklar.

Elbette 8 farklı takımdan birçok yıldız oyuncu bu süreçte takımlarını başarıya taşımak için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar. Yine de işin farklı bir boyutu da var.

EuroLeague playofflarında yıldız isimlerin yanı sıra yardımcı rollerde performanslarını artırıp adlarından sıkça söz ettiren oyuncular da yıllarca ön plana çıkmıştır.

Normal sezonda pek göz önünde olmayan, adlarını yıldız oyuncular kadar sık duymadığımız isimlerin playofflarda bir anda performans artırarak belirleyici bir konuma geldiklerine sıkça şahit olduk.

Biz de bugünkü serimizde heyecan dolu geçmesini beklediğimiz playoff etabında 8 takımın x-faktör olabilecek isimlerine göz attık.

Sayacağımız isimler, takımları için büyük birer yıldız değil. Yine de sahaya getirmeleri muhtemel artılarla bu isimler, oynanacak serilerde fazlasıyla belirleyici bir hale gelebilirler…

Anadolu Efes – Chris Singleton

Geçtiğimiz sezonu EuroLeague şampiyonu olarak tamamlayıp kulüp tarihinin en büyük başarısına imza atan Anadolu Efes, playofflarda Real Madrid serisinin öncesinde ağır favori olarak görülüyordu. İlk iki maçı kayıpsız geçen temsilcimiz, deplasmanda oynanan karşılaşmalarda fazlasıyla zorlanınca işler son maça kalmıştı.

Hem Vasilije Micic’in, hem de Shane Larkin’in devreye girmekte zorlandığı müsabakada öne çıkan biri vardı. O isim, ABD’li uzun Chris Singleton’dan başkası değildi.

Karşılaşmayı 26 sayı ve 8 ribaundla tamamlayan Singleton, özellikle dış atışlarıyla takımının hücumuna çok önemli bir katkı sağlayarak galibiyetin mimarı olmuştu.

Bu sezona baktığımızda ise ABD’li uzunun bir türlü ritim bulamadığını görüyoruz. Uzun rotasyonunda Sertaç Şanlı‘nın yazın takımdan ayrılması, Anadolu Efes‘in bu mevkide yıl boyunca sorun yaşamasına yol açarken Chris Singleton’ın beklentilerin altında kalan performansı da koç Ergin Ataman’ın elini zorlayan konulardan biri oldu.

Yine de playofflardaki ortam, normal sezondan çok daha farklı. EuroLeague’in en iyi savunma takımlarından birine karşı oynayacak olan temsilcimiz, hücumdaki yükün tamamen Larkin ve Micic’in omuzlarına kalmaması için mutlaka yan parçalardan katkı almak zorunda.

Chris Singleton’ın geçtiğimiz yıl Real Madrid serisinde performansını ne derece artırdığı halen akıllarda. ABD’li uzun, özellikle orta mesafe ve dış atışlarında belli bir istikrar yakalayabilirse eşleşmenin en önemli isimlerinden biri haline gelebilir.

Olimpia Milano – Devon Hall

Geçtiğimiz sene koç Ettore Messina önderliğinde EuroLeague finaline yükselmeyi son topta kaçıran Olimpia Milano, uzun yıllardır yapılan düzenli yatırımların karşılığını alınca bu sezona da birden fazla iddialı hamleyle başladı.

Bu eklemeler arasında özellikle NBA’de uzun yıllar görev alan skorer oyuncu Troy Daniels, eski takımına geri dönüş yapan Nicolo Melli gibi isimler öne çıkarken takıma Brose Bamberg‘den dahil olan Devon Hall, beklenti açısından saydığımız parçalar kadar göze çarpmıyordu.

Buna rağmen sezon boyunca sergilediği istikrarlı performanslarla adından söz ettiren ABD’li oyuncu, yüksek oyun zekasının yanı sıra savunmadaki üstün becerileriyle de fark yarattı.

Parkede oyun kurucunun yanında ikincil top yönlendirici olarak görev alan Hall, bunun yanı sıra zaman zaman ana oyun kurucu olarak da görev yapabilmesiyle çok yönlü bir profil çiziyor.

İstatistiklere bakıldığında ligin en iyi savunma takımı olarak gözüken Olimpia Milano’da ABD’li oyuncu, uzun kollarının da büyük yardımıyla rakip kısalara yapabildiği agresif topa baskı ve yardım savunmalarındaki etkinliğiyle koçu Ettore Messina’nın gözdelerinden biri.

Hücumda da özellikle delicilik ve pasörlük becerileriyle öne çıkan 26 yaşındaki oyuncu, şutunda her zaman belirli bir istikrar yakalayamasa da gününde olduğu zaman fark yaratabilen bir isim.

Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi iki yıldız kısaya karşı Olimpia Milano, Devon Hall’un agresif topa baskısına fazlasıyla ihtiyaç duyacak. Bu noktada Gigi Datome‘nin de sakatlığını düşünürsek ABD’li oyuncu, savunmasının yanı sıra hücumdaki performansıyla da belirleyici olacaktır.

