by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’in Playoff etabında oynanan ilk karşılaşmada temsilcimiz Anadolu Efes, deplasmanda Olimpia Milano ile karşı karşıya geldi.
Karşılaşmadan 48-64 gibi çarpıcı bir skorla galip ayrılan Anadolu Efes, saha avantajına sahip olmadığı seride deplasmanda oynanan ilk müsabakayı kazanarak 1-0 öne geçti.
Normal sezondaki savunma zaaflarının aksine bu sefer neredeyse kusursuz bir savunma planıyla sahada olan temsilcimiz, ligin maç başına en az sayı yiyen takımı Olimpia Milano‘yu yalnızca 48 sayıda tutmayı başardı.
EuroLeague’in maç başına 82 sayıyla en çok sayı atan ikinci takımı olan Anadolu Efes, 64 sayıda kaldığı karşılaşmada savunma performansıyla galip gelerek bir nevi Olimpia Milano’yu kendi silahıyla vurmuş oldu.
Müsabakayı 16 sayı, 2 ribaund ve 5 asistlik performansıyla noktalayan yıldız oyun kurucu Shane Larkin, galibiyetin mimarlarından biri oldu.
Larkin’e 16 sayı, 7 ribaund ve 3 asistle eşlik eden Vasilije Micic, bu görkemli zaferin baş kahramanlarından biri olmayı başardı.
Rakip takımda ise karşılaşmanın son çeyreğinde sakatlanarak kenara alınan Nicolo Melli‘nin 10 sayısı ve 6 ribaundu, galibiyet için yeterli olmadı.
Eurohoops Fırın, temsilcimizin deplasmanda kazanarak seride avantajı kaptığı müsabakanın saha içi şifrelerine göz atıyor.
Savunmada Baştan Aşağı Dominasyon
Normal sezonun hücum verimliliğinde zirvede yer alan ekibiyle ligin en az sayı yiyen takımının karşılaşmasında beklentiler az çok bellidir. Az sayı yiyen takımın savunmasıyla, çok sayı atan takımın ise hücumuyla fark yaratmasını beklemek kadar doğal bir şey yok.
Fakat Anadolu Efes ile Olimpia Milano arasındaki playoff serisinin ilk karşılaşması, tam anlamıyla beklentilerin zıttı bir şekilde ilerledi.
Normal sezon boyunca savunmasında yaşadığı ciddi sorunlarla boğuşan Anadolu Efes, kulüp tarihinin bu anlamdaki en dominant performanslarından birine imza atarak zorlu rakibini adeta çaresiz bıraktı.
Öte yandan sezonun flaş takımlarından biri olmasına rağmen son dönemde bazı hücum problemleri yaşayan Olimpia Milano, sahada planladığı neredeyse hiçbir şeyi uygulayamayarak taraftarının önünde ağır bir mağlubiyet aldı.
Temsilcimiz Anadolu Efes, aslında maç boyunca bu tür bir savunma performansını ortaya koyacağının sinyallerini ilk çeyrekte vermişti.
İlk maçın öncesinde yazdığımız seri analizinde de belirttiğimiz üzere Olimpia Milano, yarı saha hücumlarında topsuz hareketlilikten çok sık faydalanan bir takım. Bu konuda takımın belki de en önemli silahı olan Gigi Datome‘nin yokluğu, ev sahibi ekibi karşılaşma boyunca fazlasıyla olumsuz etkiledi.
Datome‘nin yokluğunda bu aksiyonları bir diğer etkili skorer Shavon Shields üzerinden oynamayı tercih eden koç Ettore Messina, bu noktada temsilcimiz Anadolu Efes‘in kusursuza yakın yardım savunmasıyla karşılaştı.
Maça ilk beş başlayan James Anderson’ın agresif baskısının yanı sıra Adrien Moerman’ın da sürekli doğru yerde ve doğru zamanda pozisyon alması, ev sahibi ekibin topsuz hareketlilik üzerinden hiçbir şey üretememesine yol açtı. Skorer oyuncuların topsuz hareketliliğini yalnızca skor üretebilmek için değil, ayrıca planlanan ana aksiyona alan açabilmek için de sıkça kullanan Milano, bu şekilde boşalttığı alanlara uzunların perde sonrası kısa devrilmeleriyle atak etmeyi bolca tercih ediyor.