Real Madrid – Alberto Abalde 

Geçtiğimiz yıl EuroLeague’e  playofflarda veda etmesinin ardından yazın birçok yeni eklemeye imza atan Real Madrid, harika başladığı sezonun ikinci yarısında adeta ufak çaplı bir çöküş yaşadı.

Sergio Llull ve Rudy Fernandez’in iyice artan yaşları, büyük beklentiyle kadroya katılan Nigel Williams-Goss’un bir türlü bekleneni verememesi gibi nedenlerle kısa rotasyonunda ciddi sıkıntılar yaşayan İspanyol temsilcisi, uzun rotasyonundaki yıldızlara rağmen hücumda üretkenlikten uzak gözüktü.

Son olarak takımın ana parçalarından biri olan Thomas Heurtel’in de kadro dışı bırakılmasıyla birlikte koç Pablo Laso’nun elindeki alternatifler çok azaldı. Bu sebeple başarılı çalıştırıcı, oyun kurucu pozisyonunda farklı alternatiflere yöneliyor.

Bu noktada ilk öne çıkan isim ise sezon boyunca düzenli süre bulmakta zorlanan Alberto Abalde oldu. Geçtiğimiz yıl takıma Valencia‘dan katılan 26 yaşındaki oyuncu, koçu Pablo Laso tarafından son maçlarda oyun kurucu pozisyonunda tercih ediliyor.

Daha önce de eflatun-beyazlı formayla bu pozisyonda süreler bulan Abalde, öyle gözüküyor ki Maccabi eşleşmesi boyunca ağırlıklı olarak oyun kurucu pozisyonunda tercih edilecek.

2.02’lik boyuyla bu pozisyon için fazlasıyla uzun bir boya sahip olan İspanyol oyuncu, yüksek oyun zekasının yanı sıra ikili oyunları pasör olarak yönetme becerisiyle de öne çıkıyor. Hal böyle olunca Alberto Abalde’nin oyun kurucu rolündeki performansı, Real Madrid için Maccabi serisinin en belirleyici noktalarından biri olacaktır.

Maccabi Tel Aviv – Keenan Evans

İsrail Ligi, her ne kadar son dönemde Avrupa’nın en kaliteli liglerinden biri olarak görülmese de bir konuda fazlasıyla ün kazanmış bir organizasyon. Özellikle kolej kariyerlerinin ardından NBA’den kontrat bulamayan birçok potansiyelli oyuncu, kendilerini gösterebilmek için uygun ortamı burada bulabiliyor.

ABD’li skorer Keenan Evans, tam anlamıyla bu isimlere verilebilecek en doğru örneklerden biri.

NCAA kariyerinin ardından şansını bir süre G-League’de deneyen 25 yaşındaki oyuncu, geçtiğimiz sezon Maccabi Haifa formasıyla gösterdiği etkileyici performansın sayesinde İsrail devi Maccabi Tel Aviv’le sözleşme imzalama fırsatını elde etti.

Parkede hem ana oyun kurucu, hem de ikinci top yönlendirici rolünde kullanılabilen 25 yaşındaki isim, özellikle takımın hücum lideri Scottie Wilbekin’le de aynı anda sahada kalabilmesiyle sarı-lacivertli ekip için değerli bir profil.

Bunun yanı sıra perde sonrası kendi şutunu yaratabilen, çembere etkili şekilde atak edebilen ve pasör becerileri de fena olmayan bir oyuncu olan Evans, sezonun ilk kısmında istikrarlı katkı vermekte zorlansa da Avi Even’in takımın başına geçmesiyle birlikte performansını arttırdı.

Maccabi’nin büyük ölçüde bireyselliğe dayalı, kısaların karar vericiliğinin fazlasıyla ön planda olduğu hücum kurgusunda Keenan Evans’ın rolü çok kritik. ABD’li skorer, son bölümdeki performansını Real Madrid eşleşmesine de taşıyabilirse Scottie Wilbekin’in omuzlarındaki yükü hafifletebilir.

Barcelona – Dante Exum

2014 NBA Draft’ının 5. sırasında seçilen Dante Exum, ligde uzun yıllar fark yaratması beklenen bir isimdi. Kariyerinin ilk başlarından itibaren savunmacılığıyla ünlenen Exum, oyunun bu noktasındaki performansını hücum tarafında gösteremeyince hayal kırıklığı yaratan bir NBA dönemi geçirdi.

Bu noktada Barcelona’nın en önemli yıldızlarından biri olan Cory Higgins’in sol ayak topuğundan yaşadığı sakatlık, Katalan ekibinin sezon ortasında kadroya bir takviye arayışına girmesine neden oldu.

7 sezonluk NBA serüveninin ardından kariyerinde yeni bir maceraya adım atmaya hazırlanan Dante Exum, geçici bir kontratla Koç Sarunas Jasikevicius’un ekibine son katılan isim oldu.