Bu durumun elbette farkında olan koç Ergin Ataman’ın ev sahibi ekibe hazırladığı bir sürpriz vardı. Rakip uzunların her perde sonrasında kısa devrilme çabalarına karşı takımından içe gömülmesini talep eden deneyimli çalıştırıcı, böylelikle her ne kadar dış atışları riske etmiş olsa da Olimpia Milano’nun ana hücum planlarından birine darbe vurmayı başardı.
Bir türlü ana planını devreye sokamadığı Anadolu Efes savunmasına karşı Nicolo Melli‘nin boyalı alandaki zorlama birebirlerine başvuran ev sahibi, bu şekilde skor üretmeye çalıştı.
Normal sezondaki birçok karşılaşmada olduğu gibi bu maça da ilk beşte Kaleb Tarczewski’yle başlamayı tercih eden Ettore Messina, bu noktada Ergin Ataman’ın karşı hamlesiyle yüzleşmek durumunda kaldı.
Topu yarı sahaya yıldız oyun kurucu Vasilije Micic’le taşıyan temsilcimiz, Shane Larkin’i sürekli topsuz perdelerden çıkararak ikili oyunu rahatça oynayabilmesi için alan açmış oldu. Böylelikle Tarczewski’nin savunmada yavaş ayaklarının getirdiği zaaflara atak etmeyi hedefleyen lacivert-beyazlı ekip, zaman zaman başarılı da oldu.
Bu noktada Adrien Moerman’ın saha yerleşiminde yardımın geldiği zayıf taraftan sağladığı dış şut katkısı, Bryant Dunston‘ın çember etrafındaki verimli bitiriciliğiyle birleşince temsilcimiz skorda üstünlüğü ele geçirdi.
İlk çeyrekte dengeleri değiştiren asıl nokta ise Kyle Hines ve Sergio Rodriguez’in oyuna girmeleri oldu. Ligin perde sonrası devrilme becerisi en yüksek uzunlarından biri olan Hines, özellikle kısa devrilmeler sonrası pasörlüğüyle de fark yaratabilen bir isim.
Her perdeden sonra boyalı alana doğru gömülerek ev sahibinin kısa devrilmeler üzerinden hücumu yönlendirmesine engel olan koç Ergin Ataman’ın ekibi, bu iki oyuncunun oyuna dahil olmalarının ardından zorluklar yaşadı.
Bu ikilinin oynadığı pick and roll aksiyonlarında göze çarpan bir değişiklik vardı. Gelen ilk perdeden sonra topla açısını değiştirip tekrardan perde çağıran Sergio Rodriguez, bu şekilde Anadolu Efes‘in ikili oyun savunmasında aksamalara yol açtı ve maç başından beri ilk kez kısa devrilmelerin devreye girmesini sağladı.
Arka arkaya iki hücumda da Kyle Hines’a bu şekilde top indirmeyi başaran ev sahibi ekip, temsilcimiz Anadolu Efes‘in topsuz hareketliliğine karşı savunmadaki agresifliği de üst düzeye çıkarınca ilk çeyreği önde tamamladı.
İkinci çeyreğe rakip koç Ettore Messina’nın Sergio Rodriguez hamlesine yanıt vererek başlayan Ergin Ataman, savunma zaaflarıyla ünlü oyun kurucunun üzerine atak etmeye çalışarak oyuncuyu devre dışı bırakmaya çalıştı. Bu noktada rakip takımın sürekli switch (perde sonrası oyuncu değişme) yapmasını avantaja çevirmeye çalışan başarılı koç, Krunoslav Simon‘u boyalı alan çevresinde Rodriguez’le eşleştirerek buradan fiziksel avantaj devşirmeyi hedefledi.
Savunmadaki büyük zaaflarının da etkisiyle karşılaşmada yalnızca 18 dakika süre alabilen El Chacho, yalnızca 2 sayısının yanı sıra müsabakayı 0 asistle tamamlayarak takımı adına hayal kırıklığı yaratan isimlerin belki de başında geldi.
Çeyreğin son bölümünde Olimpia Milano‘nun agresif switch savunmasına karşı kolektif çözümler üretmekte zorlanan Anadolu Efes, ikinci çeyreğe farklı bir hamleyle daha başladı.
2.21’lik Alman dev Tibor Pleiss ile Fransız skorer Rodrigue Beaubois, karşılaşmanın ikinci periyodunda ilk kez süre alarak dengeleri değiştirdiler.
Temsilcimizin kadrosundaki en önemli topsuz perde silahlarından biri olan Beaubois, genelde bu tür aksiyonların ardından şut becerisiyle fark yaratan bir isim. Fransız oyuncu, bu seferlik oyunundaki farklı bir yönle öne çıkmayı başardı.
Topsuz perdelerden çıkışının ardından Alman uzun Tibor Pleiss’la ikili oyun oynayan skorer isim, bu sayede sürekli perde sonrası oyuncu değişen Milano savunmasında yaşanan ters eşleşmelere top indirmeyi hedefledi.
Normal sezonda da switch yapan takımlara karşı birçok kez Pleiss’ın uzun boyunun da yardımıyla etkili olabildiğini görmüştük. İtalyan temsilcisi karşısında da bu yönüyle öne çıkan Alman uzun, ikinci çeyrekte temsilcimizin işleri yeniden rayına oturtmasına büyük katkı sağladı.
Bu noktada bir diğer öne çıkan isim Chris Singleton’a da değinmemiz lazım. Normal sezondaki vasat görüntüsünün aksine özellikle savunma tarafında öne çıkan ABD’li uzun, Tibor Pleiss’ın savunmada yaratma ihtimali bulunan zaafların da asgari düzeye indirilmesine yardımcı oldu.
İlk çeyreğin son bölümünde oyuna dahil olan Kyle Hines’ın perde sonrası kısa devrilmeleriyle öne çıktığından bahsetmiştik. İkinci çeyrekte bu duruma da önlem alan koç Ergin Ataman, ABD’li uzun devrilmeye başladığı anda forvetten bir oyuncuyu (genellikle Krunoslav Simon oldu) o noktaya yardıma göndererek bu tehdidi yeniden sınırlamayı başardı.
İlk yarı boyunca özellikle Shavon Shields’ın topsuz perde çıkışı aksiyonlarından hiçbir şekilde faydalanamayan Olimpia Milano, hücumda gittikçe daha da tahmin edilebilir bir görüntü çizmeye başladı. Takımı ikinci çeyreğin ilk 7 dakikasında skor üretemezken Ettore Messina’nın son bölümde bir hamlesi daha oldu.
İtalyan temsilcisinin hücum kurgusunda köşe üçlükleri, fazlasıyla geniş bir yer kaplıyor. Takımın açık ara en iyi köşe üçlükçüsü Gigi Datome‘nin yokluğu, ilk yarı boyunca ev sahibini negatif anlamda etkilemiş olsa da Ben Bentil hamlesi işleri biraz değiştirdi.
Sürekli içe gömülen Anadolu Efes savunmasına karşı daha sık penetre etmeye başlayan İtalyan temsilcisi, Tibor Pleiss’ın yavaş ayaklarının getirdiği zaaflardan belki de ilk kez faydalanmayı başardı.
Uzundan gelen topa baskının eksikliğinin de büyük yardımıyla köşede konumlanan Ben Bentil’e topu rahatça aktarmaya başlayan ev sahibi ekip, ABD’li oyuncudan arka arkaya gelen üç köşe üçlüğüyle adeta hayat buldu.
İlk üçlüğün ardından Pleiss’ı anında kenara alıp Bryant Dunston‘ı yeniden oyuna dahil eden Ergin Ataman, bu hamleden de sonuç alamayınca bir ara çift hanelere kadar çıkan fark devre bitiminde 3’e inmiş oldu.