Bir oyuncu için ilk kez NBA’den EuroLeague’e geçiş yapmanın hiç de kolay bir şey olmadığına yıllardır defalarca kez şahitlik ettik. Hele söz konusu Avrupa’nın en detaycı koçlarından biri olan Sarunas Jasikevicius’un Barcelona’sıysa uyum sürecinin zorlayıcı olacağı pekala öngörülebilir bir durum.

Buna rağmen Avustralyalı oyuncu, takıma alışma sürecini beklenenden çok daha hızlı atlatmayı başardı. Özellikle NBA’de kullanmakta zorlandığı atletizmiyle kıtamızda fark yaratan Exum, normal sezonda Cory Higgins’in yokluğunu neredeyse hiç aratmadı.

Playoff etabında Bayern Münih’le karşılaşacak olan Barcelona, serinin açık ara favorisi durumunda. Higgins’in yokluğunun devam ettiğini de düşünürsek çaylak Dante Exum’un bu eşleşmedeki performansı, Barça için işlerin yolunda gitmesinde kritik noktalardan biri.

Bayern Münih – Nick Weiler-Babb

Geçtiğimiz sezon kimsenin beklemediği bir şekilde playoff bileti almayı başaran Bayern Münih, her ne kadar Jalen Reynolds ve Wade Baldwin’in yıldızlaştığı bir bütün olarak öne çıksa da yan parçalarından yıl boyunca çok ciddi katkılar almıştı.

Takıma MHP Riesen Ludwigsburg’dan dahil olan Nick Weiler-Babb, koç Andrea Trinchieri’nin ekibinde oyunun her iki tarafında sağladığı büyük katkılarla vazgeçilmez bir parçaydı.

Playofflarda Olimpia Milano eşleşmesinin ilk maçında ayağından çok ciddi bir sakatlık yaşayan başarılı oyuncu, kıran kırana geçen serinin kaybedilmesindeki en büyük nedenlerden biriydi.

Bu sezon ise değişen kadroya ve inşa edilen farklı yapıya rağmen ABD’li oyuncu, sakatlıktan geri dönüşünden itibaren özellikle savunmadaki katkısıyla koçunun vazgeçilmezlerinden biri oldu.

Ligin en sert savunmacılarından biri olan 26 yaşındaki isim, özellikle rakip takımın etkili kısalarına karşı yaptığı yıldırıcı topa baskıyla yılın en iyi savunmacısı ödülünün adayları arasında da gösteriliyor.

Yaklaşık 1 ay önce Hamburg Towers’a karşı oynanan Almanya Ligi müsabakasında kafasının üzerine düşerek çok ciddi bir sakatlık yaşayan Weiler-Babb, sevindirici şekilde playoffların öncesinde formasına yeniden kavuştu.

Şu bir gerçek ki Bayern Münih’e Barcelona karşısında şans tanıyanların sayısı pek fazla değil. Yine de koç Trinchieri’nin ekibi, eğer erken pes etmek istemiyorsa Nick Weiler-Babb’in oyunun her iki tarafındaki katkısına fazlasıyla ihtiyaç duyacak.

Olympiakos – Kostas Papanikolaou

Bu sezon Olympiakos, koç Georgios Bartzokas önderliğinde kurulan iddialı kadronun da hakkını vererek ligi ikinci sırada tamamlamayı başardı. Özellikle sert savunmasıyla öne çıkan bir takım olan Yunan devi, hücumda da birbirinden değerli parçalara sahip olsa da zaman zaman üretken olmakta zorluklar yaşadı.

Bu noktada 2016 yılından beri Olympiakos formasını terleten Papanikolaou’nun istikrarsız görüntüsü, Yunan devinin elini zorlayan faktörlerden biri oldu.

Aslında hem forvetten topu yere vurabilen, perimetre gerisinden şut tehdidi yaratabilen ve toplu-topsuz oyun zekasıyla öne çıkabilen bir isim olan 32 yaşındaki oyuncu, bu özelliklerini istikrarlı şekilde sahaya yansıtmakta zorlandı.

Playofflarda AS Monaco’yla karşılaşacak olan Olympiakos, Tyler Dorsey gibi çok önemli bir hücum silahına sahip olsa da öne çıkan bazı soru işaretleri var.

Koç Georgios Bartzokas’ın ABD’li yıldızı savunma zaafları nedeniyle zaman zaman kenarda oturtması, savunmaların çok daha ön planda olacağı zorlu eşleşmede de bu durumun bir benzerini görebileceğimiz anlamına gelebilir.

Eğer hal böyle olursa işler, yıldız oyun kurucu Kostas Sloukas‘ın omuzlarına olması gerekenden daha fazla kalabilir. Bu noktada ilerleyen yaşına rağmen hala önemli bir penetre tehdidine sahip olan Papanikolaou, kırmızı-beyazlıların hücumunda fark yaratacak bir noktaya gelebilir.

Daha önce normal sezonu etkisiz geçirip playofflarda performansını yükselten birçok isme şahitlik ettik. Kostas Papanikolaou, yeteneklerinin yanı sıra tecrübesiyle de bu noktada devreye girebilecek bir oyuncu.